ERGENLERDE DAVRANIŞ PROBLEMLERİNİN ANNE-BABADAN VE ÖĞRETMENLERDEN ALGILANAN DUYGUSAL İSTİSMAR AÇISINDAN İNCELENMESİ (original) (raw)

AİLELERİN TÜKETİM DAVRANIŞLARINA ERGENLERİN ETKİSİ

Bu çalışma, ailenin tüketim davranışlarına ergenlerin etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini, Ankara il merkezindeki ilköğretim okullarında ve liselerde öğrenim gören, çalışmaya katılmaya gönüllü olan 11-18 yaş arası toplam 300 öğrenci oluşturmuştur. Çalışma tarama modelinde olup çalışma aracı olarak anket formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler çapraz tablolar haline getirilerek x 2 analizi ile değerlendirilmiştir. Ergenin, kendi satın alma alanlarından spor malzemeleri, eğlence/serbest zaman faaliyetleri, kırtasiye malzemeleri, kaset, Cd, oyun, oyuncak ve kişisel bakım ürünleri kategorilerinde ağırlıklı etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Ailenin harcama alanlarında ise ergenin sadece tüm ailenin ortak kararından sonra eğlence/ serbest zaman faaliyetleri kategorisinde etkili olduğu saptanmıştır. Satın alma aşamaları arasında ise ergenin en çok marka seçiminde etkili olduğu görülmüştür. Genel olarak ergenin yaşı ve aile geliri arttıkça aile satın alma kararlarına daha çok katıldığı, satın alınacak ürünün fiyatı arttıkça babanın kararlarda daha etkili olduğu, annenin ekonomik gücünün artmasıyla da kararlardaki etkisinin arttığı görülmüştür. Elde edilen bulgular doğrultusunda anne babalara, ergenin kendi kullanacağı mal ve hizmetlerin kalite, fiyat, marka gibi özelliklerini değerlendirmesinde yol göstermeleri ancak son kararı ona bırakmaları, aile kararlarında da ona söz hakkı vermeleri önerilmiştir.

DUYGUSAL EMEĞİN ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞIYLA İLİŞKİSİ: ÖĞRETMENLER ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

çalışmada, eğitim kurumlarının ana yapı taşlarından olan öğretmenlerin duygusal emek gösterimlerinin, onların Örgütsel Vatandaşlık Davranışları (ÖVD) üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu maksatla, Ankara'da orta öğretim kurumlarında görev yapan 169 katılımcıdan anket yoluyla elde edilen veriler analiz edilmiştir. Çalışmada değişkenler arası ilişkiler ve etkileri korelâsyon ve regresyon analizleri ile ortaya konurken, değişkenlere ait ölçeklerin doğrulanması esnasında yapısal eşitlik modelinden istifade edilmiştir. Elde edilen bulgular incelendiğinde, öğretmenlerin duygusal emeklerinin, ÖVD'leri üzerinde önemli etkilere sahip olduğu görülmüştür. Özellikle, görevleri esnasında yüzeysel rol yapan öğretmenlerin, ÖVD'leri düşük iken, duygularını doğal olarak yaşayabilenlerin ise ÖVD'lerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Derinden rol yapanların ÖVD'leri düşük olmasına karşın yüzeysel rol yapanların ÖVD'lerine göre artma eğilimi göstermektedir. Çalışmada, duygusal emeğin alt boyutları bazında, kişiye ve örgüte yönelik ÖVD'ye olan etkileri de ortaya konulmuştur. Abstract: In this study, the display of emotional labor of teachers who are important constituent of education system are examined on their Organizational Citizenship Behaviors (OCB). For this purpose, data are obtained and analyzed from 169 secondary school teachers working in Ankara. The relations and effects between variables are presented by correlation and regression analyses. The validity of scales are measured with structural equation model. According to the findings, it is seen that teachers' emotional labors have significant effects on their OCB. Particularly, while teachers' OCB who surface act are low, teachers' OCB who can behave natural are high. As for deep acted teachers, their OCB are also low, but there is an upward trend in terms of surface acting. On the basis of sub-dimensions of emotional labors' effects on organizational behaviors towards individuals (OCBI) and organizational behaviors towards organizations (OCBO) are also exerted. Furthermore depend on findings, some suggestions are made to the human resource executives of education institutions, school managers and principals for qualified and effective education.

