TÜRKLER VE AVRASYA (original) (raw)

TÜRK BASININDAN AVRASYA YA BAKIŞ

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2012

Özet Bu çalışmada, Türkiye'nin jeopolitik olarak tam merkezinde yer aldığı Avrasya'nın Türk basınında yer alışı, sayısal veriler ışığında, yazıların içerikleri bağlamında incelenmiştir. Çalışmanın amacı; Türk basınından seçilen ve belli ideolojik görüşleri temsil eden veya daha liberal görüşlü gazetelerde, bölge ülkelerine ilişkin haber ve diğer yazıların sayısal ve konularına göre sıklığını saptamak suretiyle, Türk yazılı basınının bölgeye bakış profilini sayısal verilere dayalı olarak ortaya koymaktır. Yapılan araştırma sonucunda, elde edilen verilerden çıkan sonuç, hemen yanı başımızdaki bir coğrafi bölgeye Türk basınının yeterli ve gerekli ilgiyi göstermediği yönündedir. Siyasi, ekonomik ve olay ağırlıklı haberlerin dışında özellikle kültürel konulara ilişkin yazıların yok denecek kadar azdır. Söz konusu bölge; stratejik konumu, sahibi bulunduğu enerji kaynakları ve üzerinden geçen enerji yolları nedeniyle Türkiye'nin ekonomik ve dolayısıyla da siyasi geleceğinde etkili olabilecek bir bölgedir. Buna karşın, bölgeyle ilgili yazılarda, uzmanlarca yapılan saptamalara, öngörülere yeterince yer verilmediği izlenmiştir. Anahtar sözcükler: Avrasya, Türk basını, haber.

AVRUPA'DAKİ TÜRKLER

Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, 2015

Türklerin 1960'lı yılların başından bugüne uzanan Batı Avrupa ülkelerine göç süreci, günümüzde yaklaşık 4 milyonluk bir Türk göçmen nüfusunun ifadesine dö-nüşmüş durumdadır. Başlangıçta hem Batı Avrupa ülkelerinin ucuz işgücü ihtiyacını karşılamak hem de kendi sosyo-ekonomik statülerini iyileştirmek amacıyla ekono-mik nedenlerle Batı Avrupa ülkelerine göç eden Türkler, günümüzde sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı açısından Avrupa toplumlarının sadece edilgen değil etken birer unsurları haline gelmiştir. İlk zamanlarda büyük oranda kırsal kesimin hedefi olan ve " misafir " statüsündeki işçileri ağırlayan Batı Avrupa, bugün %50'sinden fazlası 21 yılın üzerinde olmak üzere %90'ı 11 yılı aşkın süredir ikamet eden Türk kökenli nüfusu ağırlamaktadır. Söz konusu nüfusun yarısından fazlası ise artık Avrupa Birliği vatandaşı konumundadır (Hacettepe Üniversitesi, 2013: 1). Avrupa demografisine ilişkin projeksiyonlara göre, Avrupa Birliği (AB) içerisindeki Türkiye kökenli Türk nü-fusun 2020 yılında 6,5 milyona ulaşması beklenmektedir (Güler, 2009: 396). Benzer şekilde yapılan araştırmalar, örneğin Almanya'da 2007 itibariyle 72 bin olan Türk giri-şimci sayısının 2015 yılına kadar 140 bine ulaşacağını göstermektedir (Keskin, 2009: 554). İşçilikten girişimciliğe doğru ciddi bir aşama kaydeden Avrupa'daki Türkler, bugün sadece ekonomik alanda değil siyaseten de varlık göstermeye başlamıştır. 2013 yılı sonu itibariyle AB ülkelerinin ulusal parlamentolarında bulunan Türk kökenli parlamenter sayısı 30'a yakındır (Romanya ve Bulgaristan hariç). Dolayısıyla geçici işgücü olarak başlayan süreç, günümüzde " Euro-Turks " (Avrupalı Türkler) tanımla-masıyla yeni bir toplumsal oluşuma zemin hazırlamıştır.

