Osmanlı Medrese Kültüründe Manzum İlmî Eser Geleneğinin Güzel Bir Örneği: Lügat-i Yûsuf (original) (raw)

15. Yüzyilda Yazilmiş Mensur Bi̇r Akâi̇d-Nâme Örneği̇: Yėgen Mahmûd’Un Envâru’L-Kulûb’Ü

Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017

Şeyh Bedreddin’in (ol.1420) muritlerinden olan Y ė gen Mahmud tarafindan 15. yuzyilda yazilan Envâru’l-Kulub, Islamin temel esaslarini anlatan mensur bir akâid-nâmedir. Eser; “Allah, Kur'ân-i Kerim, huruf-i mukatta’ât, Hz. Muhammed, iman, namaz, zikir, akil, nefis ve vesile” olmak uzere on bâbdan olusur. Her bâb, yazar tarafindan ilgili ayetlerin tefsiri yapilarak aciklanmistir. Harekeli nesihle 187 varak, 15 satirdan olusan eserin yazari Y ė gen Mahmud hakkinda kaynaklarda bir bilgiye rastlanilmamistir. Ayni sekilde eserin telif/istinsah tarihi hakkinda da bir bilgi yoktur. Kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanilmamissa da yazarin seyhinin Şeyh Bedreddin (ol.1420) olmasindan hareketle eserin 15. yuzyilda yazildigini soylemek mumkundur. Eser, 14-15. yuzyillarin dini ve siyasi yonuyle one cikan sahsiyetlerinden Şeyh Bedreddin’in muritlerinden biri tarafindan kaleme alinmasi ve iceriginde temel dini konulara yer verilmesi bakimindan onemlidir. Envâru’l-Kulub, harekeli bir Eski...

Belâgat Ki̇taplarinda 'Lüzûmu Mâ-Lâ-Yelzem'İn Tari̇f Ve Tasni̇fi̇

International Journal of Languages' Education, 2015

In the rhetoric books are described the word and meaning arts with examples, in detail. These books consist of three parts as Me'ani, Beyan, Bedi ve literary arts is discussed usually in Bedi part. The descriptions and classifications of literary arts is different in the rhetoric books; likewise number also seen some inconsistencies. Take place by different names of the same art in the rhetoric books is a case common. The lüzûmu mâ-lâ-yelzem is located with different name and classification in the rhetoric books. This art place finds from the first rhetoric books albeit with different names; but in the rhetoric books written under the influence of western wasn't given any place. This art in rhetoric books is described also with names like i'nât, teşdîd, tazmîn, iltizâm. This art, in poetry and prose is repeated letter of rhyme and internal rhyme unnecessarily; that means enter undue burden. Therefore, looking at the speaking shortage is named this art i'nât. This art, in most rhetoric books lüzûmu mâ-lâ-yelzem name is described; is described in several books with the title i'nât or teşdîd. On the other hand, although very pleasant to the ear of this art, is still said to be palatable it than the natural poetry. Namely, an effortless naturalness always is better than burdensome beauty.

Manastirli Mehmet Rifat’In Mecâmi̇’Ü’L-Edeb İsi̇mli̇ Eseri̇ndeki̇ İlm-İ Aruz Ki̇tabina Dai̇r

Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2022

Arap edebiyatında doğup dil ve musiki âlimi El-Halil tarafından sistemleştirilen aruz vezni İran ve Türk edebiyatlarında kendi dil ihtiyaçlarına göre şekillenerek kullanılmıştır. Hecelerin kısalık ve uzunlukları esasına dayanan nazım ölçüsü olan aruz vezni Türk şiirinde önceleri hece vezni ile paralelik gösterirken daha sonraki dönemlerde dildeki değişikliklerle kendi kurallarını tesis etmiş ve gelişerek azımsanmayacak bir başarı göstermiştir. Aruz veznine dair gerek Arap edebiyatında gerekse İran ve Türk edebiyatında birçok eser ya da risale kaleme alınmıştır. Osmanlı Edebiyatında son dönemde özellikle aruz vezni üzerine inceleme ve tenkit yazıları da kaleme alınmıştır. Kaleme alınan bu çalışmalardan makalemize mevzu olan İlm-i Aruz kitabı ise aruz veznini tetkik mahiyetinde bir kitaptır. Eserde aruz vezni klasik üsluba nazaran tanıtılmış ve dönemin merkteplerinde okutulması amacı ile kaleme alındığı için açıklayıcı ve öğretici bir gaye güdülmüştür. Bu sebeple ederde ayrıntılara yer verilerek örnekler bolca tutulmıuştur. Bu eser, Manastırlı Mehmet Rıfat'ın Mecâmi'ü'l-Edeb isimli kitabının içinde bir bölümdür. Mecâmi'ü'l-Edeb isimli üç ciltlik kitabın ikinci cildinin birinci kitabı olan İlm-i Aruz kitabında aruz vezni tarif edilerek aruza dair ıstılahat hakkında bilgiler verilmiştir. Bu malumata ilaveten aruz daireleri ve bahirleri hakkında örneklerle izahat yapılmıştır. Makalede evvela Mecâmi'ü'l-Edeb isimli eserin İlm-i Aruz kitabı ve içeriği anlatılmış ve sonrasında da eserin sadeleştirilmiş şekli verilmiştir. Bu çalışma vesilesiyle, adı geçen eser ve muhtevasına dair aruz ilmi sahasında bir katkı sunmak esas gaye olarak görülmüştür.

