KEMAL TAHİR DÜŞÜNCESİNDE GERÇEĞİN DEĞİŞKENLİĞİ BAĞLAMINDA OSMANLILIK OKUMALARI (original) (raw)
Related papers
KEMAL TAHİR'DE OSMANLILIK VE ANADOLU TÜRKLÜĞÜ İLİŞKİSİ
Öz Çalışmamızda Kemal Tahir düşüncesinde Osmanlılık ve Anadolu Türklüğü arasındaki ilişki ele alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda bir imparatorluk olan Osmanlı Devleti ile arasında doğal yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Ulus devlet modeline göre şekillenen Cumhuriyet bu yapısal farklıları bir çelişki olarak da bünyesinde taşımıştır. Kemal Tahir yaşadığı dönem dolayısı ile hem son dönem Osmanlı hem de Cumhuriyet düşünce sistemini yakından tanıma ve bu çelişkiler üzerine düşünme yazma imkânı bulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu, Doğu'da üretici uygarlıklar üzerinde kurulan ve onları Batı soygunu ve sömürüsünden koruyan asker devlet geleneğinin devamcısıdır ve Devlet teşkilatlanması ile birlikte toplum-devlet ilişkisi de buna göre şekillenmiştir. Doğu devletlerinde görülen devlet-toplum ikiliğini bünyesinde taşımaktadır. Bu nedenle tarihi boyunca egemenliği altındaki halklarla özellikle Anadolu Türklüğü ile ilişkisi gündem oluşturduğu gibi Kemal Tahir'in döneminde de soru konusu olmuştur. Bu çalışmada bir çelişki olarak görülen bu ikiliğin anlamı ele alınmaya çalışılacaktır. Abstract The relation between Ottomanism and Anatolian Turkishness in Kemal Tahir thought is held in our research. When Turkish Republic is established, there are natural structural differences with Ottoman which is an empire. The Republic, which is designed as a nation state model, kept these structural differences as a contradiction in itself. On account of the period He lived, he was enable to identify the thought system of both last
TOKAT ŞEHİR MÜZESİ’NDE BULUNAN OSMANLI DÖNEMİ AYDINLATMA EŞYALARI
Değerlendirme ve Karşılaştırma bölümünde; incelenen eserler, tür ve biçimleri, malzeme ve teknik özellikleri, kompozisyon özellikleri, tarihlendirme, bani, usta ve eser üretim yeri gibi farklı açılardan benzeyen ve ayrılan yönleriyle ele alınmıştır. Sonuç bölümünde; Değerlendirme ve karşılaştırma bölümünde incelenen başlıklar ışığında eserlerin Türk sanatında işgal ettiği yeri ve önemine dair düşüncelere yer verilmiştir.
OSMANLI PADİŞAHLARININ ŞEHZÂDELİK DÖNEMLERİNDEKİ EĞİTİMLERİNİN TARİHSEL SÜRECE ETKİSİ
ÖZET Osmanlı devletinde kuruluş, yükselme, gerileme duraklama, yıkılma ve dağılma dönemleri olduğu gibi şehzadelerin almış oldukları eğitimde bu dönemlere göre değişmiş ve tarihin seyrini etkilemiştir. Bu çalışmamızda Osmanlı Devleti'nin her dönemine etki eden şehzadelerin almış oldukları eğitimler ve bu eğitimlerin tarih süreci içerisindeki izlerini incelenmiştir. Osmanlı Kuruluş yıllarından beri Şehzadelerin eğitimine çok önem verirmiştir. Şehzade eğitimi Osmanlının ilk yılları ile son dönemi arasında çeşitli sebeplerden dolayı değişime uğradı. Bu değişimler dört dönemde incelenebilir. Bu dönemler; Kuruluştan Kafes Usulünün uygulanmasına kadar olan dönem, Kafes usulünden XIX. yüzyılın ortalarına kadar olan dönem, XIX. yüzyılın ortalarından II. Meşrutiyet'in ilanına kadar olan dönem ve II. Meşrutiyet'in ilanından sonraki dönem şeklindedir. Tarihin seyrini değiştiren en önemli dönem ise kafes usulüne geçiş ile başlamıştır. Bu dönemde şehzade artık eğitimini sadece sarayda almakta ve şimşirlik adı verilen kapalı bir alanda yaşamakta idi. Şehzadeler bu dönemde sancağa çıkamadıkları için devlet yönetiminde alınması gereken sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel tecrübeden eksik kalmış ve bu da devletin gerilemesinde en büyük etkeni oluşturmuştur. ABSTRACT The establishment of the Ottoman state, elevation, decline, pause, collapse and disintegration periods, such as there are princes in education has changed according to these periods and influenced the course of history. In this study, the orientation of the princes who influenced the period of the Ottoman Empire, the trainings and their traces in the historical process were examined. Since the foundation years of the