MİLAS (MESUDİYE) BAKIR MADENİ (1750-1816) (original) (raw)
Related papers
II. MEŞRUTİYET'TEN CUMHURİYET'E TARTIŞMALI BİR MADEN İMTİYAZI: BAHR-İ LÛT BROM MADENİ
History Studies, 2021
II. Meşrutiyet’in ertesinde Salah Cimcoz, Hüseyin Suad ve Cenab Şahabeddin, Bahr-i Lût sularından brom madeni çıkartma imtiyazı almak adına harekete geçmişlerdir. İlk talepleri, yapılan incelemenin ardından uygun bulunmamıştır. Karara itiraz etmelerinin ardından Ocak 1911’de imtiyazı elde etmişlerdir. Bundan sonraki süreç imtiyaz sahipleri açısından kolay olmamıştır. Muhalefetin oldukça canlı olduğu 1911 yılında özellikle muhalif basında, imtiyaz sahipleri İttihat ve Terakki ile ilişkilendirilerek devamlı surette eleştiriye uğramışlardır. İmtiyazı bir yabancı sermaye grubuna satma veya işletme konusunda da başarılı olamamışlar ve sonuçta imtiyaz 1915 yılında feshedilmiştir. Filistin topraklarındaki Türk hakimiyetinin sona ermesinin ardından süreç daha da karmaşıklaşmıştır. 1925’de imtiyaz yeniden Salah Cimcoz ve arkadaşlarına iade edilirken onlar da imtiyazı satmayı başarmışlardır. Ancak mesele, onlardan imtiyazı alan Fransız ağırlıklı grup ile rakip İngiliz şirket arasında mahkemelik olmalarına dek uzayan bir anlaşmazlığa dönüşmüştür. Bu çalışmada daha önce ele alınmamış olan brom madeninin imtiyaz sürecinin takip edilmesi hedeflenmektedir. Brom madeni imtiyazı, devamlı olarak tartışma konusu olması bakımından farklı bir yere sahiptir. Biz de tartışma süreçleri üzerinden konunun işlenmesini uygun gördük. Çalışmamız ağırlıklı olarak Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi arşiv belgelerine, yerli ve yabancı gazetelerde sürece ilişkin yayınlanan haberlere dayanmaktadır. Konuyla ilgili resmi yayınlardan ve araştırma eserlerinden de yararlanılmıştır.
19. YÜZYILDAN BİR MADEN İŞLETMESİNİN HİKAYESİ: AMASRA KALAYCI MADENİ
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) , 2019
The events in the Ottoman Empire about the public awareness of the existence of coal and its use took place in the first half of the 19th century. Although there are several versions on the subject of “burning stones”, the state administration of the mines officially started in 1848 with the Hazine-i Hassa. Subsequently, the management of coal enterprises was carried out by the Ministry of Ottoman Navy, the Ministry of Commerce and the Ministry of Finance after 1920. With the operation of coal, new coal demands emerged in order to meet the coal need of steam-powered factories in the Ottoman Empire. The increase in demand and demand for coal has prompted entrepreneurs to engage in coal mine operation and trade. However, after the entrepreneur found that there were mines in his land, the process involved different challenges, including the commissioning of the business, the extraction of the mine and the transfer of the mine. In this study, a 19-year mining effort in the village of Kalaycı in the Amasra sub-district of Bartın will be transferred through the documents of the Prime Ministry Ottoman Archives. The events will be based on Mehmet Tevfik Efendi's effort to operate the coal in his own land from 1877 and the end of the mining operation to 1896. As a result of these events, the mining problems in the Ottoman Empire will be documented through the case study.
