Gümüşsu (Homa) Şelalesi (Çivril-Denizli) Gümüşsu (Homa) Waterfall (Çivril–Denizli) (original) (raw)
Related papers
Gümüşsu (Homa) Şelalesi (Çivril-Denizli)
Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler …
▼ Özet: Erzurum'un Tekman ilçesi termal kaynaklar bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. İlçenin Çimenözü köyü yakınlarında toplam 15 lt/sn. debide ve sıcaklığı 44-58 °C arasında değişen Kiğı Hamzan çermiği adıyla bilinen termal kaynaklar bulunmaktadır. Termal sular, kalsiyum ve sodyumca zengindir. Yalnızca romatizma, deri ve kadın hastalıkları gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bu kaynaklar atıl bir vaziyettedir. Mevcut yapılar ilkel durumdadır. Ulaşım, konaklama ve güvenlik gibi çeşitli sorunları vardır. Gerekli çalışmalar yapıldığı taktirde kaynak sularından seracılık, mantar yetiştiriciliği, balıkçılık, kümes ve ahır ısıtması gibi daha birçok alanda yararlanmak mümkündür. Bu çalışmamızda jeotermal potansiyeli yüksek Kiğı Hamzan termal kaynakları konu alınmış, kaynakların oluşumu, fiziksel ve kimyasal özellikleri ve yapılması gerekenler belirtilerek, ilgililerin dikkati çekilmeye çalışılmıştır. Abstract: Tekman, the administrative district within Erzurum, has a huge potential from the point of thermal resources. The thermal resources know as Kiğı Hamzan spring and whose whole current quantity is 15 litre/second and 44-58 °C heat has been villiage, where is nearby Tekman. Those resources that are used only for the threatment of the rheumatism, the skin and the faminine illnesses are in idle condition. On the other hand, not only are the present establishments in a primitive position, but also those establishments have various problems of transportation, accommodation, security. Providing that the essential bussiness is held, it can be possible to get benifit in assorted fields such as greenhouse work, growing mushroom, fishing, warming, coop and the barn. In this work, Kiğı Hamzan Thermal Resources of which jeothermal energy is high has been held. Furthermore, the formation period and its physical and chemical pecularities are determined. Besides, it has been tried to call attention of the authority.
Gümüşsu (Homa) Şelalesi (Gümüşsu (Homa) Waterfall)
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012
Turizmin temelini oluşturan unsurlardan biri çekiciliklerdir. Çekicilikler, doğal ve insan yapısı (kültürel) turistik çekicilikler olarak ikiye ayrılırlar ve turizm işletmelerinde talebi yönlendiren, turist akışını sağlayan faktörlerdendir. Çivril-Dinar tektonik havzası, doğal ve beşeri çekicilikler açısından oldukça zengindir. Işıklı ve Gökgöl gölleri, Akdağ Tabiat Parkı, Işıklı, Yuva, Gökgöl, Suçıkan kaynakları, Işıklı antik kenti, Beycesultan höyüğü önemli çekiciliklerdir. Hiç şüphesiz bunlardan biri de Gümüşsu (Homa) kasabası sınırları içindeki Gümüşsu Şelalesi'dir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelen akarsu yatağı boyundaki eğim kırıklıklarından, suların hızlı düşüm yaptığı yerler olan şelaleler (çağlayanlar) önemli doğal turistik çekiciliklerden biri olup, eşsiz görselliğe sahiptirler. Türkiye de, oluşum şekli, su düşüm yüksekliği ve su miktarı bakımından birbirinden farklı birçok şelale bulunmaktadır. Araştırma konumuz olan Gümüşsu (Homa) şelalesi de önemli turizm potansiyeline sahip şelalelerden biri olmasına rağmen yeterince değerlendirilememiştir. Şelale, tektono-karstik kökenli Pınarbaşı kaynağından çıkan suların 150 metre aktıktan sonra 15 ve 30 m. yüksekliğinde faya bağlı olarak gelişmiş iki eğim kırıklığından düşüş yapması ile oluşmuştur. Sular, ofiolitli melanjı kesen fayların oluşturduğu eğim kırıklığından düşüm yapar.
