Geleneksel Tarzlar, Modern Modeller: Resmî, Resmî Olmayan Eğitim ve Somut Olmayan Kültürel Miras (original) (raw)
Related papers
Geleneksellik, Modernleşme ve Kırsal Miras
Kırsal alan geleneksel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması bakımından önemli bir kaynaktır. Toplumların yüzlerce yıldan beri yaşantılarıyla ortaya çıkardığı değerlerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması konusu dünden daha fazla bugünün, bugünden daha fazla geleceğin konusudur. Bu bakımdan geleneksellik ile modernleşmenin uyum içinde birlikte ele alınması konusu bugün son derece önemlidir. Her iki sosyolojik olgunun birlikte ele alınarak toplumu değerli kılan ve toplumsal yaşama değer katan geleneksel değerlerin korunması üzerinde önemle durmak gerekmektedir. Bu nedenle geleneksel değerlerin özgünlüğünün korunmasında önemli bir işlevi olan kırsal alanların; üretime, ekonomiye, çevre korumaya, bioçeşitliliğe ve özgün kültürün yaşatılmasına olan katkısı mutlaka dikkate alınmalıdır. Sürecin beklentileri karşılayacak sonuçları ortaya çıkarması için; konu uygun politikalarla ve bütünsel bir yaklaşımla ele alınmalı, konuyla ilgili paydaşların eşgüdüm içinde çalışması gereklidir.
Kültürel Bir Miras Olarak Divânü Lûgati̇’Ttürk’te Di̇l ve Kültür Öğretimi Materyalleri
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
Kâşgarlı Mahmûd’un yazdığı Divânü Lûgati’t Türk, Türk dili ve kültürü açısından son derece önemli bir eserdir. Kâşgarlı Mahmûd bu eseriyle Türk dilinin ne kadar zengin bir dil olduğunu, hatta Arapça’dan bile daha zengin bir yapısının olduğunu ispatlamıştır. Günümüzden yaklaşık bin yıl önce yazılan Divânü Lûgati’t Türk, Türkçenin ilk sözlüğü olmaktan öte pek çok araştırmacının tarihi ve kültürel başvuru kaynaklarının da ilklerindendir. Bu makalede, Divânü Lûgati’t Türk’te kullanılan materyaller üzerinde durulmuştur. Dil öğrenen insanların ilgisini sürekli canlı tutmanın en doğal, geçerli, gerçekçi ve kolay yolu onların ilgilerini çekecek materyaller kullanmaktır. Çalışma tarama modelinde olup doküman incelemesine dayalı olarak yapılmıştır. Bu amaçla, önce Divânü Lûgati’t Türk(DLT) taranarak çağının eğitim materyali sayılabilecek bütün atasözü, beyit ve manzum parçalar, efsaneler, ayetler, hadisler, ikilemeler, renk unsurları fişlenmiş, daha sonra elde edilen malzeme türlerine göre sınıflandırılarak değerlendirilmiştir. Kâşgarlı Mahmûd soyut kavramları canlandırabilmek için savları kullanmış, anlatımına güç katmıştır. Yine savların uyaklı oluşundan, karşıtlama özelliğinden mümkün olduğunca faydalanmıştır. Kelimelerin manalarını daha iyi anlatmak, bazı dil bilgisi kurallarını öğretmek amacıyla, ses ahenkleriyle ve ritmin duygusuyla okuyucuların dikkatlerini canlı tutmak hem de kolaylıkla hatırlanabilecek özellikte oldukları için dörtlük ve beyitleri kullanmıştır. Dil ve kültürü, kültürün önemli hazineleri olan efsanelerden örnekler vererek anlatmış, böylece hem Türk kültürünü ve inanışlarını Araplara tanıtmış hem de dikkat çekmiş ve kelimelerin daha iyi kavranmasını sağlamıştır.
