ÖĞRENME, ÖRGÜTLERDE ÖĞRENME, ÖĞRENEN ORGANİZASYONLAR TERİMLERİNİN TANIMI VE KAVRAMSAL AYIRIM (original) (raw)
Related papers
Uygarlık tarihinde toplumların kendilerini topyekün değiştirdikleri, yepyeni ve beklenmedik birbiçime girdikleri dönemlere rastlanmaktayız.
ÖĞRENEN ORGANİZASYONLAR VE KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ: KARABÜK BÖLGESİ ÖRNEĞİ
Çalışmanın amacı kurumsal girişimcilik ile öğrenen organizasyon kavramları arasındaki ilişkiyi belirleyebilmektir. Bu amaçla Karabük ili bölgesinde, tekstil, demir-çelik ve imalat sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerden anket yöntemiyle veriler toplanmıştır. Hipotezler belirlenmiş ve yapılan analizler sonucunda kurumsal girişimcilik ve alt boyutu olan proaktiflik ile öğrenen organizasyonlar arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Kurumsal girişimciliğin rekabetçi agresiflik boyutu ile öğrenen organizasyonlar arasında anlamlı bir ilişki belirlenememiştir. Faaliyet gösterilen sektör ile öğrenen organizasyonlar arasındaki ilişki incelendiğinde sektöre göre anlamlı farklılıklar gözlemlenmiştir. Bu çalışmanın, örgütün iç dinamikleriyle ilgili olan kurumsal girişimcilik ve öğrenen organizasyon kavramları arasındaki ilişkiyi incelemesi bakımından literatüre katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
ÖĞRENEN ÖRGÜTLER: KAVRAMSAL BİR DEĞERLENDİRME
Conference: Hodja Akhmet Yassawi International Conferences on Scientific ResearchAt: Nakhchivan, Azerbaijan, 2021
Günümüz kurumlarının hızla değişen ve gelişen dinamik çevreye ayak uydurması adeta bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu dinamik çevrede kurumsal sürdürülebilirliği sağlamak canlı bir organizmanın hayatta kalma mücadelesine benzemektedir. Canlı bir organizmanın hayatta kalabilmesi çevresel değişimlere ayak uydurabilmesiyle alakalıdır. Bu kapsamda kurumlar da çevresine ayak uydurabildiği sürece sürdürülebilirliklerini sağlayabilmektedirler. Diğer yandan bu hızlı ve dinamik süreç kurumların bazı problemler yaşamasına sebebiyet verebilmektedir. Bu kapmsada kurumların olası krizleri yönetme konusunda yeterli kapasite veya yedek stratejilere sahip olmadığı ve savunmasız kalabildikleri bilinmektedir. Bu doğrultuda gündeme gelen kavramlardan biri de öğrenen örgütlerdir. Öğrenen örgütler kavramı; yönetim, psikoloji ve beşerî bilimler literatüründe oldukça popüler hale gelmiştir. Bu kavram bir kurumun süregelen iş akışı içinde deneyimlediği olaylardan sonuç çıkarmasını, bu sonuçların dinamik çevreye adaptasyonda kullanılmasını, personel gelişimini gözeten bir sistemin mevcudiyetini ve nihai olarak kendini yenileyen proaktif bir kurumu ifade etmektedir. Ayrıca öğrenen örgütler; organizasyonel gelişim, deneyim kazanımı ve kurumsal büyüme ile ilişkilendirilmektedir. Bu kapsamda birçok kurumun üst yönetimi bu kavramın; kurumsal öğrenme biçiminin, etkinliğinin, yenilik yapma ve büyüme potansiyelinin kilit bir göstergesi olduğunu düşünmektedir. Öğrenen örgütler ile ilgili mevcut literatüre bakıldığında büyük bir bölümünün özel sektör işletmeleri ile ilgili olduğu görülmektedir. Buna karşın kamu sektörü ile ilgili çalışmalar da mevcuttur. Bu kapsamda çoğu çalışmada "öğrenen işletme" ifadesi kullanılmasına rağmen kamu sektörü ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlarının kendilerini işletme/şirket olarak görmedikleri gerçeğinden hareketle çalışmada "kurum/örgüt" kelimesi tercih edilmiştir. Bu çalışmanın amacı organizasyonel bir bakış açısıyla öğrenen örgüt literatürünün incelemesini yapmaktır. Çalışmada ilk olarak öğrenen organizasyon literatüründe bulunan bazı tartışmalı hususları incelenmiş olup ve sonrasında örgütsel öğrenme ile öğrenen örgüt kavramları arasındaki temel farklılıklar ele alınmıştır.
