DİVAN ŞÂİRİ NÂBÎ VE POPÜLİZM ELEŞTİRİSİ (original) (raw)

DİVAN ŞİİRİNDE SİPEND/ÜZERLİK

Öz Sipend/üzerlik, ilkçağdan bu yana bilinen, Sümer, Hitit, Hint, Yunan, Roma ve Türk olmak üzere birçok uygarlık tarafından çeşitli fiziksel ve ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tarım bitkisidir. Bu bitki genel kullanımıyla Türkçe, Farsça ve Arapça birçok adlandırmaya sahiptir. Ölüm, hastalık, kötülük ve büyüyü uzaklaştırmasına duyulan inançla halk hekimliğinde yaygın olarak kullanılan bitki, Türk kültür ve edebiyatında daha çok nazar ve tütsü bağlamında bilinmektedir. Halk edebiyatında genellikle y/üzerlik adlandırmasıyla kullanım bulan bitkinin, divan edebiyatı metinlerinde sadece sipend kelimesiyle yer aldığı görülmektedir. Bu çalışmayla sipendin sosyal ve kültürel birçok unsurun yer aldığı divan edebiyatın-da, şairler tarafından hangi hayal, mecaz ve teşbihlerle işlendiği ortaya konulmak istenmiştir. Bu amaçla ulaşabildiğimiz ölçüde farklı yüzyıllarda kaleme alınmış divan ve mesneviler taranarak sipendin geçtiği 93 beyit ve 2 bend tespit edilmiş ve bunlar ortak temalar etrafında, örnek beyitlerle 8 ana başlık ve 6 alt başlık hâlinde ele alınmıştır. Anahtar kelimeler: Sipend/üzerlik, nazar, büyü, teşbih, divan şiiri.

DİVAN ŞİİRİ KARŞISINDA ŞAİRİN DURUMU

Özet Divan şiirinin oluşturduğu gelenek içerisinde şairin durumu ne olmalıdır? Divan şiiri geniş bir kültür birikimiyle oluşturulmuş bir çerçeveye sahiptir. Şair, bu şiir geleneğini kültüre göre oluşturmak zorundadır. Bu tür bir şiiri oluşturmakla uğraşan şair, özgün ve yaratıcı olmaya çalışmaktadır. Anahtar Kelimeler: Divan şiiri, divan şairi, yaratıcılık, gelenek THE POSİTİON OF THE POET AGAİNST THE DİVAN POEM Abstract What is the position of the poet in the traditional produced by the divan poem? Divan poem has a forum produced by a spreading collection of culture. It has a definite frame. The poet has to produce that kind of poem according to the custom. The poet who is busy with producing this kind of poem tries to be contempary and creative.

DİVAN ŞAİRİNİN BİLGİ/İLİM ALGISI

Bilgi, toplumların kesintisiz ihtiyaç duyduğu bir kavramdır. Toplumlar, gerçekliklerini bilgiye sahip olma ve bilgiyi kullanma ölçüsünde devam ettirebilir ya da diğer halklara hissettirebilir. Bundan hareketle tüm toplumların bilgiye yönelik olarak doğal bir bakış açısı vardır. Bu bakış açısı toplumdan topluma çeşitli farklılıklar arz edebilir. Bundan yola çıkılarak bu çalışmada, Klâsik Türk Edebiyatı ürünlerinden seçilen farklı dönemlere ait örnek iki dîvân kapsamında dîvân şâirinin bilgi ile ilgili algı ve idraki ve bu idrakin gündelik hayatına yansıması üzerinde durulmuştur. Öncelikle şâirler için bilginin onların zihin dünyalarındaki karşılığı incelenmiş, kullanılan terimler ve ifadeler üzerinde durulmuş, bilginin şâirlere göre genel bir tanımlamasına yer verilmiş, akabinde de bu tanımlama ve karşılığın, toplumsal yansımaları tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuçta görülmüştür ki, dîvân şâirinin bilgi algısı ve bu algının toplumsal karşılığı ağırlıklı olarak “feyiz, hikmet, irfan, hakîkat, marifet” kavramları çerçevesindedir. Anahtar Sözcükler: Dîvân, şâir, ilim, feyiz, hikmet, ahlâk.

