TÜRKİYE İMALAT SANAYİİNDE BÖLGESEL VE SEKTÖREL ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ (original) (raw)

DÜZEY2 BÖLGELERİNİN İMALAT SANAYİNDE SEKTÖREL ÇEŞİTLİLİK EĞİLİMLERİ: 2010-2019 DÖNEMİ

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2021

Bu çalışmada Türkiye’de Düzey2 bölgelerinin imalat sanayinde sektörel çeşitlilik eğilimleri incelenmektedir. Bu amaçla NACE Rev.2 imalat sanayine göre her bölge için 2010 ve 2019 yıllarına ait girişim sayısı kullanılmıştır. Çalışmada yöntem olarak Ogive Endeksi kullanılmış ve her bir bölge için hem 2010 hem de 2019 yılı sektörel çeşitlilik düzeyleri hesaplanmış ve karşılaştırma yapılmıştır. Çalışma sonucunda bu dönemde sektörel çeşitlilik değerlerinin ve aynı zamanda bölgelerin sıralamasının değiştiği saptanmıştır. 2010 yılında Kocaeli, İzmir, Bursa, Ankara ve Antalya alt bölgelerinin en yüksek sektörel çeşitlenme düzeylerine sahip olduğu, 2019 yılında ise İzmir, Kocaeli, Antalya, Bursa ve Ankara alt bölgelerinin çeşitlendirme düzeylerine göre en üst sırada yer aldığı tespit edilmiştir. Buna ilaveten, Kastamonu alt bölgesinin hem 2010 hem de 2019 yıllarında sektörel çeşitliliği en düşük olan bölge olduğu sonucuna varılmıştır.

AVRUPA BİRLİĞİ İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN TÜRKİYE İMALAT SANAYİİ ALT SEKTÖRLERİ ÜZERİNDEKİ YOĞUNLAŞMA VE KÂRLILIK ETKİLER

1970'li yılların sonunda iktisat yazınında gündeme gelen ve yeni dış ticaret teorileri olarak adlandırılan teoriler, uluslararası ticaret teorisi alanında çok önemli bir gelişmeyi oluşturmaktadır. Bu gelişmeler sonucu dış ticaret serbestisinin yaratacağı refah arttırıcı etkiler, eksik rekabet piyasaları altında firmaların karşılaştıkları talep esnekliklerinin artması, fiyat-maliyet marjlarının azalması ve dolayısıyla artan üretim bağlamında değerlendirilmektedir. Benzer şekilde endüstriyel organizasyon teorileri de serbest dış ticaretin eksik rekabet piyasaları üzerinde artan rekabet nedeniyle fiyatlar, üretim ve refah anlamında yaratacağı olumlu etkileri tartışmaktadır. Kaçınılmaz olarak bu tartışmalar, gümrük birliği teorilerinde gümrük birliğinin kazanımları açısından yeni açılımlara neden olmuştur.

TÜRK İMALAT SANAYİSİNDE FİRMA HAREKETLİLİĞİNİN BÖLGESEL ANALİZİ

Bu çalışmanın temel amacı yığılmanın firma giriş ve çıkışı üzerindeki etkisini Türk imalat sanayisi için incelemektir. Bu doğrultuda Türk imalat sanayisi için 1995-2001 yıllarına ilişkin panel veri seti kullanılarak Ellison ve Glaeser yığılma endeksi hesaplanmıştır. Ellison ve Glaeser yığılma endeksi diğer standart değişkenlerle birlikte bağımsız değişken olarak kullanılmış ve firma giriş ve çıkışı üzerindeki etkisi ayrı ayrı incelenmiştir. Bu inceleme sırasında, bağımlı değişkenin kısıtlı olma durumu göz önünde bulundurulmuş ve giriş çıkış denklemleri Tobit modeli kullanılarak tahmin edilmiştir. Çalışmanın bulguları Türk imalat sanayisi için yığılmanın bir giriş engeli ve çıkış özendiricisi olarak görülebileceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, Türk imalat sanayisi için firma hareketliliği üzerinde bölgesel etkilerin istatistiksel olarak anlamlı ve önemli faktörler olduğunu söylemek mümkündür.