Halgent Şelalesi (Gümüşhane) 1 Halgent Waterfall (Gümüşhane
ÖZET : Türkiye coğrafyasında jeomorfolojik şekiller açısından her zaman ilgi çeken oluşumlardan bir tanesi de şelalelerdir. Öyle ki ülkemizin birçok şelalesi artık coğrafya ile akademik anlamda ilgilenmeyen insanların dahi hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayacak kadar tanınmış, tanıtılmıştır. Kapuzbaşı Şelaleleri (Yahyalı/Kayseri), Kurşunlu, Manavgat Şelaleleri (Antalya) vb. Ancak halen ülkemizde tanıtımı yapılmamış irili ufaklı birçok doğal şelale de vardır. Bu çalışmada henüz tanıtımı yapılmamış bir şelalenin tanıtımı yapılacaktır. Gümüşhane İl merkezinde yer alan Halgent Şelalesi Eskibağlar mahallesinde yer almaktadır. Yaklaşık olarak 30 metre yüksekten düşen görüntüsü ile izleyicisini etkileyen bu şelale, karayolları (tüneller) çalışması yapılmadan önce daha iç kısımlara doğru ulaşan çok daha gösterişli manzaralar sunan bir görünüme sahip iken bu gün maalesef tünellerin giriş kısmına sıkışıp kalmış durumdadır. Halgent Şelalesi çevresi önemli turistik potansiyele sahip olmasına rağmen maalesef bu potansiyel turizm sektörüne kazandırılamamıştır. Oysa Halgent Şelalesinin ulaşım yollarına, şehir merkezine ve diğer çekiciliklerle nerede ise iç içe olması en büyük avantajıdır. Bu çalışmada, Halgent Şelalesi ve yakın çevresinin fiziki coğrafyası bazı beşeri özellikler ile beraber ele alınarak yöre ekonomisine de katkı sağlayabilmesi için yapılması gereken hususlar dile getirilmiştir.
Cüce Zeyrek Ağa Camii - Kurşunlu Camii - Külhanönü Camii - Hacı Zeyrek Camii - Besni
Vakıflar Dergisi, 2021
Türk-İslam toplumlarında belli bir zenginliğe sahip kişiler, Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla vakıflar kurarak cami, mescid, medrese, mektep, han, hamam, çeşme, hastane ve imarethane gibi toplumsal ihtiyaçlara yönelik çok çeşitli kurumlar tesis etmişlerdir. Vakıflar daha çok hanedan mensupları, askerî sınıf mensupları ve reayadan servet sahibi seçkin kişiler tarafından kurulmakla birlikte cüceler ve dilsizler gibi saray hayatında çok farklı yerleri olan kişiler tarafından da kurulabilmektedir. III. Murad döneminde saray hayatının dikkat çeken şahsiyetlerinden biri olan Cüce Zeyrek Ağa, Besni’de bir cami yaptırmış ve gerek caminin masrafları gerekse de cami görevlilerinin maaşları için bir vakıf kurmuş ve buraya kayda değer bir gelir bağlamıştır. Zeyrek Ağa Câmii’nde görevli kişilerin aldıkları ücretlere bakıldığında Besni kazasındaki diğer vakıf kurumlarında görevli olanlara ödenen ücrete göre hayli yüksek olduğu görülmektedir. Zeyrek Ağa Câmii kurulduğu dönem olan 16. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına kadar hizmet vermişken Besni’nin günümüzdeki yerine taşınması sonrasında harabe hale gelmiştir. 2005 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün başlatmış olduğu restorasyon çalışmaları neticesinde 2006 yılında yeniden ibadete açılmış ve günümüzde hala hizmet vermektedir.
