"Turahanzade Ömer ve Oğlu Hasan Bey'in Tırhala Sancağındaki Vakıfları (1484-1881)", Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 26 (Ocak 2017), s. 12-31. (original) (raw)

"Tırhala’da Osman Şah Bey Vakfı", PESA Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, III/2 (Haziran 2017), s. 114-127.

Osman Şah Bey, I. Selim’in kızı Hatice Hanımsultan’ın İskender Paşa’dan olma oğludur. Henüz 16 yaşındayken Bosna sancakbeyiliğine atanmış; üç yıl sonra 1518’de bu görevden azledilmiş; dayısı I. Süleyman tarafından 1520’de Mora sancakbeyiliğine getirilmiştir. 1556’da tekrar Bosna Sancakbeyi olan Osman Şah’a buna ilaveten İnebahtı’nın idaresi de verilmiştir. Annesinin 1538’de vefatını takiben onun adına İstanbul’da Koğacıdede Mahallesi’nde bir cami ve Kızılmusluk Medresesi adıyla da anılan bir medrese yaptırmış; babası İskender Paşa’nın İstanbul-Güngörmez Mahallesi’ndeki mektep vakfına ilavelerde bulunmuştur. Bu çalışmanın konusu ise Osman Şah Bey’in kurduğu üçüncü vakıfla ilgilidir. Tırhala’da cami, medrese, mektep, imaret, çifte hamam ve türbeden müteşekkil vakıf yapı topluluğu Osmanlı Balkanları’nın en büyük külliyelerinden biridir. Bu çalışmada 1571 tarihli vakfiyesi ile Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’ndeki ilgili kayıtlar doğrultusunda Tırhala’nın kesin olarak Osmanlı idaresinden çıktığı 1897 yılına kadar Osman Şah Bey Vakfı’nın gelişimi incelenecektir.

Bayram Ürekli-Ahmet Necati Özdoğan, "Temettuat Defterlerine Göre İnlüce Köyünün Sosyal ve Ekonomik Görüntüsü (1844-1845)", SUTAD, S. 47, 2019, s. 197-215

Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda Tanzimat’ın ilanından sonra yapılan mali düzenlemelerle birlikte mevcut nüfus tahrirlerinden başka bir de Temettuat sayımı adı altında kayıtlar tutulmuştur. Bu defterlerde; nüfus tahrirlerinden farklı olarak hane reisinin ismi, mesleği, kaç dönüm arazisinin olduğu ve bunlardan ne kadarını kullandığı ve ne kadarını kullanmadığı, elde ettiği tarım ürünleri ve buna bağlı olarak ödediği vergi ve küçükbaş-büyükbaş hayvanlarının sayıları gibi şahsi mal varlıklarına ulaşmak mümkündür. Bu açıdan bakıldığında temettuat sayımlarının vergi mükelleflerinin tespiti ve dengeli bir bütçe oluşturmak amacıyla daha adil bir vergi toplama usûlü olduğunu söyleyebiliriz. Bu çalışmada Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde ML.VRD.TMT 10381 numaralı Temettuat defterinden faydalanarak H.1260-1261 (M.1844-1845) yılı Konya kazasına bağlı İnlüce köyünün sosyo-ekonomik yapısı incelenmiştir. Toplam; 111 hanesi bulunan İnlüce köyünde insanların temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Meslek grupları içinde Ziraatle uğraşan çoğunlukta olsa da bunun yanında Hizmetkar, İmam, Irgat, Hamal, Muallim-i Sıbyan gibi mesleklere de rastlamak mümkündür.

"Tuna Gazetesi Perspektifinden Tuna Vilayeti'ndeki 1873 Tarihli Kolera Salgını", Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sa.25, 2011, ss.71-88.

