[Tahlil] - Ebubekir Sifil - Modern Çağın Fetvacıları (original) (raw)

[Tahlil] - Ebubekir Sifil - Ahir Zaman Bilinci

Gündeme ilişkin hocalarımızın daha önce kaleme almış olduğu yazıları her hafta [Tahlil] dosyasında yayınlıyoruz. Bu sayımızda Ebubekir Sifil hocanın RIHLE Dergisinde kaleme almış olduğu yazıyı yayınlıyoruz.

[Tahlil] - Ebubekir Sifil - Sahabe Kuşağının Dindeki Yeri

Gündeme ilişkin hocalarımızın daha önce kaleme almış olduğu yazıları her hafta [Tahlil] dosyasında yayınlıyoruz. Bu sayımızda Ebubekir Sifil hocanın 2006 yılında kaleme almış olduğu Sahabe Kuşağının Dindeki Yeri başlıklı yazıyı yayınlıyoruz.

MÜLK KİMİN? Ebubekir Sifil

Müslümanlar olarak özellikle son bir iki yüzyıldır din-dünya ilişkisine bakışımızda temelli değişiklikler meydana geldi. Önceleri dünyaya ancak “ahiretin tarlası” olduğu için kıymet verirken, şimdilerde dünyayı ahiretin önüne geçirdiğimizi gösteren tavır ve davranışlar içindeyiz. Müslüman elbette dünyaya hükmetmeli, güzel yaşamalı, güzel yaşatmalı. Ama nereden gelip nereye gittiğini, yanında ne götürdüğünü asla hatırdan çıkarmamalı. Dilimiz “lehü’l-mülk” diyor. Yani mülk O’nun. Bir de dönüp kalbimize soralım, o ne diyor? “Gelişme ve kalkınma yolunda ilerlemek”, “dünya ile bütünleşmek”, “evrensel standartları yakalamak” gibi tabirlerin dilimize hiç olmadığı kadar yerleştiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bunlar ve benzeri ifadeler, yaşadığımız geçici hayat ile ne tarz bir ilişki kurduğumuzu anlatıyor aslında. Gelişmiş/kalkınmış olduğu söylenen ülkelerle aramızdaki mesafeyi kapatmaya çalıştıkça “dünyevîleşme” dediğimiz hali daha yoğun hissetmeye ve yaşamaya başladık. “Piyasa ekonomisi” olgusu kendi şartlarını dayatıyor. Elbette girdiğimiz yolun kaçınılmaz gereği bu. Acımasız şartların hakim olduğu ekonomik piyasada küçükler, ekonomik olarak daha güçlü olanlarla rekabet edebilmek ve onlar karşısında ayakta kalabilmek için, büyükler de piyasada elde ettikleri payı korumak için sürekli daha çok çalışmak, daha fazla üretmek ve durmadan büyümek zorunda. Kimin geliri daha fazlaysa onun daha çok itibar gördüğü, insanların ne kadar fazla tükettiklerine bakılarak değerlendirildiği bir dünyadayız. Hayat bu hayhuy içinde hızla akıp giderken, bir an için durup şöyle bir soluklanmak ve bizi içine çeken bu anaforun dışına çıkarak olup biteni dışarıdan gözlemek en temel ve ertelenemez ihtiyaç bizim için. Evet, nereye gidiyoruz?

Ebubekir Sifil - İmam Gazali’ye Dair Mülâkât

İmam Gazali Hazretleri’ni tek bir vasfa indirgeyerek anlatmaya çalışmak doğru olmaz. Onu İmam-ı Gazali yapan, onu büyük yapan birden vasfa aynı anda sahip olması, birden fazla misyonu yerine getirmiş olması dolayısıyla hepsini aynı anda bahis konusu etmemiz lazım. İmam Gazali’nin sahip olduğu arka planı, alt yapıya sahip olamadan bu vadiye girdiğinizde Allah korusun hata yapmanız kaçınılmaz oluyor. Üç mesele söylüyor Tehafütü’l-Felasife’nin girişinde. Bunlar, âlemin kıdemi meselesi, haşr-ı cismani meselesi bir de Allahu Tealâ’nın cüz’iyyatı bilemeyeceği meselesi. . İmam Gazali gibi yıldız isimlere günümüzde çok ihtiyaç var. Ümmetin çok ihtiyacı var. Allah bizi onların rehberliğinden mahrum etmesin.

[Tahlil] - Ebubekir Sifil - Abdullah bin Sebe'

Gündeme ilişkin hocalarımızın daha önce kaleme almış olduğu yazıları her hafta [Tahlil] dosyasında yayınlıyoruz. Bu hafta Şia tarafından reddedilen fakat yaşadığı bir hakikat olan Abdullah bin Sebe' ile ilgili Ebubekir Sifil hocanın yazısını yayınlıyoruz.

Tefsir’de Çağdaş Akılcı Ekol

MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2019

Bu makalede Kur'an'ın tefsiri konusunda çağımızda yeniden canlandırılan akla dayalı tefsir ekolü incelenmiştir. Bu ekolün daha iyi anlaşılabilmesi için makalenin ilk kısmında bu yöntemin tarihteki kökenleri, en belirgin örneği sayılan Mutezilî tefsir anlayışının tefsir yöntemi, Mutezililerin tefsir faaliyetinde bağlı kaldığı ilkeler vb. konular ele alınmıştır. Ardından çağımızda bu yöntemi yeniden canlandıran ve bu ekolün ilk temsilcileri sayılan Cemaleddin Afganî, Muhammed Abduh ve Reşit Rıza hakkında önemli görülen bazı bilgiler verilmiştir. Sonra Muhammed Abduh ve Reşit Rıza'nın tefsir yöntemleri hakkında bilgi verilerek ikisinin ortak ürünü olan el-Menar tefsirinin özellikleri anlatılmış ve genel bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Daha sonra bu düşüncenin İslam dünyasında oluşturduğu etki üzerinde durulmuş ve bundan en çok etkilenen bazı şahsiyetler hakkında bilgi verilmiştir. Makalede, Abduh'un temellerini attığı, Reşit Rıza'nın fiili kuruculuğunu yaptığı bu çabanın, tefsir alanında yeni bir çığır açtığı, son asırlarda adeta donuklaşan İslam fikir dünyasına bir canlılık kazandırdığı tespitinde bulunulmuştur. Ancak 19. asrın pozitivist anlayışıyla yüzleşme ihtiyacından doğan bu anlayışın akla tanıdığı sınırsız alan ve dini, pozitif söylemlerle uyumlaştırma çabası sebebiyle zaman zaman Kur'an tefsirinde kabul edilemez yorumlar ortaya koyduğu kanaati dile getirilmiştir.