Homofobiye Karşı Neden yürümeliyiz (original) (raw)
Freud fobileri şöyle açıklar; fobiler ansiyete histerisiyle ilişkili bir durumdur. Freud'a göre fobiler kaygı karşısında savunma yapıları geliştirir ve korku yaratan durumlarda kaygı belirtileri ruhsal ve bedensel reaksiyon gösterebilir. Böyle kısa bir bilgiyle, fobilerin toplumsal değil, bireysel olduğunu anlıyoruz. Ancak biz toplum olarak kendimize hala "homofobi" kişiler üzerinden kuruyor ve anlamlandırıyoruz. Şu noktada ilk önce, fobilerin bireysel olduğunu ve homofobinin ise toplumsal dinamiklere başlı olarak yapısal bir olgu olduğunu söylemek gerekir. George Weinberg, "Toplumsal ve Sağlıklı Homoseksüel" adlı kitabında ilk kez 1972 yılında, "Homofobi" kavramını kullanan Amerikali bir psikologdur. Bu kavram Weinberg tarafından Yunancadaki "aynı" ve "korku" kavramlarını birlikte kullanarak, heteroseksüellerden "farklı" bir cinsel yönelimi anlatmak için kullanılır. Weinberg'e göre homofobi, heteroseksüeller tarafından "farklı" cinsel yönelimlere duyulan absürd korku ve patojiyle açıklar. Her ne kadar bunu söylediği zamanda Weingberg, LGBTİ destekçisi olarak kabul görse de, günümüzden baktığımızda hala sorunlu bir açıklama olarak karşımızda durmaya devam eder. Homofobi, patolojik bir vaka değildir ve toplumsaldır. İktidar, Dünya'nın bir çok yerinde olduğu gibi, Kıbrıs'ın kuzeyinde de toplumu heteroseksizm üzerinden yaratıyor. Karşı cinslerin ilişki ve cinselliğini destekleyen ve heteroseksüelliği tek cinsel yönelim olduğunu ileri süren bir sistem yaratan heteroseksizm, heteroseksüelliği "normal", bunun dışında kalan herşeyiyse "anormal" olarak kodlayıp, homofobiyi de normalleştiriyor. Ve iktidar tarafından yaratılan insanlar üzerinde yaratılan bu homofobik algı, bir çok insanın sadece cinsey yönelimi ve cinsel kimliği yüzünden psikolojik ya da fiziksel şiddet görmesine, kimi durumlarda (ve genellikle çoğunluk olarak) öldürülmesine neden oluyor. Bu nedenle, özellikle avrupa'da ve dünyanın daha bir çok yerinde 17 Mayıs'da her yıl LGBTİ hakları için mücadele eden tüm sendika, siyasi parti ve örgütler sokaklara çıkıyor. Ülkemizde de 2014 yılından itibaren özellikle Ceza Yasası değişikliğinden sonra kutlanmaya başlayan bu günün ayrı bir önemi var. Ülkemizde başta Kuir Kıbrıs Derneği olmak üzere bir çok kişi ve örgütler o gün sokağa çıkıp homofobiye karşı hayatı bir kez daha sloganlarla kutluyor. Ben de bu günün tarihine ve önemine kısaca değinip, bu yıl neler yapılacağından bahsetmek istiyorum.