Tezer Özlü’nün Romanlarını Kadın, Beden ve Kimlik Bağlamında Okumak (original) (raw)
Related papers
Tezer Özlü Yazınında Kadınlık Durumu ve Öznenin Varoluş Umudu
Monograf, 2019
Öz Bu çalışmanın amacı, Tezer Özlü'nün Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk anlatılarındaki umutlu varoluşu ve kadın öznenin inşasında umut kavramının işlevini incelemektir. Tezer Özlü' de tasarı ve eyleme kaynaklık eden umut, öznenin tahakküm ilişkilerini sorgulama ve sınırları aşma istencini yansıtmaktadır. Umudun temsilinde öne çıkan özgürleşme, direnme, iyileşme gibi izlekler benliğin parçalara ayrılma ve yeniden kurulma süreçlerini belirle-mektedir. Varoluşçuluk, Özlü'nün edebiyatını etkileyen bir felsefe olarak özne olma talebinin çerçevesini oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra Özlü'nün insan anlayışı, toplumun yaşadığı krizlere tanıklığı ve sisteme getirdiği eleştirilerde varoluşçu olduğu kadar feminist bir söylem kurduğu görülmektedir. Yazar, ka-dın kimliğini geleneksel rollerden bağımsız olarak inşa ederken erkek egemen toplumla hesaplaşma içindedir. Bu bakımdan Simone de Beauvoir'ın kavram-sallaştırdığı varoluşçu feminizm, Özlü'nün metinlerindeki kadınlık durumu ve umutlu varoluş ilişkisini açıklamada önemli bir kaynaktır. Tezer Özlü metinleri-ne bu gözle bakıldığında kendilik arayışının bir umut potansiyeli olarak anlam-landırılabileceği görülecektir.
Tezer Özlü ve Leylâ Erbil'in Romanlarında Varoluşçuluk
İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2019.
EXISTENTIALISM IN NOVELS OF TEZER ÖZLÜ AND LEYLA ERBİL MELIHA YONCA ERDEM The philosophy of existentialism which has been based upon the middle of nineteenth century has become a trend in Turkish literate after Western literate before World War Two. Since leading philosophers for existentialism have preferred to reflect their philosophies by literary works in the West, it is important to reveal the association of this movement with literate. Effect of the existentialism flow has started by translation of Jean Paul Sartre's poems in Turkish Literate. This effect has grown by a group of littérateurs called "oppressive literate" since 1950s. Tezer Özlü and Leyla Erbil who were involved into aforementioned generation have been leading writers revealing the reflection of existentialism philosophy in Turkish literate. The aim of the present study was to detect the traces of existentialist flow in novels of Tezer Özlü and Leyla Erbil within the frame of oppressiveness, rebellion, death, nihilism, individualism, liberty, sexuality, alienation, flight and fear and to discuss the effects of existentialist philosophers and writers such as Kierkegaard, Kafka, Sartre, Beauvoir, Beckett and Pavese.
Tezer Özlü’nün eserlerinde “an”ların işleniş formları ve epifanlar
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2020
Kökeni görünme ya da ortaya çıkma anlamındaki Yunanca epiphaneia sözcüğüne dayanan epifan, insan zihninde uyanışlara yol açan anlık olgulara işaret eder. Kökensel anlamı ile ilişkili olarak dinî ve mitolojik bir bağlamı da bulunan sözcük, 19. yüzyılda William Wordsworth, Thomas de Quincey gibi sanatçıların etkisiyle dünyevi olana işaret eden somut bir anlam alanı içerisinde kullanılmaya başlar. 20. yüzyıldan itibaren ise epifanın James Joyce'un yazınsal faaliyeti kapsamında insanın iç dünyasını önceleyen modernist metinlerde sıkça rastlanan bir teknik olarak dikkat çektiği görülür. Edebî bağlamı ile epifan, insan zihninde gerçekleşen anlık uyanışların bir ifadesi olarak anlatıda kurmacaya yön veren anlara karşılık gelir. Batı'daki gelişimine paralel olarak Türk edebiyatında da epifan tekniğinin kullanıldığı eserler söz konusudur. Bu çalışmada edebiyatımızın erken yitirdiği isimlerinden biri olan Tezer Özlü'nün (1943-1986) hayatta iken yayımlanan Eski Bahçe (1978), Çocukluğun Soğuk Geceleri (1980) ve Yaşamın Ucuna Yolculuk (1984) adlı kitaplarındaki "an"ların işleniş formları bağlamında epifanların izi sürülerek bu tekniğin modernist metinlerdeki görünümüne ışık tutulacaktır.
