DERLEME SÖZLÜĞÜ'NDE ÇOCUK DİLİNE AİT ADLANDIRMALAR (original) (raw)
ÖZET İlk örneklerine Türkçenin ilk sözlüğü Dîvânu Lugâti't-Türk'te rastladığımız çocuk dili, çocuğun dil kazanım sürecinde seslendirme güçlüğü nedeni ile bazı nesneleri kendine özgü adlandırması (bübü 'yumurta', tata 'yemek', tıktık 'saat', namna 'yemek'), bazı sözcükleri bozması (buva 'su', dudu 'su', moma 'mama', depte 'leblebi', hevis 'herif', ökte 'öfke'), yansıma seslerle yeni sözcükler türetmesi (dāhdāh, pepe), çevresindeki ebeveyn vb. kendisi için önerdiği veya basitleştirerek sunduğu yeni sözcükleri benimsemesi (bülük, hapıcık, kıh olmak), yaşıtlarının kullanmış olduğu sözcüklerden etkilenmesi (halli) şeklinde tanımlanabilir. Şimdiye kadar anadili edinimi ve dilbilim çerçevesinde değerlendirilmiş olan bu konu ağızlar kapsamında ele alınmamış ve üzerinde durulmamıştır. Türkiye Türkçesi ağızları ile onun etki sahasındaki ağızların söz varlığına dayalı olarak hazırlanmış Derleme Sözlüğü'nde açıklamasında " çocuk dili " ifadesine yer verilen maddelerin incelendiği bu çalışmada çocuk dili kavramı tartışılmış, yetişkinler tarafından derlenmiş çocuk diline özgü bu kullanımlar kelime bilgisine dayalı olarak isim, eylem ve ünlem olmak üzere üç başlık altında yapı ve anlam yönünden değerlendirilmiştir. Yapı yönünden isimlerin çok az bir kısmı bir ve üç hecelidir. Çoğunlukla iki heceli sözcüklerden oluşmuşlardır. Genellikle somut yapıdadırlar ve bunlar daha çok çocuğun günlük hayatta bedensel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik adlandırmalardır. İsimleri yine çocuğun günlük hayatında kullanmış olduğu türemiş ve birleşik yapıdaki eylemler ve az sayıda ünlem izlemektedir. Çalışmada Derleme Sözlüğü dışında karşılaştırma yapma imkânı sağlamak için ağızlarla ilgili kitap türündeki eserlerden de yararlanılmıştır.