VERGİ HUKUKUNDA UZLAŞMA MÜESSESESİ'NİN DEĞERLENDİRİLMESİ (original) (raw)
Related papers
UZLAŞMA MÜESSESESİNİN VERGİ ADALETİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Temelde uzlaşma müessesesi, vergi dairesi ile mükellef arasında doğmuş ya da doğacak olan uyuşmazlığı yargı yoluna başvurmaksızın vergi dairesi komisyonuyla karşılıklı oturup pazarlıklarla vergi borcu veya cezayı indirim yoluyla anlaşmaya varılarak bir sonuca bağlanmasıdır. Uzlaşmanın temelinde mükellef veya idarenin hak temelli değil de menfaat temelli uyuşmazlıkların tabiri caize idare için yargı süreci uzun olacağından kısa sürede bazı haklardan vazgeçilip sonuca varmak istenmektedir. Mükellefte bu uzun yargı süreci çerçevesinde hem maddi anlamda masrafları hem de manevi zaman kaybı olacağı için mükellefte bazı haklarından vazgeçerek menfaati için uzlaşmaya gitmektedir
GÜMRÜK UZLAŞMA MÜESSESESİ VE VERGİ HUKUKUNDA UZLAŞMANIN KALDIRILMASI GEREKLİLİĞİ
Mali Çözüm Dergisi, 2017
Bu çalışmada vergi idaresi ile yükümlüler arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların karşılıklı görüşmelerle barışçıl bir şekilde çözülmesini öngören uzlaşma müessesesi ele alınmış, gümrük vergileri ve cezalarında uzlaşma müessesesinin nasıl uygulandığına dair genel bilgiler verilmiş ve uzlaşma müessesesinin öne çıkan sakıncalı yönleri değerlendirilmiştir. Uzlaşma müessesesi Anayasamıza ve temel vergileme ilkelerine aykırı yönler barındırmakta, cezaların caydırıcılığını azaltmakta ve adalet anlayışını zedelemektedir. Uyuşmazlıkları gerçek anlamda çözmeyen uzlaşma aynı zamanda memurların ücretlendirilmesinde de adaletsizliklere sebep olmaktadır. Belirtilen sakıncalı yönler sebebiyle beklenen olumlu etkilerinden çok olumsuz etkileri olduğu anlaşılan uzlaşma müessesesinin vergi hukukunda kaldırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Uzlaşma, Uzlaşma müessesesi, Gümrük vergileri, Gümrük Kanunu JEL Sınıflandırma Kodu: F13, H21
VERGİ UYUŞMAZLIKLARININ İDARİ AŞAMADA ÇÖZÜMÜNDE UZLAŞMA MÜESSESESİ ve ETKİNLİĞİ SORUNU
2016
Hemen hemen her ulkede vergi uygulamalarina gosterilen az ya da cok bir reaksiyon, takinilan bir tavir vardir. Cunku devlet, kendinden bir karsilik beklenmeden, vatandaslardan kazanclarinin bir kismini kendisine odemesini istemektedir. Uzerinden vergi alinmayan hicbir konunun kalmadigi gunumuzde vergisel islemlerin uygulayicisi olan devlet ile vergisel islemler uygulanan gercek ve tuzel kisiler arasinda uyusmazliklarin cikmasi bu anlamda kacinilmaz gorunmektedir. Bu islemlerden kaynaklanan uyusmazliklarin da bir an once cozume kavusturulmasi, hem hazineye intikal edecek olan verginin zaman maliyetini dusunen vergi idaresi hem de odemeyi kacinilmaz son olarak goren vatandaslar icin onemlidir. Bu calismada, “vergi uyusmazligi” kavrami her yonuyle ortaya koyulduktan sonra uyusmazlik cozumu icin, yargi yoluna alternatif olarak duzenlenen idari yollarin neler oldugu uzerinde durulacak ve bu yollarin, vergisel uyusmazliklarin cozumunde yeterli ve etkili bir rol ustlenip ustlenmedigi tarti...
