Milli Mücadele'de Maraş, Türkoğlu,, Kurtuluş Savaşı, Kuvvay-ı Milliye, (original) (raw)

Cumhuri̇yet’İn İlk Yillarinda Maraş’A İskân Edi̇len Mübadi̇ller

9. Uluslararası Atatürk Kongresi Bildiriler

Maraş’ı işgal eden Fransız ordusunun 1920 yılı başlarında yenilmesiyle Ermenilerin büyük kısmı Fransız ordusuyla birlikte şehri terk etti. Daha sonra Milli Mücadele’nin Türk ordusu tarafından kazanılmasından sonra 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması imzalandı. Türkiye ve Yunanistan arasında bir nüfus değişimi (mübadele) yapılmasıyla ilgili görüşmeler 1914 yılında başlatılmış ancak savaş nedeniyle kesintiye uğramıştı. Türk-Yunan nüfus mübadelesi ile ilgili sözleşmeler de Lozan’da 30 Ocak 1923 tarihinde imzalandı. Bunun sonucunda Türkiye’de yaşayan Rumlar ile Yunanistan’da yaşayan Türkler karşılıklı olarak yer değiştirecekti. Türkiye’ye gelen mübadillerin iskân edildikleri yerlerden biri de Maraş’tır. Bu durum Maraş’ta kapsamlı bir imar ve iskân çalışması yapılmasını gerektirdi. Gelen göçmenler terk ettikleri yurtlarındaki mallarıyla ilgili tasfiye talepnameleri elde ettiler ve bunun karşılığı olarak kendilerine iskân edildikleri yerlerde mesken ve işyeri verilmeye çalışıldı. Er...

Milli Mücadelenin İlk Zaferi: Maraş Millî Mücadelesi ve Maraş’ın Kahramanlığı

Türkiyat Mecmuası, 2019

Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra Anadolu İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi. Maraş da 1918 yılı sonlarında İngiliz işgaline uğradı. Daha önce tehcir edilen Ermeniler mütarekenin imzalanmasından hemen sonra çıkarılan "Geri Dönüş Kararnamesi"yle memleketlerine dönmeye başladılar. Bu bazı gerginliklerin çıkmasına sebep olabilirdi. Ancak İngilizler, şehri işgal ettikten sonra yerli halkın yaşantısına müdahale etmemeye özen göstermek suretiyle huzursuzluk çıkmasına fırsat vermedi. Maraş'taki İngiliz işgali sekiz ay kadar devam etti ve onların yerini Fransızlar aldı. Fransız ordusu, şehrin en zengin kişisi olan Agop Hırlakyan tarafından finanse edildi. Katolik mezhebine mensup olan Hırlakyan, aynı zamanda 1914 seçimlerinden sonra Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Maraş mebusu olarak yapmıştı. Maraş halkı, Müdafaa-i Milliye Cemiyeti kurup örgütlendi. Bu örgütlenme; Evliya Efendi, Aslan Bey gibi isimlerin önderliğinde gerçekleştirildi. Maraş'taki mahallelerin tamamında işgalden kurtulmak için hazırlık yapıldı. Maraşlılar, düşman işgali altında Cuma namazı kılmayı ret ederek Fransızlara ve Fransız üniforması giymiş Ermenilere karşı şehri müdafaa etti. Bunun sonucunda Maraş'ta 22 gün 22 gece süren savaş başladı. Maraşlılar şehri kahramanca savundular. Silah ve kuvvet olarak Fransız ve Ermeniler Maraş halkından daha iyiydi. Psikolojik üstünlük de onlardaydı. Ancak bu üstünlük Maraş halkının kararlılığı karşısında başarılı olmayı sağlayamadı. Maraş halkının elde ettiği başarı TBMM tarafından onurlandırıldı. Maraş'a "İstiklal Madalyası" verildi. Maraş'a "Kahramanlık" unvanı 1973 yılında verildi. Ancak Maraş'a bu unvanın verilmesi için çok daha önce çalışmalar yapıldığı, ancak kanun taslağının onaylanmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada; Maraş milli mücadelesi ve Maraş'ın düşman işgalinden kurtuluşu incelenecektir. Maraş halkının milli mücadelede gösterdiği kararlılığın, Türk milletinin moralini yükseltmesi ve Anadolu'nun tamamının düşman işgalinden kurtarılması için milletin cesaretini artırması ele alınacaktır. Çalışmada; Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi, Cumhuriyet Arşivi ve ATASE Arşivi'nden elde edilen belgelerle Maraş milli mücadelesinde görev almış kişilerin anıları kaynak olarak kullanılacaktır.

