Milli Mücadelenin Öncü Yerel Örgütlenmesi (original) (raw)
Related papers
Milli Mücadele Döneminde Öğretmen Örgütlenmesi
Sivil toplum kavramı genel anlamıyla, aile, devlet, piyasa ve siyasi alan dışında hak ve sorumluluk sahibi yurttaşların gönüllü olarak yarattığı, sorunlarını çözmek ve çıkarlarını korumak amacıyla kamusal alan ile özel alan arasında ya da bu alanların kesişimin de oluşturdukları bir alandır. Çoğulcu, özerk, katılımcı ve özünde toplumsal sorunların çözümüne dönük sivil etkinlikleri, ilişkileri, çıkarları içeren bu alan çeşitli yapılanmalar aracılığıyla bu taleplerini yaşama geçirmektedir. Eğitim, sağlık, çevre, kadın hakları, ekonomi, dayanışma ve gençlik alanlarında örgütlenmeler sivil hayatın genel yapısını oluşturur.
MİLLİ MÜCADELE’DE SÜVARİ BİRLİĞİ
Türkler tarafindan evcilleştirildiği kabul edilen at, kullanım alanının muharebe meydanlarının olduğunun anlaşılmasıyla hem kendi hayat akışını hem de muharebe meydanlarındaki kazananı değiştirmiştir. M.Ö. 209 yılında Türk ordusunda yer alamaya başlayan atlı birlikler, süvariler ordunun vazgeçilmez kuvvetini oluşturmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşmasına kadar ordu içinde etkin görev alan süvari birlikleri antlaşma gereği üç alay seviyesine düşürülmüştür. Ancak yerelde başlayan Milli Mücadele'nin ilk oluşturduğu birlikler yine süvari birlikleri olmuştur. Kurtuluş Savaşı içindeki I. İnönü, II. İnönü, Sakarya Muharebesi, Büyük Taarruz'un ve sonrası takip harekatının başarılı olmasında süvari birliklerinin payı büyük olduğu gibi eşsiz bir yönetim sergileyen Fahrettin Altay ve diğer süvari birlik komutanlarının katkıları da yadsınamaz.
Türk İstiklâl Savaşı ve Yerel Direnişler
Çelebi (Tarih, Kültür ve Düşünce) Dergisi, Türk İstiklâl Savaşı ve Yerel Direnişler Dosya Konusu, Yıl:1-Sayı:3-Aralık 2020
TÜRK İSTİKLÂL SAVAŞI VE YEREL DİRENİŞLER Çelebi Dergisi'nin Türk İstiklâl Savaşı ve Yerel Direnişler dosya konulu sayısı 270 sayfa ve 34 yazardan mürekkep olup Türk İstiklâl Savaşı ve Yerel Direnişler'in birçok yönünü ele almıştır. Türk İstiklâl Savaşı ve Yerel Direnişler sayısında okuyucularımız Milli Mücadelemizi Nasıl Ele Alıp İncelememiz gerektiğinden Uluslararası İlişkiler Boyutu’na, Kuzeydoğu ve Doğu Anadolu’da Kuvay-ı Millîye Hareketleri’nden Mustafa Kemal Paşa’da Kuva-yı Milliye Ruhunun Oluşumu’na, dönemin Türk İstihbaratı’ndan Karakol ve İntibah Cemiyeti’ne, Kılıç Ali Bey’den Giresunlu Osman Ağa’ya, Rahime Hatun’dan Yörük Ali Efe’ye, Çukurova’dan Doğu Trakya’nın işgaline, Artvin’de Muhacirlik Hatıraları’ndan Balıkesir’deki Kuvâ-yi Milliye Hareketi’ne, Millî Mücadeleye Dair Şiir Vesikaları’ndan Türk Dizi ve Filmlerinde Kurtuluş Savaşı’na kadar muhtelif alanlarda çalışmaları bulabileceklerdir.