ERGENLERİN AKRANLARINA KARŞI TUTUMLARI İLE SUÇLULUK VE UTANÇ DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

ERGENLERİN AKRANLARINA KARŞI TUTUMLARI İLE SUÇLULUK VE UTANÇ DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ, 2015

Bu araştırmada ortaöğretim düzeyinde öğrenime devam eden ergenlerin aynı eğitim ortamına devam eden akranlarına karşı olan tutumları ile suçluluk ve utanç düzeyleri arasındaki ilişkinin ‘’cinsiyet, yaş, sınıf düzeyi, aile gelir düzeyi, kardeş sayısı, anne eğitim düzeyi, baba eğitim düzeyi, evde anne baba şiddeti olma durumu ve sosyal yaşamda şiddete maruz kalma’ değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır.

ERGENLERİN UTANGAÇLIK DÜZEYLERİNİN ANNE-BABA TUTUMLARI ve BAZI DEĞİŞKENLER AÇISI

The Journal of Academic Social Science Studies, 2015

Bu çalışma ergenlerin utangaçlık düzeylerinin anne-baba tutumları ve bazı değişkenlerle olan ilişkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Araştırma Çorum ili Sungurlu ilçesinde Milli Eğitim bünyesinde yer alan dört farklı resmi liseden gönüllülük esasına dayalı kalarak, tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak 121 öğrencinin katılımı ile gerçekleşmiştir. Veri toplamak için Kuzgun ve Eldeleklioğlu (2005) tarafından geliştirilen Ana Baba Tutumları Ölçeği, Güngör (2001) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Utangaçlık Ölçeği ve araştırmacılar tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu kullanılarak utangaçlığa neden olabilecek farklı değişkenlerin de ilişki düzeyi incelenmiştir. Bulgular: Okul türü, öğrencilerin yaşı, anne-baba öğrenim düzeyi, kardeş sayısı, doğum sırası, yerleşim yeri ve öğrencilerin kaldıkları yer ile utangaçlık arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Ailenin gelir düzeyinin utangaçlıkla ilişkili olduğu görülmektedir. Yine anne-baba tutumları ile utangaçlık arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Demokratik tutuma sahip ailelerin çocuklarının utangaçlık düzeylerinde düşüş olduğu gözlenirken, koruyucu ailelerin çocuklarının utangaçlık düzeyi puanlarının diğerlerine göre en yüksek olduğu gözlenmiştir. Sonuç: Anne-baba tutumlarının ergenlerin utangaçlık düzeyi ile ilişkisi olmadığı sonucuna varılmıştır. Okul türünün utangaçlığa etkisi incelendiğinde aralarında anlamlı bir fark bulunamamasına karşın Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencilerinin utangaçlık puan düzeyi düşük çıkmıştır. Yaşanılan yer ile utangaçlık arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ergenlerin Anne Baba Tutumları ve Utangaçlık ölçeklerinden aldıkları puanlar incelendiğinde ailenin gelir düzeyinin utangaçlıkla ilişkili olduğu görülmektedir. Ailenin artan gelir düzeyi ile ergenin utangaçlık düzeyine ilişkin aldığı puanlarda düşüş gözlenmektedir.

ERGENLERDE DUYGUSAL ÖZERKLİK, ARKADAŞA BAĞLANMA VE TEMEL PSİKOLOJİK İHTİYAÇLAR ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Bu araştırmanın amacı ergenlerde duygusal özerklik, arkadaşa bağlanma ve temel psikolojik ihtiyaçlar arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini Sakarya ili Adapazarı ilçesindeki Anadolu liselerinden seçilen ergenlerden 140'ı kız, 160'ı erkek olmak üzere toplam 300 ortaöğretim öğrencisi oluşturmaktadır. Verilerin toplanması amacıyla Duygusal Özerklik Ölçeği, Ergen Öğrencilerin Okulda Temel Psikolojik Gereksinimleri Ölçeği ve Ergenler İçin Arkadaşa Bağlanma Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın analizlerinde ölçek toplam puanlarının elde edilmesi için Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı Analizi, ikili grupların karşılaştırılması için bağımsız örneklem t-testi ve ikiden fazla grubun karşılaştırılması için ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre ergenlerin duygusal özerklik düzeyleri ile psikolojik gereksinim ve arkadaşa bağlanma düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki, ergenlerin duygusal özerklik düzeyleri ve temel psikolojik ihtiyaç düzeyleri arasında cinsiyet ve sınıf değişkenine göre anlamlı bir farklılık ve ergenlerin duygusal özerklik, temel psikolojik ihtiyaç ve arkadaşa bağlanma alt boyutları arasında cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir fark olduğu sonucuna varılmıştır.