TURKAYY AVR BIRLIGI VE TURKIYE

Modern hayatın sürdürülmesi amacıyla do al kaynaklar hızla tüketilmekte bunun sonucunda kullanılan ürünlerin ömürlerini doldurması ile büyük bir atık sorunu meydana gelmektedir. Gerek do al kaynakların hızla tükeniyor olması gerek do anın tahribatı ve çevre kirlili i ve gerekse de tüketimden kaynaklanan atıkların bertaraf sorunu, bertaraf maliyetleri ve depolamada yer ihtiyacının do urdu u sorunlar insano lunu kaynakların optimum kullanımı ve atıkların azaltılması veya de erlendirilmesi konusunda yeni yöntemler bulmaya itmektedir. Kaynakların optimum kullanımında atıkların yeniden i lenerek veya do rudan kullanılarak daha az birincil kaynak tüketilmesi hedeflenmektedir. Bu çalı mada katı atıkların azaltılmasından tekrar kullanımına, geri kazanılmasından geri dönü ümüne kadar atık azaltma ve de erlendirme yöntemleri incelenmi , stanbul örne i üzerinde ülkemizin mevcut durumu ile di er ülkelerin durumları kıyaslanmaya çalı ılmı tır.

ULAHLAR (KARAKAÇANLAR) VE TÜRKÇE

2018

Balkan yarimadasi etnik, dilbilim, dinsel acidan dunyanin en karmasik bolgelerindendir. Bu cografyadaki ilginc etnik gruplardan biri de Ulah (Karakacan)’ lardir. 1950 ‘li yillara kadar yari gocebe halinde yasayan Ulahlarin gecim kaynagini hayvancilik olusturmustur. Balkanlara komunist rejimin gelmesiyle hayvanlarina el konulan ve yerlesik hayata gecen Ulahlar,bugun agirlikli olarak Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya ve Romanya sinirlari icinde yasamaktadir. Ulahlarin kokeni tam olarak bilinmemekle birlikte Romalilastirilmis kolonilerin soyundan geldiklerine inanilmaktadir. Dilbilimcilerin yaptiklari arastirmalara gore Ulah ve Rumen dillerinin ayni Latince temelli dilden turedigi tespit edilmistir. Turkcenin tarihsel surec icinde en fazla etkiledigi diller Balkan cografyasinda yer almaktadir. Turkcenin, Balkan dillerine etkisiyle alakali bircok incelenme yapilmasina ragmen kucuk etnik gruplar uzerindeki etkisi yeterli arastirilmamistir. Balkan cografyasinda ozel bir oneme sahip olan Ulahlar (Karakacanlar) ve dilleri Turkcenin etkisine maruz kalmis ve binlerce Turkce kelimenin yaninda atasozu, deyim, Turkce ekler ve fiiller almistir. biligica<bilezik, binae< bina, cacac<kacak, cacamac<kacamak, direc<direk, dirvis<dervis, elbete<elbette, filan<filan, elbete<elbette, yera<yara, yama<yama, gule<gulle, halva<helva, ibric<ibrik, ikindie<ikindi kelimeleri; “ala bin bereket versin”, “ala kerim”, “cacir keif”, “dur bakalim” gibi deyimve atasozleri, artirisire<arttirmak, cabardisire<kabarmak, docunisire<dokunmak, surdisire<surmek fiilleri; -ci (ci), -li,-lik ekleri: ibrikcu<ibrikci, batakci<batakci, hairli<hayirli, nisanli<nisanli Ulahlarin dilinde gorulmektedir. Bu calismada Ulahlarin (Karakacanlar) dillerindeki Turkce kelimeler, gramer unsurlari, atasozu ve deyimler ornekleriyle incelenecektir.

TÜRKÇE "PÜR" VE TÜREVLERİ

TÜRKÇE 'PÜR' VE TÜREVLERİ Fatma ÖZKAN * Özet: Türkçe kelimelerde en eski devirlerden günümüze gelinceye kadar bazı ses ve anlam değişmeleri ortaya çıkmıştır. "Yaprak" anlamındaki 'pür' ile 'pür'den türeyen 'burçak/pürçek, pürpürüm, pürtük' kelimeleri ortak bir köke dayanmaktadır. Yazıda ele aldığımız bu akraba kelimeler bazı ses değişiklikleri ile anlam dallanmalarına uğramıştır. Bu kelimeler, "sürgün veya filiz verme, yaprak veya tomurcuk açma, saç veya yaprakçıkların sarkması, örtmek, kapamak" şeklindeki temel anlamlarından izler taşımaktadır.

TÜRKİYE'NİN AVRUPA MACERASI

Türkiye'nin başlangıçtan günümüze kadar Avrupa Birliği ile yaşadığı süreçler ve gerilimler ustaca kaleme alınmıştır. Yazar ve tecrübeli akademisyen Anıl Çeçen, Türkiye için AB yolunda bir beklentiye artık girilmemesi gerektiği tezini savunmaktadır. Buna göre Türkiye daha gerçekçi politikalara yönelmeli ve yeni ittifklar hakkında düşünmelidir. Hem de hiç gecikmeksizin.