1873 TARİHLİ İMTİYAZ SÖZLEŞMESİNE GÖRE ELAZIĞ- PALU SİMLİ KURŞUN MADENİ
Yeraltındaki çoğu yatakta, bakır, kurşun, çinko, altın ve gümüş birlikte bulunmaktadır. Bu tür polimetalik madenlerde maden, hâkim olan mineralin ismiyle anılmaktadır. Antik çağlarda bu madenlerin birbirinden ayrılması mümkün değil iken günümüz teknolojisi sayesinde bu işlem uygulanabilir hale gelmiştir. Ancak kurşun madeninin ana minerali olan Galen (PbS) mineralinin az da olsa gümüş metalini içermesi bakımından bu durum gümüş ve kurşun için farklılık arz etmektedir. Gümüş içeriği yüksek olan kurşun madenlerine "Simli (gümüş) Kurşun Madeni" adı verilir ve simli kurşun madeninde sim ile kurşunun ayrı ayrı elde edilebilmesi mümkündür. Anadolu'da antik çağlardan beri işletilmiş olan hatta günümüzde dahi faal olan simli kurşun madenleri bulunmaktadır. Bunlar; Kütahya Gümüşköy Gümüş Madeni, Balya Simli Kurşun Madenleri, Toroslardaki Kurşun ve Gümüş Madenciliği ve Doğu bölgesinin en önemli ve en eski simli kurşun madeni olan Elazığ'daki "Keban Simli Kurşun Madeni" havzasıdır. Bölgedeki bir diğer maden ise çalışma konumuzu oluşturan, Elazığ-Palu civarında yer alan kurşun madenidir. Çalışmamızda, 18. yüzyıldan günümüze kadar simli kurşun yatakları ile bilinen ve bölge stratigrafisinin belirlenmesi amacıyla birçok yerbilimci tarafından farklı dönemlerde inceleme ve araştırmalara konu olan, Keban Bölgesine yakın mesafede bulunan Diyarbakır Vilayeti sınırları içerisindeki Mamuret-ü'l Aziz (Elazığ) Sancağı, Palu Kazası, Eğil Nahiyesine tabi Perçeman Karyesindeki teba-yı Devlet-i Aliyye'den Diyarbakırlı Papaz oğlu Agob ve Kılcı Melkon'a ihale olunan simli kurşun madeninin imtiyaz sözleşmesi hakkında bilgi verilecektir. İlgili sözleşmede, öncelikle maden alanının sınırları belirtilerek simli kurşun madeni ihalesinin 1289 (1873) Mart başından itibaren 99 yıllık bir süre için Papaz oğlu Agob ile Kılcı Melkon'a kaldığı ifade edilmiştir. Yine sözleşmede, simli kurşun madeni dışında, alandan çıkarılan diğer madenlerin sözleşmeye dâhil olmadığı, araziden çıkarılan madenden, ihraç olunacaklardan % 5 vergi alınacağı ve sözleşme şartlarına uyulmaması durumunda sözleşmenin 50. maddesi gereğince fesh olunacağı belirtilmiştir. Ayrıca sözleşmeye bir şartname sureti de eklenmiştir.
TÜRKİYE'DE MADEN MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ TARİHÇESİ
No SUNUŞ 5 TÜRKİYE'DE MADEN MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ TARİHÇESİ 7 ORTAÇAĞ AVRUPASI'NDA YERBİLİMLERİ 7 DÜNYA'DA MADEN MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ 7 ANADOLU'DA MADENCİLİK KONULARINA DEĞİNEN İLK YAYINLAR 9 TÜRKİYE'DE MADENCİLİK ve YERBİLİMLERİ ÖĞRETİMİNİN TARİHÇESİ 10 ÜLKEMİZDE İLK MADEN MÜHENDİSLERİ 19 İLK MADEN MÜHENDİSİ SADRAZAM İBRAHİM ETHEM PAŞA 19 TÜRKİYE'DE YÜKSEKÖĞRENİMİN TARİHÇESİ 22 TÜRKİYE'DE ÖĞRENİM GÖREN İLK MADEN MÜHENDİSLERİ 24 YÜKSEK MAADİN MÜHENDİSİ MEKTEBİ ALİSİ 1928 -1931 MEZUNLARI 28 ZONGULDAK MADEN TEKNİSYEN VE BAŞÇAVUŞ OKULU 28 MTA TARAFINDAN YURT DIŞINDA EĞİTİM VERİLEN MADEN MÜHENDİSLERİ 31 İTÜ MADEN FAKÜLTESİ 32
KARADENİZ’DE BİR OSMANLI MADEN YERLEŞKESİ: KAB-I MADEN KAZASI (1264-1856)
Samsun kırsalında bir eşkıya gurubu tarafından keşfedilen altın madeni yörenin kaderini değiştirmiştir. Mert Irmağı’nın doğu yakasında yer alan arazilerde nodül hâlinde tespit edilen altın madeni işlenerek Kırım yöresinde piyasaya sürülmüştür. Rusya Çarlığı bu durumu Osmanlı makamlarına rapor etmiş ve tedbir alınmasını talep etmiştir. Samsun kırsalındaki eşkıya takibi sonrasında eşkıyaya mali kaynak oluşturan altın madeni incelenmiş ve işletmeye değer bulunmuştur. Ceb-i Hümayun Hazinesine bağlanan işletme doğrudan Trabzon Valisi tarafından idare edilmeye başlanmıştır. Altın madeni nedeniyle de Samsun, Sivas vilayetinden alınarak Trabzon’a bağlanmış ve yöredeki altın madeni 1856 yılına kadar işletilmiştir. Madenle birlikte oluşturulan yeni yerleşim mekânı ve yöredeki sosyal, demografik ve ekonomik değişimler çalışmada arşiv kaynakları ile değerlendirilmiştir.
