Nazilerin Türkiye'yle büyümesi (original) (raw)

2015, K24

Stefan Ihrig, Naziler ve Atatürk kitabında kısmen tartışılmış Türkiye’nin erken cumhuriyet döneminde Almanya’dan etkilendiği (ama haşa ırkçı olmadığı) tezine tam tersi bir perspektiften yaklaşıyor. Yazarın Cambridge Üniversitesi’nde tamamladığı olağanüstü doktora çalışmasına dayanan eser, hem Almanya hem Türkiye bağlamında revizyonist bir tarih kurgusu sunuyor. Nazilerin Türkiye’yi nasıl algıladığı ve bu ülkedeki gelişmelerden nasıl etkilendiği meselesini iki kilit dönemde, 1919-23 ve 1933-38 süresince inceleyen çalışma, en temel kaynak olarak basılı yayınlara dayanıyor. Bunun yanı sıra resmi açıklamalar, Üçüncü Reich’ın önemli siyasi şahsiyetlerinin söylevleri, Osmanlı ordusunda görev yapmış Alman askerlerin hatıratları, Hitler’in “Sofra Konuşmaları,” Goebbels’in günlükleri, Nazi pratiğinin görsel tezahürleri gibi farklı kaynaklar da bu kapsamlı araştırmanın parçası.

Naziler Üzerine Bir Kısa İnceleme

2007

Nasyonal Sosyalizm ya da Nazizm, 1920'li yıllarda Almanya'da ortaya çıktığı benimsenen bir siyasi harekettir. Ancak asal kökenine bakılacak olursa çok daha eskilere uzanan bir dünya görüşü, bir doktrindir.

YÜKSELEN GÜÇ BİRLİKLERİ VE TÜRKİYE

Türkiye’nin sağlam ve güçlü olması İslâm ülkelerinin de geleceğini ve istikrarını da belirleyecektir. Aksi takdirde İsrail ve ABD’ye eklemlenmiş adeta uşaklık yapma çabası içerisinde olan başını Suudi Arabistan’ın çektiği Körfez ülkeleri İslâm dünyasını daha da berbat hâline getirecek işler yapmaya meyillidir. Kısaca İslâm dünyasının geleceği, Türkiye’nin geleceği ile doğrudan ilişkilidir ve ona bağlıdır.

Nazi Almanyası'na Giden Süreci Yaratmak

2022

Bu makalenin amacı, Weimar Almanyası'nda Nazi iktidarının inşasında Paris Barış Konferansı ve Versailles Anlaşması'nın rolünün ve ilişkisinin incelenmesidir. Tasarım/Yöntem: Çalışma, küresel çapta yarattığı etki kapsamında I. Dünya Savaşı sonrasında Alman topraklarında yaşanan gelişmeleri incelemektedir. Bu etkileri görebilmek adına çalışma tek vakalı örnek olay incelenmesidir. Buradaki temel metot tarihsel örnek odaklı olarak örnek olay odaklıdır. Bu sayede çalışmada uluslararası alanda yaşanan süreci anlama adına tanımlayıcı bir analiz sunulacaktır. Bulgular: Paris Barış Konferansı'nda ABD, Fransa ve İngiltere Almanya'yı Avrupa Kıtası'nın "ötekisi" konumunda ele almışlardır. Öteki'nin hayat sahası (lebensraum) Versailles Antlaşması ile belirlenirken, kurulan kukla rejimle antlaşma şartları uygulanmak istenmiştir. Buna rağmen Kıta'da yeni bir denge uğruna atılan adımlar faşist yönetimin iktidarını hazırlamıştır. Sınırlılıklar: Almanya'da Nazi iktidarına giden süreç incelenirken ABD, İngiltere ve Fransa'nın yaklaşımları ele alınarak aktör bağlamında bir sınırlamaya gidilmiştir. Paris Barış Konferansı'nda Almanya'yı ilgilendiren konular ve Versailles Antlaşması'nın belli başlı şartları üzerinden tartışmanın yürütülmesi, makalenin amacının ortaya çıkartılması adına bir diğer sınırlılık oluşturmuştur. Özgünlük/Değer: Daha önceki Avrupa uyumlarının aksine bu defa Avrupa Kıtası'nın dışından bir aktör yani ABD idealist enstrümanları ile realist geleneğin Avrupalı güçlerinin karşısındadır. Realist ve idealist gelenek arasındaki sistemin algılanış farklılıkları fikirsel çatışmaya dönüşmüştür. Bu çatışma Paris Barış Konferansı'nda ele alınan konular ve Versailles Antlaşması'nın maddeleri üzerinden kendini açık ederken, aktörler istemeye istemeye de olsa Avrupa'da ulus-devletlerin ilk faşist yönetimini yaratmışlardır. Çalışmanın özgünlüğü de uluslararası ilişkiler disiplinin ilk yıllarında karşı karşıya gelen bu iki anlayış arasındaki çatışmanın Nazi Almanya'sını nasıl inşa ettiğinin incelenmesidir.