VERGİ HUKUKUNDA UZLAŞMA KURUMUNA YENİ BİR YAKLAŞIM: ALTERNATİF YÖNTEMLER
Palme Yayınevi, 2024
Hayatın her alanında ortaya çıkabilen uyuşmazlıklar vergilendirme alanında da kendini göstermektedir. Vergi uyuşmazlıkları olarak adlandırılan bu durumlar hem idari hem de yargısal alanlarda çözüme kavuşturulabilmektedir. Ancak yargısal çözüm yolları gerek zaman gerekse de mali yönden birtakım olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Bu olumsuzlukların giderilebilmesi için idari çözüm yolları ya da farklı bir ifadeyle barışçıl çözüm yolları giderek önem kazanmaktadır. Vergilendirme alanında meydana gelen uyuşmazlıklar, ülke uygulamalarına bakıldığında farklılık göstermekle birlikte genel itibariyle barışçıl yöntemlerle çözülmeye çalışılmaktadır. Bu noktada uzlaşma ve arabuluculuk gibi uygulamalar ön plana çıkmakta ve idari çözüm yolları bu yöntemler etrafında şekillenmektedir. Türkiye’de de sıklıkla eleştiri konusu olan uzlaşma kurumu çalışmada farklı kriterler (hukuki, idari, ekonomik ve sosyal) bağlamında değerlendirilmiş ve oyun teorisi ile uzlaşma kurumunun etkinliği analiz edilmiştir. Mevcut hali ile özellikle yasallık ve adalet ilkelerine aykırı olduğu gerekçesi ile eleştiri konusu olan uzlaşma kurumunun yenilenmesi ve güncel uygulamaların sisteme dâhil edilmesi son derece önem arz etmektedir. Bu çalışma, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Maliye Anabilim dalında “VERGİ HUKUKUNDA UZLAŞMA KURUMUNA YENİ BİR YAKLAŞIM: ALTERNATİF YÖNTEMLER” adıyla sunulan doktora tezinin oy birliği ile kabul edilmiş halidir.
Yaşar Hukuk Dergisi, 2024
Türk vergi hukuku uygulamasında verginin kanuniliği ilkesi gereği vergiler, kanunla konulup, değiştirilmekte veya kaldırılmakta; vergileme temel olarak mükellefin beyanına dayalı olarak yapılmaktadır. Her ne kadar vergilemede kanunilik ilkesi ve beyana dayalı vergileme esas ise de mükelleflerin daha az vergi ödeme açısından vergiden kaçınma çabaları yanında başta kanunlar olmak üzere mevzuatın mükellefler ya da idare tarafından farklı anlaşılması, yorumlanması veya uygulanması da söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle idarenin beyanlar üzerinde denetim yetkisi olması yanında mükelleflere de vergileme ile ilgili bir kısım uygulamalar nedeniyle idari veya yargısal olmak üzere farklı haklar da tanınmıştır. İdarenin tüm eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olduğundan vergileme sürecinde de idari işlemlerde nihai çözüm yol ve yeri yargısal başvurudur. Ancak yargı yoluna gidilmeden önce ya da yargı süreci devam ederken mükelleflerin taleplerine bağlı olarak bir kısım idari çözümler yanında henüz herhangi bir uyuşmazlık yok iken uyuşmazlığa meydan vermemek için de idari başvuru yolları bulunmaktadır. Vergileme işlem ve aşamalarında mükelleflere tanınan haklar birçok şekilde sınıflandırılabilirse de biz bu çalışmada; olası bir anlaşmazlık doğmasının önlenmesi, anlaşmazlık doğmuşsa bunun yargıya intikali öncesi çözümü ya da yargıya intikal eden bir uyuşmazlığın idari yollardan sonlandırılması ile ilgili mükellef hakları şeklinde sınırlı olarak ele alacağız. Bu anlamda aşağıda öncelikle her bir müessese kısaca ele alınmış ve ilgili bölüm sonlarında bunların kullanımımın yargıya erişim hakkı yönünden bir kısıtlama yaratıp yaratmadığı değerlendirilmiştir.
