Feyzullah Efendi’nin Kitabü’l-Ezkar bi’l-Aşiyyi ve’l-İbkar’ı, Erzurumlu Şeyhulislam Seyyid Feyzullah Efendi Sempozyumu (31 Ekim - 2 Kasım 2014 Erzurum) -Tebliğler-, 2015, s. 299-307. (original) (raw)

murat-simsek-mahmut-samar.pdf; ATIF: Şimşek, Murat & Samar, Mahmut. “Elyazması Eserlere Dibâce ve Tahkikte Süreli Yayıncılık: Mecelletü MaǾhedi’l-Maħŧûŧâti’l-ǾArabiyye”. Tahkik İslami İlimler Araştırma ve Neşir Dergisi 1/2 (Aralık/December 2018): 121-186.

ATIF: Şimşek, Murat & Samar, Mahmut. “Elyazması Eserlere Dibâce ve Tahkikte Süreli Yayıncılık: Mecelletü MaǾhedi’l-Maħŧûŧâti’l-ǾArabiyye”. Tahkik İslami İlimler Araştırma ve Neşir Dergisi 1/2 (Aralık/December 2018): 121-186., 2018

Manuscript Prologues and Periodical Publications of Critically Edited Works: Majallah Ma‘ahad al-Makhtūtāt al-‘Arabiyyah This study has been prepared in contribution to the newly released Tahkik İslami İlimler Araştırma ve Neşir Dergisi (“Journal of Critical Editions of Islamic Manuscripts”). It also seeks to explore one of the scholarly genres in the field of critically published texts, namely, periodical publications, and in particular the Majallah Ma‘ahad al-Makhtūtāt al-‘Arabiyyah. Firstly, possessing basic knowledge of manuscripts and that of the historical periods of manuscripts of Islamic history in particular is a minimal requirement in this field. In the Islamic cultural heritage, there exists many a manuscript of treatises that are either in the form of a single leaf or a short tract. When it comes to preparing such works for publication, their length do not always suffice that of a book. For this reason, periodicals have been issued in order for critical editions of manuscripts of such works, particularly those containing short treatises, the history of books and writings, and studies on libraries and cataloging, get published. Anahtar kelimeler: Manuscript, Majallah Ma‘ahad al-Makhtūtāt al-‘Arabiyyah, minhuvāt, journal, textual criticism.

Bandırmavî Hâmid Efendi. Câmi‘u rivâyâti’l-fehâris ve lâmi‘u icâzâti ehli’l-fevâris (nşr. Kadir Ayaz). İstanbul: Dâru Bâbi’l-İlm, 2020, 1056 s. (Kitap Değerlendirmesi)

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 59 (2020 ): 185-189, 2020

Osmanlı dönemi hadisçiliği hakkındaki değerlendirmeler sırasında, İbn Hacer (ö. 852/1449) ve Süyûtî (ö. 911/1505) gibi âlimlerden sonra bu yeterlilikte bir âlimin yetişmemiş olduğu söylenir. Bu konu, usul yazımı, tabakât literatürü, semâ meclisleri ve buna bağlı olarak yürütülen hadis icâzetlerinin devamlılığıyla birlikte düşünülmelidir. Özellikle geç dönemlerde hadis ilmine dair faaliyetlerin varlığı ve bu faaliyetlerin yetkinliğinden bahsetmenin en önemli ölçütlerinden biri, müellifin kendi hayatı üzerinden hadis ilminin varlığını gösteren ve semâ/kıraat meclislerindeki okumaları ve icâzetlerini aktardığı fehrese türü eserlerdir. Fehrese veya sebet olarak yaygınlaşan bu türde İbn Hacer ve Süyûtî gibi âlimler önemli eserler kaleme almışlardır. Osmanlı döneminde ise sebet ve fehrese türü eserler, Muhammed b. Alâaddin el-Bâbilî’nin (ö. 1077/1666) 1070/1659-60 tarihinde Mısır’dan Hicaz’a gittikten sonra akdettiği hadis meclisleriyle yaygınlaşmıştır. Bâbilî’nin talebeleri olan Rûdânî (ö. 1094/1683), İbrahim el-Kûrânî (ö. 1101/1690), Ahmed en-Nahlî (ö. 1130/1717) ve Abdullah b. Sâlim el-Basrî (ö. 1134/1722) gibi âlimlerin sebeti ikinci tabakanın ürünleri olarak görülebilir. Daha sonra ise Tâceddin el-Kal‘î (ö.1147/1735), İsmail el-Aclûnî (ö. 1162/1749), Ahmed el-Menînî (ö. 1172/1759) ve Himmâtzâde (ö. 1175/1761) gibi âlimler bu dönemdeki sebet yazım geleneğini sürdürmüşlerdir. 12./18. yüzyıl hadis ilmi açısından öne çıkan herhangi bir vasfıyla isimlendirilecekse bu asra “sebet asrı” denilmesi dahi mümkündür.

“Ebü’l-Hasan Ali el-Herevî ve et-Tezkiretü’l-Hereviyye fî’l-hiyeli’l-harbiyye İsimli Eseri”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 5, (2016), s. 39-56.