Millî Mücadele’nin Güney Cephesi’nde İaşe ve İkmâl Faaliyetleri

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2023

Savaşların insanlık üzerinde ki yıkıcı etkilerinin en bariz gözlendiği ve sonuçlarıyla yüzyıl boyunca etkisini hissettiren I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından yeni bir mücadele dönemini ortaya çıkarmıştır. Uzun süren savaş boyunca maddi ve manevi olarak güç kaybeden ve yokluk içine giren devletin yanı sıra halkta yetersiz kaynaklarla baş başa kalmıştır. Millî Mücadele Döneminde Güney Cephesinde iaşe ve ikmal çalışmalarını mücadelenin seyrine etkisi yönünden ele alan bu çalışmada Adana, Antep, Urfa ve Maraş bölgelerindeki insan, silah ve cephane, iaşe ve çeşitli sıhhi ihtiyaçların sağlanmasındaki idari ve ekonomik yapılanma incelenmektedir. Bir halk savaşı olması nedeniyle tüm kaynakların da yerinden ve halktan karşılandığı bu savaşta Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye'nin hızlı ve yerinde müdahaleleri ise mücadeleyi millî ve topyekûn bir hareket konuma getirmiştir. Çalışmanın temel varsayımı savaş öncesi ve savaş sırasında bu birliklerin ve cephe gerisinde kalan halkın kontrollü ve sistematik iaşe faaliyetlerinin Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye'nin öncülüğünde yerel güçler tarafından idare edildiği üzerinedir. Çalışmanın temel dayanağını arşiv belgeleri, yerel kaynaklar, anı ve hatıralar, resmi kaynakların yanında yabancı kaynaklar ve konu ile ilgili yazılmış araştırma inceleme eserleri oluşturmaktadır.

İngiliz Belgelerinde Milli Mücadele ve Vahdettin

ICOESS 2019 3. INTERNATIONAL CONGRESS OF EURASIAN SOCIAL SCIENCES 3. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Kongresi, 2019

