İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri: Endüstriyel Tasarım (original) (raw)

İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri: REKLAM ENDÜSTRİSİ

A Wheel for the Cultural Economy in Istanbul: ADVERTISING INDUSTRY Structural Features, Threats, Opportunities and Policy Implications Research Report [December 2010]: Istanbul, in the era of competition, is in need of new economic activities that may produce new employment opportunities and new business fields. Cultural economies, which are considered among new competitive economies, have the potential to respond to this need. Advertising industry is one of the sectors of the cultural economy and it is among the fastest developing sectors of creative industries. It is at the core of television and film fields, and also triggers many creative industries such as music, video and internet. Advertising industry composes 10% of the cultural economy in Turkey, by the number of firms and employment. However, it creates 15% of the cultural economy by turnover, which is a great demonstration of its size. Compared to UK, the advertising expenditure in Turkey is quite small by 2009 but it records a 210% growth in between 2000-2009. The purpose of this study is to examine the potentials of the advertising industry in Istanbul in contributing urban economies. In this study, actors that form the advertising industry are revealed by value chain analyses. The structural features of the industry are examined by exposing the strength and weaknesses, opportunities and threats of the industry. Finally, the policy implications are set up in order to manage the advertising industry.

İstanbul'da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri: FİLM ENDÜSTRİSİ Sektörel Araştırma Raporu

A Wheel for the Cultural Economy in Istanbul: FILM INDUSTRY Structural Features, Threats, Opportunities and Policy Implications Research Report [December 2010]: Istanbul, in the era of competition, is in need of new economic activities that may produce new employment opportunities and new business fields. Cultural economies, which are considered among new competitive economies, have the potential to respond to this need. Film industry is one of the sectors of the cultural economy and it is among the fastest developing sectors of creative industries. In Turkey, besides feature films, TV series have been a great component of the film industry. Therefore, film industry is at the core of television and advertisement fields, and also triggers many creative industries like music and video. The industry rapidly creates employment opportunities and a large added value for production and consumption where visual communication and the new media are dominant. It is historically located in Istanbul, where the entire related actors are mostly located in. The purpose of this study is to examine the potentials of the film industry in Istanbul in contributing urban economies. In this study, actors that form the film industry are revealed by value chain analyses. The structural features of the industry are examined by exposing the strength and weaknesses, opportunities and threats of the industry. Finally, the policy implications are set up in order to manage the film industry.

Endüstriyel Mirası Müşterek Kültürel Alana Dönüştürme Mücadelesi: Gazhane’den Müşterek Haneye

Bir +Bir, Mayıs, 2021

Hasanpaşa Gazhanesi’nin İklim Müzesi ve Kültür Merkezi olarak açılmasının eli kulağında. Bunu büyük ölçüde Gazhane Çevre Gönüllüleri’ne (GÇG) borçluyuz. 25 yıllık mücadeleleri sırasında önayak oldukları dönüşümü Negri-Hardt bilseydi Meclis kitabında örnek diye verirdi. GÇG Gazhane’yi yıkımdan kurtarmakla kalmadı, bir kültür merkezi nasıl müşterek kullanılır, mücadelede mahalle, sanat ve bilim nasıl kol kola ilerler, yerel ile enternasyonal nasıl bir araya gelir, somut örneklerle hayata geçirdi. Şimdi talepleri net: Gazhane, asli öznelerini kapsayan bir meclis tarafından yönetilsin. Mekânın sahibi İBB bunun için kolaylaştırıcı rol oynasın. Gazhane’nin ve örgütlenmenin uzun soluklu hikâyesini GÇG’nin üç üyesinden dinliyoruz. Söyleşi: Ulus Atayurt Konuşmacılar: Nesrin Uçar, Işık Demirtaş ve Eda Yiğit

Kobi’ler İçin Tasarım Projesi Endüstriyel Tasarım Tescilli Ürünler Yaratmaya Devam Ediyor

İTÜ Vakfı Dergisi, Türkiye’de Patent özel sayısı, Sayı 62, 2013

Üniversiteler de Patent Sahibi Olacak "Hazırlamış olduğumuz tasarıyla üniversitelerin de patent sahibi olmasının yolunu açıyoruz. Böylece üniversitelerdeki buluşların çok daha etkin bir şekilde korunmasının ve ticarileştirilmesinin önünü açmış olacağız. Bu buluşlardan elde edilen gelirin en az yüzde 30'u öğretim üyesinin olacak. Bu düzenlemeyle, akademisyenlerimizin ticarileştirme zorluklarından ötürü patent başvurusu yapma konusundaki çekincelerini gidermiş ve üniversitelerimizdeki mevcut buluş potansiyelini ortaya çıkarmış olacağız…"