DİJİTAL DOĞANLARIN ULUSLARARASILAŞMASI: KAVRAMSAL BİR ÇERÇEVE

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2024

Bu çalışma, ekonomilerin dijitalleşmesiyle birlikte gün geçtikçe adından daha çok söz ettiren dijital doğanları ele almaktadır. Dijital doğanlar, iş modelini en güncel web ve mobil teknolojilere ve daha fazla dijitalleşmeye dayandıran yeni bir firma türüdür. Bu çalışmanın amacı, dijital doğanların uluslararasılaşmasına odaklanarak literatüre katkı sağlamaktır. Yerel pazarlarda ortaya çıkan dijital doğanların dijitalleşmesi ile uluslararasılaşma süreci doğrudan ilişkilendirilemese de kullandıkları iş modeli uluslararasılaşma üzerinde etkili olmaktadır. Çalışma neticesinde dijital doğanların, dijital iş modellerine dayalı olarak geleneksel firmalara göre daha kolay, daha hızlı, daha az kaynakla, daha düşük maliyetle ve eş zamanlı olarak birçok ülke pazarında faaliyet gösterebilme potansiyelinin olduğu anlaşılmıştır. Dijital doğanların başarılı olması için uluslararası iş modellerinin temelinde kaliteli insan sermayesine sahip olması, niş pazarlara odaklanması, ilk olmanın avantajlarından yararlanması, güçlü kullanıcı tabanına sahip olması, ağ etkilerinden daha fazla yararlanması, sürdürülebilir yenilikçiliğe odaklanması, fikri mülkiyet haklarının korunduğu ve yüksek nüfuzlu yabancı pazarlara öncelik vermesi gerekmektedir.

ÖĞRETMENLERİN DUYGUSAL EMEK DÜZEYLERİNİN VATANDAŞLIK DAVRANIŞLARINA OLAN ETKİSİ

BUSINESS & MANAGEMENT STUDIES: AN INTERNATIONAL JOURNAL, 2019

ÖZ Bu araştırmanın amacı; eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin duygusal emek algılarının örgütsel vatandaşlık davranışı sergileme düzeylerine olan etkilerini analiz etmek ve bu eylemlerin bazı değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Bununla birlikte bu araştırma değişkenleri arasındaki ilişkilerin düzeyinin ve yönünün de tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda, Akdeniz bölgesinde yer alan Kahramanmaraş ve Mersin illerinde faaliyette bulunan eğitim kurumlarında çalışan 829 öğretmene anket uygulanmıştır. Anketler sonucunda elde edilen verilere SPSS paket programı kullanılarak korelasyon, regresyon, Kruskal Wallis ve Mann Whitney U analizi testleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; örgütsel vatandaşlık davranışı ve duygusal emek arasında pozitif yönde anlamlı ilişkinin varlığı, duygusal emek alt boyutları olan yüzeysel davranış, derinden davranış ve samimi davranışın örgütsel vatandaşlık davranışı alt boyutları olan diğergamlık, vicdanlılık, nezaket, centilmenlik ve sivil erdemi olumlu yönde etkilediği ve sosyo-demografik özelliklerin araştırma değişkenleri üzerinde anlamlı bir farklılığa sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. ABSTRACT The aim of this study is to analyze the effect of emotional labour perception of teachers working in educational intuitions on their organizational citizenship behaviour and to reveal whether these actions differ according to some variables. In addition to this, it is aimed to establish the level and the direction of the relations between the variants of the study. In accordance with this purpose, a questionnaire has been carried out on 829 teachers working in the educational intuitions in Mersin and Kahramanmaraş located in Mediterranean Region of Turkey. Correlation, regression, Kruskall-Wallis and Man-Whitney U analysis tests made on the data acquired from the questionnaire using SPSS programme. According to the result of the study, it has been determined that; there is a meaningful positive relationship between organizational citizenship behaviour and emotional labour, "surface acting", "deep acting" and "genuine acting" dimension of emotional labour effects "alturism", "conscientiousness", "courtesy", "sportsmanship" and "civil virtue" dimension of organizational citizenship behaviour positively and socio-demographic characteristics do not cause a meaningful difference on the variables of the study.

