Aydınlanma, İlerleme Düşüncesi ve Ekonomi Politiğin Doğuşu - Sapare Aude! Aklını Kullanmak Cesaretini Göster (original) (raw)
Related papers
Türk Siyasal Düşüncesinde 58 Kuşağı: Progresivist (İlerlemeci) Aydınlar
Türk Siyasal Düşüncesinde 58 Kuşağı: Progresivist (İlerlemeci) Aydınlar, 2017
Bu çalışma, Türkiye' de 1950'li yıllarda iktidarda bulunan popülist-muhafazakâr hükümete karşı şekillenen muhalif aydın hareketinin başlıca sosyo-politik görüşlerini ele almaktadır. Türk modernleşme tarihinde, ülkeyi ileri uygarlık standartlarına taşımayı amaçlayan reformları yürütmek ile çağdaş batı toplumlarının sahip olduğu özgürlükleri benimsemek arasında çoğu kez bir gerilim gözlemlenmiştir. Genellikle devrimci grupların birinci, liberal-demokratlarınsa ikinci unsuru ön plana aldıkları ve diğer boyutu ihmal ettikleri söylenebilir. Bununla beraber, Cumhuriyet'in kurucu felsefesinden miras aldıkları inkılâpçılık ilkesini "ilerlemecilik" kavramı çerçevesinde yorumlayan 58 kuşağı aydınları, liberal evrimcilik ve otoriter devrimcilik arasında bir denge tutturmayı başarmış ve 1961 Anayasası'nda ifadesini bulan özgürlükçü sosyal devlet düzeninin düşünsel mimarları olmuşlardır. Abstract This paper approaches the preeminent socio-political views of the Turkish intelectual movement that emerged in 1950s against the populist-conservative government in power. During the modernization history of Turkey, there have almost always been a tension between running the reforms that aim to carry the country to advanced civilisation standards and adapting the liberties that modern western societies already have. Usually the revolutionary factions seem to focus on the first case, while the liberal-democrats care about the second; and both neglect the other dimension. However the intelectual generation of 58, that inherited the transformism principle from the constitutive philosophy of Turkish Republic, interpreted the term as "progressivism" and advanced the balance between liberal evolutionism and authoriterian revolutionism. That made them the builders of the libertarian social state order of the Constitution of 1961.
Atatürk ve Aydınlanma - Düşünsel Temelleri ve Gelişimi
2009
Bir yanda kaderci, geleneksel ve var olanla yetinen, eskiyen sistemi yenisiyle degistirmek yerine, eldekini gerektigi kadar degistirerek koruyan, statukocu Dogu toplumu... Diger yanda insan merkezli, akil ve bilime onem veren, daha iyiyi bulmak adina dusunceler ureten, gelismeye acik Bati toplumu... Iste bu celiskiler icerisinde, Dogu toplumunda yetismis; ancak uyesi bulundugu toplumu, icinde boguldugu karanliktan, diger toplumun gelistirdigi yontemleri kendi toplumunun gereksinimleri dogrultusunda uyarlayarak kullanan ve aydinliga kavusturan bir lider... Kemal Ari’nin “Ataturk ve Aydinlanma” adli kitabinda, bu liderin, Ataturk’un devrimlerinden etkilendigi Bati aydinlanmasinin Sokrates’ten itibaren yasadigi sureci, cagdaslasma cercevesinde Dogu-Bati celiskisini, Turk toplumunun Ataturk tarafindan aydinliga kavusturulmasindaki kilometre taslarini, alisilmisin disinda bir anlatimla, parca parca degil, resmin butununu gorerek okuyoruz
Aydınlanma Felsefesi, Modern Devlet ve Türkiye
Aydınlanma felsefesinin iki temel ilkesi, birbirleriyle de yakın ilişkili olan rasyonalizm ve modernizm akımlarıdır. Modernizm düşüncesine göre, Orta Çağ'a özgü imparatorluk yapıları değişen koşullara uygun değildir ve dönüştürülmeleri gereklidir. Bu felsefenin öngördüğü devlet modeli, merkezi ve kendisi üzerinde başka bir otorite tanımayan devlet tipidir. Türkiye ilk kurulduğu dönemden beri bu tanıma uymaktadır ve bu anlamda modern devlet vasfına sahiptir. Öte yandan, dikkat edilebileceği gibi, bu kullanımda modernite kavramı belirli bir tarihsel zaman dilimine sabitlenmiş durumdadır. Ancak modern kelimesi en güncel olanı ifade eder bir anlamda anlaşılırsa, en modern toplumlar ancak teknoloji olgusu üzerinden tespit edilebilecektir. Teknolojinin günümüz toplumlarında vücut bulmuş hali ise sanayileşmedir ve dolayısıyla modernite sanayileşmiş bir ekonomi üzerine kurulan devlet, siyaset ve toplum yapısına atıfta bulunmaktadır. Türkiye kavramın ilk kullanımında modern bir devlet olsa da modernitenin bu ikinci kullanımına göre bu alandaki lider ülkelerle aynı seviyede değildir.
