İŞSİZLİĞİN İŞ GÜVENLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ- TÜRKİYE’DE ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARI (original) (raw)
Related papers
KAMU HARCAMALARININ İŞSİZLİK ORANLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
İnsanlar, tarih boyunca, birtakım ihtiyaçlarını ve beklentilerini daha kolay karşılayabilmek, fırsatları yakalayabilmek ve tehditlerden sakınabilmek adına topluluk halinde yaşamayı ve bir çatı altında barınmayı tercih etmektedirler. Bu tercihin sonucunda devlet kurumu ortaya çıkmaktadır. Burada devlete biçi-len rol kamusal mal ve hizmetlerin sağlanmasıdır. Halk, devlete bu faaliyetle-rini yerine getirebilmesi için vergi ve benzeri ödemeler yapmaktadır ve devlet de kamu harcamaları yoluyla bu ödevini yerine getirmektedir. Ancak bu ödev-lerin ne olduğu, kime göre belirleneceği, ne zaman ve nasıl yerine getirileceği ve etkinliği bütün toplumların en temel sorunları arasındadır. Bu nedenle farklı kesimler ve disiplinler tarafından sürekli tartışılmakta ve araştırılmaktadır. Gü-nümüzde yaşanan; külliye/saray tartışmaları, külliyenin/sarayın çatal bıçak ta-kımlarının fiyatı, aylık elektrik giderleri, diyanete ayrılan bütçe, savunma har-camalarının boyutu, köprülerin maliyeti, yollar-otobanlar, hastane yatırımları, sosyal transferlerin kapsamı ve türüne kadar hemen konu temelde kamu harca-malarının etkinliği üzerine yapılan tartışmanın farklı bir yansıması olarak de-ğerlendirilebilmektedir. Zaman içinde sosyoekonomik ve politik açıdan sağlanan gelişmeler doğrul-tusunda devletin varlığı, yapısı ve işlevleri değişmeye başlamış ve kamu har-camalarında artış meydana gelmiştir (Ulusoy ve Yiğit, 2016: 376). Bu süreçte belirli bir insan topluluğunun rızası ve ortak iradesiyle zor kullanma yetkisini devrettiği kurumsal yapıyı temsil eden devlet, iktisadi açıdan üretim, tüketim ve
İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİNE KEŞİFSEL BİR BAKIŞ: OTEL ÇALIŞANLARININ YAŞADIKLARI İŞ KAZALARI
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Bu araştırmada çalışan ve/veya işletme kaynaklı kazaların önüne geçilebilmesi için otel çalışanlarının geçirdikleri iş kazaları ve nedenleri araştırılmıştır. Nitel araştırma yaklaşımıyla 23 otel çalışanı ile yüz yüze görüşülerek toplanan veriler, içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Analiz neticesinde “iş kazası” teması altında iş kazasının türü, yaralanmanın türü, nedeni ve sonucu olmak üzere dört ayrı kategori ile “İSG” teması altında eğitim, önleyici çalışmalar ve yükümlülükler olmak üzere üç ayrı kategori ve bunlara bağlı alt kodlar ortaya çıkarılmıştır. Araştırma sonucunda; çalışanların i) en çok düşme kaynaklı akut travma türü kaza geçirdikleri, ii) en fazla kollarından yaralandıkları, iii) ağırlıklı olarak güvensiz davranışlardan kaynaklı kazalar yaşadıkları, iv) kaza sonrası çalışmaya devam etmek zorunda kalabildikleri ve bu durumun kayıtlara yansımadığı, v) aldıkları İSG eğitimini genellikle yetersiz ve yüzeysel buldukları ve vi) kazaların önlenmesinde en çok işletmelerin yükümlülüklerini vurguladıkları tespit edilmiştir.
TÜRKİYE’DE TARIMSAL İŞSİZLİK HİSTERİSİNİN GEÇERLİLİĞİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
İSTİHDAM, İŞSİZLİK, İŞGÜCÜ ALANINDA GÜNCEL ÇALIŞMALAR , 2023
Çalışmanın amacı Türkiye’de tarımsal işsizlik histerinin analiz edilmesidir. Bu amaçla çalışmada Ocak 2005- Temmuz 2020 mevsimsellikten arındırılmış aylık veriler kullanılmıştır. Çalışmada histeri etkisinin saptanması için tarımsal işsizlik oranı serisine birim kök testleri uygulanmıştır. ADF, PP, DF-GLS ve KPSS birim kök testlerinin uygulandığı tarımsal işsizlik oranı serisinde, serinin birim köklü çıkması histeri etkisinin geçerli olduğunu ifade etmektedir. ADF, PP, DF-GLS ve KPSS birim kök testi sonuçlarında düzeyde ve sabitli modellerde tarımsal işsizlik oranı serisi birim köklü çıkmıştır ve Türkiye’de tarımsal işsizlik histerisi mevcuttur. ADF ve DF-GLS birim kök testlerinde düzeyde sabitli ve trendli modellerde de serinin durağan olmadığı tespit edilmiştir. Ancak PP birim kök testinde düzeyde ve sabitli modelde %5 anlamlılık seviyesinde, düzeyde sabitli ve trendli modelde ise %10 anlamlılık seviyesinde serinin durağan olduğu sonucuna ulaşılmıştır. KPSS birim kök testinde ise düzeyde sabitli ve trendli modelde %10 anlamlılık seviyesinde serinin durağanlaştığı analiz edilmiştir.