TÜRKİYE’DE İMALAT SANAYİNDE İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ

Verimlilik Dergisi, 2021

Ülke ekonomilerinde önemli yere sahip olan imalat sanayinde rekabetçiliğin geliştirilebilmesi için işgücü verimliliğini artırmaya yönelik stratejiler benimsenmesi, sürdürülebilir ekonomik büyümenin temelidir. Ekonomik büyümeye üretim yaklaşımı ile bakılması gerektiğinden, bu çalışmada, büyümenin lokomotifi olarak görülen imalat sanayinin işgücü verimliliği ile ekonomik büyüme ilişkisi araştırılmak istenmiştir. Yöntem: Bu çalışmada, VAR Analizi kullanılarak 2005-2017 döneminde Türkiye'de imalat sanayi işgücü verimliliği ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki araştırılmıştır. Bulgular: Yapılan istatistiksel analizlerin sonucunda, hem uzun dönemde hem de kısa dönemde imalat sanayi işgücü verimliliği ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. İmalat sanayindeki işgücü verimliliği artışının ülke ekonomisinde büyümeye neden olduğu ve ekonomik büyümenin de imalat sanayideki işgücü verimliliği artışına neden olduğu tespit edilmiştir. Özgünlük: İmalat sanayindeki işgücü verimliliği ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi analiz etmek için imalat sanayi çalışılan saat başına üretim endeksi, Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla zincirlenmiş hacim endeksi ve imalat sanayi kapasite kullanım oranına ait üç aylık verilerden oluşan seriler kullanılmıştır. İstatistiksel yöntemler kullanılarak yapılan bu çalışma, literatüre katkı sağlaması bakımından önemlidir.

SEKTÖREL YAPISIYLA KONYA İMALAT SANAYİ ARAŞTIRMASI

Palet Yayınları, 2017

Bu çalışma Konya İmalat Sanayi’ni sektör bazlı bir genel görünümünü sunmayı amaçlamaktadır. Çalışma kapsamındaki analiz ve değerlendirmeler Konya İmalat Sanayii’nde faaliyet gösteren firmalara alan araştırması kapsamında uygulanan anket verilerine dayanmaktadır. Verilerin toplanmasına yönelik yüz yüze anket görüşmeleri Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü 2015-2016 eğitim öğretim dönemi son sınıf öğrencilerinin Lisans Bitirme Projesi kapsamında bu öğrenciler tarafından gerçekleştirilmiştir. Böylece öğrencilerin alan araştırması deneyimi edinmeleri ve sektörleri de tanıyarak iş dünyası ile ilişkilere dair deneyimlerini geliştirmeleri amaçlanmıştır. Çalışma sadece bir akademik ilgiden kaynaklanmadı. Bunun ötesinde, içinde yaşadığımız topluma karşı sorumluluğumuzun bir sonucu olarak ortaya çıktı. Selçuk Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü öğretim elemanları ve son sınıf öğrencileri ile Konya’nın ekonomik yapısının analizine katkı sağlanması Konya’da yerleşik bir akademinin bir sorumluluğu olarak görülmüştür. Üstelik imalat sanayine dair kapsamlı bir taramanın gelecekte yapılacak çalışmalar için bir zemin oluşturması da beklenmiştir. İmalat sektörlerinde Türkiye’nin önde gelen illerinden biri olarak Konya ekonomisinin detaylı olarak incelenmesi akademik olduğu kadar politika geliştirmek için de önemli bir ihtiyaç olduğu düşünülmüştür. Çalışma geniş bir kolektif çabanın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. En başta Lisans Bitirme Projesi dersinin uygulaması olarak Konya sanayisinde firma firma görüşmeler gerçekleştiren ve heyecanla araştırmayı destekleyen 2015-2016 eğitim-öğretim dönemi son sınıf öğrencilerimize teşekkür borçluyuz. Öte yandan toplanan verilerin ayıklanması, analize hazır hale getirilmesi ve raporlaştırılması gibi oldukça zahmetli işler bölümümüz araştırma görevlileri tarafından gerçekleştirilmiştir. İktisat bölümü araştırma görevlileri bu titiz görevi büyük bir fedakârlık ve çaba ile yerine getirdiler. Dahası akademik hayatlarının başında işbirliği, birlikte çalışma kültürü, dayanışma ve sabır gibi erdemleri de bize sunan bölümümüz araştırma görevlilerine teşekkür ederiz. Bölümümüz öğretim üyeleri çalışmanın başlangıçta kabulünden, bitişine kadar inanarak destek verdiler. Bundan sonraki çalışmalara da örnek olacak güzel bir ortak dayanışma ve işbirliği kültürü sergilediler. Kendilerine teşekkürü borç biliyoruz. Araştırma NACE sınıflandırması dikkate alınarak sektörel olarak Konya imalat sanayini incelemektedir. Kitabın organizasyonunda her bir bölüm bir ya da ilişkili bir grup sektöre tahsis edilmiştir. Araştırmanın Konya ekonomisi üzerine gelecek akademik çalışmaları teşvik edici bir etki doğurması ve politika yapıcılar açısından faydalı olması en büyük temennimizdir.

