Züppelikk Anlatısı ve Toplum: Türk Romanında Züppe Tipi (original) (raw)

Türkiye'de Bireyin İnşasında Bir Edebi Tür Olarak Romanın Rolü

Some social psychologists have observed that individualism has become an observable phenomenon, especially in the more developed part of the Turkey in the last decades. Although the existence, formation and prevalence of modern individual in Turkey is a controversial topic, it is clear that many Ottoman officials and intellectuals endeavored to build a modern individual in the last decades of the Empire, using different mediums which one of them was novel. Many Ottoman novelists tried to build an example of ideal individual who could save Ottoman state and society in their narratives. Surely, there are many different factors brought about the emergence of modern individual, but this article focuses on the role of novels in the construction of modern Turkish individual and sees this construction as a disciplinary practice and a part of the modernization process of the Empire.

(16/10) ZÜPPELİK ANLATISI VE TOPLUM: TÜRK ROMANINDA ZÜPPE TİPİ - Köksal ALVER

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2006

Züppe, modern zamanlarda Batı' da ortaya çıkmış sosyal bir tiptir. Batılılaşma süreci doğrultusunda diğer toplumlarda da züppelik toplumsal bir olgu haline gelmiş ve belli tiplerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Türkiye'de alafranga çevre ve semtlerde görülen züppe tipi, sosyal hayata katılmıştır. Türkiye'de züppeliğin toplumsal hayatta görülmesi, en çok romanlarda değerlendirilmiştir. Bu açıdan Türk romanı züppelik analizi için önemli bir veri sunmuştur. Romanlardan hareketle züppeliğin tartışılması aynı zamanda Türk toplumunun değişiminin yönleri hakkında da önemli ipuçları vermektedir.

Tanzi̇mat Romani Züppe Ti̇pi̇ni̇n “Aylak” Ti̇pi̇ne Evri̇lmesi̇ Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

2018

Zuppe tipi, Tanzimat Donemi’yle birlikte ortaya cikan ve alafrangalasma yolundaki her adimi mubah sayan, Batililasmayi sadece sekle indirgeyen bir anlayisa sahiptir. Batililasmanin ozunu kavramayip sadece gostermelik bir anlayisla hareket eden bu tipler; cumlelerinin arasina Fransizca kelimeler sikistirmayi, landolara binmeyi, mesire alanlarinda gezinmeyi vb. Batililasmanin geregi olarak goren tiplerdir ve Tanzimat romancilari tarafindan ironik bir dille elestirilmislerdir. Zuppe tipi, Tanzimat Donemi sonrasinda toplumsal degisimle birlikte tipin karakteristik ozelliklerini devam ettirir; fakat bazi donusumlere ugrar ve “aylak” tipi olarak niteleyebilecegimiz bir tipe donusur. Belirli bir hedefi olmadan yasamini surduren, hayati umursamayan, gunubirlik yasayan basina buyruk kimseler icin kullanilan “aylaklik” ifadesi; modern toplumla birlikte yeni bir varolus hâli olarak ortaya cikar. Okumus, kendini toplumdan ust bir konumda goren, kibirli, aklindan geceni hicbir olcut veya ahlaki ...

Osmanlı Devleti'nin Kuruluşunda Rol Oynayan Sosyal Zümrelerin Türk Romanına Yansımalarına Bir Bakış

Gönül Sultanları, Şahsiyetleri ve Değerleri ile Ankara, 2018

1. Yavuz Bahadıroğlu, Sunguroğlu- I 2.Yavuz Bahadıroğlu, Sunguroğlu- II 3.Yavuz Bahadıroğlu, Sunguroğlu- III 4. Yavuz Bahadıroğlu, Turgut Alp 5. Tarık Buğra, Osmancık 6. Bekir Büyükarkın, Kutludağ 7. Cavit Ersen, Osman Gazi 8. Mustafa Necati Sepetçioğlu, Bu Atlı Geçite Gider 9. Mustafa Necati Sepetçioğlu, Çatı 10. Mustafa Necati .Sepetçioğlu, Konak 11. Mustafa Necati Sepetçioğlu, Üçler Yediler Kırklar 12. Kemal Tahir, Devlet Ana 13. M. Turhan, Gönülden Gönüle 14. Feridun Fazıl Tülbentçi, Osmanoğulları 15. Ragıp Şevki Yeşim, Ovaya İnen Şahin

Türk Romanında Aydın Tipi

Türk Romanında Aydın Tipi, 2021

Türkiye’de Tanzimat’la birlikte başlayan Batılılaşma hareketleri doğal olarak edebiyata da yansımıştır. Batılılaşma hareketleri Türk edebiyatına yeni türler kazandırmakla birlikte, bir aydın sorununu gündeme getirmiştir. Türk romanının yoğun olarak işlediği konuların başında aydın sorunu gelmektedir. Gerek Tanzimat dönemi romanları, gerek Milli edebiyat ve Cumhuriyet dönemlerinde yazılan romanlar; hatta günümüzde yazılan romanlarda bile bir aydın tipi veya karakteri değişik şekillerde karşımıza çıkar. Bu çalışmada aydın sorunun Türk romanında nasıl anlatıldığı ve gösterildiği, Tanzimat’tan bugüne toplumsal, ekonomik, siyasi değişimler bağlamında, romanlarda çizilen aydın tipleri ve yaşanan değişiklikler incelenmiştir.

