Yarım Yamalak Güvenlik (original) (raw)

Güvenlik İkilemi

Güvenlik İkilemi, 2019

Soğuk Savaş döneminin güvenlik anlayış ve arayışlarının bir sonucu olarak üretilen ‘güvenlik ikilemi’ kavramı, Soğuk Savaş sonrası dönemde de güvenlik ve güvensizlik kavramlarını anlamada ve açıklamada kullanılan bir araçtır. Soğuk Savaş döneminde silahlanma yarışı, güç ve ittifakların oluşturulmasının açıklanmasına odaklanılmış olsa da, uluslararası siyaseti belirleyen karar-alıcıların karar alma süreçlerinde kendi eylemlerinin diğerlerine etkilerini düşünmelerini de sağlamıştır. Uluslararası alanda yaşanan siyasi değişiklikler ve bunun yansıması olarak karşımıza çıkan uluslararası güvenliğe bakışta yaşanan değişimlerin etkisiyle güvenlik ikilemi kavramı da değişerek, gelişmiştir. Kavram devlet merkezci anlayışın dışına çıkartılarak kimlik gibi kavramlarla beslenmiştir. Güvenlik ikilemi kavramının yeniden düşünülmesi sayesinde güvenlik çalışmalarında farklı güvenlik anlayışları ve eylemleri kuramsal düşünüşe eklenmiş, ‘korku’, ‘düzen’ ve ‘güven’ gibi kavramlar farklı ve güncel bakış açılarıyla sorunsallaştırılarak incelenmeye başlanmıştır.

Güvenlikleştirme

Güvenlikleştirme, 2019

Güvenlikleştirme yaklaşımı, dil bilimsel analizler ışığında derinleştirdiği kavramsal çerçevesi ile alternatif güvenlik teorileri arasında anılmaktadır. Objektif ve verili güvenlik tehditlerinin varlığını sorgulayan Kopenhag Okulu’nun geliştirdiği bu yaklaşım, güvenliği bir söz-edim olarak tanımlamaktadır. Karar alıcıların bir meseleyi ulusal güvenliğe ilişkin hayati bir tehdit olarak tanımlamaları yoluyla geliştirilen güvenlikleştirme pratiği, ilgili sorunun olağan siyasi süreçlerin dışına itilmesine yol açmakta ve çözüme yönelik izlenen acil eylem politikalarını meşrulaştırmaktadır. Bu yönüyle güvenlikleştirme kavramı, güvenliğin siyasiliğine işaret etmektedir. Ulusal güvenliğe yönelik tehditlerin söylem yoluyla inşa edildiğini vurgulayan bu kavram, güvenlikleştirici elitlerin güvenlik politikası inşa süreçlerinde oynadıkları rolün ve söz konusu güvenlikleştirme pratiğinin halktan bulduğu desteğin önemine değinir.

Vakiflarda bir ihtilaf meselesi: Müşterek tasarruf ve yarım hisse

Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2022

Bu çalışmada, Osmanlı Devleti’nde XVI. yüzyıl ile XVII. yüzyılda İstanbul’daki vakıf davalarına dayanarak, akarların müşterek ve yarım hisseli kullanımlarında yaşanan problemler ele alınmıştır. Ana kaynak olarak Haremeyn Müfettişliği Sicilleri’nden faydalanılmış, bunun yanında çeşitli arşiv kaynaklarına da başvurulmuştur. Vakıf kurucuları, İslam hukuku gereği genelde vakıflarının tasarruf cihetlerini zikrettikten sonra son olarak vakfa ebedî bir hayır yönü de tayin ederlerdi. Bu hayır yönünün çok farklı uygulamaları olsa da Haremeyn fukarası en çok başvurulan ebedî hayır yönlerinden birisiydi. Özellikle ebedî hayır yönü Haremeyn olarak belirtilen bu tür vakıfların, inkıraz şartları gerçekleştikten sonra o vakfın tasarrufu, Haremeyn mütevellisinin eline geçer ve gerekli kiralamalar yapılarak elde edilen gelir Mekke, Medine ve Kudüs’e gönderilirdi. Ancak, vakıf kurucularının vakfiyelerindeki müşterek kullanım ve hisseli tasarruf paylaşımları, kendi tasarrufçuları arasında veya ebedî cihet mütevellisi olarak ifade ettiğimiz Haremeyn mütevellisinin kontrolüne geçiş sürecinde problemlere neden olmaktaydı. Bu şekilde yapılan tasarruf paylaşımları, bir vakıf akarının yarısının başkasının kullanımında olmasına, diğer yarısının ise ebedî cihete geçmiş olmasına neden oluyordu. Vakfa el koymaya gelen mütevelli ise mevcut kullanıcılarla sorun yaşıyor, zaman zaman konu mahkemeye intikal ediyordu. Ayrıca müşterek kullanımlı ya da yarım hisseli tasarruflu vakıflarda, hissedarlardan birisinin vefatı sonrasında da boş kalan yarım hissenin tasarruf problemi ortaya çıkmaktaydı. Bu çalışmada, bu tür vakıflardaki ortak tasarruf ve hisseli kullanım şartlarının neden olduğu problemler değerlendirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin genel durumunu aksettirmesi bakımından devletin başkenti olan İstanbul’daki bazı vakıflar özelinde konu ele alınmıştır.

Yarımburgaz Mağarası

Obruk, 2013

Fransız Zoolog Prof. Raymond Hovasse'ın 1927 yılında İstanbul Darülfünunu Fen Fakültesi Mecmuası'nda yayımlanan "Yarımburgaz Mağarası" başlıklı makalesinin transkripsiyonu, 2013 yılında Mağara Araştırmaları Dergisi Obruk'ta da yayımlandı.

ULUSLARARASI GÜVENLİKTE ARKTİKA BÖLGESİ

ULUSLARARASI GÜVENLİKTE ARKTİKA BÖLGESİ , 2021

Ülkelerin coğrafyaları sabit kalsa da mevcut alanın jeopolitik öneminin değişebildiğini söylemek, genellikle İbn-i Haldun’a atfedilen "coğrafya kaderdir” sözünden hareketle, doğru bir telaffuz olacaktır. Önemsiz gibi görünen bölgelerin iklim değişikliği, küresel ısıtma ve buzulların erimesi gibi farklı nedenlerle stratejik bir konuma gelebildiği görülmüştür. Günümüzde ise jeopolitik önemi en çok artan bölge Arktika Bölgesi’dir (Rusya, ABD, Kanada, Norveç ve Danimarka). Gerek sahip olduğu daha kısa deniz ticareti yolları gerekse varlığı ispat edilen maden ve hidrokarbon enerji kaynaklarıyla bölgesel ve küresel güçlerin rekabet alanına dönüşen Arktika Bölgesi, ülkemizde hemen hemen ilgi görmeyen alanların başında gelmektedir. Bu çerçevede bu kitap, Arktika Bölgesi’nin sahip olduğu potansiyel kaynak zenginliği ile bir yandan ilgili devletler için rekabet unsuru oluşturduğunu, diğer yandan bölgesel ve küresel açıdan uluslararası sistemde güvensizlik ortamı yarattığını öne sürmektedir.