TÜRKİYE'DE İŞ KAZALARININ İL BAZINDA ANALİZİ
2009
Occupational accidents cause fatalities and serious health problem all over the world. Costs of psychological and economical effects of occupational accident have investigated frequently for last decade. For prevent accidents it requires to improve reports and records of accident and determine the accident characteristic relatively. In this study, occupational accidents which are at official records in Turkey were analyzed to city base. Occupational accidents statistics of 5 years (2001)(2002)(2003)(2004)(2005) were investigated. It determined number of accidents and fatality in 81 cities. It was aimed to establish prior cities as work safety and labor healthy with these results. It was determined that Bilecik, Karabük, Zonguldak, Manisa, Kocaeli, Şanlıurfa, Bartın, Kırklareli, Kayseri, Kütahya are at the first ranks by accident rate and Siirt, Iğdır, Bingöl, Gümüşhane, Karaman, Bolu, Kastamonu, Şanlıurfa, Van, Kars are at the first ranks by fatality rate.
İŞSİZLİKLE FAİZİN TÜRKİYE'DE EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ: 1980-2016
THE EFFECT OF UNEMPLOYMENT AND INTEREST ON ECONOMIC GROWTH IN TURKEY: 1980-2016, 2017
In the study, the relationship between unemployment and interest rate with growth in Turkey was examined by taking annual data for 1980-2016 period. In the time series, the unit root test was first applied to the variables and the variables were found to be stationary at the primary level. After cointegration analysis, error correction model and equation were developed by analyzing short term effect of variables. As a result of the analysis; it is seen that there are short- term and long- term relationships among the variables. The Granger causality test revealed that there was a two-way causality between unemployment and GDP, and one-way causality between interest and unemployment. The conclusion that the economic crises that took place in the world and in Turkey and the policies that have been applied during they ears that have been examined, caused structural changes. TheBai- Perron fracture test has identified three structural fracture periods for interest, unemployment and GDP.
TÜRKİYE’DE ENDÜSTRİYEL GELİŞİM, İŞSSİZLİK VE GELİR EŞİTSİZLİĞİ İLİŞKİSİ
KARADENİZ ZİRVESİ2. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2019
Makroekonomik teori, sanayi sektörünün gelişiminin özellikle gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın en başat göstergelerinden birisi olduğunu ileri sürmüştür. Bu konuda yapılan birçok ampirik çalışma ise söz konusu teoriyi destekler bulgulara ulaşmıştır. Bu çalışmalarda özellikle iktisadi büyüme ve sanayi sektörü arasında yakın bir ilişki olduğu gözlenmiştir. Türkiye’de 1980’li yıllardan sonra hâkim olmaya başlayan liberal görüşler ve dış dünya ile olan artan etkileşim düzeyi, sanayi kesimini önemli ölçüde etkilemiş ve bu sektörün son kırk yılda yakalamış olduğu gelişim ivmesi, ülkenin kalkınmasına ciddi ölçüde katkı sağlamıştır. Günümüzde sanayi sektörü, ülkede hizmetler sektöründen sonraki en önemli kesimi oluşturmaktadır. Buna karşın, işsizlik ve gelir dağılımında görülen bozukluklar, birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kişilerin yaşam kalitesini ve refah düzeylerini olumsuz etkilemekte, politika yapıcılar açısından ise çözülmesi zor bir problem olmayı sürdürmektedir. Bu bakımdan, iktisadi kalkınmanın öncü göstergelerinden olan sanayi sektörünün gelişiminin işsizlik oranlarını ve gelir dağılımını nasıl etkilediği konusu önemlidir. Bu bağlamda ülkenin geçirmiş olduğu endüstriyel gelişimin, sürdürülebilir bir kalkınmanın gerçekleşmesinin yanı sıra işsizlik ve gelir eşitsizliği gibi ciddi iki makroekonomik soruna ne ölçüde ve ne yönde etkilediğinin incelenmesi gerekir. Bu araştırmada endüstriyel gelişiminin işsizlik oranları ve gelir eşitsizliği ile olan uzun dönem ilişkisi incelenmiştir. Başka bir ifadeyle, Türkiye’nin dışa açılmaya başladığı 1980’lerden günümüze sanayi sektörünün kaydetmiş olduğu gelişimin işsizlik ve gelir eşitsizliği düzeylerini ne ölçüde etkilediği tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda 1980-2016 dönemi ARDL sınır testi ve kantil regresyon teknikleri ile analiz edilmiştir. ARDL sınır testi yaklaşımı Pesaran ve Shin (1999) ile Pesaran (2001), tarafından geliştirilmiştir. Bu yöntem farklı seviyelerde durağanlaşan (I [0]/ I[1]) serilerin regresyon analizleri ile test edilmesine imkân tanıdığı için çok yoğun biçimde kullanılmaktadır. Bu araştırmada endüstriyel gelişimin gelir eşitsizliği ve işsizlik oranları ile olan ilişkisi aynı zamanda Kuznets (1955) ve Okun (1962)’in yaklaşımlarına uygunluk çerçevesinde incelenmiştir.