ÇOCUK GELİŞİMCİ ADAYLARININ ÇEVREYE YÖNELİK DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

3RD INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, 2023

In this study, it was aimed to determine whether the environmental behaviors of child development candidates change according to their gender, age, grade level, and environmental education. In the research, scanning model, which is one of the descriptive research methods, was used. The study group of the research consists of 261 university students studying in the Child Development Department of public universities in Turkey in the 2022-2023 academic year. General Information Form and Environmental Behavior Scale were used as data collection tools in the research. SPSS data analysis program was used in the analyses, and the analysis of the data was made with the independent sample t test and ANOVA test, independent of parametric statistical techniques. As a result of the research, it was determined that female students had higher levels of environmentally conscious consumers and males had higher levels of leisure time activities related to nature. It has been determined that students aged 27 and over are more environmentally conscious consumers, leisure time activities related to nature and recycling efforts. Resource conservation activities for the economic benefit of the second and fourth grade students, leisure activities related to nature; recycling efforts of fourth grade students; It was determined that the second and third grade students had higher levels of responsible citizenship and environmental activism. It has been determined that the environmental behaviors of the child development candidates who received education about the environment are positive. In this context, it can be ensured that child development candidates take courses on environmental literacy or the quality of existing courses on environmental education can be increased.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARIN AİLE İLİŞKİLERİ ve ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN DAVRANIŞ PROBLEMLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2016

Bu çalışma, okul öncesi dönemindeki çocukların aile ilişkileri ve çocuklardaki problem davranış düzeyi arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubu 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Düzce il merkezinde bulunan MEB'e bağlı bağımsız anaokuluna devam eden 48-66 aylık çocuk ve annelerinden (n=170) oluşmaktadır. Çalışmanın verileri araştırmalar tarafından hazırlanan Demografik Bilgi Formu, "Problem Davranış Ölçeği" (Alisinanoğlu ve Özbey, 2009) ve Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Akgün ve Yeşilyaprak (2010) tarafından yapılan "Çocuk Ana Baba İlişki Ölçeği-Anne formu" kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonucunda, anne-çocuk ilişki düzeyleri arasında çocukların yaşının, cinsiyetlerinin, annenin öğrenim düzeyinin anlamlı farklılığa yol açmadığı görülürken; anne yaşının, çocukların doğum sırasının ve okul öncesi kurumlarına devam sürelerinin istatistiksel olarak anlamlı farklılığa yol açtığı tespit edilmiştir. Çocukların problem davranış düzeyinin çeşitli değişkenlerce incelenmesi sonucunda; çocukların cinsiyetinin, anne öğrenim düzeyinin çocuklarda görülen davranış problemleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Çocukların doğum sıralarının, anne yaşının ve uzmandan yardım alma durumu ile çocuklardaki problem davranış düzeyi arasında anlamlı farklılık elde edilmiştir. Çocukların aile ilişki düzeyleri ile problem davranışları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ve anne-çocuk çatışma düzeyi arttıkça çocuklarda görülen davranış problemlerinin arttığı görülmüştür.

ÖĞRETMENLERİN DUYGUSAL EMEK DAVRANIŞLARININ İŞDOYUMLARINA ETKİSİ

Öz Bu araştırmanın temel amacı, öğretmenlerin duygusal emek davranışlarının iş doyumuna etkisini belirlemektir. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Araştırmanın çalışma grubunu Batman il merkezinde basit tesadüfi örnekleme yoluyla seçilen 380 öğretmen oluşturmaktadır. Öğretmenlerin duygusal emek davranışlarını ölçmek için Begenirbaş ve Meydan (2012) tarafından öğretmenlere uyarlanan Duygusal Emek Davranışları Ölçeği'nden ve Oran (1989) tarafından Türkçeye uyarlanan Minnesota Doyum Ölçeği'nden yararlanılmıştır. Çalışmada öğretmenlerin duygusal emek davranışları ve iş tatmin düzeyleri için aritmetik ortalamalardan yararlanırken, boyutlar arası ilişkiler ve etkileri korelasyon ve regresyon analizleri ile ortaya konulmuştur. Yapılan analizlerde ulaşılan sonuçlara göre, genel olarak duygusal emeğin işdoyumunu %7 yordadığı tespit edilmiştir. Özellikle alt boyutlar olarak ele alındığında boyutlar arasında (duygusal emek ile içsel doyum arasında) pozitif ve anlamlı ilişkilere rastlanılmıştır. Abstract The main aim of this research is to determine the effects of teachers' emotional labor behaviors on job satisfaction. The research is co relational survey model. The study group of the research consisted of 380 teachers in Batman province by simple random sampling. To measure teachers' emotional labor behaviors " Emotional Labor Behavior Scale " which was adapted for teachers by Begenirbaş and Meydan (2012), as well as " Minnesota Satisfaction Scale " which was translated to Turkish by Oran (1989) were used. In the study, while arithmetic mean was used for the teachers' emotional labor behaviors and job satisfaction, relationship among dimensions and their effects were determined by correlation and regression analyzes. According to the findings reached in the analysis, it was found that the overall emotional labor predicted job satisfaction as 7%. Especially when considered as the sub-dimensions, there were found positive and significant relationship among the dimensions (between inner satisfaction and emotional labor).