Tezer Özlü’nün Yaşam Yolculuğunda Baba-Kız Durağı
Ege Üniversitesi Yayınları, 2022
Tezer Özlü, 1964 yılında ilk eşi Güner Sümer'le evlendikten sonra babasının isteğini kırmayarak İstanbul Erkek Lisesi'nin sınavlarına dışarıdan girerek lise diploması alır.
Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Alev Alatlı Romanlarında Özne İktidar İlişkisi
Toplumsal alanda kimlik edinme ve bireyin kendini temsil etme noktasında cinsiyetin belirleyici rolü, toplumların kültürel yapılanmalarının sonucudur. Toplumların belirli tarihsel süreçlerinde cinsler için koyduğu, belirlediği kurallar bütününün kültürel bağlamdaki görünümü iktidar ilişkilerinden bağımsız değildir. Toplumsal cinsiyet oluşumunda iktidar ilişkilerinin rolü de her toplumun kendi kültürel dinamiklerine göre şekillenmektedir. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet sisteminin oluşmasında ilişkiler düzleminin söylemsel yapısı her toplumun yargılarına göre dönüşmektedir. Türkiye"de toplumsal cinsiyet yapılanmasının iktidar odaklı mekanizmasının oluşumu da çoğunlukla çift yönlü olarak kurulmuştur. Hegemonik erkeklik inşası ve heteroseksüelliğin homoseksüelliği dışlaması sonucunda oluşan çoklu cinsel eğilim söz konusudur. Çalışmada Alev Alatlı romanlarındaki toplumsal cinsiyet yapılanmasının yaşamsal pratikteki karşılığı bu bağlamda ele alınacaktır. Hegemonik erkekliğin ve çoklu cinsel eğilimin ortaya çıkış süreci iktidar ilişkileri merkezinde ortaya konulacaktır.
Liz Jensen’in Tufandan Sonra Romanında ”İnsani” ve ”Hayvani” Varoluşun Cinsiyetli Bedenleşmesi
İngiliz Edebiyatında Toplumsal Cinsiyet , 2017
Bu yazı, çağdaş İngiliz kadın yazar Liz Jensen’nın Tufandan Sonra (Ark Baby) (1998) romanının cinsiyet ve cinselliği nasıl sorunsallaştırdığını ve daha geniş bir öznelliğe dayalı performatif bir ilişki ağına sahip yeni bir retoriği nasıl sunduğunu tartışacaktır. Liz Jensen Tufandan Sonra romanında türler arası ontolojik ayrımı kaldırarak Donna Haraway’in kelimeleriyle “yoldaş türler” olabileceğimizi gösterir ve “insan” türünün geleceğini heteronormatif rollere bağlamasına rağmen biyoiktidarın insan veya hayvan bedenleri üzerine dayattığı cinsiyetli roller dışında “çevreci-cinsiyet” (ecogender) gibi başka bir öznenin olacağını da örneklendirir. Bu açıdan Jensen romanda türler arası üreme, vejetaryanizm, tahnitçilik, evrim kuramı, çokeşlilik ve soyun sürdürebilmesinde hetero-üremenin gerekliliği gibi konuları sorgular. Güncel cinsiyet kuramlarından yararlanan bu yazı, Liz Jensen’nın romanını cinsiyet ve cinsellik kavramlarının tanımı çerçevesinde inceler ve insan veya hayvan bedeni üzerinden modern cinsel öznenin nasıl inşa edildiğini tartışır.
