ÇERKEZ MEMLÜKLER DÖNEMİNDE ÜSTÂDÂRLIK (SARAY AĞALIĞI)- Ustâdâr in the Circassian Mamluks era (original) (raw)
Related papers
Orta Çağ İslam Dünyasında Usturlabın Gelişimi
History Studies International Journal of History
Eski çağlardan beri yıldızların konumları, uzaklıkları ve yükseklikleri hakkında bilgi edinmek amacı ile bilim insanları tarafından usturlab adlı bir alet kullanılmıştır. Bu aleti ilk kullananın kişinin Yunanlı bilgin Hipparchus (M.Ö. 190-M.Ö. 120) olduğu iddia edilmektedir. Usturlab aleti, Müslümanlar tarafından Orta çağda kullanılmaya başlanmıştır. Müslümanlar, yerel saati saptamak, namaz vakitlerini ve gece-gündüz saatlerini belirlemek, şehirlerin koordinatlarına göre kıble yönünü tespit etmek, tablolar (zayiçeler) çıkarmak ve bayram zamanlarını tespit etmek için bu aleti kullanmışlardır. Önceleri oldukça basit bir yapıya sahip olan usturlab, zamanla daha teknik hale getirilerek yapımı ve tasarımı çeşitlendirilmiştir. İslam bilginleri, usturlab aletini geliştirmiş ve zaman içinde ileri bir teknolojiye de kavuşturmuşlardır. Bu yönü ile bakıldığında Müslümanların kullandığı usturlab Batı toplumundan alınarak kullanılan bir alet olarak kalmamıştır. Özellikle usturlabın daha teknik bir hale gelmesi ile birlikte Müslümanlar, astronomi alanında daha sağlıklı, dakik ve kesin sonuçlara ulaşmaya başlamışlardır. Bu konuda İslam dünyasında emeği geçen ilk kişinin Mııhammed b. İbrahim el-Ferazî olduğu savunulmaktadır.
XVI. YÜZYILDA BİR OSMANLI YERLEŞİMİNDE KÖLELİK: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ
XVI. YÜZYILDA BİR OSMANLI YERLEŞİMİNDE KÖLELİK: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ, 2019
The aim of this dissertation is to shed light to the 16th century Ottoman slavery based on Uskudar case with the help of the puplished and unpublished firsthand sharia court registers (şer’iyye sicilleri), travel accounts and secondhand literature. The research asks two crucial questions which should be answered. In this thesis, firstly the position of 16th century Ottoman slavery in the ‘Mediterranean Slave Culture’ will be determined. As the second affair which will be figured out, will be status of these slaves in everyday life in a typical Ottoman settlement like Uskudar. Once for all, focusing on 16th century can offer some useful informations, since it has not been well examined under a single monographic study. For this reason, in a general perspective, this research has a purpose to reveal the whole 16th century Ottoman slavery instution which has large content from legitimate and illegitimate slave supplying methods to the manumission practices. Keywords: Slavery, Ottoman Slavery, Mediterranean Slavery, Slaves in Uskudar, Sharia Court Registers
Selçuk Türkiyat, 2022
Türk soylu kavimler arasında adı geçen Sekeller, Orta Çağ Macar Krallığı'nda Macar ordusunun hafif süvari tabakasını oluşturmuştur. Sekeller, Orta Çağ boyunca Macar ordusunda daha çok savaşçı özellikleriyle ön plana çıkmıştır. Türk bozkır savaş geleneğinde sonradan katılan halkların savaş öncesi ordunun keşif seferlerini yerine getirme, gözcülük faaliyetleri ve ordunun önünden gitme, savaş sonrası ise ordunun arkasını kollama görevi Macar ordusunda Sekeller tarafından sağlanmıştır. Ayrıca dönemin kaynakları onların genel olarak doğu sınır bölgelerinde kaldığından ve sınır koruma rollerinden bahseder. Günümüz Romanya toprakları dahilinde bulunan Transilvanya'da (Osmanlı'da Erdel) yaşayan Sekeller, barış zamanı içeride, savaş zamanı ise orduda ön muhafız ve sınır koruma vazifelerini uzun zaman sürdürmüşlerdir. Bu vazifeleriyle ayrıcalıklı statünün sahibi olmuşlardır. Ayrıca batılı vakanüvislerin dikkatinden kaçmamışlar, usta savaşçılar olarak nitelendirilmişler ve Avrupa'da okçuluktaki yetenekleriyle bilinmişlerdir. Osmanlı Devleti'nin Balkanlara girmesinden sonra kaderleri onları Macar kralının yanında olmaya zorlamıştır. Ordudaki askeri başarıları sayesinde Macar krallarının özgür, müttefik ve sevilen bir halkı olmuşlardır.
