Uluslararası İlişkilerde Çatışmadan Güvenliğe (original) (raw)

Uluslararası İlişkiler Sözlüğü

Savaş halinde olan devletlerden birinin, diğerinin kıyılarındanbiri bölümüne veya tümüne giriş ve çıkışı engellemeyi amaçlayan savaş önlemlerinden birisidir. Devletlerin birbirlerine karşı geniş çapta ekonomik bağımlılıkları olmasından dolayı abluka modern savaş aracı olarak etkili bir silah vazifesi görür. Genel olarak abluka yazılı olan veya olmayan uluslararası hukuk kuralları ile düzenlenir. Abluka öncesinde tarafsız devletlere notayla bildirimde bulunmak ve her devlete eşit muamelede bulunmak zorunludur. Abluka ihlallerinde cezai müeyyide olarak gemiye el konabilir fakat zarar verilemez. Uygulama yönünden ablukaları çeşitli sınıflara ayırmak mümkündür. 18 ve 19. yy.'da yaygın olan kâğıt ablukasında sadece ablukanın ilanıyla yetinilmiştir, hukuki bir işlevi yoktur. Çoğunlukla savaş zamanında başvurulana abluka (BM'nin 1990'da Irak'a karşı uyguladığı gibi) savaş olmaksızın da sözkonusu olabilir. (1962 yılında ABD'nin Küba'ya uyguladığı gibi). Ayrıca abluka Irak'a uygulandığı gibi denizden olabileceği gibi, 1948 yılında Berlin'e uygulanan abluka gibi karadan ve havadan olabilir. Ayrıca abluka Amerikan İç Savaşı esnasında Kuzey'in Güney'in limanlarını ablukaya alması sonucu savaşı sona erdiren önemli bir etken olmuştur. Sonuç olarak abluka uluslararası arenada etkinliğini ve işlevselliğini korumaktadır.

Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Kavramı ve Realist Yaklaşım’a Genel Bakış

İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2015

Bu makale güvenlik anlayışında realist yaklaşımı açıklamaya çalışmaktadır. Uluslararası ilişkilerde realist yaklaşımın egemenliği, savaşların artması ile güçlenirken geçmiş tecrübelerden faydalanarak, savaşların etkisini azaltmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirmektedir. Realizmin etkinliği 2. Dünya Savaşı ve öncesi, soğuk savaş ve 11 Eylül saldırıları ile artarken, çağdaş yaklaşımın önemli bir parçası olmuştur. Bu konuyla ilgili günümüzde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Geçmişte Sun Tzu, Machiavelli, Yusuf Has Hacib gibi düşünürler de güvenlik konusunda açıklamalarda bulunmuş ve günümüze ışık tutmuştur. Realist görüş, devlet güvenlik anlayışında etkili görüş olmuştur. Bu durum 11 Eylül saldırıları ile teyit edilmiştir. 11 Eylül saldırılarından sonra dönemin Amerikan Başkanı olan Bush basın açıklamalarında bulunarak realist görüşün bir enstrümanı olan "Bush Doktrini"ni dünya ile tanıştırmıştır. Realist görüşe sahip olan düşünür ve akademisyenler, güvenlik, tehdit ve bu doğrultuda uygulanacak gücün yöntemini ve derecesini sistematik bir şekilde irdelemiş ve farklı perspektiften konuyu ele almışlardır.

Uluslararası İlişkiler Kuramlarında Savaş ve Barış

Uluslararası İlişkiler Kuramlarında Savaş ve Barış, 2019

Biri ne kadar korkutucuysa, diğeri o kadar rahatlatıcı… Biri ne kadar olumsuzsa, diğeri o kadar olumlu… Biri ne kadar gerçekse, diğeri o kadar erek… "Savaş" ve "barış"… Çoğunlukla birbirlerinin karşıtlıkları üzerinden tanımlanmış, konumlandırılmış ve anlamlandırılmış iki kavram, iki durum, iki olgu… İnsanların, toplumların ve siyasi varlıkların tarihi savaş ve barış tartışmaları üzerine kurulu olmuştur. Savaş gözlemlenebilen bir çatışma ortamı oluştururken, barış kimi zaman "savaşsızlık" durumu kimi zaman da kendine has özellikleri olan bir hukuksal düzen olarak görülmüştür. Bu çalışmada; çatışmanın, mücadelenin, üstünlük arayışının, hak ihlallerinin, saldırı ve savunmanın bir yanda; uyumun, işbirliğinin, hukuksal düzenin, toplu kazancın diğer yanda olduğu bir konu ele alınmaya çalışılmıştır.