TÜRKİYE'DE KİTLE İLETİŞİMİ: Dün-Bugün-Yarın
BİK’in desteği ve biraz da zorlamasıyla gerçekleşen gazete birleşmelerinin, temel sorunlar olan baskı ve içerik kalitesi düşüklüğü, okuyucu azlığı, kâğıt ve baskı tedariki ile dağıtım hususlarında yaşanan ekonomik problemler ve eğitimli fikir işçilerinin gazetelerde çalıştırılamaması ya da çok düşük ücretlerle çalıştırılması gibi sorunların giderebilmesi hedeflenmekteydi. Ancak yapılan analiz sonucunda, Ocak 2012 yılından Ocak 2017 yılına kadar geçen süreçte beklenenin aksine, gazete birleşmelerinin Erzurum yerel basında okur sayısı, satış rakamları, reklam gelirleri, içerik kalitesi açısından kayda değer değişikliklere yol açmadığı; yalnızca baskı kalitesinde gözle görülür bir artışın gerçekleştiği tespit edilmiştir. Ayrıca birleşme sonrasında gazetelerin kira, ofis, matbaa ve personel giderlerinde önemli bir düşüş yaşandığı, bunun da yerel gazeteleri finansal açıdan birleşme öncesine göre biraz daha güçlü ve kârlı hale getirdiği, bunun yerel iş adamlarının basınla yakından ilgilenmeye başlamasına neden olduğu belirlenmiştir. Gazete birleşmelerinin ardından gözlemlenen önemli sorunlardan birisi de birleşen gazetelerin Erzurum’da faaliyet yürüten kamu ve özel sektör kuruluşlarının her geçen biraz daha profesyonelleşen halkla ilişkiler faaliyetlerinin etkisi altında kaldığının tespitidir. Yerel basın, kurumlardan gelen basın bültenlerini sıklıkla haber olarak okuyucusuna sunmakta; bu durum belli kurumların çıkarları doğrultusunda kurgulanmış haberlerin, tarafsız olarak bilinen yerel medya aracılığıyla dolaşıma sokulmasına, bunun farkına varan okuyucuların da kendilerine tarafsız haber gibi sunulan kurgu haberleri/içeriği beğenmeyerek gazete almayı bırakmalarına neden olmaktadır. Nitekim Erzurum yerel basını genelinde görülen tirajların giderek azalması eğilimi, bu tespiti doğrulamaktadır. Gazetelerin içerik kalitesinde beklenen iyileşmenin yaşanmamasının en temel sebebinin, birleşme sonrasında artması planlanan eğitimli muhabir sayısının yeterince artmaması ve fikir işçilerine ödenen ücretlerin düşüklüğü olduğu değerlendirilmektedir. Azalan masraflara rağmen gazete patronlarının kâr elde etmek adına yeterince muhabir istihdam etmedikleri gibi muhabirler başta olmak üzere gazete çalışanlarına yeterli ücret vermediği, bunun yerel gazetelerde çalışan fikir işçilerinde motivasyon eksikliğine neden olduğu belirlenmiştir. Bu durum gazetelerde çokça yer alması beklenen özel haber sayısının azalmasına ve içerik kalitesinde düşüklüğüne neden olmaktadır. Geçim sorunları ve motivasyon eksikliği sebebiyle mesleğine odaklanamayan yerel gazetelerdeki fikir işçileri, haber yapmak için gerek kamu gerekse özel kurumların basın ve halkla ilişkiler faaliyetleri doğrultusunda gönderilen basın bültenlerine yönelmekte, bu bültenlerin içeriğini haber olarak sunmaktadırlar. Kamuda ve özel sektörde haber yönetimi ve halkla ilişkiler alanlarındaki uzman personelin artması, kurum bültenlerinin kalitesini arttırırken habercilik kalitesini düşürmekte; gazetecileri kolaycılığa alıştırarak adeta tembelleştirmektedir. Böylece yerel basının verdiği haberler özgünlüğünü, güncelliğini ve eleştirelliğini yitirmekte, yerel gazetelerin önemli işlevlerinden biri olan yayımlandığı bölgenin sorunlarını içeren haberleri bölge kamuoyuna taşıma işlevi ortadan kalkmaktadır.