ÖĞRENEN ORGANİZASYON KAVRAMI VE EMNİYET TEŞKİLATINDA UYGULANMASI, (2014), Gözübenli, M. ve Şahin, İ.
Güvenlik Sektöründe Taktiksel Yöneticilik, 2014
Özet Yaşam, doğası gereği sürekli öğrenmeyi ve gelişmeyi gerekli kılmaktadır. Günümüzde öğrenmek ve gelişmek bir lüks olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelmiştir. "Öğrenen Organizasyon", Beşinci Disiplin kitabının yazarı ABD Mas-sachusetts Institute of Technology öğretim görevlisi Peter M. Senge tarafından geliştirilmiş ve dünyaya tanıtılmış bir sistemdir. Bir organizasyonda, tüm bireylerin öğrenme faaliyetinin içinde bulunması ve bilginin organizasyon içerisinde etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayan organizasyonlar, "Öğrenen Organizasyonlar" olarak adlandırılmaktadır. Öğrenen Organizasyonlar; bireylerin ger-çekten varmak istedikleri sonuçlara ulaşmak için sürekli olarak kapasitelerini geliştirdiği, yeni ve geliştirici düşünce yöntemlerinin teşvik edildiği ve insanların sürekli birlikte öğrenme yöntemlerini öğrendiği organizasyonlardır. Öğrenerek kendini güncelleyen, değişen ve kendini yenilemeyi başaran Öğrenen Organizasyonlar, amaçlarını daha kolay elde edebilmekte, uygulamak istediklerini daha çabuk gerçekleştirebilmektedir. Öğrenen organizasyonların en önemli özellikleri, yeni yaklaşımları deneme, geçmişe ait tecrübelerden öğrenme, öğrenmeyi öğrenme, bilgi yaratma ve bilgi paylaşımı, sinerji yaratma ve sürekli iyileştirmedir. Bu çalışmada ilk önce "Öğrenen Organizasyon" kavramı ve özellikleri incelenmiştir. Ardından, Öğrenen Organizasyon olmanın Emniyet Teşkilatı açısından önemi anlatılmıştır. ALINTILAMA ÖNERİSİ: Gözübenli, M. ve Şahin,İ. (2014), Öğrenen Organizasyon Kavramı ve Emniyet Teşkilatında Uygulanması, Harmancı, F. M.; Gözübenli, M.; Dağlar, M. (Ed.), "Güvenlik Sektöründe Taktiksel Yöneticilik," içinde (s. 263-291). Nobel Yayınevi, ISBN:978-605-133-987-0
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021
Günümüz rekabet ortamında hızla değişen koşullara sahip olan otel işletmelerinin ayakta kalabilmesinin yolu bir ölçüde sürekli öğrenme, öğrenen bir organizasyon olabilme, bilgiyi elde etme, paylaşabilme ve yenilikçi olabilme çabalarına bağlıdır. Bu noktadan hareketle çalışmanın amacı, otel yöneticilerinin öğrenme yönelimliliği ile yenilik performansları arasında bir ilişkinin var olup olmadığını incelemek olarak belirlenmiştir. Bu amaç gözetilerek hazırlanan anket formu, Antalya ilinde faaliyetlerine devam eden 11 otelin 151 yöneticisine uygulanmıştır. Çalışmada öğrenme yönelimliliğinin alt boyutlarından "paylaşılan vizyon", "açık fikirlilik" ve "bilgi transferi" alt boyutlarının yenilik performansı üzerinde etkili olduğu sonucuna varılmıştır.