Özet XII. yüzyılda Eyyûbî ve Eyyûbî coğrafyası dışında yaşamış olan Ebü’l-Hasan Ali el-Herevî (542-611/1147-1215), dönemin önemli âlimlerinden biridir. Esasen hayatı hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız el-Herevî, hayatının son yıllarını Selâhaddîn Eyyûbî’nin oğlu el-Melikü’z-Zâhir Gâzî’nin himâyesi altında geçirmiştir. Haleb’de kendisi için kurulan el-Medresetü’l-Hereviyye’de dersler vermiştir. Dört eser kaleme almış olan müellifin iki eseri günümüze ulaşmıştır. Onun önemli eserleri arasında XII. asırda telif ettiği ve İslâm dünyasının önemli şehirlerinde bulunan ziyâretgâhları anlattığı Kitâbü’l-İşârât ilâ ma‘rifeti’z-ziyârât isimli eseri yer almaktadır. Bunun yanı sıra el-Melikü’z-Zâhir Gâzî’ye sunduğu, harp sanatı hakkında yazılan ve içerdiği bilgi itibariyle aynı zamanda bir siyasetnâme eseri olma özelliğine sahip olan et-Tezkiretü’l-Hereviyye fî’l-hiyeli’l-harbiyye isimli eseri, dönemi ve alanı itibariyle kıymetlidir. Bu çalışmada, el-Herevî’nin et-Tezkiretü’l-Hereviyye fî’l-hiyeli’l-harbiyye isimli eseri ve eserin Ortaçağ İslâm tarihçiliği açısından değeri üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Ebü’l-Hasan ‘Alî el-Herevî, et-Tezkiretü’l-Hereviyye fî’l-hiyeli’l-harbiyye, Eyyûbîler, Siyâsetnâme, Savaş Sanatı. **************** Abstract Abu’l-Ḥasan ‘Alī al-Harawī who lived in Ayyūbīd and other lands in XIIth century was one of the important scholars in his period. Actually, we do not have much information about life of al-Harawī. al-Harawī has spent last years of his life under the auspices of al-Malik az-Zāhir Ghāzī son of Salāh ad-dīn Ayyūbī. al-Harawī has given lectures at the al-Madrasa al-Harawiyya where built up by al-Malik az-Zāhir Ghāzī for himself. Among his significant books is Kitāb al-Ishārāt ilā Ma’rifat al-Ziyārāt which compiled in XIIth century and included sacred places in major cities of the Islamic World. Besides that, his precious work, al-Tadhkira al-Harawiyya fī al-ḥiyal al-ḥarbiyya as a siyāsat-nāmah and art of battle, which dedicated al-Malik az-Zāhir Ghāzī. This study will focus on the al-Tadhkira al-Harawiyya fī al-ḥiyal al-ḥarbiyya and its value in terms of Islamic medieval historiography. Key words: Abu’l-Ḥasan ‘Alī al-Harawī, al-Tadhkira al-Harawiyya fī al-ḥiyal al-ḥarbiyya, Ayyūbīds, Siyāsat-nāmah, Art of Battle.

Ebû’l-Berekât en-Nesefî ve “el-Umde” Adlı Eseri, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1997, sayı: 3, s. 181-200.

Ebu'I-Berekat en -Nesefi, Maverannehir bölgesinin velud ikliminde yeti §en İslami bilimlerin birçok bran §ında eser vermeyi ba §armı § ansiklopedik bir ki §iliktir. Asıl adı Abdullah b. Mahmud, künyesi Ebul-Bereka.t, lakabı Hafizu'd-Din'dirY> Doğduğu yer olan, Maveraünnehir bölgesinde bulunan, bugün Özbekistan sınırlan içinde yer alan Nesef 2 ) §ehrine nisbetle.Nesefi diye adlandırılırY> Nesefinin doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Zamanın büyük hukuk bilgini Şemsu'l-Eimme Muhammed b. Abdüssettar el-Kerderi (642/ 1244)'den ders okuduğuna göre, bundan önceki tarihte, muhtemelen VII. asrın ilk çeyreğinde doğmu § olmalıdır.

El-Keşşāf’ta Gizli İtizāl: ez-Zemaḫşerī’nin Tefsir Mukaddimesi Üzerinden Ḫalḳu’l-Ḳurān Tartışmaları, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi [AÜİFD], 2015, cilt: LVI, sayı: 1, s. 107-135.

Hicrî 7. ve 8. yüzyıl ilmî çevrelerinde dile getirilen iddialardan biri, Mu tezile’nin geç dönem temsilcilerinden ez-Zemaḫşerī’nin, el-Keşşāf adlı tefsirinde i tizālī fikirleri gizli bir şekilde işlediğidir. Bu iddia, tefsir faaliyetleri içinde, ez-Zemaḫşerī’nin gizli i tizālī fikirlerini açığa çıkarmak ya da tefsiri bu fikirlerden tecrit etmek gibi bir uğraşıyı ortaya çıkarmış; ayrıca elKeşşāf üzerine yazılan şerh ve haşiye eserlerinde, ez-Zemaḫşerī’nin i tizālī fikirleri tartışılmıştır. Benzer bir tartışmada, ez-Zemaḫşerī’nin el-Keşşāf’ın mukaddimesinin ilk cümlelerine Kur’an’ın yaratılmış olduğu fikrine referansla Mu tezilī öğretiyi veciz bir üslupla yerleştirdiği iddia edilmiş; ayrıca ilk cümlede Kur’an’a atıfla ḫaleḳa fiilini kullandığı ve daha sonra o fiili değiştirdiği rivayeti dillendirilmiştir. Bu makale, şarihlerin görüşleri üzerinden ez- Zemaḫşerī ve el-Keşşāf’ın mukaddimesi hakkında ileri sürülen söz konusu iddiaları tetkik etme amacındadır.