MARIUS OUTREY’NİN 1835 YILINDA TRABZON’DAN ERZURUM’A SEYAHATİ VE ERZURUM ŞEHRİ HAKKINDA RAPORU.pdf (original) (raw)

TRABZON’DA 1895 ERMENİ OLAYLARI VE İNGİLİZ BASININA YANSIMASI

TRABZON'DA 1895 ERMENİ OLAYLARI VE İNGİLİZ BASININA YANSIMASI Öz Ayastefanos ve Berlin Antlaşmalarıyla uluslararası arenaya taşınan Ermeni sorunu, bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'ni uğraştıran en temel meselelerden biri olmuş-tur. Bağımsız bir Ermenistan kurma hayaliyle başlayan bu hareket başta Rusya ol-mak üzere Avrupalı büyük güçler tarafından da desteklenmiştir. Hınçak ve Taşnak örgütlerinin yönlendirmesiyle harekete geçen Ermenilerin temel stratejisi ülkenin dört bir yanında isyanlar çıkarıp batılı devletlerin olaylara müdahale etmesini sağ-lamaktı. Bu kapsamda 1890 sonrasında Osmanlı ülkesinin birçok vilayetinde Er-meni isyanları görülmüştür. Bilhassa 1895 yılında ivme kazanan isyanlardan biri de Trabzon'da yaşanmıştır. Trabzon'daki isyan, şehrin aynı zamanda liman kenti olması ve dış dünyayla sürekli temas halinde bulunmasından ötürü Avrupa basını-nın da gündemine taşınmıştır. Bu çalışmada Trabzon'daki Ermeni isyanın İngiliz basınındaki akisleri ele alınmış, olaylarının çeşitli propaganda yöntemleri ile büyütülüp İngiliz basınına nasıl servis edildiği ortaya konulmuştur.

TANZİMAT ÖNCESİ ERZURUM ŞEHRİNİN DEMOGRAFİK YAPISI (1251/1835 Tarihli Nüfus Yoklama Defterine Göre)

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT …, 2010

Yunus ÖZGER• ÖZET Bu çalı mada, Erzurum ehrinin Tanzimat öncesi nüfus yapısı ele alınmı tır. Çalı mamızın ana kayna ını 1835 tarihli nüfus yoklama defteri olu turmakla beraber, Batılı seyyahların eserlerindeki Erzurum'un nüfusu ile ilgili verilere de ba vurulmu tur. Mevcut defterdeki bilgiler do rultusunda 1828-1829 Osmanlı-Rus sava ı sonrası, Ruslar tarafından Ermeniler göçürüldükten sonra ki tarihlerde Erzurum'un demografik yapısı ortaya çıkarılmı tır. Buna göre, 1835'de Erzurum'un 55 mahallesi ve 151 köyü bulunmaktadır. ehir merkezinde toplam 10.767 erkek ya amakta olup, bunun % 82 sini ( 8.781 ki i) Müslümanlar, % 18'ini de (1.986 ki i) gayrimüslimler olu turmaktadır.

OSMANLI TAŞRA YÖNETİCİLERİNİN TANZİMAT REFORMLARINA YAKLAŞIMINA DAİR BİR MUKAYESE: ERZURUM EYALETİ VALİLERİNİN TUTUMLARI VE MEHMET KÂMİL PAŞA'NIN ERZURUM MEMURİYETİ (1839-1846)