Ottoman Empire has given great importance to the education of princes. Prince Education changed between the first period of the Ottoman Empire and the last period before various reasons. These changes can be analyzed in four years. These periods; The period from the establishment until the establishment of the Lattice Method, XIX. century until the middle of the XIX. century II. The period until the declaration of the Constitutional Monarchy and II. The period after the declaration of the Constitutional Monarchy. The most important period that changed the course of history began with the transition to the cage procedure. During these years, the prince was now only studying in the
OSMANLI TÜRKÇESİ OKÇULUK TERİMLERİNE BİR BAKIŞ
Verba tene, res sequenter; Rem tene, verba sequenter *** Öz: Osmanlı Türkçesi okçuluk yazmaları üzerine çeşitli seviyelerde çalışmalar yapılmaktadır. Bunları, terminoloji odaklı incelediğimizde birçok kelimenin yanlış yorumlandığını tespit ettik. Özellikle yazmalardaki imlânın güçlüğü, dikkatsizce ve bağlamdan kopuk okumaların yapılması birçok terimin, yanlış değerlendirilmesine sebep olmuştur. Bu yazımızda, tespit ettiğimiz çeşitli okuma ve anlamlandırma sorunlarına değinip çeşitli düzeltme önerilerinde bulunacağız. Bu vesileyle Osmanlıca metin yayımlarının en azından yayımda esas alınan yazmanın kendisiyle mukayese edilmeden kullanılmasının güvenilir bir yol olmadığına ve hataların tekrarına sebep olduğuna dikkat çekeceğiz.
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E AYASOFYA-İ KEBÎR CÂMİİ’NDE OKUNAN MEVLİDLERİN SEMBOLİK DEĞERİ
Aysafya-i Kebir Cami-i Şerifi Sempozyumu Kitabı, 2021
Sözlükte doğum, doğum yeri, doğum zamanı gibi anlamlara gelen mevlid, zamanla Hz. Peygamber’in doğumunu, hayatını, mucizelerini vb. anlatan edebî bir tür hâline dönüşmüş bir kavramdır. Henüz Hz. Peygamber zamanında kendisine övgü dolu şiirler yazma geleneği başlamış, bu gelenek önce Araplar daha sonra da Türkler arasında inkişâf etmiş ve gelişmiştir. Bilindiği gibi Türk kültüründe en meşhur mevlid, on beşinci asırda Süleyman Çelebi (ö. 825/1422) tarafından kaleme alınan Vesîletü’n-necât’tır. Süleyman Çelebi’den sonra da bu türde eserler yazılmaya devam etmiştir. Türk kültüründe mevlid aynı zamanda bir ritüel ya da merasim kabilinden bir manzaraya dönüşmüştür. Nitekim halk, yöneticiler ya da ileri gelenler, geleneksel olarak düğün, cenaze, bebek doğumu, vefat yıldönümü gibi vesilelerle böylesi günlerde Peygamberimiz’i anmak ve onun rûhâniyetinden nasiplenmek adına teberrüken mevlid okutur ve birbirlerine ikramda bulunurlardı. Osmanlı Dönemi’nde mevlidler, mevlidhânlar tarafından selâtîn câmi tabir edilen önemli merkez câmilerde çeşitli sebeplerle okunmuş ve kaynaklarda, kültür tarihinde anlatılagelen anekdotlara dönüşmüştür. O dönemde mevlidin yapılış keyfiyeti yanında, nerede yapıldığı da önemlidir. Zira bu durum, kendi içinde bazı anlamlar taşımaktadır. İşte söz konusu mevlitlere mekân olmuş câmilerden biri de Büyük Ayasofya Câmii’dir. Bilhassa Hz. Muhammed’in doğum günü olan Mevlid Kandili’nde okutulan mevlidlere ev sahipliği yapmış olan Ayasofya’da, Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında ise İslâm’ın bekāsına ve bu toprakların ilelebet Müslüman kalacağına işaret etmek maksadıyla mevlidler okunmuş, on binlerce kişi bu sâikle orada toplanmıştır. Örneğin İzmir’in işgali sırasında Sultan Vahdettin’in Ayasofya’da okuttuğu mevlid ve o gecenin mânevî atmosferi, yerli ve yabancı kaynaklarda muazzam bir şekilde anlatılmıştır. Benzer şekilde Ayasofya’da okutulan mevlidlerle ilgili birçok anlatı ve ambiyans, bunları idrak etmiş kişilerce kaydedilmiştir. Mezkûr anlatılar ise tarihsel bir hikâye olmaktan çok, Ayasofya Câmii’nin Türk ve Osmanlı kültüründeki anlamını yansıtmakta ve o rûhu bugün de diri tutmaktadır. Bu tebliğin konusu, bir gelenek olarak Ayasofya Câmii’nde okutulan mevlidlerden bazı örneklerle, Türk-İslâm kültürü açısından fethin sembolü, büyük önemi ve remzi hâiz bu mekânın, bugüne de yansıyan tarihsel konumunu analiz etmek ve değerlendirmektir.