20. yüzyılın ikinci yarısından, yani 1950-60'lardan itibaren başlayan tartışmalar sonucunda, 17 Ekim 2003 tarihinde, Paris'te yapılan 32. UNESCO Genel Kurulu Toplantısı'nda "Dünyada Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi"nin benimsenmesi oylamaya sunulmuştur. Bu sözleşmenin amacı; bütün dünyada yaşatılmakta olan halk bilgisi yaratmaları, bilgi ve sanatsal ifadeleri yaşatmada kullanılacak uluslar arası bir çerçeve oluşturmaktır. Oylamadan sonraki basın açıklamasını yapan ve aynı zamanda toplantıya başkanlık eden Cezayirli temsilci Muhammed Bedjaoui, ilk şekli imzalanan ve üye ülkelerin incelemeleri sonucunda son şekline kavuşacak olan anlaşmanın içeriği hakkında yaptığı açıklamada; "Bütün karmaşık yapısına rağmen, somut olmayan kültürel miras kavramı, toplumların kültürel kimliklerini anlamada bir anahtar kavram olarak herkesin benimsediği ve sonuçta kendini kabul ettiren bir kavram olmuştur" demiştir (Brown; 2004: 1). Türkiye adına söz konusu toplantıya Kültür Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve UNESCO Türkiye temsilcileri yanında, halk bilimi uzmanı olarak Prof. Dr. Öcal Oğuz katılmıştır. Söz konusu toplantıda imzalanan sözleşme, halk bilimi araştırmaları ve müzecilik alanında çok yeni gelişmelerin oluşmasını sağlayacak niteliktedir. Çünkü adı geçen sözleşmeye konu edilen "Somut Olmayan Kültürel Miras" esası itibariyle halk bilimi alanının araştırdığı ve incelediği konulardan oluşmaktadır. Bildirimiz ana hatları bakımından iki temel kavramdan, yani "somut olmayan kültürel miras " ve "müze" kavramlarından hareketle, söz konusu mirasın neden ve nasıl korunması ve nasıl müzelenmesi gerektiği sorunlarının tartışılması, bu konudaki sorunlar, bunlara çözümler ve çeşitli ülkelerde bu iki ana kavram üzerinde yapılan tartışmalar hakkında olacaktır. Burada belli bir ülke veya grup yaklaşımını teklif etmekten çok, farklı toplumların konuya yaklaşımlarını sergilemek ve bu suretle somut olmayanın ne olduğu, neden ve nasıl korunması gerektiği ve neden müzelenmesi gerektiğini açıklamak asıl amaçtır. Bildirimizin sonunda ise, bizim tekliflerimiz bir sonuç olarak sunulacaktır. Prof. Dr. Öcal Oğuz'un Milli Folklor Dergisi'nin 60. sayısında "Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi" (Oğuz; 2003: 247-253) hakkında yazdığı ilk yazı ve daha sonra
Somut Olmayan Kültürel Miras Kapsamında Geleneksel El Sanatları Ve Kültür Ve Turizm Bakanlığı
Turkish Studies, 2015
Sözleşmesi"ne 27 Mart 2006 tarihinde resmen taraf olmuştur. "Toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar" şeklinde tanımlanan somut olmayan kültürel miras kavramının alanları, doğumdan ölüme kadar insan yaşamında yer alan ve kısaca her türlü maddi ve manevi kültür ögelerini araştıran, derleyen, değerlendiren ve çıkarımlar yapan bir bilim dalı olan Halkbilimi'nin konuları ile de paralellik göstermektedir. Burada sözü edilen kültürel miras, kısa bir zaman dilimi içerisinde oluşan değil, insanlığın var oluşundan bu yana süregelen bir mirası ve bu mirasın korunmasını ifade etmektedir. Bu bağlamda, söz konusu sözleşmede, somut olmayan kültürel mirasın alanları, somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler, doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar ve el sanatları geleneği olmak üzere beş başlık altında toplanmıştır. Somut Olmayan Kültürel Miras ile ilgili iş ve işlemlerin (politikaların) ülkemizdeki icracı birimi Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğüdür. Adı geçen Genel Müdürlük, Somut Olmayan Kültürel Miras ile ilgili iş ve işlemleri, Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine dayalı olarak hazırlanan yönetmelik ve yönergelerle ve başta Bakanlığın taşra teşkilatı olan İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri olmak üzere, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Milli Eğitim Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, üniversite gibi kurumlarla işbirliği içerisinde yürütmektedir. Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Somut Olmayan Kültürel Miras: Eğitim Odaklı Girişimlerin Ortak Planlanmasına Doğru (Çeviri)
Kültürel Miras Yönetimi, Grafiker Yayınları, 2019
Bu makale, Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) alanında yenilikçi eğitim girişimlerinin nasıl tasarlanacağını tartışmaktadır. Bu alan, özellikle de yok olma tehlikesi altındakiler olmak üzere, en özgün somut olmayan sanatsal ifadelerin bir kısmını korumak ve yaymak için öncelikli olması bakımından ilginçtir. Şimdiye kadar bu kültürel ifadeler, esas olarak taklit ve sözlü geleneklerle aktarılmıştır; dolayısıyla, son dönem teknolojileri bu ifadeleri koruma ve belgelendirmede önemli bir rol oynayabilir. Teknoloji ile Güçlendirilmiş Öğrenme (Technology Enhanced Learning) (TEL) alanında son yıllarda yapılan tartışmadan yola çıkarak, bu makale, SOKÜM eğitiminde yenilikçi öğrenme/öğretim etkinliklerinin işbirlikçi tasarımını ve planlamasını desteklemeyi amaçlayan BİT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) tabanlı bir aracı açıklamaktadır. Bu makale, bu tür bir aracın ana işlevlerine genel bir bakış sunarken, Teknoloji ile Güçlendirilmiş Öğrenme yaklaşımları, teknikleri ve araçlarının SOKÜM eğitimini sürdürebilmek için nasıl verimli bir şekilde kullanılabileceğine dair birtakım fikirler sunmaktadır.