TÜRKİYE’DE EKONOMİK VE SOSYAL BİR OLGU OLARAK TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
TÜRKİYE’DE EKONOMİK VE SOSYAL BİR OLGU OLARAK TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ, 2019
Ekonomi, birey, aile, toplum ve ticari işlerle uğraşan şirketler bazında, üretim, tüketim, ticari faaliyetler, büyüme, gelişme ve kalkınma, gelir, gider ve tasarruf gibi faaliyetler konusunda incelemeler yaparak yaptığı bu incelemeleri istatistiksel sonuçlar ile ortaya koyabilen sosyal bir bilimdir. Ekonomi, her ülkenin kendine özgü kalkınma stratejisi geliştirebildiği bir alandır. Ekonominin birçok bilim adamı tarafından tanımlanan farklı tanımları da mevcuttur. Her bir farklı tanım ekonominin farklı bir özelliğini içerebilir. Cumhuriyet Döneminden günümüze kadar devam eden çeşitli ekonomi politikaları, ekonominin alt dallarının oluşmasına da katkı sağlamıştır. Her dönem farklı stratejilerle ortaya çıkarılan bütçe çeşitli planlamalar uzun vadeli kalkınma planları, ekonominin gidişatını da belirler. Ülke çapında ekonominin iyi olması, toplumun da refah düzeyinin artması ile yakından ilişkilidir. Ekonominin, bireysel ailesel ve toplumsal olarak kötü bir boyutta olması, iş sektöründe tam olarak istihdam sağlanamaması anlamına gelir. Ekonomik kriz ve çöküşler nedeni ile işsizlik oranı oldukça artmıştır. İşsiz; hiçbir sağlık problemi olmadan, çalışma isteği olup yapacağı işin bütün sorumluluklarını kabul ettiği halde iş bulup çalışamayan kimselere denir. Günümüzde mevcut nüfus yükseldikçe, işsizlik oranı da hızlı bir şekilde artış göstermiştir. İşsizliğin çeşitli türlerinden bahsetmek mümkündür. İşsizlik türleri; kısmi ve yaygın, geçici ve sürekli olmak üzere tasnif edilebilir. Kısmi ve geçici işsizlik, yer ve meslek değiştirme sırasında belirir. Bu türden işsizliğin en tipik olanı “konjonktürel işsizlik”tir. Konjonktürel işsizlik, üretim hacminde zaman zaman ortaya çıkan daralmaların yarattığı işsizliktir. Ekonominin bütün sektörleri ile toplu ve devamlı olarak durgun bir düzeyde kaldığı dönemlerde ise “yapısal işsizlik” belirir (Alkin, 2014). İşsizlik, en fazla erkekler arasında yaygın olduğu bilinse de son yapılan araştırmalarda, işsizlik oranının genç kız ve kadınlarda daha yaygın olduğu görülmüştür.
Nowadays sustaining of employees’ family life and work life in synchronized manner is important in terms of both individual and organizational. In this study it is aimed to determine the impact of employees’ job-family/family-job conflict on job dissatisfaction and also to determine the role of organizational cynicism in this process.Questionnaire has made among public employees (n=269) work in Bitlis/Tatvan province. As a result of analysing the data obtained (exploratory and confirmatory factor analyse, correlation and regression analyse) job-family conflict affects negatively and significant whereas it is determined that it affects organizational cynicism positively and significant. It is proved that there is not positive and significant relationship between family-job conflict and job satisfaction, on the contrary it is seen that there is positive and significant relationship between family-job conflict organizational cynicism. It has found that organizational cynicism affects job satisfaction negatively and significantly and organizational cynicism has partial mediating role on the affect of job-family conflict on job satisfaction. Results obtained has been discussed compared with other studies in the literature.