Çocukluğun Gecelerini Soğutan Bugünde Sesini Arayan Bir Kadın: Tezer Özlü
Bu metin, Tezer Özlü'nün yaşadığı/yazdığı Çocukluğun Soğuk Geceleri'nde 1 durup düşünüyor; önce, geçmiş üzerine bugün ve şimdi yazmanın nasıl bir şey olduğuna takılıp kalıyor. Yazılmış olanın içinde d olanan "geçmiş zaman"ın Türkiye'nin 1970'li yıllarında hatırlanıp anlatılmış olmasını dert ediniyor. Çünkü bir geçmiş yazılıyorken, geçmişin ruhu yazılanın içinde dolanmıyor sadece; şimdinin ruhu da yazının/yazanın kalbinde atıyor: tik tak, tik tak… Diğer taraftan, "Çocukluğun Soğuk Geceleri" kadınların kendilerini metnin, dünyanın ve tarihin içine nasıl ve hangi kelime, vurgu, ses ve parantezlerle yerleştirdiklerine dair düşünmenin başka bir kapısını aralamış oluyor; bu metin de o kapıdan başını içeriye uzatıyor. Ama Tezer Özlü'nün değil sadece, başka kadınların, Tezer Özlü'nün yazdıkları üzerine düşünen/yazan başka kadınların sesini de bu "içeri"ye davet ediyor. Biz böyle birçok kadın, sesimiz birbirine karışarak Tezer Özlü'nün geniş tahta evler arasındaki meyve bahçelerinden başlayıp konuşmaya başka bir durağa varacağız: "… bir haykırış[a]…" Anahtar sözcükler: Geçmiş/bugün, hayat hikâyesi, kadınca yazma(k). This paper is about Tezer Özlü's novel "Cold Nights of Childhood" [Çocukluğun Soğuk Geceleri], a novel with biographical traces and a sensitivity to time. In this novel, written in the second half of 1970s, through writing, she delivers her past to her own present. In her text, she walks about in the past, which she constructed again today. She places her yesterday's story at the centre of an exhaustless fight between her past and present.We read this novel thinking on two major issues: what is like to write the past, living in the present time? Also, what does it tell us when a woman writes to rescue her life story from loneliness, oblivion and from remaining her private black box?
Adalet Agaoglu nun Uc Bes Kisi romanında toplumsal cinsiyet ve kimlik
the society. This study focuses on the effects of collective formations on bodies, individuals and identities; The impact of social engineering on bodies, on individuals and personalities, and the conflict elements that emerged with the rejection of the anticipated gender identity and lifestyle were evaluated within the limits of the study.
Dindar Kadınlığın Kurulumunda Tesettür: Beden, Yazın ve Özneleşme
HHdayet romanlarının lmmhalcc ddllnden farklı olarak ddndar kadın edebbyatı, 'lardan ber İslamcılığı gündelk yaşama tercüme etmek yolunda beden ter-bbyess yöntemlerrnn etkkll olarak kullandı. Çalışmada mettnlerrnn nceleyeceğğm dndar kadınlar, 'l yılların ünverstelernde hdayet romanları okuyucuları olarak başörtüsü mücadeles vermş, İslamcılık hareket çersnde yer aldığı anlaşılan, bugünse muhafazakâr veya alternattf medya ve STK'lar yoluyla ffkkr üretmlern sürdüren Chan Aktaş, Yıldız Ramazanoğlu, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Nazfe Şşman, Halme Toros ve Hdayet Şefkatl Tuksal gb ssmlerden oluşur. 'll yıllardan sonra güçlenen İslamcı-muhafazakâr polltt-kalara bağlı olarak orta sınıf ddndar kadınlığın yaratılması, tesettürün, hem orta sınıf seküler ve geleneksel Müslüman kadınlıktan hem de Müslüman erkeklkten ayırt eddlmek üzere ddndar kadınlar tarafından yennden anlamlandırılmasıyla mümkün oldu. DDndar kadın yazınında radd bbr seççme dayanılarak, özgürce tercch eddlddğğ bellrttlen tesettürün 'll yıllardakk karşılığı, kendd bedennne hâkkm, ataerkkl llşkklerden bağımsızlaşmış, kendd kenddnnn temssll hallne gelen " başörtülü kkmllk " ttr. KKmllğğn bütüncül, total yapısı hem kadını kamusalda özneleşttrmekte, hem de kttdar llşkklerrnden bağımsız bbr özneleşme süreccnnn yaşanabbleceğğ sanısı yaratmaktadır. Çalışmada tesettür, " başörtülü kkmllk " " n oluşturulması çn özellkle dğer kadın kategorlern ötekleştrlen ve detaylı br beden terbyesne dayalı br tür özneleşme stratejs olarak okunmaya çalışılacaktır. Tesettür İslamyette tesettürün şlevn anlayablmek çn özellkle cennetten kovuluş hkâyes le Tanrı'ya taatszlk, çıplaklığın blgsne ulaşma ve utanç duyma arasında kurulan llşkkye ddkkat etmek gerekkr. Yeryüzünün lk ççftt olan Adem