Doğumhanede Zamansız Bir Gece (original) (raw)
Related papers
Altın Dakikalar: Prematüre Bebeğin Doğum Salonunda Yönetimi
2015
Premature infants often experience difficulties adapting to postnatal life. The most relevant ones are related to establishing an adult type cardiorespiratory circulation and acquiring hemodynamic stability, aerating the lung and attaining a functional residual capacity, performing an adequate gas exchange and switching to an oxygen enriched metabolism, and keeping an adequate body temperature. In recent years a body of evidence supports a trend towards gentle management in the delivery room aiming to reduce damage especially to the lungs in the so-called first golden minutes. Herewith, we describe and update four of the most relevant interventions performed in the delivery room: delayed cord clamping, non-invasive ventilation, individualized oxygen supplementation, and maintaining an adequate body temperature so as to avoid hyperthermia and/or hypothermia.
Boğaç, C. (2018). Zamansız çocuk- evsiz beden (Timeless Child- homeless body). Gaile Magazine (Yenidüzen Newspaper), 02 December 2018, p.23 , 2018
Modernizmin ev kavramını nasıl metalaştırdığı, paradoks örüntüler içerisinde nasıl hem arzulanan bir ideale, hem de tekinsiz bir işkence yuvasına dönüştürebildiği, sanattan psikolojiyle, mimarlıktan felsefeye bir çok alanda irdelenmiştir. Modernizmin modüler ve biçimlendirici yapısı ile dönüşen iktidar, tüm yaşam alanlarını rekabete açık bir pazar alanına çevirdiği için önce gözünü kamusal alanlara dikmiş, ardından bireyselliğin son kalesi olarak ‘ev’e yönelmiştir. Eve yönelik piyasa, simbiyotik yaşam biçimleri ve kapital ilişkilerini tekrar tekrar yapılandırdıktan sonra, şimdi son bir vuruşla ev ile birlikte özneyi de yok etmeye niyetlidir Anahtar sözcükler: ev, çocuk, göç, savaş, iktidar
Bilgi Dünyası
Albetro Manguel tarafından yazılan ‘’ The Library at Night’’ isimli kitap Alfred A. Knopf tarafından ilk olarak 2006 yılında yayımlanmıştır. Kitabın Türkçe çevirisini bugüne dek altmışı aşkın çevirisi bulunan Dilek Şendil tarafından ‘’Geceleyin Kütüphane’’ adıyla 2008 yılında gerçekleşmiştir.2020 yılında ise dördüncü basımı yapılmıştır. Bu çalışmada eserin 2020 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Türkçe çevirisi tanıtılmıştır.
Adnan Oktar (Harun Yahya) Bugüne kadar, gelmiş geçmiş bütün din ahlakına karşı olan kişilere ve akımlara bakıldığında hemen hepsinin felsefi temelinde materyalist (maddeci) düşüncenin yattığı görülür. Bilindiği gibi materyalistler Yaratılış gerçeğini reddederler. Bunun yerine maddenin sonsuzdan beri var olduğu ve sonsuza kadar da mutlak bir varlık olarak kalacağı yanılgısını savunurlar. Diğer bir deyişle maddeyi ilahlaştırırlar. (Allah'ı tenzih ederiz) Materyalistlerin kendi kaynaklarında materyalizm (maddecilik) şöyle tarif edilir: space Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır... (En-am Suresi, 101) Materyalizm dünyanın ezeli ve ebediliğini (öncesiz ve sonrasızlığını), Tanrı tarafından yaratılmış olmadığını ve de zaman ve mekanda sonsuzluğunu kabul eder.1 Materyalizmin maddeyi bu derece putlaştırmasının nedeni, her ne olursa olsun Allah'ın varlığını kabul etmemektir. Çünkü madde mutlak değilse bir başlangıcı var demektir; bir başlangıcı varsa da yoktan var edilmiş, yani yaratılmış demektir. Nitekim 20. yüzyılın sonunda tüm bilim dünyasının vardığı ortak sonuç, maddenin mutlak olmadığı, bir başlangıcı olduğu gerçeğini doğrulamaktadır: Tüm evren yaklaşık 15 milyar yıl önce "sıfır" hacimdeki bir noktanın