F. Ü. Sos. Bil. Dergisi, 2023

Başkente uzak eyaletlerden olan Erzurum eyaleti 1845 yılında Tanzimat'a dâhil edildi. 1839 yılından, 1845 yılına kadar, Erzurum eyaleti valiliği görevini yürütenlerden Halil Kâmilî Paşa, Tanzimat'ın askeri hükümlerinin bu eyalette uygulanmasına karşı çıkmış, netice alamayınca görevinden istifa etmiştir. Böylece Tanzimat hükümlerinin, bütün yönleri ile uygulanması konusunda kendisine gönderilmek üzere hazırlanan talimat muhatapsız kalmıştır. Halefi Bekir Sami Paşa, Tanzimat hükümlerinin uygulanması için gayret gösterdi ise de eyaletin konumu, büyüklüğü, Van, Muş ve Çıldır sancaklarında karşılaşılan güçlükler karşısında, tecrübesizliğinin bir neticesi olarak Meclis-i Vâlâ ve Sadaret tarafından başarısız bulundu. Eyalet genelinde sorunların tespiti ve çözümü için, Meclis-i Vâlâ azası Mehmet Kâmil Paşa özel görevle Erzurum'a gönderildi. Mehmet Kâmil Paşa Tanzimat hükümlerinin uygulanması hususunda önemli adımlar attı. Tecrübesizliği sebebiyle görevden alınan Bekir Sami Paşa'nın yerine, daha önce Erzurum valiliği görevini yürütmüş olan, Esat Muhlis Paşa ikinci defa Erzurum valisi olarak atandı. Esat Muhlis Paşa, Mehmet Kâmil Paşa'nın başlatmış olduğu faaliyetleri devam ettirmiş, Tanzimat hükümlerinin bütün yönleri ile uygulanması için çalışmıştır. Özellikle Van, Muş ve Çıldır sancaklarında karşılaşılan güçlükler, Esat Muhlis Paşa'nın döneminde tam olarak çözülememiş, halefi valilerin de gündeminde olmaya devam etmiştir. Tanzimat hükümlerinin uygulanmasında merkezdeki reformcu grubun beklentisi, reform karşıtı valilerin tutumları ve tecrübesiz valilerin uygulamaları nedeniyle, tam olarak karşılanamamıştır.

MANASTIR'DAN ERZURUM'A HAFIZ HAKKI PAŞA (1879-1915

1879 yılında Manastır'da doğan Hafız Hakkı Paşa, Harp Okulundan mezun olduktan sonra Manastır'daki III. Ordu emrine verilmiştir. Burada Bulgar çetecilerine karşı başarılı mücadeleler verdiği sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarına katılmıştır. Meşrutiyetin ilanında ve 31 Mart İsyanının bastırılmasında önemli yararlılıkları görülmüştür. Balkan Savaşlarında aktif olarak görev almıştır. Çatalca Savunmasındaki fedakârlıklarından dolayı 1913'te Yarbaylığa terfi ettirilmiştir. Ordunun gençleştirilmesinden sonra 11 Ocak 1914'de Genelkurmay İkinci Başkanlığına atanmıştır. 2 Ağustos 1914'de ise seferberliğin ilan edilmesiyle oluşturulan Karargâh-ı Umumide Reis-i Sanilik makamına getirilmiştir. 24 Kasım 1914'te III. Orduyu teftiş için Erzurum'a gönderilmiştir. Burada yaptığı teftişler sonucunda bölgenin ve ordunun yeni bir askeri harekât yapmaya uygun olduğu yönünde merkeze olumlu raporlar göndererek Sarıkamış Harekâtı'nın yapılmasına sebep olmuştur. 7 Aralık'ta 1914'te III. Orduya bağlı 10. Kolordu Komutanlığına atanmıştır. Bu kolordunun başında Sarıkamış Harekâtına katılarak birçok askeri hataya imza atmış ve böylelikle harekâtın başarısızlıkla sonuçlanmasında birinci derecede rol oynamıştır. Harekât sonrasında Enver Paşa'nın İstanbul'a dönmesi üzerine III. Ordu Komutanlığına getirilmiştir. Sarıkamış Harekâtı'nda eriyen orduyu yeniden canlandırmak için ciddi faaliyetlerde bulunmuşsa da ömrü bu gayeyi tamamlamaya yetmemiştir. Salgın hastalıklı askerlerle yakından ilgilenmesi sonucu tifüse yakalanmış ve bu hastalıktan kurtulamayarak 12 Şubat 1915'de Erzurum'da ölmüştür. Naaşı Erzurum Karskapı Şehitliği'ndedir.

