Doğu ve Batı Edebiyatında Aşkın Felsefi Temelleri (original) (raw)
Related papers
Edebiyattan Felsefeye İslam Düşüncesinde Aşk
2021
Genellikle şiddetli ve aşırı sevgi olarak tanımlanan aşkın, ilahî ve beşerî olmak üzere iki alt türü vardır. Bunlardan ilki metafizik ilgi ve bağlılığı, ikincisi ise fiziki hoşlanma ve arzuyu ifade eder. İslâm düşünce geleneğinde ilâhî aşk çoğunlukla tasavvuf, felsefe ve kelam disiplinlerinde; beşerî aşk ise başta şiir olmak üzere edebiyat ve sanatta yaygın bir tema olarak kullanılmıştır. İlâhî/hakiki ve beşerî/mecazî aşk ayrımının doğal bir sonucu olarak aşkın bazı türleri dinî metinlerde konu edinilmez ya da zemmedilirken edebiyat ve sanatta her iki türde de çeşitli yapıtlar ortaya konmuştur. Dinî metinlerde beşerî aşkın sınırları daha dar olduğundan aşk temasının işlendiği eserlerin, edebiyat alanı ile kıyaslandığında hem çeşit hem de sayı itibarıyla daha az olduğu görünmektedir. Bu çalışma ilahî ve beşerî aşk ayrımının İslam düşünce geleneğine nasıl yansıdığını daha doğru bir ifade ile hangi disiplinlerin hangi aşk çeşidini hangi açılardan ele aldığını konu edinmektedir. Böylece ilgili disiplinlerin genel anlamda aşka, özel anlamda ise aşkın çeşitlerine karşı pozitif ya da negatif tavırları daha belirgin hale gelecektir. Bu çerçevede çalışmanın girişinde İslam düşüncesinde aşkla ne kastedildiği hakkında kavramsal çerçeve çizilecek, ardından aşkı konu edinen disiplinler tespit edilip ilgili alanın tanım ve mesâili üzerinden aşkı neden inceledikleri sorusu üzerinde durulacaktır. Son bölümde ise tespit edilen disiplinlerin beşerî aşkın alt türlerine yaklaşımı incelenecektir. Böylelikle bu çalışmayla aşkın İslami edebiyattaki panaromik görüntüsünün ortaya konması hedeflenmektedir.
İslam Felsefesinde Aşk Kavramı
İslam geleneğini anlatan ikinci bir isim arasak, ona “bir aşk geleneği” demek mümkündür. Gerçekten de aşk üzerinde bu kadar çok duran, onun hakkında bu kadar çok ve çeşitli düşünceler geliştiren nadide geleneklerden biridir İslam geleneği. Aşk hakkındaki incelememize, İslamiyet ve Kuran öncesi Cahiliye döneminin yaklaşımını ve bakış açısını inceleyerek başlamak, İslam düşüncesinin getirdiği farklılığı ve yenilikleri anlamak konusunda faydalı olacaktır.
Doğu Edebi̇yatlarinda Sevgi̇, Hoşgörü Ve İnsan Haklari
1999
Doğu Edebiyatı çerçevesinde "Sevgi, hoşgörü ve insan hakları konusunu ele alırken öncelikle iki noktaya temas etmek gerekiyor. Birincisi, "Doğu Edebiyatı" tabirinin kapsamıdır. 14 asır öncesinden itibaren dini İslam olan milletlerin Kuzey Afrika ve Arap Yarımadasıından Hindistan'a; Saraybosna'dan Doğu Türkistan'a uzanan ülkelerde oluştur dukları edebiyat, doğu edebiyatıdır. Ecdadımızın bütün bu bölgelerdeki siyasi egemenliğinin asırlar boyu sürmüş olması, özellikle "Eski Türk Ed. ebiyatı" diye isimlendirilen klasik edebiyatımızın da bu isimlendirme içerisinde yer almasını gerektirmiştir. Dolayısıyla bu edebiyat çok zengin olan ve çeşitlilik arzeden bir muhtevaya sahiptir. İkinci husus ise "sevgi 11 kelimesinin dostluk, muhabbet ve aşk gibi; "hoşgörü"nün şefkat, merhamet, affetme ve mazur görme gibi; "insan hakları"nın ise hukuk, adalet, eşitlik ve benzeri ilave mefhumlarla ilişkili olması hatta bunları kuşatmasıdır. Bütün bu hususlar ise geleneksel kültürümüzün, doğu edebiyatının ana temaları arasında yer almaktadır. Hulasa mevzu geniştir. Müsadelerinizle konuşmamda önce insan haklarını ilgilendiren az ve öz açıkla malara, sonra hoşgörüyü anlatan ifadelere ve sonuçta da sevgiye dair düşünce lere yer vermeye çalışacağım.