DİVAN ŞAİRİNİN PADİŞAH ALGISI

Türk Edebiyatı’nın yüzyıllar süren bir periyodunu kapsayan Divan edebiyatında nazmın, nazım türleri içinde de kasidenin önemli bir yeri vardır. Tevhit, münacat, hicviye, methiye gibi türleri bünyesinde barındıran kasidede methiye önemli bir yer tutmaktadır. Divan şiir geleneğinde saray ve çevresi tarafından himaye edilen şairlerin yer aldığı edebi muhitte oldukça fazla örnekleri verilen methiyeler, XIV. yüzyıldan başlayarak XIX. yüzyıla kadar yayılan bir dönemin seçilen örneklemi doğrultusunda biçim ve biçem açısından incelenmiştir. Yüzyılların genel edebi görünümleri ve tekâmül süreçleri de göz önüne alınarak her yüzyılı yansıtan şairler seçilmiştir. Yüzyılların edebi özellikleri birbirinden farklı olduğu için seçilen şair sayısı da her yüzyıl için eşit olarak belirlenmemiştir. Her sosyal tabakadan bilhassa birinci sınıf olarak nitelendirilen şairler seçilerek, divanlarının tenkidli metinleri esas alınmış, kasideler tek tek incelenerek övgü kalıpları ve bu kalıpların yer aldığı beyitler tespit edilmiş ve bilgisayar ortamına aktarılarak işlenmiştir. Elde edilen bulgu ve tespitler beyitlerle desteklenmiş, gerek beyitlerin gerekse övgü kalıplarının künye bilgileri çalışmamızda yer almıştır. İnceleme yapılırken teşbih, istiare, telmih gibi edebi sanatların kullanımı yoluyla söyleyiş kalıplarının sanatsal söylem açısından yüzyıllar arasında mukayese ve değerlendirilmesi yapılarak biçim ve anlam açısından değeri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Saray ve çevresinin himayesi ve düzenlenen şiir meclislerinin fazlaca katkıda bulunduğu şair-memdûh ilişkisinden yola çıkılarak divan şairi gözünde padişahların sahip oldukları vasıflara değinilmiş ve bu vasıfların salt padişaha övgüde bulunmak, onu gerçekçi olmayan söylemlerle, mübalağaya varan bir biçimde yüceltmekten ziyade ideal hükümdar yaratmak, toplumun karşısına memdûhu bir rol model olarak sunmak, hatta bu yolla ideal bir toplum yaratmak gibi bir amaca katkıları ele alınmıştır.

DiVAN ŞİİRİNDE ÂŞIK, SEVGiLi, RAKiP ÜÇLÜSÜ VE ÖLÜM

Özet: Ölüm insan hayatının en önemli ve değişmez yasası olması nedeniyle insan zihnini daima meşgul etmiştir. Ölüm ve ölümle ilgili düşünceler dinî inançların, düşünce sistemlerinin konusu olmakla kalmayıp edebiyat ve sanat eserlerinin de temel konularından biri olmuştur. Bu yazımızda divan şiirinin temaları arasında yer alan ölüm temasını divan şiirinin geleneksel üçlüsü âşık, sevgili ve rakip açısından değerlendirmeye çalışacağız. Değerlendirmemizi yaparken değişik yüzyıllara ait divan şâirlerinin şiirlerinden seçtiğimiz Örnek beyitlerden yararlanacağız. Anahtar kelimeler: Âşık, sevgili, rakip, Ölüm, divan şiiri. Abstract: Due to being most important and invariable law in human exisîence, death always kept human's mind busy. Death and thoughis about death was not only the subject of religious beliefs and thought systems but also became a majör insipîring îheme to literatüre and works of art, in this article we are going to deal with death theme which takes a part İn-Divan poetry, in the way of Divan poetry's tradiîional triple; lover, beloved, and rival. While we are deaiing wîth îhis subject, we are going to use sample couplets chosen from different century's Divan poet's poetry. Key vvords: Lover, beloved, rival, deaîh. Divan poetry.

DİVAN EDEBİYATINDA LEVENDÎ MAHLASLI ŞAİRLER VE MUSULLU LEVENDÎ

Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2020

Türk edebiyatının önemli bir bölümünü klasik Türk edebiyatı oluşturur. Divan edebiyatı olarak da nitelendirilen bu süreçte şairler, birçok manzum ve mensur eser kaleme almışlardır. Bu evrede şiir yazan ve eserleri bulunan şairlerin büyük bir bölümü hakkında kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Fakat bir kısmının şiirleri hâlen günümüze ulaşamamıştır. Bu eserlerin bazıları, edebiyat için önemli ir kaynak mahiyeti taşıyan yazma şiir mecmualarında geçmektedir. Bu şiirlerin varlığı ancak bu mecmuaların okunması ve tanıtılması ile mümkündür. Bundan dolayı da özellikle Arap harfli olarak kaleme alınmış metinlerin gün yüzüne çıkarılması önem arz etmektedir. Özellikle edebî metinleri ve manzumeleri ihtiva eden mecmua çalışmalarının yoğunlaştığı günümüzde, her yeni mecmua, yeni bir şaire veya bunların günümüze ulaşmayan şiirlerine ulaşılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Mecmualar arasında önemli bir yeri olan eser de Kâsımî Mecmuası’dır. Eser, Kâsımî tarafından M 1625 yılında derlenmiştir. Kâsımî Mecmuası’nda kaynaklarda adına rastlanmayan birçok şaire veya adı bilinip şiir örnekleri bulunmayan birçok şairin şiirlerine ulaşmak mümkündür. Edebiyat kaynaklarımızda Levendî mahlasını kullanan şairler hakkında çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı tezkirelerde bir kısmı da mecmualarda geçmektedir. Bu kaynaklarda şairlere ait şiir örnekleri de bulunmaktadır. Çalışmamızda, edebiyat kaynaklarındaki Levendî mahlaslı şairler hakkındaki bilgilere ve şairlere atfedilen diğer şiir örneklerine yer verilmiştir. Kâsımî Mecmuası’nda Musullu olarak tanıtılan Levendî’ye ait şiir örnekleri tespit edilip yeni yazıya aktarılmıştır.

DİVAN ŞİİRİNİN SÖZ VARLIĞINDA "YALAN"

Yalan; sözlüklerde uydurma, sahte, kötü söz olarak yer alır. İnsanlar tarafından günah, yasak ya da ayıp kabul edilmesine rağmen söylenmekten vazgeçilememiştir. Hatta çoğu defa yalanları hafifletmek için onlara; küçük, zararsız, pembe, masum gibi sıfatlar yüklenmiş, vicdanlar rahatlatılmaya çalışılmıştır.