Ergani Bakır Maden-i Hümayûnu (1900-1918)
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018
Ergani Bakır Maden-i Hümayûnu Osmanlı Devleti’nin en önemli bakır madeniydi. Bu madenin mülkiyeti devletin olmakla beraber işletmesi özel şahıslara (mültezimlere) verilmekteydi. Mültezim, madeni kazıp çeşitli rafine işlemlerinden sonra elde ettiği ham bakırı hükümet tarafından belirlenen bir fiyattan devlete satmaktaydı. Mültezimden alınan bu bakırlar silah ve gemi yapım fabrikaları gibi devlet işletmelerinin ihtiyaçları karşılandıktan sonra geriye kalan ham bakır yurtdışına satılmaktaydı. Yurtdışına satılarak önemli bir gelir elde edilmekle beraber bakır üretiminde belli başlı sorunlarla mücadele edilmesi gerekti. Bunlardan birisi bakırların İskenderun ve Samsun limanlarına nakli meselesiydi. Bir diğeri bakırın saflaştırılmasında gerekli olan odun kömürünün teminiydi. Bir başkası ise üretimi daha düşük maliyete gerçekleştirecek olan modern teknolojinin üretimde etkin kılınmasıydı. Bu sorunlardan ilk ikisinin çözümü için bölgeye demiryolu yapımı şarttı. Ancak demiryolu yapımı gibi büyük sermaye gerektiren işlerin yabancı sermayesiz yapılması mümkün değildi.
İZZEDDİN MEHMET PERVÂNE BEY (d.? Ö. 1300) VE AMASYA BURMALI MİNARE CAMİİ VAKFI
İZZEDDİN MEHMET PERVÂNE BEY (d.? Ö. 1300) VE AMASYA BURMALI MİNARE CAMİİ VAKFI, 2020
Anadolu Selçuklu Devleti Tarihi, gerek siyasi, gerekse sosyo-kültürel açıdan, henüz tam anlamı ile gün yüzüne çıkmamış değerli bir hazine olarak önümüzde durmaktadır. Tarihin anlaşılması ve aktarılmasında, tarihi ve kültürel yapıların önemi büyüktür. Türk-İslâm tarihinin her biri birbirinden kıymetli olan yapıları, tarihi bir hazine olarak kültürümüze büyük katkılar sağlamaktadır. Bu çalışmada adı geçen hazinelerden biri olan ve İzzeddin Mehmet Pervâne tarafından 1299-1300 (699) yıllarında tanzim edilen Amasya Burmalı Minare Camii’ne ait vakıf hakkında bilgi verilecektir. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in vezirlerinden olan Ferruh Bey ve kardeşi Hazinedar Yusuf Bey tarafından 1242 (640) yılında yapılan Amasya Burmalı Minare Camii, Amasya il merkezinde, “Dere mahallesi Taşhan Sokak’ta” bulunmaktadır ve halen faal durumdadır. Araştırmanın kaynaklarını Burmalı Minare Camii’nin Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde bulunan vakfiyesi ile yine aynı arşivde bulunan Osmanlı dönemi vakıf kayıtları oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra Selçuklu tarihinin ana kaynaklarından ve modern araştırmalarından yararlanılmıştır. • Anahtar Kelimeler Amasya, Burmalı Minare Camii, İzzeddin Mehmet Pervâne, Vakıf. • Abstract The history of the Anatolian Seljuk State stands before us as a valuable treasure that has not yet fully come to light in terms of politics and socio-cultural. Historical and cultural structures are of great importance in understanding and transferring history. The structures of the Turkish-Islamic history, each one of which is more valuable than the other, make great contributions to our culture as a historical treasure. Information will be given about the foundation belonging to the Amasya Burmalı Minare Mosque, which is one of the mentioned treasures and was arranged by II. İzzeddin Mehmet Pervâne in 1299-1300 (699). The Amasya Burmalı Minare Mosque, built in 1242 (640) by Ferruh Bey, one of the viziers of Gıyaseddin Keyhüsrev, and his brother Hazinedar Yusuf Bey, is located in the city center of Amasya, on Taşhan Sokak, in the Dere district and is still active. The sources of the research are the endowment of the Burmalı Minare Mosque in the Archives of the General Directorate of Foundations and the Ottoman period foundation records in the same archive. In addition to these, the main sources and modern researches of Seljuk history were used. • Keywords Amasya, Burmalı Minare Mosque, İzzeddin Mehmet Pervâne, Foundation