İslam Kültüründe Mi̇zah Ve Türk Edebi̇yatindaki̇ Yansimalari: Cevâmi̇u’L-Hi̇kâyât Örneği̇

The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)

Erken dönem m൴zah ve eğlence edeb൴yatını ൴çeren kaynaklar doğru anal൴zlerle değerlend൴r൴ld൴ğ൴nde, toplumların zaman ve mekân farklılığına rağmen gülme paydasında b൴r araya geld൴kler൴ görülmekted൴r. Duygu ve zevkler൴n evrensell൴ğ൴ prens൴b൴, tar൴h boyunca Türk kültürünü de oldukça etk൴lem൴ş ve d൴ğer kültürler൴n m൴zah malzemeler൴, özgün edeb൴yatımız ൴çer൴s൴nde yoğrularak renkl൴ f൴gürler ortaya çıkarılmıştır. D൴n൴, coğraf൴ ve sosyal etkenler göz önünde bulundurulduğunda Türk m൴zahının en çok etk൴lend൴ğ൴ kültürler൴n Arap ve Fars kültürler൴ olduğu görülür. Makalem൴zde; Arap ve Fars edeb൴yatı kaynaklı İslam൴ m൴zah malzemes൴n൴n Türk m൴zahını nasıl etk൴led൴ğ൴ tesp൴t ed൴l൴p örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır. Bu etk൴leş൴m൴ yakından ൴lg൴lend൴ren Farsî ed൴p Avfî'n൴n (ö. 629/1232) kend൴s൴nden öncek൴ Arap edeb൴yatı eserler൴nden derlem൴ş olduğu Cevâm৻u'l-H৻kâyât ve Levâm৻'u'r-R৻vâyât ൴s൴ml൴ eser൴ çalışmamızın temel kaynağı olarak bel൴rlenm൴şt൴r. Müell൴f൴n bu eser൴ne kaynaklık eden Arap edeb൴yatı eserler൴ ve 15. yüzyılda Osmanlı Türkçes൴ne yapılan tercüme nüshaları da ൴ncelenmek suret൴yle bu üç kad൴m meden൴yet arasındak൴ m൴zah etk൴leş൴m൴ ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Miftâhu'l-Ulûm Etrafında Gelişen Temel Belâgat Eserlerinin Klasik Türk Şiirinde Ele Alınışları Üzerine