Millî Mücadelenin Yerel Tarihi (Tanıtım Kitapçığı)
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), 2023
Türkiye’nin Millî Mücadele ile ilgili hafızasını yedi bölge başlığı altında yerelden yola çıkarak zenginleştirmeyi amaçlayan “Millî Mücadele’nin Yerel Tarihleri” projesi, Milli Mücadele tarihyazımının demokratik, katılımcı, çok sesli ve çok merkezli olarak yeniden ve yerelden yazılması ihtiyacına binaen zamanı genişleterek, mekanı yayarak ve özneleri çoğaltarak bir paradigma değişiminin ilk adımlarını atmıştır. Proje ile tarihi aşağıdan yukarıya yazma yöntemleri uygulanmış, bu hedef doğrultusunda, herkesin katkı sunabileceği yerel tarih ve sözlü tarihin demokratik, sivil ve katılımcı imkânlarından yararlanarak insanların kendilerini birer parçası olarak hissedebilecekleri bir tarih ve hafıza oluşturulmuştur. Proje, Türkiye’nin Milli Mücadele ile ilgili hafızasını, 81 il bazında toplayarak hatırlatmayı amaçlamıştır. Bireyler için hafızanın gördüğü işlevi toplumlar için tarihin gördüğü kabulünden hareketle, şehir şehir Türk toplumunun ortak hafızasına dayanan bir Milli Mücadele belleği oluşturulan projede bir ulusun tarihinin, yalnızca elitlerin düşünce ve eylemlerinden ibaret olmadığı, bütün toplumsal unsur ve katmanların birlikte yaşadığı ve hatırladığı bir tarih olduğu ortaya konulmuştur. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ve Türkiye Bilimler Akademisi ortaklığı ile yürütülecek proje neticesinde, 81 ildeki Milli Mücadele yıllarının anlatıldığı, ülkenin Milli Mücadele tarihine katılımcı, kapsayıcı, yeni bir bakış getiren 12+dizin olmak olmak üzere 13 ciltlik seri bir eser yayınlanmıştır.
TÜBA 8. Cilt Proje M. Mücadele'nin Yerel Tarihleri.
Millî Mücadele Döneminde Diyarbakır ve Çevresinde Din Adamlarının Faaliyetleri , 2023
Dünyanın ilk büyük uygarlıklarının inşa edildiği Güneydoğu Anadolu bölgesinde, eskiçağlardan beri inançlar ve din adamları kitleler üzerinde büyük etkiler bıraktı. Türk’ün son büyük bağımsızlık mücadelesi sırasında da bu sosyolojik gerçek bir kez daha kendini gösterdi. Çoğu din adamı, Millî Mücadele döneminde bölge halkına Mustafa Kemal Atatürk ve millî birliklere destek olmaları çağrısında bulundu. Amasya, Erzurum ve Sivas’ta Türk vatanının bölünmez bütünlüğüne yönelik yapılan vurgu Diyarbakır yöresinde millî şuura sahip din adamları tarafından seslendirildi. Müftüler, imam ve hatipler, vaizler ve tarikat şeyhleri bir taraftan halkı cepheye mobilize ederken diğer taraftan ayrılıkçı eylemlere karşı insanları uyardı. Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz öncesinde Diyarbakırlıların, Türk ordusuna yaptığı lojistik yardımlarda din adamlarının söylemleri bir hayli etkili oldu. Bu çalışmada arşiv belgeleri, süreli yayınlar ve orijinal kaynaklar ışığında spesifik olarak Millî Mücadele’ye arka çıkan Diyarbakırlı manevi önderlerin çabaları göz önüne serildi. O kişilerin önemli bir bölümü, Anadolu fetvasına imzalarını atarak tüm tehditleri hiçe saydı. Diyarbakır Müftüsü, Lice Müftüsü, Silvan Müftüsü ve Ergani Müftüsünün yanı sıra onlarca din adamı, işgal edilmeyen topraklarda ikamet etmelerine rağmen millî birlik ve beraberliğin pekişmesine katkı sağladı. Diyarbakır yöresindeki cami, mescit ve dergâhlar din adamları tarafından vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla kullanıldı. Bütün bu gayretler ülke genelinde kardeşlik atmosferinin oluşmasında itici bir güç olarak öne çıktı.
Yerelleşme ve Yerel Demokrasinin Güçlendirilmesi Bağlamında Yerel Katılım
International Journal of Management Economics and Business, 2013
Yerelleşme, yerel demokrasi çerçevesinde katılım kavramını önemli hale getirmektedir. Yerel katılım, yerel yönetim ve yerel demokrasi kavramlarının ayrılmaz bir parçası olarak görülmelidir. Yerel demokrasi, temsil dışında katılımı da gündeme getirmiştir. Çünkü günümüz toplumları kamusal karar süreçlerinde daha fazla ve daha etkin yer almak istemektedir. Katılım, yerel hizmetlerin üretilmesinde halkın istek ve taleplerinin karşılanmasını sağlar. Bununla birlikte kamuoyu denetimini de gerçekleştirir. Dolayısıyla yerel demokrasinin güçlendirilmesinde yerel katılım önemli bir argümandır. Bu makalenin amacı, yerel halkın karar süreçlerine katılımını ve bu katılımın yerel demokrasiye olan katkısını incelemektir.