KÜLTÜREL VE YARATICI ENDÜSTRİLER ÇAĞINDA SANAT EMEĞİ

Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, 2024

Sanat emeği kavramı günümüzde sanatın ve sanat üretiminin gittikçe ticarileşmesi, piyasalaşması ve güvencesizleşmesi ile beraber daha önemli hâle gelmeye başlamıştır. Bu makalede çağdaş sanat emeği süreçlerinin iki üretim alanına bölündüğü iddia edilmektedir. Bu üretim alanlarından ilki sanat dünyalarını kapsamaktadır, diğeri ise kültürel ve yaratıcı endüstrileri içermektedir. Günümüzde sanat emeğinin bu ikiye bölünmüşlüğü bazı farklı sonuçlara yol açmaktadır. Sanat emeğinin, sanat dünyası ile ilişki içerisindeki süreçleri yaratıcılık ve özgünlük temelli olarak yaratıcı emeğe yakınlaşırken; kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçleri zanaat emeği ile ilişkilenmektedir. Bu makale bağlamında kültürel ve yaratıcı endüstriler kapsamında kalan sanat emeği süreçlerine daha fazla odaklanılmıştır. Following these theoretical themes, the data obtained from the doctoral thesis prepared by the author of the article will be re-evaluated within the framework of artistic labor, which is the problematic of the article. In this article, the problems of artistic labor in the cultural and creative industries, such as insecurity, low wages, inability to make ends meet, and time organization, will be discussed.

TÜRKİYE'DE SÜT SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU ve SEKTÖRE YÖNELİK POLİTİKALARIN İRDELENMESİ

ÖZET Süt, insan beslenmesinde önemli bir yere sahiptir. Süt ve süt ürünleri, günlük beslenme düzeninde yer alan temel protein kaynaklarını oluşturmaktadır. Süt, tarım sektörünün yanı sıra sanayi sektörü açısından da oldukça önemli bir üründür. 2013 yılı verilerine göre Türkiye, dünyada, Avrupa Birliği-28 (AB-28), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin'inde aralarında olduğu listede inek sütü üretiminde 8. sırada, içme sütü üretiminde 7. sırada ve fermente süt ürünlerinde ise 5. sırada yer almaktadır. Türkiye'de süt üretimi, 2012-2014 yılları arasında hayvansal üretim değeri içinde % 40,7; tarımsal üretim değeri içinde % 13,3 gibi önemli bir paya sahiptir. Buna rağmen AB, ABD gibi gelişmiş ülkelerdeki gibi belirgin ve kararlı bir süt politikası bulunmamakta, üretici çoğunlukla piyasanın insafına bırakılmaktadır. Belirlenen politikaların ihracatı teşvik etmekten çok ithalatı teşvik edici yönde olduğu görülmektedir. Türkiye, süt üretimi açısından dünya sıralamasında ilk onda yer almasına rağmen içme sütü tüketimi açısından gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kalmaktadır. Türkiye'de kişi başına içme sütü tüketimi 2012 yılında 33,1 litre, 2013 yılında ise 37,3 litre olarak verilmiştir. İrlanda, Estonya, Finlandiya, Birleşik Krallık ve AB üyesi olmayan İzlanda gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde yıllık kişi başı içme sütü tüketimi 100 litrenin üzerindedir. Bu çalışmanın temel amacı, son yıllar itibariyle Türkiye'de süt sektörünün mevcut durumunu ortaya koymak ve süt sektörünü doğrudan etkileyen politikaları, dünyadaki politikalar ile karşılaştırarak irdelemektir. Çalışmada resmi istatistik kaynaklarından elde edilen ikincil veriler kullanılmıştır. İkincil verilerin gösteriminde basit indeks, yüzde hesapları gibi temel istatistiksel işlemlerden yararlanılmıştır.