The quality of education mostly depends on the quality of teachers. Approximately a 160-year of struggle has been continuing in Turkey for teaching’s becoming a profession. However, despite the legal provisions, in Turkey teaching has become open to people with various jobs and it has been considered as a profession which can be easily obtained. The aim of this study is to reach and obtain further data for teaching training literature with regard to the practices of short term teaching training. The data of this research, which was conducted by scanning method, have been obtained from archive documents, periodicals of the Ottoman Era and some secondary sources together with the literature on this topic. According to the findings of this study, the idea of training teachers at a different school during the Ottoman Era came into question in the Tanzimat Period. For this purpose Darulmuallimîn-i Sıbyan was opened in İstanbul in 1868. However, the capacity of this school was rather limited and it was far from meeting the needs of all the Ottoman Primary Schools. In a short time, courses were thought to be opened with the aim of training numerous teachers. Through these courses, the first of which was opened in İstanbul in 1880, innovative teaching methods were aimed to be adopted. Through these short term courses teachers were trained for schools both in Istanbul and in the countryside. However, it is ambiguous that in which way these attempts of Ministry of Education to meet teacher deficit affect the quality of education.
OSMANLI EĞİTİM TECRÜBESİNE İLİŞKİN BİR DÖNEMLENDİRME DENEMESİ
ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU, 2019
“Düşünmek” ve “eylemek” fiillerinin nasıllığına, nedenselliğine, niçinliğine ve neredenliğine sistematik bir form kazandıran eğitim ve öğretim kurumları, iki fiil arasında kurduğu makul kurguyu kuşaklar arasında biteviye devam ettiren yapılar olarak ön plana çıkarılmışlardır. Ferdi, benlik durağından alıp bizlik istasyonuna taşıyarak toplumsallaşmayı ve burada ürettiği birikimle devletleşmeyi beslemiş olan mezkûr kurumlar, bu nitelikleri dolayısıyla sürecine dâhil oldukları ferdin, toplumun ve devletin “lazım-ı gayrı mufarıkı” olmuşlardır. İnsana taalluk eden nesnelerin ayrılmaz parçasını teşkil eden bu kurumlar, ilk “ben” den itibaren şifahi ve kitabi olarak tavsif ve tasnif edilmişlerdir. Müfredatın muhteviyatı ve tedrisin usulünün mahiyeti dikkat-i nazara alınarak yapılan bu niteleme ve sınıflandırma, eğitim tecrübesinin itibari manada dönemlendirilmesine de ortam hazırlamıştır. Bu tebliğde, yukarıdaki tespitler dikkate alınarak Osmanlı Devleti’nin eğitim sisteminde yaşanan dönüşüme ilişkin bir dönemlendirme denemesi yapılacaktır. Çalışma esnasında döneme ilişkin okumalar göz önünde bulundurularak bu konuda yazılmış ikinci el kaynaklar kullanılacaktır.
GELENEKSEL TÜRK KONUTLARININ İÇ MEKAN BİÇİMLENMESİNDEKİ YEREL KİMLİK OKUMALARI
Öz: Kimlik, her alanda olduğu gibi mimarlık disiplininde de her daim güncel konular arasında yer almaktadır. Mekan-kimlik etkileşimi; çevrenin biçimlenmesi ve insanın bu çevreyi algılamasıyla ilişkili olup mekanın karakterini oluşturmaktadır. Bu karakter; fiziksel ve sosyal yaşamın göstergeleri üzerinden okunabilmektedir. Toplumsal ilişkiler ağı içinde kimlik bileşenleri olarak adlandıran göstergeler; geçmişten günümüze kadar yerin kendi özelliklerini ortaya koyar. Her birey içinde bulunduğu toplumsal ve kültürel ortam içinde olayları, nesneleri, durumları, algılar; bu çevre içinde anlam kazanır. Tüm bunlar ise yere ait olan, yöresel ya da yerel kimlik değerlerini tanımlar. Gündelik hayatın geçtiği konutlar önemli bir yerel kimlik değerleridir. Konutlar; yaşamın farklı süreçlerinin geçtiği, algı ve deneyimlerin anılara dönüştüğü kişilerin mekâna yüklediği farklı kimliklerle şekillenmektedir. Böylelikle kırsal alanlardaki geleneksel konutlar önemli bir araştırma konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Geleneksel konutlar; fiziksel ve sosyal olmak üzere yerel kimlik unsurlarını yan-sıtan, yerel karakterin ve yerel morfolojinin birçok gösterge ile okunabildiği önemli mimari örnekler arasında yer almaktadır. Bu nedenle yerel kimliğin izlerini sürebilmek adına kültürel, tarihsel, ekonomik faktörlerle birlikte, mekanı algısına yön veren biçimlenmeler özgün mekanların tanımlanmasını sağlamaktadır. Çalış-mada geleneksel konutların iç mekanlarının biçimlenmesine neden olan göstergeler literatür taramasına bağlı olarak irdelenmiş; konutları oluşturan mekanlar sınıflandırılarak; her bir mekanın yatay ve dikey yüzeyleri ile donatıları bir kimlik öğesi olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda çalışmanın içeriği iki aşamadan oluşmaktadır. Öncelikle kimlik ve bileşenleri tanımlanarak yerel kimlik-konut ilişkisini ortaya koyan özellikler irdelenmiş-tir. Sonrasında geleneksel konutların iç mekanlarının fiziksel biçimlenmesini doğrudan etkileyen yerel kimlik unsurlarına ilişkin örneklere yer verilmiştir.