BĠLGĠ VE ÖĞRENME ÜZERĠNDE TARTIġMALAR VE KAPSAYICI BĠR KAVRAM OLARAK ÖRGÜTSEL ÖĞRENME YÖNETĠMĠ
Bu çalışmada “Örgütsel öğrenme yönetimi” kavramıyla bilgiye dayalı varlıkların etkin biçimde yönetimini gerçekleştirecek bir model sunulmaktadır. Bu modelde işletme stratejisi, yapı, kültür, çevre, BT vs. içeren örgütsel öğrenme bağlamı ve örgütsel öğrenme ilişkisinin yanı sıra bağlamsal faktörleri dikkate alarak oluşturulan bilgi/öğrenme stratejisi doğrultusunda gerçekleşen örgütsel öğrenme süreci örgütsel performans ilişkisi kuramsal olarak sunulmaktadır. Bu çalışma, takip eden üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda sözü geçen kavramların kuramsal olarak incelenmesi ve bu dört kavramın karşılaştırılması, ikinci kısımda öğrenme yönetimi bağlamında tartışmaya açılan model sunulmaktadır. Son kısımda ise çalışmanın uygulayıcılar ve akademisyenler açısından sonuçları ve gelecekteki çalışmalara sunduğu katkı ifade edilmektedir.
INCES 2019 Full Text Book, 2019
ÖZET: Araştırmanın amacı, örgütsel öğrenme disiplinlerinden olan kişisel ustalığın öğretmen algıları açısından incelenmesidir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseni tercih edilmiştir. Çalışma grubu, amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemi ile belirlenmiştir. Toplamda 21 öğretmen çalışma grubunu oluşturmaktadır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmıştır. Görüşmede katılımcılara beş soru sorulmuştur. Veriler içerik analizi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda katılımcı öğretmenlerin vizyonunun iyi bir öğretmen olmak olduğu ortaya çıkmıştır. Katılımcı öğretmenlere göre, kişisel ustalığa ulaşmalarında; kendileleri, öğrenciler, ve eğitim sisteminden kaynaklanan engeller vardır. Öğretmenler kişisel ustalık vizyonuna ulaşmak için, ilkelerinin-değerlerinin iyi bir insan yetiştirmek, mesleği sevmek ve yeni yetenek alanı keşfetmek olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuçlara göre önerilerde bulunulmuştur. Anahtar sözcükler: öğrenen organizasyon, kişisel ustalık, örgütsel öğrenme. ABSTRACT: The aim of the study is to examine the personal mastery which is one of the organizational learning disciplines in terms of teacher perceptions. Phenomenology design, one of the qualitative research methods, was preferred in the study. The study group was determined with the maximum diversity sampling among purposeful sampling methods. A total of 21 teachers are working groups. Data were collected by semi-structured interview technique. Five questions were asked to the participants. The data were analyzed by content analysis. As a result of the analysis, it was revealed that the vision of the participating teachers was to be a good teacher. According to the participant teachers, in reaching personal mastery; There are barriers arising from themselves, students, and the education system. Teachers have emerged that the principles-values to achieve personal vision of mastery are to train a good person, to love the profession and to discover new talent. Suggestions were made according to the results. Key words: learning organization, personal mastery, organizational learning. GĠ RĠ ġ İçinde bulunduğumuz çağ bilgi çağıdır. Bilgi çağının en önemli özelliği, hızlı değişimdir. Okulların bu hızlı değişimle başa çıkabilmek için daha yaratıcı ve yenilikçi olmaya (ChanLin, Hong, Horng, Chang ve Chu, 2006) ve şu anki anlayışlarını geliştirmeye (Korkmaz, 2006) ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacı gidermenin yolu olarak da okullarda öğrenen örgüt paradigmasına uygulanması gösterilmektedir (Korkmaz, 2006; Silins ve Mulford, 2002). Öğrenen örgüt, değişmek için öğrenen örgüttür. Öğrenme birey, takım ve kurum düzeyinde olur. Örgüt, değişimi yakalayabilmeyi, kendini yenilemeyi ve güncel olabilmeyi öğrenme sayesinde başarır (Töremen, 2001). Öğrenen örgüt kavramını ilk olarak ortaya koyan Senge (2006), öğrenen örgütlerin beş temel özelliğini; sistem düşüncesi, kişisel ustalık, zihinsel modeller, paylaşılan vizyon ve takım halinde öğrenme olarak belirlemiştir. Senge, bu beş özelliği şu şekilde açıklamıştır: Kişisel ustalık, çalışanın sürekli öğrenmesi sonrası işini en üst düzeyde yapabilir hale gelmesidir. Zihinsel modeller, davranışı yönlendiren varsayımlar, genellemeler, hatta resimler ve imgelerdir. Paylaşılan vizyon, çalışanların uyumlu bir şekilde işbirliği yapmasını sağlayan ortak hedefleridir. Takım halinde öğrenme, diyalog ile başlayan, bir takımın bireylerinin varsayımlarını askıya almasını ve gerçek bir birlikte düşünme eylemine katılmasını sağlayan kapasitedir. Sistem düşüncesi ise bu beş özelliğin ayrı ayrı değil tümümün birlikte işe koşulmasıdır.