Uluslararası Güvenliğe Giriş

Bucak İşletme Fakültesi Dergisi, 2021

Uluslararası ilişkiler disiplini Türkiye'de gelişim sürecindeki en popüler alanların başında gelmektedir. Her geçen gün gelişen literatürü bunun göstergelerindendir. Şubat 2021 tarihinde Nobel Yayın Grubu tarafından okurların beğenisine sunulan editörlüklerini değerli bilim insanları Ayça Eminoğlu ve Murat Ülgül'ün üstlendiği "Uluslararası Güvenliğe Giriş" kitabı uluslararası ilişkilerin gelişen literatürüne en değerli katkıyı yapan eserlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoğun bir süreç sonrasında okuyucuların beğenisine sunulduğu ilk bakışta göze çarpan eser, on altı değerli bilim insanının kaleminden on dört ayrı bölümden oluşmaktadır. Bununla birlikte eserin Prof. Dr. Sinem Akgül Açıkmeşe'nin önsözüyle basıldığını da belirtmek de fayda görülmektedir. İçerik bağlamında ele alındığında, ilk bölümü Çiğdem Üstün ve Bezen Balamir Coşkun'un "Uluslararası Güvenlik: Kavramlar ve Teorik Yaklaşımlar" başlıklı çalışmaları teşkil etmektedir. Bu bölümde Üstün ve Coşkun, ilk olarak uluslararası sistemde güvenlik anlayışımızın değişkenliğine yani dinamik niteliğine vurgu yapmaktadırlar. Bu bağlamda teorilerin gelişimini, ihtiyaçların karşılanmasıyla ilişkilendirirken kavramsal olarak gelişimin varlığını ifade etmektedirler. Amaç bakımından ele alındığında bölümde, değişen uluslararası güvenlik anlayışı ele alınırken, bölgesel düzlemden global düzleme güvenlik nosyonunun algılardaki karşılığı ve bununla ilişkili konuları ele alırken tercih

Uluslararası İlişkilerde Sosyal İnşacılık

Uluslararası İlişkilerde Sosyal İnşacılıK, 2011

Özet: Sosyal İnşacılık özellikle 1980'lerden sonra farklı bir yaklaşım olarak uluslararası ilişkilerde önem kazanmaya başlamıştır. Neorealizm ve Neoliberalizm gibi materyal odaklı yaklaşımlardan farklı olarak, daha çok kimlik, norm ve düşüncelerin uluslararası politikanın oluşumundaki yerini irdeler. Toplumsal ilişkilerin çalışma yöntemi olarak da kabul edilen Sosyal İnşacılık toplumsal yapıya ayrı bir önem atfeder. Bazı İnşacılara göre " Sosyal dünya verili bir dünya değil, oluşturulmuş bir dünyadır. " İnşacılığın yeni bir düşünce olarak görülmediğini, eski bir metodoloji olarak 18. yüzyıl İtalyan filozofu Giambattista Vico'ya (1668-1744) ve Immanuel Kant'a (1724-1804) kadar geri götürüldüğünü görmekteyiz. Abstract: Social Constructivism, as a new approach in International Relation, especially after 1980's began to gain importance. Apart from Neorealism and Neoliberalism, which considered material oriented approaches, Social Constructivism emphasize on the role of identity, norms and ideas in the structure of international politics. As a method of studying social relations Social Constructivism gave a different meaning to the issue of social structure. According to some constructivists, " Social world is not a given world, it is a made of world. " Constructivism is not seen as new approach, as an old methodology its roots goes back to the Italian philosopher Giambattista Vico (1668-1744) and Immanuel Kant (1724-1804).