Osmanlı Devleti’nin son padişahı olan Sultan VI. Mehmet Vahdettin tahta geçer geçmez çok ağır sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Kasım 1918’de İstanbul’un fiilen işgal edilmesinden sonra kurulan İngiliz Yüksek Komiserliği padişah ve İstanbul hükümetleriyle sıkı temaslarda bulunmuştur. İşgallere karşı ülkenin her yerinde başlayan yerel direnişler Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmesiyle örgütlenerek siyasi ve askeri zemine oturtulmasından sonra Milli Mücadele iç ve dış düşmanlara karşı devam ederken Padişah Vahdettin’in konumu günümüze kadar çeşitli tartışmalara konu olmuştur. Vahdettin başından sonuna kadar Milli Mücadele karşıtı bir siyaset izlemiştir. Kendi düşüncesine göre saltanat makamının, dolayısıyla kendisinin tek kurtuluş yolu İngilizlere güven içinde tam teslimiyetten geçmekte olduğuna inanmıştır. İngilizler de bu dönemde siyasi ve askeri hükmü İstanbul’la sınırlarını aşamayan Vahdettin’in manevi nüfuzunu kullanmak istemişlerdir. Saltanat ve Halifeyi koruma adına din faktörünü yoğun şekilde kullanılarak halkı bağımsızlık mücadelesi aleyhinde kışkırtan fetvalar çıkarılmış, Milli Mücadele önderleri, padişah tarafından asi ilan edilerek idamlarına hükmedilmiştir. Vahdettin bu süreçte İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiserleri ile ilişkilerini hep iyi tutarak tahtını korumak için çabalamıştır. İngiliz Yüksek Komiserliği Türkiye’deki genel durum ve Vahdettin ile ilgili pek çok rapor tutmuştur. Bunlardan bazıları çok çarpıcı niteliktedir. Vahdettin’in İngilizlere olan aşırı güveni ve Milli Mücadele karşıtı tavrı, belgelere bütün yalınlığıyla yansımıştır. Belgelerin içeriğinden anlaşılana göre, Vahdettin’in Milli Mücadele karşıtı tavrı sadece İngilizlerin yaptığı baskı ile açıklanamayacak boyuttadır. Sonuç olarak Milli Mücadele’nin başarıya ulaşmasıyla hayatını tehlikede gören Sultan Vahdettin, kendi iradesi ve talebiyle İngilizlere sığınmış ve bir İngiliz gemisiyle Kasım 1922’de ülkeyi terk etmiştir. Bugün İngiltere Ulusal Arşivleri’nde ve İngiliz Dışişleri Arşivi’nde, Milli Mücadele ve Vahdettin ile ilgili çok sayıda belge vardır. Bu arşivlerde bulunan Milli Mücadele dönemiyle ilgili bazı belge ve raporlar Türkiye’de tarihçiler tarafından yayımlanmış olsa da, Vahdettin özelinde yeni belgelerle farklı bir değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Bu çalışmanın amacı, Vahdettin ile ilgili İngiliz arşivlerinde yer alan belgeleri objektif ve tarafsız gözle ele almak ve bunu diğer kaynaklarla karşılaştırmaktır. Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşı, Vahdettin, Mustafa Kemal, İngiltere

Yerel Tarihçilik Bağlamında Yalçın Özalp'in Maraş Milli Mücadelesi Tarih Yazımına Katkı ve Yaklaşımları, KSÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 19 (1), 2022.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergis, 2022

Makro tarihçilik olarak algılanan, siyasi ve kahramanlık öykülerinin anlatıldığı tarih yazımı anlayışından mikro düzeydeki yerel tarihçilik anlayışına geçiş, bireyi ve insanı temel alan yeni bir bakış açısı ortaya koymuştur. Geleneksel tarih anlatısının siyasi olaylara ağırlık vermesinin aksine yerellikleri ve sosyo-ekonomik çevre ile birlikte bireysel yaşamı baz alan yeni tarihçilik anlayışı bu yönüyle merkezine insanı almaktadır. Bu sebeple savaş, zafer, kayıp, işgal kavramlarının toplum yaşamında fazlasıyla yer edindiği Millî Mücadele döneminin yerel tarih yazımındaki yeri ve önemi de oldukça fazladır. Maraş Millî Mücadelesindeki anılar ve faaliyetleri ele alan birçok eseri ile bu anlamda şehrin yerel tarihine ve genelde de ulusal tarihe önemli katkılar yapan tarihçilerden biri de Yalçın Özalp'tir. Bölge tarihine önemli kazanımlar sağlayan ve akademik tarih çalışmalarının merkezine gazileri, dönemin tanıklarını ve yazılı kaynaklarını koyan Özalp, bu noktada yerel tarih arşivini ilim dünyasına kazandırmayı başarmış önemli bir ilim insanıdır. Çalışmada akademik mahiyette Maraş Millî Mücadele tarihi için ilk elden malzemelerin toplanması ve kullanımı konusunda şehir tarihinde öncül bir misyonu olan Özalp'in yerel tarih ve yerel tarihçilik adına yaptığı katkılara yer verilecektir. Böylece yerel tarihçiliğin ulusal tarih çalışmalarına sağladığı altyapı, Yalçın Özalp'in tarihi veriye yaklaşımı ve kullanımı paralelinde örneklendirilmiş olacaktır.