Tuna Vilayeti özellikle Mithad Paşa'nın valiliği döneminde ön plana çıkan, matbaası ve çıkardığı Tuna Gazetesi ile Rumeli'de dikkat çeken önemli bir vilayettir. Bu önem biraz da coğrafi konumdan, yani vilayetin önemli bir bölümünün Tuna Nehri kenarında yer alıyor olmasından kaynaklanmaktadır. Zira ticaret, nakliye ve seyahat gibi çeşitli amaçlarla kullanılan Tuna Nehri, tarih boyunca kendisine büyük önem atfedilen bir nehir olmuştur. Hatta nehre yakın bölgelere yapılan askeri seferlerde nehirden azami ölçüde yararlanılmıştır. 1873 yılı itibarıyla Rusçuk, Vidin, Varna, Sofya, Tırnova ve Tulça olmak üzere 6 sancak, 41 kaza ve 18 nahiyeden oluşan Tuna Vilayeti'nin merkezi nehir kenarında yer alan Rusçuk şehridir. Daha önceki yüzyıllarda ve XIX. yüzyılın ilk yarısında zaman zaman etkili olan kolera salgınları 1873 yılında dikkate değer bir artış göstermiş, bütün dünyada etkili olduğu gibi Osmanlı topraklarında da önemli ölçüde kendini hissettirmiştir. Bahsi geçen yılda Rumeli'yi adeta kasıp kavuran kolera salgını, 7 Mayıs tarihinde Vidin taraflarında gelişme göstererek Tuna Vilayeti'ne yayılmış, yıl sonuna kadar pek çok kişinin hastalığa yakalanmasına ve 1171 kişinin ölümüne neden olmuştur. Osmanlı devlet yetkilileri kolera vakasına rastlanan bölgeyi önce kordon altına almış, ardından karantina uygulaması yoluna gitmiştir. Pek tabii olarak ilgili yerlere doktor, eczacı ve ilaç sevkiyatları yapılmış, hastaların sıhhi ortamları ve yiyecekleri konusuna özel bir önem gösterilmiştir. Çalışmada Tuna Vilayeti dahilinde vukubulan kolera vakaları kaynaklar elverdiği ölçüde ortaya konulmaya çalışılmış, devletin aldığı önlemlere yer verilmiş, hastalığın önemine dikkat çekilerek konu ayrıntılarıyla irdelenmeye çalışılmıştır.

Tâife-i Tahtacıyân: Teke Sancağı’nda Bir Kızılbaş-Alevî Aşîret (1767-1831), Antalya’nın Sosyal ve İktisadi Tarihi (Osmanlı Dönemi), ed. Erdal Taşbaş, Ankara: Gazi Kitabevi, 2022.

Antalya’nın Sosyal ve İktisadi Tarihi (Osmanlı Dönemi), 2022

"XVIII. yüzyılın ilk dilimiyle beraber, peyderpey Akdeniz ve Ege sâhillerine yayılan Kızılbaş-Alevî Tahtacı aşîretler; konar-göçer yaşam biçimini, adını edindikleri kerestecilik-odunculuk meslekleri özelinde icrâ eden bir Türkmen cemâatidir. Kızılbaş-Alevî eğilimli Şîî Tahtacı tâifeler husûsunda, Osmanlı’nın çöküşü ve Cumhuriyet’in erken devrinde gerçekleştirilen öncül keşifler dışında; doğrudan Osmanlı Devlet Arşiv kayıtlarına (BOA) dayalı incelemeler çok nadirdir. Ayrıca Antalya Tahtacıları bugüne dek Osmanlı resmî dokümanları ışığında çalışılmamıştır. Hâlbuki Akdeniz çatısının kültürel-sosyal bir öbeği konumunda yer alan Teke Tahtacıları; Osmanlı bağlamında keşfedilmeli, demografik verileri, nüfûs unsurları, onomastik, toponomik ve bölgesel sosyo-ekonomik görünümleri değerlendirilmelidir. İşte bağlam gereği üretilen makale, Tahtacı aşîretlerinin Teke Sancağı’nda yaşayan ve 1831 yılında Osmanlı tahrîr memurlarınca “Tâife-i Tahtacıyân” üst başlığıyla kaydedilen Antalyalı bölüklerini içerecek; 3201 Numaralı Müslim Nüfus Defteri’ni çok boyutlu bir incelemeye tabi tutacaktır. Ayrıca, cemâatlerin Teke Sancağı’na gelmeden önceki yurtlarının eski Dulkadir/Zû’l-kadir coğrafyası olduğunu; “İfrâz-ı Zû’l-kadriyye mukâta‘ası ve İfrâz Perâkendesi reâyâsı” Neccârlu/Neccârân aşîretleri kapsamında sorunsallaştıracak, odağına yerleştirdiği Müslim Nüfûs Defteri (3201) dışında Erken Modern Çağ’dan kalan takviye edici arşiv malzemelerine başvuracaktır."