Türk Ve Fars Edebi̇yatlarinda Sevgi̇li̇den Yüz Çevi̇rme
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Divan edebiyatinin temel yapisini, âsigin masuka olan aski olusturmaktadir. Bu baglamda alisilagelen klâsik bir ask anlayisi vardir: Sevgili naz yapar ve âsik onun nazini ceker. Ancak bazi sairlerin eserlerinde asigin sevgiliyi istememesi ve ondan yuz cevirmesi soz konusu olabilir. Aliskanliklara aykiri olan bu husus, Iran edebiyatinda Vâsuht Mektebi adi ile anilan siir tarzinda ana tema olarak islenmektedir. Vâsuht, Farscada ‘yuz cevirme’ anlamindadir. Bu calismada soz konusu mektebin ortaya cikisi, unlu temsilcileri ve belli basli ozellikleri, genel hatlari ile ele alinacak ve onun Turk edebiyatindaki yansimalari ve islenisi incelenecektir.
Doğu Edebiyatının Batı Edebiyatına Etkisi Üzerine Bazı Mülahazalar
2021
This study examines the influence of eastern literature on western literature. The introduction explores the impact of translation as an influential factor in enticing western interest. Two sections precede the Appendix at the end of the article, comparing Tolstoy and the three-story question of Sa'dî-i Shirazi. Section one explores the work of nine western writers influenced by eastern literature. Section two looks at western writer-translators who admittedly took eastern content as their own.
Aşkin Doğu Ve Bati Yansimalari Olarak Fuzûlî'Ni̇n Leyla Ve Mecnun Ve Shakespeare
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2014
Aşk, edebiyatın temel konularının başında gelir. Doğu ve Batı edebiyatında aşk üzerine yazılmış çok sayıda eser vardır. Fuzûlî'nin Leyla ve Mecnun'u ile Shakespeare'in Romeo ve Juliet'i bu eserler içerisinde ilk sıralarda yer alır. Böyle bir öneme sahip olan bu iki eser değerlendirilip ayrı başlıklar altında bir karşılaştırma yapılmış; benzerlikler ve farklılıklar belirlenmeye çalışılmıştır. Aşk ekseni etrafında oluşturulan bu hikâyeler karşılaştırmalı edebiyat açısından oldukça dikkat çekicidir. Bazı bölümlerde görülen ortaklıklar bu eserlerin birbirinden etkilendiği kanaatini güçlendirmektedir. Bu etkinin var olup olmadığına dair tespit ve değerlendirmelere makale içerisinde yer verilmiştir.
Klasik Arap Edebiyatında Platonik Aşk (Kays b. Zerîh ve Lübnâ Örneği)
Arap edebiyatı nesir ve şiir olmak üzere iki kısma ayrılır. Kays ve Lübnâ isimli iki genç arasında yaşanan aşk, hem nesir hem de şiir olarak okuyucunun karşısına çıkacaktır. Bu Hikâye birbirini severek evlenen iki gencin, ailevi baskılar sonucu ayrılmak zorunda kalmalarını ve bu ayrılık sonucu yaşanan trajik olayları konu almaktadır. Hikâye Kays'ın Lübnâ'ya âşık olmasıyla, evliliğe kadar devam eden süreç ve Kays'ın eşinin kısırlığı sebebiyle onu boşaması için gördüğü ailevi baskı sonucu Lübna'yı boşamasıyla başlayan platonik aşk süreci olmak üzere iki ana kısımdan oluşmaktadır.