Art-Sanat, 2020
Öz İç Ege bölgesi, tasvirli camilerin yoğun olarak gözlemlendiği bölgelerden biridir. Uşak ilinin Banaz ilçesine bağlı Yeşilyurt (Holuz) köyü camii, moloz taş örgüsü, bağdadi kubbenin kullanıldığı ahşap çatı örtüsü, yazı programı, zengin kalemişleri ve kalemişlerini yapan usta adına sahip olması dolayısıyla önemli bir köy camisidir. Kalem işlerinin motif repertuarını vazolara yerleştirilmiş minyatür ağaçlar, sembolik tekke aletleri, kent tasviri, kıvrık dallar üzerine yerleştirilmiş bitkisel bezemeler ve sıvaların altında kalmış olan çeşitli motifler oluşturur. Oldukça tahrip olmuş eser, yıkılmak üzeredir. Mülkiyeti köy tüzel kişiliğine ait olan yapı, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 23.08.1988 tarih ve 463 sayılı kararıyla tescillenmiştir. Kitabesi olmayan caminin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemesine rağmen bezeme özellikleri değerlendirildiğinde 19. yüzyılın sonlarına doğru yapıldığı ve bezendiği söylenebilir. Makalede yapının mimari özellikleri ve kalemişi bezemeleri detaylı olarak incelenmiş, dönemi içerisindeki yeri ve önemi tespit edilmiştir. Dönemi hakkında önemli ipuçları veren eser, oldukça tahrip olmuş ve yıkılmak üzeredir. Yapı en kısa sürede aslına uygun onarılmalı ve gelecek kuşaklara aktarılmalıdır. Abstract The inner Aegean region is an area where mosques with depictions can be seen frequently. Yeşilyurt (Holuz) village mosque in the Banaz district of Uşak province is an important village mosque because it has rubble stone masonry, a wooden roof covering where the lath-and-plaster (bağdadi) dome is used, a writing program, rich painting works (kalemişi), and the name of the master who completed the painting works. The motif repertoire of the painting works consists of miniature trees placed in vases, symbolic religious lodge (tekke) tools, urban depictions, floral decorations placed on curved branches and various motifs that are under the plaster. The structure, which is owned by the village legal entity, is registered with the decision of the Izmir Cultural and Natural Heritage Protection Board No.1 dated 1988 and numbered 463. Although it is not known by whom and when the mosque was built since it does not have an inscription, when its decoration characteristics are evaluated, it can be dated to the end of the 19th century. In the study, the architectural characteristics and painting work decorations of the building have been examined in detail, and its place and importance within its period have been determined. The work, which provides important clues about its period, is significantly ruined and about to collapse. It should be repaired as soon as possible following its original form and passed onto future generations.
Kars Mağaracık (Ataköy) Rum Köyü ve Şapeli Kars Mağaracik Greek Village and its Chapel
Turkish Studies, 2021
Kars was occupied by Russian army in 1877 on Russo-Turkish War of 1877-1878 also known as "93 Harbi" (War of '93'). The city was governed by Russians for 40 years between 1878-1918. Mağaracık (Ataköy) is one of the villages that was used as a Greek immigrant's settlement while the area was under Russian ruling. This text is mentioned about single nave chapel which is located on rural area of the village. Furthermore, the history of the village is mentioned, and the structure is introduced with data of field work. Mağaracık, known as Ataköy nowadays, is found 13 km south of Kars. Mağaracık is the one of the villages that the Greeks which migrated from Pontus after 1878, the period when the Russia governed Kars, was settled. 302 male, 306 female, 628 in total were lived in 68 houses according to 1886 Russian sources. Estimated Greek population was 1300 in 1918 which increased to 1600 in 1919. The chapel is located southeast of the village and near the creek bed and slope in the outside of residential area. Structure was examined under archeological survey and documentation was completed in 2013. In 2018, the structure was visited again to control while another survey was continued in the area. Although the exact construction date of the chapel is unknown, it is likely to have been built in Russian period between 1879-1918. The structure is in the form of a rectangle with 8.95 m. length including the apse and 5.34 m. width externally. It is composed of a single nave and a single apse and probably covered with a barrel vault. Although its size is small and its plan is simple, the chapel in the village of Mağaracık is important in terms of giving an idea about the religious structures of the Greek population who lived in Kars during the Russian period.