Donald Trump'ın ABD başkanlık seçimlerini kazanması gerek ABD'de gerekse dünya kamuoyunun ekseriyetinde büyük bir şaşkınlık yaratmıştır. Ancak makro bir bakış açısıyla ele alındığında bertaraf edilebilecek olan bu şaşkınlığı -tam da bu amaçla-Trump'un yığınlara vaat ettiklerini inceleyerek ve halihazırda yığınlara içkin olan ve Trump'ın söylemleriyle harekete geçen sosyolojik nitelendirmeleri tahlil ederek irdelemek gerekmektedir. Zira makro bir bakış açısıyla Trump'un zaferinin kapitalizmin kriziyle, küresel ölçekte sağ/muhafazakâr siyasetin yükselişiyle ve bu aşamada solun politik bir alternatif olmaktan çıkmasıyla/çıkarılmasıyla yakın ilişkisi bulunmaktadır. Bu noktadan hareketle ve çalışma kapsamında Trump'un başkanlık seçimlerini kazanması; politik analizlerden sürekli ve kasıtlı olarak dışlanmaya çalışılan ve fakat ortaya çıkan değerlendirmeler yetersiz görüldüğünde ele alınmak zorunda kalınan sınıfsal analiz üzerinden incelenmiştir. Bir başka deyişle, genelde mevcut kapitalist üretim tarzının betimsel analizi özelde ise bu üretim tarzına içkin sınıfsal ilişkiler Amerikan başkanlık seçimlerinin analizi noktasında araçsallaştırılmıştır. O halde sorulması gereken ilk soru günümüzde derin bir kriz içinde olan kapitalizm ile Amerikan seçimleri arasındaki korelasyonun ne olduğudur. Bahse konu soruyu cevaplandırmak adına ise insanlık tarihine bakmak gerekmektedir. Zira II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'da aşırı sağın yükselişiyle 1929 ekonomik buhranı arasındaki ilgileşim oldukça aydınlatıcı bir tarihsel veridir. Hatırlanacak olursa 1929 ekonomik buhranıyla örneğin Almanya'da artan enflasyon ve işsizlik yığınların siyaseten Hitler'e meyletmelerini beraberinde getirmiştir. Ancak burada vurgulanması gereken nokta yığınların Hitler'e meyletmesinin dönemin Almanya'sındaki solun başarısızlığıyla yakından ilintili olduğudur. Dolayısıyla başta sorulan soruyu revize etmek gerekmektedir: Kapitalizmin mevcut krizi ve bu aşamada solun başarısızlığı ile Trump'ın zaferi arasındaki bağlantı nedir?
Denge Dövi̇z Kurundan Sapma Ve Sapmanin Ekonomi̇k Büyüme Üzeri̇ndeki̇ Etki̇si̇: Feer Yaklaşimi
Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2018
Ülkelerin ticaret hacmi ve sermaye akışkanlığının belirleyicilerinin başında şüphesiz ki nominal döviz kuru gelmektedir. Paranın reel satın alma gücü ile ifade edilmesinde ise reel döviz kuru kavramı kullanılmaktadır. Buna ek olarak ise, sadece gerçekleşen reel döviz kuru ele alınarak yapılan değerlendirmeler yeterli olmamakla birlikte, iktisadi dinamiklerin de dikkate alındığı denge döviz kuru hesaplanması da gerekmektedir. Gerçekleşen reel döviz kuru ile denge döviz kuru arasındaki sapma ekonomik açıdan orta ve uzun dönemde ekonomik büyüme ile ilgili bir bilgi vermektedir. Bu bilgiler ışığında, reel döviz kuru ve denge düzeyinden sapmanın ekonomik performans üzerindeki etkisinin analiz edilme ihtiyacı doğmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, denge döviz kuru çeşitleri ve denge döviz kuru hesaplamaları konusunda süregelen tartışmalara yapısal kırılmalı panel testi yardımı ile yeni bir boyut kazandırmaktır. Denge döviz kurundan sapmayı Türkiye ve BRICS ülkeleri 1995-2005 yılları için inceleyip sapmanın ekonomik performans üzerindeki etkisi araştırılacaktır. Denge düzeyinin hesaplanmasında orta vade döviz kurunu ifade eden Temel Denge Döviz Kurundan (FEER) yararlanılacaktır.
İkti̇sadi̇ Düşüncede Yeni̇li̇kçi̇li̇k Ve Ekonomi̇k Kalkinmadaki̇ Yeri̇
2016
Sosyo-ekonomik gelismenin gostergelerinden biri olan ekonomik kalkinmayi etkileyen faktorler oldukca fazladir. Bunlarda yenilikcilik politikalarinin uygulanmasi istenilen sonuclara ulasimda kabul gormektedir. Ancak yenilikcilik kavrami iktisadi dusuncede siklikla tartisilan ve iktisat teorilerinde farkli bakis acilariyla irdelenen bir kavramdir. Bugunku ekonomik kalkinma anlayisinin nasil ortaya ciktiginin anlasilmasi icin kavramin iktisadi dusunce surecindeki gelisiminin belirlenmesine ihtiyac duyulmaktadir. Elde edilen bilgiler yenilikcilik kavraminin iktisadi onemini ve etkilerini gostermektedir. Bu calismanin amaci, yenilikcilik kavraminin tarihsel surecte iktisadi dusunce ekollerindeki yerini belirlemek ve teorik olarak gelisiminin evrelerini ortaya koymaktir. Bu calismanin sonucunda iktisat ve yenilikcilik arasindaki iliskiler belirlenmistir. Bu sayede yenilikcilik algisinin iktisat teorilerini nasil etkiledigi, sonuclari ve gelecekteki yerinin belirlenmesine yardimci olacak a...
Aydınlanma Çağı'nın ortaya çıkışı, Aydınlanma'nın genel ilkeleri, düşünürler tarafından felsefesi ve pratik sorunları üzerinde durulmuştur.