SİİRT JOURNAL OF EDUCATION, 2021
Bu araştırmanın amacı, ilkokul ve ortaokulda çalışan öğretmenlerin örgütsel sinizm düzeylerini belirlemektir. Nicel bir araştırma olan bu çalışmada betimsel-tanımlayıcı (descriptive) tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2018-2019 eğitim öğretim yılında Kahramanmaraş ili Türkoğlu ilçesinde resmi ilkokul ve ortaokullarda görev yapan 170 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada, Helvacı ve Çavdar (2017) tarafından geliştirilen Örgütsel Değişim Sinizmi Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS istatistik programı kullanılmıştır. Öğretmenlerin örgütsel değişime karşı tutumlarının incelenmesinde aritmetik ortalama, yüzdelik ve standart sapma hesaplamalarından yararlanılmıştır. Bu tutumlarının öğrenim durumuna, cinsiyetine, medeni durumuna, öğretmenlikteki kıdemine, eğitim kademesine, okulundaki görev süresine ve okulundaki öğretmen sayısına göre anlamlı bir farklılığın olup olmadığı araştırılmıştır. Yapılan analizler neticesinde elde edilen bulgulara göre Kahramanmaraş ili Türkoğlu ilçesindeki ilkokul ve ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel değişim sinizmine yönelik tutumlarının bilişsel ve duyuşsal boyutta ‘orta’ düzeyde olduğu; davranışsal boyutta ise ‘düşük’ düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bağımsız değişkenlere göre incelendiğinde yalnızca cinsiyete göre anlamlı bir farklılık bulunmuş ve kadın öğretmenlerin değişime karşı daha az sinik tutum gösterdiği tespit edilmiştir.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında bilgisayar ve genel ağ önemini giderek artırmaktadır. Bilgisayar ve genel ağdaki hızlı gelişim beraberinde pek çok problemi de ortaya çıkarmaktadır. Bu problemlerden biri de yabancı dil kökenli bilgisayar ve genel ağ terimlerinin Türkçeye yerleşmeye başlamasıdır. Bu çalışmada Türkçe öğretmeni adaylarının bilgisayar ve genel ağ terimlerinin Türkçe karşılıklarını bilme yeterlikleri incelenmiştir. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde öğrenim gören 240 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Çalışmada veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan “Yabancı Kökenli Bilgisayar ve Genel Ağ Terimlerinin Türkçe Karşılıklarını Bilme Yeterlik Ölçeği” aracılığıyla toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde frekans ve yüzde gibi tanımlayıcı istatistik yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda Türkçe öğretmeni adaylarının bilgisayar ve genel ağ terimlerinin Türkçe karşılıklarını yeterli düzeyde bilmedikleri tespit edilmiştir. THE COMPETENCY COGNITIONS OF PRE-SERVICE TURKISH LANGUAGE TEACHERS ABOUT THE TURKISH PROVISIONS OF COMPUTER AND INTERNET TERMS Abstract In today’s information era, computer and internet are getting more and more important. The rapid development of computers and internet brings out many problems with it. One of these problems is that terms of computer and internet start to be adapted into Turkish language. In thıs study, the competence cognitions of the pre-service Turkish Language Teachers about the Turkish provisions of the computer and internet terms are analyzed. Scanning method is used in the study. The sample of the study is formed of 240 pre-service teachers. The data was obtained with “Recognizing Turkish Correspondences of Computers and Internet Terms” scale developed by the researchers. Statistical methods such as frequency and percentage were used in the analysis of the obtained data. According to the results of the study, it was determined that the pre-service Turkish language teachers are not competent about the Turkish provisions of computer and internet terms.