Dursunbey-Delice Mağaraları: Baltalıin ve İnkaya / Dursunbey-Delice Caves: Baltalıin and İnkaya
com{Xise one of the imporTant problems of AnatoliGn archeology. It has been observed as a result of the studies carried out that data for the Neolithic Age is ~ few at the Marmara Region. The cave paintings discovered during the 2015 season at the Baltallin and !nkaya caves located within the borders of Ballkesir-oursunbey district, DeIke Villdge will play an imporTant role for compensating this lack. The paintings that are reldred with Neolithic Age belief systems make up unique example'> for AnatoliGn history and art with regard to their subject matter and styles of expression.
Denizli Çivril Gümüşsu'da (Homa) Osmanlı Dönemi Hacı Hasan Çeşmesi Yazıtı
2022
Eski adı Homa olan Gümüşsu, Osmanlı çağında bir ara kaza merkeziymiş. Evliya Çelebi, Kütahya'nın kazalarını sayarken Homa'yı da sayıyor. Bu konuda başka kaynaklar da var. Çeşme 236 yıllık (2022). Çivril, Denizli ve yöre açısından tarihsel önem taşıyan uzun bir yazıt. Denizli'nin en eski ve en uzun Osmanlı dönemi Türkçe (Arap abeceli Türkçe) yazıtı. Yirmi dizeden oluşuyor. Fotoğraflayıp üzerinde çalıştık. Okunamayan yerler oldu. Bir daha gittik. Bir daha çektik. Okunamayan birkaç sözcük daha kaldı. Bir daha gittik. Parmaklarımızla dokunduk. İvmemizi gerektiren bir durum yoktu. Tez ne hazırlamıyorduk. Okumayı üç gidişte, birkaç yılda tamamlayabildik. Şiirin önce Arap ve günümüz Türk abecesinde yazımını yaptık. Günümüz Türkçesine aktardık. Sonra yorumumuzu yaptık. Şiiri beyit beyit ele aldık. Fotoğrafın bütününden dizeleri kesip çevirisini yaptığımız ilgili beytin üzerine yerleştirdik. Köyde Güllüce Çeşmesi ve Köseler Camisi Çeşmesi adında iki çeşmeyle dikkate değer bir de mezar taşı vardı. Onların okumasını da yapıverdik. Yazının sonuna yazıtlarda geçen sözcüklerin yer aldığı bir de sözlük ekledik 2. Fotoğraflar eşliğinde sunuyoruz.
ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2022
The subject of this study is Hagios Georgios Church (Maden Mosque) which was built in the 19th century and located in Maden Neighborhood of Gümüş Town in Gümüşhacıköy District of Amasya province. The settlement has been named Gümüş from the 12th century onwards and called “Κιουμούς Μαδέν” (Kioumoús Matén) in Greek sources. It is known that the Church was built by Greek Orthodox community who were mainly constituted by immigrant mine workers. The structure had been used as a Church until the Population Exchange between Greece and Turkey but fell out of use in a few years after the Greek population had left. Later it was converted into a mosque by demolishing the apses and adding a minaret. It has been used as a mosque until today. The church is vaulted and built in the plan scheme of three aisled basilica. The main walls are built with horizontal joints using rough limestone. However, most of the narthex is constructed using brick material. It is seen that marble material is used in columns, capitals, lento jambs of entrance opening and epigraph of the church. Intense woodworking is also encountered. Among these, women's gallery (mahfil), minbar and imam’s pulpit woodworks are decorated with rich ornaments. It is understood that these mosque elements are used as spolia from the original wooden decoration of the church’s iconostasis and gynaikeion. The most intriguing decoration element of Hagios Georgios Church is the mural, located in the vault of the nave. Although the structure is used as a mosque, this fresco depicting Christ Pantocrator and Evangelists is protected and exhibited to visitors. This situation, in addition to converted and protected wooden elements, puts this structure in an exclusive place among Ottoman era churches converted into mosques. In this study, the structure is documented as it stands today, its construction history is discussed and evaluated in terms of the discipline of Art History by examining the changes that the building has undergone.