DİYARBAKIR, BİTLİS, MAMURETÜLAZİZ VE URFA'DA MEYDANA GELEN 1895 ERMENİ OLAYLARINDA SÜRYANİLERİN TUTUMU

Osmanlı Devleti, idaresi altındaki gayrimüslimleri din ya da mezhep esasına göre örgütleyerek idare etmiştir. Millet Sistemi denilen bu idarede gayrimüslimler her türlü din ve dâhili işlerinde serbest bırakılmıştır. Büyük bir sarsıntıya neden olan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan Ermeniler arasında bağımsız bir devlet kurma düşüncesi yeşermeye başlamış ve bu durum birçok etmenin de etkisiyle XIX. yüzyılın sonlarına gelindiğinde isyanlara dönüşmüştür. Bu kapsamda Diyarbakır, Mamuretülaziz ve Bitlis vilayetleri ile Urfa Sancağında başlayan olaylar kısa süre içerisinde halklar arası çatışmaya dönüşmüştür. İsyanı geniş bir tabana yaymak isteyen Ermeniler özellikle Süryanileri kendilerine destek vermeye zorlamışlardır. Böylece Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği ihtilal mücadelesini "Müslüman-Hristiyan" olarak göstermek istemişlerdir. Bu nedenle Ermeni komitacıları ile hareket eden veya aldatılmış bazı Süryaniler, yaşanan olaylarda yer almıştır. Bu çalışmada Diyarbakır, Mamuretülaziz ve Bitlis vilayetleri ile Urfa'da meydana gelen 1895 Ermeni olaylarından Süryanilerin nasıl etkilendikleri ele alınmıştır. Böylece Süryanilerin, Ermeni olayları sırasında Ermenilere, Müslümanlara ve Osmanlı Devleti'ne karşı bakışı ve nasıl bir politika takip ettiği ortaya konulmuştur.

Erzurum un Yıllık Ticarî Hacmine Dair Bir İngiliz Konsolosluk Raporu (18 Mart 1899)

History Studies International Journal of History, 2020

Batman Üniversitesi Öz: İngiltere'nin Erzurum Konsolos Vekili Albay P. H. H. Massy geleneksel Anglo-Sakson hariciye sisteminin bir gereği olarak 18 Mart 1899'da vilâyetin ticaret hacmine dair raporunu kaleme almıştır. Çalışmada ana kaynak olarak yararlanılan İngiliz Konsolosluk raporu Erzurum Vilâyeti merkez olmak üzere bölgenin sosyo-iktisâdi yapısına katkı sağlayacak önemli bilgileri ihtiva etmektedir. Çalışmada; Erzurum Vilâyeti'nin geçmiş yıllardaki ve mevcut pazar durumlarının karşılaştırılması, ihracat ve ithalat rakamlarıyla ilgili istatistiki veriler Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturya, Belçika, Rusya gibi Batılı ülkelere vilâyetten ihraç/ithal edilen ürünlere dair bilgiler yer almıştır. Bu bağlamda çalışmada, Osmanlı Devleti'nin yıkılma sürecine girdiği bir dönemde Konsolosluğun gözünden vilâyetin ticarî potansiyeli ve bu pazarda İngiltere'nin bölgedeki ticaret hacminin artırılması için yapılması gerekenleri ortaya koymak amaçlanmıştır.

MERSİN TURİZMİ VE ARKEOLOJİ

1. Doğu akdeniz Sempozyumu Bildiri Kitabı

İkincil kaynaklardan yararlanılan bu çalışmada, turistik bir değer olarak Mersin’nin arkeolojik önemi ve gezilebilecek görkeme sahip ören yerleri hakkında bilgilere yer verilmektedir. Ayrıca bunların birer turistik değer olarak Kültür turizmi içinde nasıl kullanılabileceği vurgulanmaktadır. Çalışmada, öncelikle arkeolojinin kavramı ele alınmaktan sonra arkeolojinin Türkiye ve Mersin turizmi için öneminden bahsedilmektedir. Son olarak ise, Türk turizmi mevsimsel ve bölgesel yoğunlaşmaya sahip olduğundan bu yoğunlaşmaya çözüm olarak Mersin’deki arkeolojik değerlerin Mersin’e yönelik kültür turizminin geliştirilmesinde nasıl kullanılabileceği üzerinde durulmuştur

DEMİRYOLU ULAŞIMININ ERZURUM'A KATKILARI (BENEFITS OF RAILWAY TRANSPORTATION IN ERZURUM)

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2015

Having an exceptional importance for the transportation politics of Ottoman Empire since the 19th century, railway service had unfortunately been brought only to the western and southern regions of the country. The lack of the road constructions and repairs in the eastern parts, which had been neglected for years in the Ottoman era, was felt at its most during the World War I and the Independence War. So, the republican age recognized the transportation as its principal goal and tried to unite the East and the West of the country through railways. In accordance with the aim in question, the Sivas-Erzurum railroad began to be constructed in 1933 and was completed in 1939. And it was the first time in Turkish history that a railroad was completed by only Turkish engineers, Turkish workers and with local capital. Having been deprived of modern transportation means for years, Erzurum, which had been maintaining its political, military, social and economic significance with its geopolitical position, obtained a more strategic state with the arrival of railway in 1939.