Yayında Kataloglama Bilgisi) Soydan, Başar Vergi denetimi mevzuatı.-İstanbul : İSMMMO,2015 374 s.; 18 sm.-(İSMMMMO yayınları 158; Mevzuat serisi, 12)
VERGİ BİLİNCİNİN GELİŞİMİNDE YERELLEŞME FAKTÖRÜNÜN ROLÜ
Özet Vergi bilincinin yerleşmiş olduğu toplumlarda verginin tahsili ve yönetimi kolaylaşmaktadır. Diğer bir deyişle vergilerin yüksek oranda tahsil edilebilmesi, vergi ile ilgili düzenlemelerle birlikte mükelleflerin vergi bilincinin (vergi uyumunun) yüksek olmasına bağlıdır. Bu konuda ise mükelleflerin bakışını etkileyen faktörler öne çıkmaktadır. Bunlar ekonomik ve sosyal (ekonomik olmayan) faktörlerdir. Bu faktörlerin yanında vergi bilincinin yerleşmesinde etkisi kabul edilen diğer faktör yerelleşmedir. Yerel düzeydeki vergi bilincinin gelişimi merkezi düzeydeki vergi bilincinin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Bu bakış açısından hareketle çalışmada vergi bilinci ve yerel vergi bilincinden kısaca bahsedilip daha sonra yerel vergilerin tahsil edilmesinde mükelleflerin vergi bilincini etkileyen sosyal ve ekonomik faktörler ele alınacaktır. Makalenin son kısmında ise vergi bilinci geliştirilmesinde yerelleşmenin önemi ele alınacak ve sonuç kısmında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunulacaktır. Anahtar kelimeler: Vergi bilinci, yerel vergi bilinci, vergi uyumu, mali özerklik. 1.Giriş Vergi tarihi bundan tam 6.000 yıl önce " vergi toplayıcıları buradaydı " ibaresinin kilden bir sütunun üzerine yazılması ile başladı. O tarihten bu güne kadar vergi vermeyen bir medeniyet neredeyse yoktur (Torgler, 2006: 82). Bu durum verginin önemli bir konu haline gelmesine, vergi ile ilgili sorunların araştırılmasına ve konunun sürekli gündemde kalmasına neden olmuştur. Hükümetler egemenlik alanlarında yapmış oldukları hizmetlerin finansmanını sağlamak amaçlı çeşitli vergiler koyar ve bunları toplamak için bir takım sistemsel önlemler alırlar. Benzer bir işleyiş süreci belediyeler için de geçerlidir. Belediyeler de kendi hizmet alanlarında ilgili vergileri toplamak ve bu gelirleri harcayarak fayda yaratmak için çalışmaktadırlar. Denebilir ki (Türkiye'de) merkezi hükümetler dışında vergi toplayan ve bunları harcayan diğer kuruluşlar çoğunlukla belediyelerdir. Yerelleşmenin küresel çapta hız kazanması ve kentlerde yaşayan nüfusun artması ile birlikte belediyelerin görev ve sorumlulukları artmaktadır. Belediyeler hem hizmet hem de hizmetlerin finansmanı anlamında önemli bir nokta haline gelmektedir. Bu görev ve sorumluluklara paralel bir şekilde gelişen belediye maliyesinin kontrolü, hizmetlerin yerinde ve zamanında sunulabilmesi için önemlidir. Belediyelerin görev ve sorumluklarını ideal bir şekilde yerine getirebilmeleri, etkin bütçe gerçekleşmeleri ile mümkündür. Belediye gelir bütçesinin yüksek oranda gerçekleştirilmesi gelirlerin eksiksiz ve zamanında toplanması ile mümkündür. Yerel vergi ve harçların eksiksiz ve zamanında toplanması için belediyelerin çabaları ile yapılabilecek iyileştirmelerin belirli bir sınırı bulunmaktadır. Belediyelerin yapacağı teşvik edici katkıların yanında yerel vergi mükelleflerinin bu vergilerin ödenmesi ile ilgili bilinç seviyesi, diğer bir deyişle vergi ile uyumu vergilerin yüksek bir oranda tahsilatı için önem taşımaktadır. Mükelleflerin vergi bilinç seviyesi veya vergi uyumlarında gelişmenin sağlanabilmesi konusu kapsamında ele alınması gereken diğer