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 2023

Ebû Ya'kûb Sekkâkî tarafından kaleme alınan Miftâhu'l-Ulûm adlı eserin belâgate dair üçüncü kısmı gerek kendi zamanında gerekse daha sonraki dönemlerde belâgate dair çalışmaların temel kaynağı hâline gelmiş, bu eser etrafında gelişen bir belâgat kültürü teşekkül etmiştir. Hatîb el-Kazvînî'nin Miftâhu'l-Ulûm'un belâgate dair kısmı üzerine hülasa (özet) mahiyetinde kaleme aldığı Telhîsü'l-Miftâh'ı ile Telhîs'e yazdığı el-Îzâh adlı şerhi, Sa'düddîn Taftâzânî'nin Telhîsü'l-Miftâh'a şerh olarak yazdığı Mutavvel'i ile Mutavvel'in kısaltılmışı olan Muhtasar'ı, Seyyid Şerîf Cürcânî'nin Miftâhu'l-Ulûm'un belâgate dair kısmı üzerine yazdığı el-Mısbâh fî Şerhi'l-Miftâh'ı ve İsâmüddîn İsferâyînî'nin Telhîs üzerine Mutavvel'den daha ayrıntılı ve uzun olarak yazdığı Atvel'i Miftâhu'l-Ulûm etrafında gelişen temel belâgat eserlerindendir. Klasik şairler, yukarıda değinilen belâgate dair temel eserlerin sözlük anlamlarından da istifade ederek bu eserleri doğrudan ve dolaylı olarak şiirlerine malzeme etmişlerdir. Bu kelimelerden miftâh "anahtar", telhîs "özet", îzâh "açıklama", mutavvel "geniş, detaylı, uzun", muhtasar "kısa, öz, kısaltılmış", mısbâh "ışık, lamba, meşale" ve atvel "en uzun, en geniş" anlamlarına gelmektedir. Bu kelimeler, bazen doğrudan belâgate dair eserler anlamında kullanılmışken bazen de tevriye, îhâm, telmîh gibi söz sanatları vasıtasıyla zikredilen eserlere işaret edecek şekilde kullanılmıştır. Çalışmamızda yukarıda isimleri zikredilen eserlerin klasik Türk şiirinde bahsi geçen şekillerde ele alınışları üzerinde durulmuştur. Bu vesileyle Miftâhu'l-Ulûm ve onun etrafında gelişen belâgate dair temel eserlerin isimlerinin klasik Türk şiirinde malzeme olarak nasıl kullanıldığı hususu ortaya konmaya çalışılmıştır.

MEVLİT OKUMANIN VE MEVLİT MERASİMLERİNİN FAZİLETLERİNİ ANLATAN BİR ESER: DÜRRETÜ'L-BEYZÂ

TÜRKLÜK BİLİMİNDE GÜR BİR SES PROF. DR. İSA ÖZKAN’A ARMAĞAN, 2019

Mevlit, sözlüklerde “doğma, doğuş” anlamına gelmektedir. Edebi bir tür olarak ise Hz. Muhammedʾin dünyaya gelişi ve onun hayatındaki önemli olayları anlatan manzum veya mensur eserlerin genel adıdır. Arap edebiyatında doğan mevlit türü Fars edebiyatı üzerinden Türk edebiyatına geçmiştir. Türk edebiyatında ilk müstakil mevlit örnekleri 15. Yüzyılda verilmiştir. Mevlit yazma geleneği, 20. Yüzyıla kadar aralıksız süregelmiştir. 15. Yüzyılda Süleyman Çelebiʾnin yazdığı Vesiletüʾn-Necât isimli mevlit halk tarafından çok beğenilmiş ve önemli günlerde okunmaya başlanmıştır. Zamanla bu mevlit okuma merasimleri kurumsallaşıp toplumsal kültürün önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu çalışmanın konusunu oluşturan Dürretüʾl-beyzâ isimli eser Gazzizâde Abdullatif tarafından kaleme alınmıştır. Eserin tek nüshası Bursa İnebey Yazma Eserler Kütüphanesi Orhan Gazi Kitaplığı 1240 numarada kayıtlıdır. Abdullatif Efendi, mevlit okumanın, okutmanın şeref ve faziletlerini halka anlatmak maksadı ile bu eseri yazmıştır. Dürretüʾl-beyzâ, şimdiki bilgilerimize göre bu türde yazılan ilk müstakil eserdir. Yazar, eserini Arapça mevlitlerden tercüme ederek meydana getirdiğini belirtmiştir. Bu makalede Dürretüʾl-beyzâ tanıtılıp, çeviri

Tari̇hî Manzum Meti̇nleri̇ Nesre Çevi̇rme Meselesi̇: Belîğ’İn Gül-İ Sad-Berg’İ Örneği̇

CBÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 2011

Bu makalede 18. asir sair ve yazarlarindan Bursali Ismâil Belig’in daha onceAbdulkerim Abdulkadiroglu tarafindan yayimlanan “Gul-i Sad-berg” adli manzum yuz hadistercumesinin meydana getirilis yili uzerinde durulmakta; soz konusu eserin bilinen uc yazmanushasina dayanilarak olabildigince hatasiz nesredilmesi hedeflenmektedir. Klâsik Turkedebiyati metinlerinin anilan ilim dalinda mutehassis olmayan okuyucunun da kolaycafaydalanabilecegi sekilde yayimlanmasi gereginden hareketle Gul-i Sad-berg’in gunumuzTurkcesiyle nesre cevirisine de yer verilmistir