Teksti̇l Ve Moda Tasariminda Gelenekseli̇n Yaşatilmasi
Folklor akademi dergisi, 2020
Textile handicrafts, which acquire a prominent place amongst other traditional arts, face the danger of extinction just like the other handicrafts. Our traditional textiles, which are taciturn means of communication through their etno-cultural identity and which entail regionally different characteristics, are important for textile and fashion designers in order to advocate our values and history and to convey these into present day by preventing them from extinction, It is important that a textile or a fashion designer should have awareness of traditions and recognition of cultural sustainability. Thus the aim of this study is to withstand against the degeneration of textile production traditions at the hands of incompetent manufacturers and to inform designers working in the fashion sector about the traditional materials and applications For this, collections both inside and outside our country have been sampled and the focus of cultural diversity and locality has been pointed out.
Art-e Sanat Dergisi, 2019
Kültürel antropolojide alan çalışmasının yazılı bir ürünü olan etnografya, araştırmacının alanında olma zorunluluğu taşımaktadır. Ayrıca alan araştırması yöntemi, genellemelerden çok derinlemesine ayrıntıların ortaya koyulduğu bir yazındır. Bunun yanında amaçlanan konunun yapısal işleyişi, temsil edilişleri hakkında yazmaktır (Erickson, 1984:53). Bu kritik çalışmanın tekrarı yoktur ve öncesinde iyi planlanması tüm çalışmayı doğrudan etkiler. Bu plan dahilinde etnograf alanda verimli çalışabilir. Tüm verilerin toplanması sonrası da kodlama, tasnif ve kuramsal yorumlamalar da çalışmanın zenginliğini ifade eder. Bu çalışma somut olmayan kültürel mirasın tespitinde, saha çalışması öncesi ve sonrası uygulamalara değinerek, kritik önemini vurgulamak amacı taşımaktadır. Ayrıca saha çalışması öncesi ve sonrası izlenecek aşamalarda detaya girilmektedir.
Somut Olmayan Kültürel Mirasla Zenginleşen Kültürel Deneyimler
Futourism, 2017
Toplumların geçmişten bugüne yaşanmışlıklarını yansıtan değerler “kültür” olarak ifade edilmektedir. Kuşaktan kuşağa aktarılarak süregelen kültürel birikme ise kültürel miras olarak tanımlanmaktadır. Mekâna ve zamana karşı aidiyet hissi uyandıran bu değerler bütünü, yalnızca somut unsurlar olarak düşünülmemelidir. Somut kültürel unsurlar etrafında biçimlenmiş, topluluklara has özgün kültürel uygulamalar olan ve kültürün manevi boyutunu ifade eden somut olmayan kültürel miras değerleri de kültür olgusunun ayrılmaz parçalarıdır. Kültürün her biçimi turizm sektöründe kültür turizmi faaliyetlerine kaynak oluşturmaktadır. Bu durum, kültür turistlerinin farklı kültürel deneyimler arayışı ile ilişkilendirilebilir. Turistlerin arzu ettikleri kültürel deneyimi yaşayabilmeleri ziyaret ettikleri destinasyonda özgün birtakım kültürel uygulamalarla karşı karşıya kalmalarına bağlıdır. Dolayısıyla maddi kültürle etkileşim sonucu oluşmuş ilgi çekebilecek nitelikteki eşsiz kültürel uygulamalar olan somut olmayan kültürel miras unsurları kültür turistlerinin “akılda kalıcı” ve “etkili” kültürel deneyimler yaşamasına hizmet edebilecek kaynaklar olarak değerlendirilebilir. Bu araştırmada, kültür turizmi deneyimlerinde somut öğelerin yanı sıra somut olmayan kültürel miras öğelerinin de önem taşıdığı düşüncesinden yola çıkılarak somut olmayan kültürel miras unsurlarının turistlerin kültürel deneyimlerini zenginleştirdiği varsayımıyla kültür turizmi, somut olmayan kültürel miras ve kültür turistleri bağlamında kapsamlı literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Araştırma, kuşaktan kuşağa aktarılarak korunmaya ihtiyaç duyan somut olmayan kültürel miras unsurlarına kültür turizmi faaliyetlerinde daha çok yer verilmesi gerektiğini vurgulaması ve bu gerekliliği açıklaması sebebiyle önem taşımaktadır.
Kültüri̇çi̇ Bi̇r Değerlendi̇rme: Toplumsal Normlar Ekseni̇nde “Müzi̇ksel Terci̇h”
2014
Bir davranışın, belli bir etkenler bütünüyle ilişkili olduğu ve bu etkenler nedeniyle ortaya çıktığını savunan bu çalışmada, müziksel tercih süreci toplum merkezci (sociocentric), otoriter bir yetke olarak toplumsal normlar ile; iradi, benmerkezci (egocentric), 'özgürlük' kavramlarıyla ilişkilendirilecek ve usavurma yöntemiyle irdelenecektir. Birey, müziksel tercihlerinde mutlak bir özgür iradeye sahip mi? Tercih sürecinde, ait olduğu topluluğun siyasal, sosyolojik ve kültürel bir baskısını yaşıyor mu? Gibi soru(n)lar zihinde tutularak, müziksel tercihlerin bireysel eksende nasıl biçimlendiği anlamaya çalışılacaktır. Dolayısıyla bu makale; sosyal bilimlerin düşünce sistematiğini izleyerek, anlatım yerine anlamayı önceller.