önemli faktör ise yerelleşmenin (adem-i merkeziyetçilik) olmasıdır. Yapısal bir değişiklik olan yerelleşme, belediyelere hizmet ettiği bölgedeki vatandaşların vergi uyumlarını arttırma gücü vermektedir. Yerelleşme sonucu artan mali özerklik ile belediyeler gelir ve harcama konularında daha yetkin ve özgür olmaktadırlar. Mali olarak özerk olan belediyeler kendi bölgelerinde yaşayan vatandaşların kamusal mal ve hizmet isteklerini yerine getirme konusunda planlamalar yapabilir ve mali ve sosyal olarak etkin sonuçlara ulaşabilirler. Bu nedenle * Uludağ Üniversitesi Harmancık Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uyg. Programı, rkorlu@uludag.edu.tr. ** Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü, ozhanc@uludag.edu.tr.
VERGİ KAÇIRMA AMAÇLI MUHASEBE HİLELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, 2018
ÖZ Bu çalışma, vergi kaçırma amacıyla yapılan muhasebe hilelerini ve bu konuda vergi idaresi tarafından alınan önlemleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, muhasebe hilelerinin amaçları, yöntemleri ve vergi kaçırma amacıyla yapılan muhasebe hileleri literatür taramasına, vergi idaresi tarafından alınan önlemler, vergi denetim teknikleri ve yöntemleri de Gelir İdaresi ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlıklarının Faaliyet Raporlarına dayalı olarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda, Vergi İdaresinin, risk analizine dayalı denetim yöntemiyle daha etkin bir denetimin yapılabilmesi amacıyla denetim yapısını değiştirdiği, yeni sistem ve projeler geliştirdiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Muhasebe, Vergi, Muhasebe Hileleri, Denetim ABSTRACT This study was conducted to examine the accounting frauds committed for tax evasion and the measures taken by the tax administration. In the study, the aims and methods of accounting frauds as well as accounting frauds performed for tax evasion purposes have been examined based on the literature review. The measures taken by the tax administration, and techniques and methods of tax audit were also examined based on the Activity Reports of the Revenue Administration and Tax Inspection Board Presidencies. As a result of the research, it has been determined that the Tax Administration changed the audit structure, developed new systems and projects in order to be able to perform a more effective audit with an audit method based on risk analysis. Keywords: Accounting, Tax, Accounting Fraud, Audit
Öz Vergi mevzuatı ile Türkiye Muhasebe/Finansal Raporlama Standartları arasında, gelirin (ha-sılat) tespitine yönelik olarak çeşitli farklılıklar bulunmaktadır. Her iki mevzuat seti arasında ha-sılatın tanımı ve ölçülmesi, vadeli satışta vade farkının ayrıştırılması, kasa iskontosunun muhasebeleştirilmesi, benzer mal ve hizmet takası, işlemin ayrıştırılması, gelecekte mal iadesi, sunulan hizmetlerde gelirin hesaplanması, şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılması konularındaki farklılıklar ertelenmiş vergi hesaplanmasını gerektiren temel nedenlerdir. Abstract There are various differences between Turkish tax rules and Turkish Accounting/Financial Reporting Standarts in terms of the recognition of income. Of the differences between these two regulatory sets; the definition and measurement of income, decomposition of defarral payments on 48 VERGİ DÜNYASI, SAYI 419, TEMMUZ 2016