Klasik metinlerin ya da daha genel olarak herhangi bir metnin fikirsel bir üretime malzeme olmasını sağlayan üç karşılaşma biçiminin olduğunu ve bunlardan birisinin noksan olması durumunda maksada ulaşılamayacağını bu araştırmada vurguluyoruz. Bunlardan birincisi, genellikle yüksek lisans ve doktora tezlerinde uygulandığını gördüğümüz yöntemdir. Bu tür çalışmalardaki amaç -genellikle- tarihte yaşayan bir düşünürün bir konudaki gayesini, düşüncesini ve yöntemini ortaya koymaktır. Bu tür çalışmalarda incelenen metin çoğunlukla fiziksel ve sabit bir nesne olarak görüldüğünden bu çalışmalarda kullanılan yönteme fizik evrende metodoloji diyoruz. İkincisi, bir konunun sorunsallaştırılmasına katkı sunmak üzere bir şahsiyetin, metnin ya da bir düşüncenin birer araç olarak kullanan çalışmalardır. Bu tür çalışmalarda klasik metin haliyle parçalı olarak yer aldığı için ve karşılaşma düzlemlerin içiçeliğinde gerçekleştiği için burada kullanılan yönteme patafizik evrende metodoloji diyoruz. Sonuncusu ise sorunsallaştırmanın, amacın, yöntemin ve fikirlerin her türlü kullanımının şimdide yaşayan yazara ait olduğu, klasik metnin sadece bir esinti olarak yer aldığı ve adeta unutulmaya gönderildiği çalışmalardır. Bu tür çalışmalarda kullanılan yönteme ise metafizik evrende metodoloji diyoruz. Bu yöntemin metafizik olması hem onların meta-text olmalarından hem de içkinlik düzleminde sahip olunan problematiğin temel edinerek metinlerin ve fikirlerin aşkın bir kullanıma sahip kılınmasından kaynaklanmaktadır. Sözkonusu üç metodolojinin yukarıdaki şekliyle kısa bir tasvirini yaptıktan, metinlerin bu şekildeki kullanımlarıyla yapılan çalışmaların amacını, yöntemini, gösterge durumunu, anlamsallığını, klasik metnin onlar açısından misyonunu, gözlem şeklini, zamansallığını, epistemolojik karakterini, koşullarını, risklerini ve sonuçlarını ele almaya geçebiliriz.
Fuzûlî’nin Türkçe Divan’ında ve Shakespeare’in Sonelerinde Aşk Teması
Bazen romantik ya da cinsel sevgiyi, bazen Tanrı sevgisi ya da ebeveyn sevgisi gibi farklı sevgi çeşitlerini ifade eden aşk kavramının farklı boyutları bulunmaktadır. Aşk, şüphesiz farklı anlamları ile edebiyat alanında geçmişten günümüze en çok işlenen temalardan biridir. On beşinci ve on altıncı yüzyıl edebiyatına damgasını vurup klasikleşen Fuzûlî ve Shakespeare de gazel ve sone biçimindeki şiirlerinde aşk kavramına yoğun bir şekilde odaklanmıştır. Fuzûlî aşkın ıstıraplarını, sevgiliye ulaşamamanın yarattığı karamsar duyguları gazellerinde dile getirirken Shakespeare de sevgilinin aşığı reddetmesi, unutması ya da aldatması gibi olumsuzluklara sonelerinde oldukça yer verir. Aynı dönemde yaşamalarına rağmen Orta Doğu ve Batı Avrupa gibi farklı coğrafi bölgelerde edebiyat yapan bu şairler aşk kavramını işlerken aynı zamanda aşkın farklı boyutlarına vurgu yapar. Bu çalışmada Klasik Türk edebiyatının en merkezi isimlerinden Fuzûlî'nin Türkçe Divan'ındaki gazelleri ve Rönesans dönemi İngiliz edebiyatının yine en klasikleşmiş edebiyatçılarından Shakespeare'in belli başlı sone örnekleri incelenecektir ve iki şairin eserlerindeki benzerlik ve farklılıklar aşk kavramından yola çıkarak karşılaştırılacaktır.