Ahmet Hamdi̇ Tanpinar’In Romanlarinda Toplumsal Deği̇şme

2018

Ahmet Hamdi Tanpinar, modern Turk Edebiyatini derinden etkilemis, hem Dogu dusuncesini hem de Batili dusunceyi yakindan tanimis, her ikisinin ortaya koydugu kulturel birikimden nasibini fazlasiyla almis nevi sahsina munhasir bir sanatci ve entelektueldir. Verdigi edebi urunlere yansiyan ozgun tarzinin otesinde, Tanpinar’i nevi sahsina munhasir kilan ozelligi, felsefi, ve sanatsal dusuncesini, ilgisini Batili modernlesmenin bir sonucu olan gelenek ve modernlik arasindaki gerilimin , bireyin ve toplumun dunyasinda dogurdugu huzursuzluga yogunlastirmis olmasidir. Tanpinar, sairliginin, edebiyat tarihciliginin ve tenkitciliginin yani sira, ozellikle Turk edebiyatina kazandirdigi romanlariyla onemli bir iz birakmistir. Tanpinar’in romanlari incelendiginde onun kapsayici ve nitelikli bir tarihsel alt yapiya dayanan derin bir bakis acisina sahip oldugu gorulmektedir. Tanpinar, Turk toplumunun ozellikle Tanzimat’tan itibaren yasadigi buyuk donusumu “medeniyet degistirme” olarak kavramsallas...

Gazap Üzümleri Romanına Büyük Buhran Odaklı Bir Yaklaşım

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü dergisi, 2021

1929 yılında yaşanan Büyük Buhran yaklaşık on yıl boyunca Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bütün dünyayı etkilemiştir. 24 Ekim 1929 Perşembe günü Amerikan borsası dibe vurur. Bu sebeple bu tarih Kara Perşembe olarak anılır. Krizin yansımaları toplumun her kesiminde derinden hissedilir. Yüz binlerce insan işini ve evini kaybeder. Tarım ürünü fiyatlarında çok ciddi düşüşler yaşanır. Çiftçiler bu süreçte büyük mağduriyetler yaşarlar. Birçok banka kapanır ve toplumda büyük bir kaos oluşur. Dönemin genel havasına bakıldığında bu krizin birçok alanda etkisini gösterdiği söylenebilir. Sanat ve edebiyat da bu alanlar arasındadır. Büyük Buhran, Amerikalı yazar John Steinbeck'in Gazap Üzümleri romanına da konu olmuştur. Gazap Üzümleri romanı, Büyük Buhran sürecini çiftçi bir ailenin yaşam mücadelesi üzerinden ele alır. Romanda kuraklık, işsizlik, göç, mülteci olma durumu, ötekileştirilme, işçinin sömürülmesi, açlık, sefalet ve daha birçok mesele Joad ailesi üzerinden verilir. Bu çalışmada iktisadi bir bakışla Büyük Buhran'ın Gazap Üzümleri romanına yansıması ele alınmıştır. Romandan hareketle dönemin iktisadi durumu roman kurgusu üzerinden değerlendirilmiştir.

Türk Romanında Sembolik Değerleri Bağlamında Fes-Şapka Mücadelesi

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERGİSİ, 2021

Kılık-kıyafet kişinin mensup olduğu medeniyetin, kimliğinin, siyasi tercihlerinin, mevkiinin veya ekonomik durumunun göstergesi de olabilecek sembolik bir değere ve anlama sahiptir. Küreselleşmeyle birlikte kılık-kıyafette nispi bir tek tipleşmeye doğru gidildiğinden bu belirleyicilik kimi zaman yanıltıcı olsa da, medeniyetlerin keskin çizgilerle birbirlerinden ayrıldıkları dönemlerde ve ülkelerde, denilebilir ki, en keskin ayrım kılık-kıyafet üzerinden görülür. Özellikle gelenekçi, değişime direnen toplumlarda giyim, tabu olarak sembolik değer ve anlamını korur. Sembolik bir anlam ve değer taşıyan, en azından bu makalenin konu edindiği 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başlarında, en önemli giysi ise şüphesiz ki başlıklardır. Başlıkların değiştirilme girişimleri aslında radikal değişimlerin birer sembolü ve iktidara itaatin göstergesi olarak görülmüştür. Kimliğin, zihniyetin, statünün ve dinin sembolü olarak görülen başlıklar zihniyet değişiminin hem en sancılı süreci olmuş; hem de en belirgin göstergesi olarak toplumsal yaşama ve edebi eserlere yansımıştır.Bu makalede, edebi yapıtlardan hareketle medreselilerin ve mutasavvıfların sardığı sarık, Müslüman Osmanlı halk topluluğunun başlığı olan fes, Kuvâ-yı Milliye taraftarlarının kullandığı kalpak ve Batı’dan alınan şapkanın Türk toplumundaki algısı, anlam ve değerleri belirlenmeye çalışılacaktır. Makale, festen şapkaya geçişi yaşayan edebiyatçıların eserleriyle sınırlandırılmış, ele alınan yazarların bu değişimin izlerini taşıyan değerlendirmeleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Makalenin amacı edebiyat sosyolojisi yönteminden hareketle toplumun şapka karşısındaki reaksiyonlarının nedenlerini belirleyebilmektir. Anahtar Kelimeler: Fes, Şapka Kanunu, sarık, sembolik değer, kılık-kıyafet