Küreselleşme Olgusuyla Birlikte Büyüyen Terorizm

ANADOLU AKADEMİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2019

Bu makale esasen Terör ve Terörist kavramının ne olduğunu, dünden bugüne terör olayları ve terörün ortaya çıkışını ve terörün yapılma amacının ne olduğunu kısaca anlatmaya çalışılmaktadır. Makalenin bir kısmında AB, BM, UNODC uluslararası sistemde mevcut olan kuruluşların teröre bakış açıları, terörle mücadele için ne gibi anlaşmalar yaptıkları ve ABD, Türkiye, Almanya gibi birkaç devletin terörle ilgili tutumlarından bahsedilmektedir. Makalenin bir kısmında küresel teröre örnek verilmekte ve uluslararası sistemde terörle mücadelenin hangi şekilleri olduğu açıklığa kavuşturulmaktadır. Terörün faaliyet şekilleri olan etnik ve “Dini İstismar eden Terör Örgütleri”, devlet terörü, narko terörizm ve siber terörizme örnek getirilmeye çalışılmıştır. Makalede Türkiye’yi yıllardır etnik terörle yıpratmaya çalışan Asala ve PKK terör örgütü hakkında kısa bir ön bilgi yer almaktadır. Makalede küreselleşme sonucunda büyüyen teröre örnek verilmekle ve küreselleşmenin ve terörün nasıl aynı tarihe denk geldiği üzerinde durulmaktadır. Makalenin son kısmında ise vekâlet savaşları ve Arap Baharı ile ilgili kısa bir bilgi verilmeye çalışılmakta ve Orta Doğu’da süper güçlerin adeta maşası haline gelmiş olan terör örgütlerinden bahsedilmektedir.

Türkiye’de Almanlar ve Almancılar

Goc Dergisi, 2014

Bu makale köklü bir göç alan ülke olarak Almanya ile göç veren ülke Türkiye arasında gelişen göç kültürünün öneminin vurgulamaktadır. Bu çalışmada 1990 ve 2000 Türkiye Genel Nüfus sayımı mikro verileri esas alınarak Türkiye’de bulunan Almanya doğumlu, Almanya vatandaşı ve Almanya’da yaşamış nüfus grupları tespit edilmiş ve bu gruplar karşılaştırılmıştır. Çalışmada bu nüfus grupları temel demografik göstergeler üzerinden tarif edilmektedir. Bu kapsamda çeşitli nüfus sayımı değişkenleri kullanılarak 14 farklı analiz grubundan oluşan bir sınıflandırma önerilmiştir. Bu sınıflandırma Türkiye’nin göçmen alma örüntülerine örnek teşkil edebilecek niteliktedir. Aynı zamanda geri dönen göçmen gruplarının destinasyon tercihleri de dikkate alınmıştır. Türkiye’de bulunan Almanya’lı nüfusun göç kültürünün nasıl iki yönlü göç akınları yarattığına ve köken ülkeye doğru tersine akınlara yol açtığını gösteren önemli bir örnek olduğunu düşünüyoruz. ENGLISH TITLE & ABSTRACT Germans and ‘Almancı’ in Turkey This paper notes the importance of developing culture of migration between Germany as the established destination country and Turkey as the country of origin historically. In this study we have used the 1990 and 2000 Census microdata sample. We have classifıed movers who have been somehow linked to Germany, either as citizens, or immigrants or returnees. Thus we have created 14 analytic groups using the variables in the census data. This classification can be an example for overall immigration patterns in Turkey. At the same time, detsination choices of return migrants have been taken into account. We argue that the emerging German immigrant population in Turkey is a case illustrating the ways in which a culture of migration can generate and maintain two way flows and in fact reversal of flows towards the original country of origin.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.