Bu çalışma Matematik ve Osmanlı Türkçesinin disiplinler arası etkileşiminin yer aldığı bir şifreleme etkinliğinin 12. sınıflarda kullanılabilirliğinin incelenmesi amacı ile yapılmıştır. “Mathematics Enchancement Programme” in önerdiği “harf değiştirme şifrelemesi” etkinlikleri Osmanlı alfabesine uyarlanmış ve araştırmacılar tarafından oluşturulan etkinlik örnekleri kullanılmıştır. Uygulanan etkinliklerin 12. sınıf düzeyindeki uygulanabilirliğinin incelenmesi ve bu etkinlikle ilgili öğrenci görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, araştırma İstanbul’daki bir sosyal bilimler lisesinin 12. Sınıfında öğrenim görmekte olan 19 öğrenci ile 2015-2016 eğitim öğretim yılında gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma nitel araştırma tekniklerinden durum çalışmasıdır. Araştırmada gözlemle veri toplama tekniklerinden video kaydı ile ve yazılı kaynaklardan yararlanılmıştır. Veri toplama araçları ve toplanan verilerin analiz ve yorumlanmasında sürekli karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır. Öncelikle öğrencilerin ilgisini çekebilecek modern dünyada kullanılan örneklere değinerek şifrelemeden bahsedilmiştir. Uygulanacak etkinliğe yönelik açıklamalar ayrıntılı olarak verilmiştir. Etkinlik boyunca yapacakları şifreleme türünden bahsedilmiş, harf değiştirme şifrelemesinin deşifre metodlarına değinilmiştir. Etkinlikte kullanılan deşifreleri ilk defa kullanan El-Kindî’den bahsedilmiş ve etkinlikte ElKindî’nin frekans analizi ile yaptığı şifre örneklerine yer verilmiştir. Öğrencilere çalışma kâğıtları dağıtılarak etkinlik uygulanmış, daha sonra araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış form ile etkinlikle ilgili olarak her bir öğrenciden görüşleri yazılı olarak alınmıştır. Uygulama sona erdikten sonra öğrencilere dağıtılan çalışma kâğıtlarının incelenmesi ve öğrencilerin uygulama esnasındaki durumları göz önünde bulundurularak etkinliğin uygulanabilirliği tespit edilmiştir. Öğrencilerden alınan görüş formlarının incelenmesi ile de öğrencilerin etkinlikle ilgili görüşleri belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, kullanılan etkinliğin 12. sınıf düzeyi için uygun ve kullanılabilir olduğu sonucunaulaşılmıştır. Öğrencilerin şifreleme etkinliği ile ilgili görüşlerinin olumlu yönde olduğu görülmüştür. Bu etkinlik öğrencilerde matematiksel olarak ardışık soyutlama ve genellemelerle birlikte permütasyon ve olasılık ile ilgili kavramların geliştirilmesinin sağlamıştır. Ayrıca öğrencilerin tahmin becerilerinin de geliştirilmesine ve farklı disiplinler olan Osmanlı Türkçesi ve matematiğin ilişkilendirilerek öğrenciler için daha etkili bir öğrenme alanı oluşturulmasına yardımcı olmuştur. Yapılan gözlemlerden elde edilen sonuçlara göre, matematiksel düşünme becerisinin ve Osmanlı Türkçesi ile yapılan şifreleme etkinliklerinin öğrencilerin ilgisini ve motivasyonunu arttırdığı görülmüştür.