TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA KIRILMA NOKTALARI VE İSTİKRAR ARAYIŞI (original) (raw)
Related papers
YENİ KÜRESEL DÜZENDE TÜRK DIŞ POLİTİKASININ KİMLİK ARAYIŞI; KİTAP KRİTİĞİ
GİRİŞ Ali AYATA ve Gökberk YÜCEL'in kaleme almış oldukları Yeni Küresel Düzende Türk Dış Politikasının Kimlik Arayışı adlı kitap 159 sayfadır. Kitabın dili ağır olup, her kesimden insanın anlayıp yorumlayabileceği bir kitap değildir. Öğrencilere, akademisyenlere ve siyasi düşünürlere kaynaklık edebilecek en iyi kitaplardan biridir. 1990 lı yıllardan günümüze kadar Türkiye'nin uyguladığı dış politikayı gayet objektif bir bakış açışıyla kaleme alınmıştır. Kitapta ilk önce milli kimlik kavramının köklerine inilerek konuyu daha iyi kavramamıza ve dış politikaya etkisini anlamamıza yardımcı olunmuştur. Kitapta, Türkiye'nin 1990 lı yıllardan günümüze kadar gelişen Türk dış politikasının değişim sürecinde nelerin etkili olduğu araştırılmış, Türkiye'nin dış politika belirlemede bağımsız mı yoksa bazı devletler ile işbirliği içinde mi hareket ettiği sorularının cevapları aranmıştır. Kitapta kullanılan anahtar kelimeler: Statükoculuk, kitapta dış politikanın yürütülmesinde önceden beri süregelen, değiştirilmeyen yöntem anlamında kullanılmıştır. Pantürkizm, Türk soyundan gelen halkları içeren bir Türk Birliği kurma arzusu olarak kullanılmış Batıcılık, modernleşme sürecinde Avrupa'nın örnek alınması anlamında kullanılmış. KİTAP ÖZETİ Birinci bölümde, milli kimliğin nasıl oluştuğu hangi sebeplerle geliştiği anlatılmıştır. İnsanoğlu yaratılışından beri yabancıları ötekileştirmiş ve kendilerini onlardan soyutlamıştır. Bununla birlikte yetişmiş olduğu toplumun veya yaşamış olduğu devletin içinde aidiyet duygusu oluşmuştur. ''Milli kimliğin teorik alt yapısından evvel tarihsel arka planına [Metni yazın] Sayfa 2 baktığımızda karşımıza Avrupa'daki aydınlanma çağı çıkmaktadır.'' 1 Ülkedeki tek hâkimin kral ve daha baskın olan kilise liderlerinin olduğu dönemde, coğrafi keşiflerin yaşanmasıyla birlikte kapitalizm ortaya çıkmaya başlamıştır. Rönesans ve reform hareketleri neticesinde insanlar değersiz olmaktan kurtulmaya başlamış ve yönetime baskı uygulamışlardır. Fransız İhtilalinin gerçekleşmesiyle birlikte milliyetçilik kavramı ortaya çıkarak imparatorluklar yıkılmış, her millet kendi milli devletini kurmak istemiştir. İnsanlar, amaçlarına ve düşüncelerine göre ayrılmış, milletler oluşmuş ve belirli grupların çatıları altında toplanmışlardır. Kendi milletlerini en üstün millet olarak görüp diğer toplulukları küçük görmüşlerdir. Bu nedenle toplumlar arası bazı çatışmalar ve anlaşmalar yaşanmıştır. Bu ilişkiler milli çıkar olarak nitelendirilmiştir. Dış politikanın belirlenmesinde bürokrasi etkin bir yol oynamaktadır. Bürokrasi, batılılaşma sürecinde ön planda olmuştur. Bürokratik birimler, karar almada birbirlerine ters düşer. Bu duruma örnek verecek olursak, bir bakanlığın verdiği kararı, onu etkileyecek başka bir bakanlığın kararı beğenmeyip veto edebilir.
TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA KIBRIS SORUNU
Bu çalışmada geçmişten günümüze Türk Dış Politikasında Kıbrıs Sorunu ele alınmıştır. Ak Parti Dönemine kadar sert bir tutum sergileyen Türkiye'nin Ak Parti Dönemi ile yumuşama sürecine girmesine değinilmiştir.
Mustafa Bıyıklı’nın Editör olduğu Türk Dış Politikası kitabının - Cumhuriyet Dönemi, “Türkiye’nin ve Büyük Güçlerin İran Politikası (1945-1979)” başlıklı bir kitap bölümü yazmıştır. Kitap bölümünde İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye-İran ilişkilerinde önemli gelişmeler ele alınmış. ABD, Orta Doğu’da komünizmin yayılmasını önlemek üzere öncelikle Türkiye, Yunanistan ve İran’a ekonomik yardımları vurgulanmış, CIA’nın girişimleri ve Musaddık’a karşı yapılan kara propaganda ile Şah yanlısı askerler ve CIA’ın adamlarının 1953’te özel bir operasyonla Musaddık’ı devirmeleri ve İran’da 1979 Rıza Pehlevi yönetiminin devrilmesi ele alınmıştır.
TÜRKİYE’NİN TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR POLİTİKASINDA PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI, 2017
TÜRKİYE’NİN TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR POLİTİKASINDA PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA İLKESEL YAKLAŞIMLAR VE UYGULAMA ÖRNEKLERİ
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi (Cilt: 27, Sayı: 79), 2011
The diplomatic aspect of the Turkish national war of salvation is a topic of separate research. There are lots of researches done on this field. One of the defects of these researches is their inward perspective deprived of historical context. This deficiency makes the comprehension of the place and unique attributes of the Turkish national struggle within the wars of liberty of the 20 th century almost impossible. The Turkish national strugle is known to have resulted in the establishment of a Turkish national state. War and diplomacy are among the most important instruments of modern world systems, whereas the Turkish national struggle broke out during a historical timespan when war and diplomacy converged and complemented eachother. Some approaches of principle, on the other hand, became a starting point in the course of events in Turkish national struggle. As a result of the diplomatic activities conducted in accordance with these principles centered around the idea of absolute liberty and global equality, the principal objectives of the Turkish national struggle could be attained. In this research, the approaches of principle and sample practices allowing a better conception of the unique attributes of the Turkish foreign policiy are examined. In doing so, the multi-faceted aspect of the topic is tried to be highlighted.