Kültür Endüstri̇ Etki̇si̇nde Çağdaş Sanat Ve Türki̇ye’Deki̇ Yansimalari Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi, 2021

Yirminci yüzyılda kapitalizm kültürü ve endüstriyi sanayileştirmiş, toplumu endüstriyel bir ürün haline getirmiştir ve bunun sonucunda kültür endüstri kavramı ortaya çıkmıştır. Kültür endüstrisi toplumsal yaşayış şekli dâhil olmakla birlikte sanat, felsefe, mimari ve edebiyat gibi alanlarda değişimler meydana getirmiştir. Kitle iletişim araçları ile uluslararası sınırlar ortadan kalkmış ve küreselleşme ile birlikte ülkeler arası kültürel ve ekonomik etkileşim artmıştır. Bu durum sanat ve ekonomiyi karşı karşıya getirerek bir pazar ortaya çıkarmıştır. Bu pazar günümüz sanat anlayışını ve ortamını etkilemektedir. Çalışmanın amacı kültür endüstrisi olgusunun çağdaş sanat üzerindeki etkilerini ele alarak Türkiye’de günümüz sanatındaki yansımalarını incelemektir. Buna ek olarak, kültürel etkinlikler ve sanatsal ürünler üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu araştırmada literatür tarama yöntemi sonucu elde edilen bulguların özetlenip yorumlandığı, nitel araştırma yöntemlerinden biri ola...

Aşırılığın Üretimi Bağlamında Kültür Endüstrisi

Giriş Özellikle 1990'ların başından itibaren kitle iletişim ve medya hakkında yazılan yazıların başında günümüzde kitle iletişim araçlarının gittikçe artan önemine vurgu yapılıyor ve ardından bunun etkileri tartışılmaya açılıyordu. Şimdi ise bu etkiler artık o zamanki söylemin de çok daha ötesine geçmiş ve tahmin edilenin daha da üstünde bir etki yaratmış durumda. Radyodan beri kitle iletişim alanındaki her türlü gelişmeyi şaşkınlıkla takip eden insanoğlu şu anda geldiği noktayı algılamakta zorluk çekiyor. Gelişmeler son derece hızlı ve baş döndürücü. Şu anda kitle iletişim araçlarının her birinin denetimi çok daha güçlü ve sanki hepimiz geçmişten daha da fazla bir oranda Big Brother tarafından izlenmekteyiz. Üstelik daha özgür olduğumuzu ve her şeye sahip olabileceğimizi sandığımız hedonist bir tavır içinde yaşayarak bunu yapıyoruz. Belki Geleceğe Dönüş 1 filminde kurgulanan tarihe ulaştık ve arabalarımız hâlâ uçmuyor ama biz toplumsal anlamda her geçen gün daha da aşırılaşıyor ve farklıLaşıyoruz. Dünya çılgın bir seyir aldığına göre biz de dünyaya ilişkin çılgın bir bakış açısı edinmeliyiz. (Baudrillard, 1998:5) Jean Baudrillard'ın Kötülüğün Şeffaflığı kitabının başında yazan bu cümle, içinde yaşıyor olduğumuz toplumsal düzeni net bir biçimde ifade ediyor. Aslında Baudrillard bunu Orji sonrası hal olarak tanımlıyordu: Orji, tam da modernliğin patladığı andır; her alandaki özgürlüğün patladığı andır: politik özgürleşme, cinsel özgürleşme, üretici güçlerin özgürleşmesi, yıkıcı güçlerin özgürleşmesi, kadının çocuğun, bilinçdışı itkilerin özgürleşmesi, sanatın özgürleşmesi. (Baudrillard, 1998:9) Gerçekten de özgürlüklerin patladığı bir çağda yaşıyoruz. Ancak bu patlama herkesin, her şeyin ya da her yerin artık özgür olduğu anlamına gelmekten çok, bir aşırılığa gönderme hemen hemen yok gibi. Bu yüzden daha fazla tüketim adına söyleyemeyeceği yalan, edemeyeceği vaat kalmıyor. Dolayısıyla, sistemin boşluk buldukça önümüze daha ciddi ve tehlikeli örneklerle geleceği kesin. Bizim burada gerek tüketici bireyler gerekse sosyal bilimciler olarak takınmamız gereken tavır ise daha eleştirel bir bakış açısı olmalı. Kaynakça Adorno, Theodor ve Horkheimer, Max, (1996) Aydınlanmanın Diyalektiği II, Çev. O. Özügül, Kabalcı, İstanbul: Kabalcı. Adorno, Theodor,(2003)"Kültür Endüstrisini Yeniden Düşünürken", Cogito Adorno Özel Sayısı içinde, çev. B.O. Doğan, Cogito, sayı 36, İstanbul: YKY.