(1)H. 1281/M. 1864-1865 tarihli muhasebe defterine göre Ankara Sancağı'ndaki vakıflar

H. 1281/M. 1864-1865 tarihli muhasebe defterine göre Ankara Sancağı'ndaki vakıflar, 2022

Vakıf müesseseleri tarih boyunca insanlığın yararı için birçok alanda hizmet vermiştir. Osmanlı Devleti, vakıf müessesesini kendi döneminde geliştirerek daha kurumsal bir hale getirmiştir. Böylelikle Osmanlı'da vakıflar, toplum ve devlet hayatında iç ve dış güvenliğin sağlanması dışında kalan dinî, eğitim, sağlık ve beledî hizmetlerin yürütülmesi gibi pek çok alanda etkili olmasının yanı sıra kamu maliyesi üzerindeki yükü azaltmıştır. Vakıfların bahse konu olan hizmetlerini toplumun geneline sunması ve bünyesinde istihdam ettiği görevlilerin ücretlerini karşılayabilmesi için güçlü finansal kaynaklara sahip olması gerekmiştir. Vakıfların bu finansal güçleri, somut ekonomik ve mali verileri muhasebe defterlerine kaydedilmiştir. Vakıfların söz konusu ekonomik işleyişleri hakkında vakıf muhasebe defterleri bize pek çok bilgi sunmaktadır. Bu bilgiler arasında vakıfların bulunduğu muhit, dönemin mütevellisi, vakfın gelir kaynakları ve yapılan harcamalar yer almaktadır. Bu tez çalışmasında, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde bulunan, H. 1281-1282/M. 1864-1865 tarihli 1974 numaralı Ankara vakıf muhasebe defteri ele alınıp incelenmiştir. İncelenen defterde; Ankara Merkez kaza ile Ankara sancağına bağlı bulunan Ayaş, Sifrihisar/Sivrihisar, Begbâzârı/Beypazarı, Zir, Dinek Keskini-Kalecik Keskini, Yabanâbâd, Çubukâbâd, Mihalıççık, Bâlâ, Kara Hisar-ı Nallu, Haymana, Sungurlu ve Konur kazalarında bulunan toplam 129 vakıf tespit edilmiştir. Bu vakıflar dinî, sosyal, eğitim ve kültür başlıkları altında sınıflandırılmıştır. Ankara şehir merkezi ile Ankara'ya bağlı kaza ve köylerdeki vakıfların gelir durumları, hizmet alanları, harcama kalemleri, vakfın hizmetindeki vazife sahipleri gibi konular üzerine değerlendirilmeler yapılmıştır. Bu tez çalışması ile vakıf muhasebe defterinden yola çıkarak Ankara'da, Ankara'ya bağlı kaza ve köylerde yer alan vakıfların muhasebeleri bütüncül olarak ele alınmış ve değerlendirilmeye çalışılmıştır.

1844 Tari̇hli̇ Temettüat Kayitlarina Göre Kütahya Sancağina Bağli Şaphane Köyünün Sosyal Ekonomi̇k Yapisi

2015

Bursa Vilayeti’nin Kutahya Sancagi’nin Gediz Kazasina bagli Şaphane Koyu, XIX. yuzyilda 61 hane ile 305 nufusu barindirir. Bizim Şaphane’deki gelir kayitlarini inceledigimiz defter, Temettuat Defterleri’dir. Bu calismada, 1844 Miladi (Hicri 1261)yilinda Hudavendigâr (Bursa) Eyaletinin, Kutahya Sancagi’nin Gediz Kazasi'na bagli bir koyu olan Şaphane’nin 17744 numarali Temettuat defterinden faydalanilarak, sosyal ve ekonomik yapisini vermeyi amaclayan bir calisma yaptik. Bu koydeki nufus gecimini tarim ve hayvanciliktan saglamaktadir. Ele aldigimiz donemde koyde bugday, arpa, burcak, melas, dari uretilmektedir. Yine buyukbas ve kucukbas hayvancilik, aricilik koyde gecim kaynagidir. Koyde ulasim ve ziraat isleri icin yuk ve binek hayvanlari yetistirmektedir. Bunun yaninda bolgedeki onemli bir is kolunu ise madencilik olusturmaktadir. Ayni zamanda koyun degirmenci, sucu, cerci esnafi da vardir. Bu arada koyde yasayan hane reislerinin tarim, hayvanciliktan kazandiklari gelirler hesap...

Mehmet İnbaşı, “1576 Tarihli Tahrir Defterine Göre Bafra’nın Mahalleleri”, Tarihi, Sosyal ve Kültürel Yönleriyle Bafra, c. 1, Ed. Osman Köse, Ankara 2023, s. 157-180.

Tarihi, Sosyal ve Kültürel Yönleriyle Bafra, c. , 2023