patlamasıyla yokluktan meydana gelmiş ve genişleyerek günümüzdeki şeklini almıştır. Büyük Patlama (Big Bang) adı verilen bu olayın doğruluğu, pek çok somut delil ve gözlemle, aynı zamanda teorik fizikçilerin hesaplamalarıyla da kanıtlanmıştır. Bugün bilimin ulaştığı son nokta, Allah'ın Kuran'da bildirdiği ve İncil ve Tevrat'ta da haber verilen "evrenin yoktan var edildiği" gerçeğini doğrulamaktadır. Yine bununla birlikte çağdaş bilim, materyalizmi ve bunu esas alan ideolojileri her alanda yalanlamakta, materyalist görüşe sahip olanların maddeye dayalı dünyalarını yıkmakta, Yaratılış'a karşı yürüttükleri mücadelede onları yenik düşürmektedir. Buna rağmen materyalistler, maddenin mutlak değil, yaratılmış olduğu gerçeğini bilimle çatışmak pahasına da olsa kabul edemezler. Çünkü bu gerçeği kabul etmek Allah'ın varlığını kabul etmelerini, Allah'a iman etmeleri ise din ahlakını kabul etmelerini ve yaşamalarını gerektirecektir. Din ahlakı ise herşeyden önce Allah'a kesin bir boyun eğmeyi ve teslimiyeti gerektirdiğinden, elbette ki böyle bir tutum, kibirlerine yenik düşmüş bu insanlara ağır gelecektir. Allah Kuran'da, gerçekleri gördükleri halde, kibirleri yüzünden gerçeklerden kaçanların durumunu şöyle bildirmektedir: Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak. (Neml Suresi, 14) Materyalistler, maddenin yanı sıra zamanın da mutlak olduğu, yani sonsuzdan gelip sonsuza gittiği yanılgısına inanırlar. Bu çarpık anlayışa dayanarak da kaderi, ahiret gününü, cenneti ve cehennemi reddetmeye çalışırlar. Oysa bugün modern bilim, maddenin olduğu gibi, maddenin bir türevi olan zamanın da maddeyle birlikte yokluktan var edildiğini ve zamanın da bir başlangıcı olduğunu ispatlamıştır. Aynı zamanda, zamanın izafi (göreceli-rölatif) bir kavram olduğu, materyalistlerin yüzyıllardır zannettikleri gibi değişmez ve sabit olmadığı, değişken bir algı biçimi olduğu da 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Zamanın ve mekanın izafiyeti Einstein'ın "Rölativite" teorisiyle kanıtlanmış ve bu gerçek bugünkü modern fiziğin temelini oluşturmuştur. landscape Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, her şeyi kuşatandır. (Nisa Suresi, 126) Sonuç olarak, zaman ve mekan mutlak olmayan, başlangıçları olan, Allah'ın yoktan var ettiği kavramlardır. Zamanı ve mekanı yaratan Allah, elbette bu kavramlardan münezzehtir. Allah, zamanın her anını zamansızlıkta belirlemiş, tespit etmiş ve yaratmıştır. İşte materyalistlerin akıl erdiremedikleri "kader" gerçeğinin özü de buradadır. Bizim için geçmişte yaşanmış ve gelecekte yaşanacak olan olayların tümü, zamandan münezzeh olan, zamanı yoktan var eden Yüce Allah'ın bilgisi ve hakimiyeti dahilindedir. Kuran'da 1400 yıl önce bildirilen ve inananların gönülden inandıkları gerçekleri bugün modern bilim de doğrulamakta ve Kuran'ın Allah'ın sözü olduğuna şahitlik etmektedir. Asırlardır Allah'ın varlığını ve Yaratılış gerçeğini reddeden materyalist düşünce ise, dilinden düşürmediği ve her fırsatta arkasına sığınmaya çalıştığı bilim tarafından her alanda yalanlanmaktadır. Bu kitapta, materyalistlerin öne sürdükleri iddiaların hiçbir bilimsel ve mantıksal geçerliliği olmadığını, aksine materyalizmin bugünün bilimi ile tamamen çökertildiğini delilleriyle aktaracağız. Burada anlatılan konular maddenin aslı, zamanın ve mekanın izafiyeti ile ilgili çok önemli deliller içermektedir. Öyle ki belki de bugüne kadar hiç düşünmediğiniz bazı gerçeklerle karşılaşacak, maddenin özünün materyalizmin iddia ettiğinden veya size öğretilenden çok daha farklı olduğunu anlayacaksınız.