Uluslararası İlişkiler Tartışmalarında Çanakkale Savaşı

Uluslararası ilişkiler çalışmak geçmişin izinden yola çıkıp bugünü anlamayı ve geleceği öngörebilmeyi öğrenmeyi hedeflemektedir. Bölüm dersleri sırasında disiplin içinde yer alan kuramlar, kavram- lar ve konular çoğu zaman Batı’nın siyasal tarihinin örnek olayları üzerinden anlatılmaya çalışılmaktadır. Anglo Sakson kökenli bir doğuşla başlayan ve tarih boyunca gelişme gösteren uluslararası iliş- kiler disipline ait literatürün bu şekilde gelişmesi doğaldır. Ancak hem disipline ait kuram ve kavramlara hem de küresel siyasi tarihe yabancı bir öğrenci için disiplini anlamak ne kadar kolaydır? Bu ça- lışma ile uluslararası ilişkiler literatürü içinde yer alan tartışmaları Türkiye’nin siyasal tarihinin örnek olayları üzerinden analiz etmek hedeflenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, öğrencilerin öğretim hayatları boyunca duydukları tarihsel örnekler ile, kavramları ve ko- nuları daha kolay bir şekilde anlayabilecekleri düşünülmektedir. Bu bağlamda ilk çalışma, Uluslararası İlişkiler Tartışmalarında Çanakkale Savaşı başlığı ile hazırlanmıştır. Bu proje, her yıl belir- lenen konu başlıkları ile sürekli yenilenerek devam edecektir. İn- ternette açık erişimde yer alan kitaplar ISBN numarasına sahiptir ve dolayısıyla akademik dosyalarda kullanılabilir. Başlattığımız bu projenin ilerleyebilmesi ve daha çok kesime ulaşabilmesi için eleştiri ve yorumlarınızla bize sağlayacağınız katkılar büyük önem taşımak- tadır. Projenin ilk adımın atılmasında bize verdikleri destekten dolayı, Bezen Balamir Çoşkun’a, Tolga Öztürk’e, Burak Gülboy’a, Hasan B. Yalçın’a, Gürol Baba’ya, Nejat Tarakçı’ya, Aşkın İnci Sökmen’e ve Ayşegül Özerdem’e teşekkür ederim. Esra Diri İstanbul, 2015

Uluslararası İlişkilerde Güç Kavramı

2020

Temel anlamıyla güç, bir olayın sonucunu ne gerekiyorsa yaparak elde etme olarak tanımlanabilir. Bir aktörün kendi tercihleri dışında yapmayacağı bir şeyi başka bir aktör sayesinde yapması veya bir aktörün bir şeyi yapmasını önlemek güç kullanımına örnek olarak gösterilebilir. Pek çok açıklamaya sahip olan güç kavramı etki, amaç veya yeterlilik olarak da tanımlanmaktadır. Güç, karmaşık ve ilişkisel bir kavramdır. Neredeyse insanlık tarihi kadar eski olan ‘‘güç’’ kavramı günümüzde de hala etkin olarak kullanılmakta özellikle uluslararası ilişkiler alanında çokça karşımıza çıkmakta ve birçok olayda açıklayıcı olan bir kavramdır. Sosyal bilimlerde karşımıza çıkan güç kavramı geçmişten günümüze kıyaslayıcı bir unsur olarak da karşımıza çıkmıştır. Güç kavramının eski olmasına karşın algılanamaması, dönemden döneme değişen güç kıstasları ve bu gücün uygulanma değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Güçlü olan zayıf olanı yener veya büyük balık küçük balığı yer yaklaşımı güç kavramının önemine atıfta bulunmaktadır. Tarihsel olarak pek çok olayın açıklanmasında karşımıza çıkan güç kavramı günümüz siyasetinde ve uluslararası ilişkilerde etkin olarak kullanılmaya devam etmektedir. Bu çalışmada güç kavramı tanımı yapılmış realizm bakış açısı ile incelenmiş, uluslararası ilişkiler açısından güç kavramının önemi ile sert, yumuşak ve akıllı güç kavramı incelenmiştir.