OSMANLI DEVLETİ’NDE KAPIKULU OCAKLARI VE SARAY TEŞKİLATI MENSUPLARININ TEKÂÜTE AYRILMASI MESELESİ VE TEKÂÜT ULÛFELERİ: ANKARA DAMGA MUKATAASI ÖRNEĞİ (1676-1683), 2022
Osmanlı Devleti'nde ordu ve bürokrasinin çeşitli kademelerinde görev yapan ve bazı sebeplerden dolayı artık hizmet edemeyecek duruma gelen kimselere aktif görevlerinden ayrılmalarından sonra geçimlerini sağlayacak miktarda "tekâüt ulûfesi" adı verilen bir maaş bağlanmaktaydı. Osmanlı Devleti'nde emekliye ayrılan kapıkulu ocakları ve saray teşkilatı mensuplarının emeklilik maaşları II. Selim dönemine kadar şehremininden ya da selâtîn camilerinin vakıflarının fazlasından ödenirken, II. Selim döneminden itibaren üç ayda bir olmak üzere merkezî hazineden ödenmeye başlamıştır. Bu kişiler emekliliklerinde İstanbul dışında başka bir yerde ikâmet etmek istediklerinde emeklilik maaşlarını gittikleri şehrin gümrüklerinden ya da mukataalarından almaktaydılar. Öyle ki çalışmamızda, tekâüte ayrılan bazı kapıkulu ocakları ve saray teşkilatı efradının da maaşlarını Ankara Damga Mukataası'ndan aldıklarını görüyoruz. Bu çalışmada, Osmanlı coğrafyasının farklı bölgelerinde görev yapan bazı kapıkulu ocakları ve saray teşkilatı mensuplarının emekliye ayrılmaları meselesi ve emekli olduktan sonra Ankara Damga Mukataası'ndan aldıkları emeklilik maaşları Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi Ali Emirî Sultan IV. Mehmed (AE.SMMD.IV) tasnifinde yer alan beratlardaki veriler kullanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.
OSMANLI TAŞRASINDA VERGİ ANLAŞMAZLIKLARI (XIX. YÜZYIL BOLU ÖRNEĞİ)
Econder I. Uluslararası İktisat, İşletme ve Sosyal Bilimler Kongresi Bildiri E-Kitabı, 2019
Vergi devletlerin varlıklarını devam ettirebilmeleri açısından en önemli kaynak olma özelliği taşır. Bununla birlikte vergi konusu her dönemde devletlerin vatandaşları ile ilişkilerinde en önemli sorun olmuştur. Osmanlı Devleti’nde de vergi konusu önemini her dönemde korumuştur. Ancak askerî, siyasi ve ekonomik alanda yaşanan sorunlar vergi alanına da yansımıştır. Bu bakımdan vergi uygulamalarında ihtiyaca ve zamanın şartlarına bağlı olarak değişim ve dönüşümler yaşanmıştır. Osmanlı Taşrası vergi gelirlerinin temin edildiği saha olması itibariyle yaşanan değişim ve dönüşümden etkilenmiştir. Bazı vergi memurlarının faaliyetleri veya bazı vergi uygulamaları taşra ahalisi tarafından tepkiyle karşılanmış ve bu durum taşra ve merkez arasında kimi zaman çok ciddi boyutlarda anlaşmazlıklara neden olmuştur. Çalışma XIX. yüzyıl Osmanlı taşrasında Bolu örneğinden hareketle vergi uygulamalarından kaynaklanan anlaşmazlıkların sebeplerini, ahalinin tepkilerini ve sorunun çözümü için Devletin ne gibi faaliyetlerde bulunduğunu ele almaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme modeli ile yürütülen çalışma, konu ile ilgili literatürün yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Arşivi belgeleri çalışmanın esas kaynağını teşkil etmektedir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, vergi anlaşmazlığı, Bolu.
Abstract One of the most studied topics in Classical Turkish Literature is Sufism (Islamic mysticism ). “Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn” is a work of Üsküdarlı Aşki , one of the poet having lived in 16th century. The work contains mystical topics. It was written by mathnawi verse form. At this study firstly it is given information about Üsküdarlı Aşki, the poet of the work. Then, copies of the work are introduced; contents of the characteristic were assessed and also a transcriptional text was made up two copies, having been able to ascertained. Key Words: XVIth century Classical Turkish Literature, Üsküdarlı Aşki, Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn, mathnawi, sufism. Özet Klasik Türk edebiyatında en fazla işlenen konulardan biri tasavvuftur. Bu çalışmamıza konu olan “Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn” 16. yüzyıl şâirlerinden Üsküdarlı Aşkî’ye ait tasavvufî konuları ele alan bir eserdir. Eser mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Çalışmamızda eserin müellifi Üsküdarlı Aşkî hakkında kısaca bilgi verilmiş, eserin nüshaları tanıtılmış, muhteva özellikleri değerlendirilmiş ve tespit edilebilen iki nüsha üzerinden transkripsiyonlu metin kurulmuştur. Anahtar Kelimeler: XVI. yüzyıl Klasik Türk Edebiyatı, Üsküdarlı Aşkî, Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn, mesnevi, tasavvuf.
Abstract One of the most studied topics in Classical Turkish Literature is Sufism (Islamic mysticism ). “Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn” is a work of Üsküdarlı Aşki , one of the poet having lived in 16th century. The work contains mystical topics. It was written by mathnawi verse form. At this study firstly it is given information about Üsküdarlı Aşki, the poet of the work. Then, copies of the work are introduced; contents of the characteristic were assessed and also a transcriptional text was made up two copies, having been able to ascertained. Key Words: XVIth century Classical Turkish Literature, Üsküdarlı Aşki, Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn, mathnawi, sufism. Özet Klasik Türk edebiyatında en fazla işlenen konulardan biri tasavvuftur. Bu çalışmamıza konu olan “Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn” 16. yüzyıl şâirlerinden Üsküdarlı Aşkî’ye ait tasavvufî konuları ele alan bir eserdir. Eser mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Çalışmamızda eserin müellifi Üsküdarlı Aşkî hakkında kısaca bilgi verilmiş, eserin nüshaları tanıtılmış, muhteva özellikleri değerlendirilmiş ve tespit edilebilen iki nüsha üzerinden transkripsiyonlu metin kurulmuştur. Anahtar Kelimeler: XVI. yüzyıl Klasik Türk Edebiyatı, Üsküdarlı Aşkî, Kitâb-ı Menâzilü’s-Sâlikîn, mesnevi, tasavvuf.