Gümülcine Ayani Tokatcıklı Süleyman ile Ferecik Ayani Ali Molla'nın Faaliyetleri ve Merkezi Hükümetle Olan İlişkileri (original) (raw)

Gökhan Demir & Ali Yalçın Göymen - YAPISALCILIKTAN İLİŞKİSELLİĞE POULANTZAS’IN DEVLET KURAMI

Bu çalışmada Nicos Poulantzas’ın devlet teorisi ele alınmıştır. Günümüzde devlet biçimlerinin dönüşümüne ilişkin tartışmalarda sıkça atıfta bulunulan Poulantzas’ın görüşlerinin yol göstericiliğinin, onun yaklaşımının yapısalcılıktan ilişkiselliğe dönüşümü çerçevesinde anlaşılması gerektiği vurgulanmaktadır. Poulantzas’ın yaklaşımının kurucu kaynaklarından biri olan Louis Althusser’in felsefesi değerlendirilmiştir. Poulantzas’ın bu felsefenin etkisi altında devlet hakkında geliştirdiği düşünceleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Devletin kapitalist toplumlarda tutunumu sağlamak için üstlendiği yapısal rol üzerinde durulmuştur. Yalıtım etkisi, hegemonya ve iktidar bloğu kavramlarının önemi vurgulanmıştır. Siyasal alanın göreli özerkliği, Bonapartizm ve bürokrasi hakkındaki fikirleri incelenmiştir. Ardından Poulantzas’ın düşüncesindeki odak değişimi ele alınmıştır. Devleti sınıflar arasındaki güç ilişkilerinin yoğunlaşmış biçimi olarak değerlendiren ilişkisel yaklaşım üzerinde durulmuştur. Devleti sadece toplumun tutunumunu sağlayan yapısal bir öğe olarak görmek yerine sınıf ilişkilerinin bir parçası olarak değerlendirmesinin olumlu bir adım olduğu savunulmuştur. Gerek Marksist düşünce içindeki ekonomist ve araçsalcı yaklaşımların eleştirisi gerekse de neoliberal devletin özelliklerinin ve çelişkilerinin kavranması açısından Poulantzas’ın ilişkisel perspektifle ortaya koymuş olduğu fikirlerin önemine vurgu yapılmıştır. Olağanüstü devlet biçimi kavramsallaştırması sınıf mücadelesi, siyasal kriz ve uluslararası konjonktür gibi ilişkisel kavramların ön plana çıkmasıyla biçimlenen yaklaşım çerçevesinde incelenmiştir.

Di̇l Poli̇ti̇kalari Bağlaminda Moğoli̇stan’Da Yaşayan İki̇ Di̇lli̇ Türk Di̇li̇ Konuşurlarinin Ana Di̇l Eği̇ti̇mleri̇

DergiPark (Istanbul University), 2022

Dillerini kaybetme tehlikesindeki iki dilli Türk dili konuşurlarının yaşam alanlarından biri olan Moğolistan'da, Kazaklar, Hotonlar, Tuvalar ve onların bir kolu kabul edilen Duhalar yaşamlarını sürdürmektedir. Bu çalışma Moğolistan'da Türk dili mirasçıları olan bu halkların tarihî süreçte geçiş dönemlerini ortaya koyarak genç kuşağın ana dili eğitimleri üzerine yapılan çalışmaları sunma amacıyla, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması türünde tasarlanmıştır. Araştırma kapsamında Moğolistan bölgesindeki iki dilli Türk dili konuşurlarının yaşam alanları ziyaret edilmiş, kaynak kişilerle görüşmeler gerçekleştirilmiş, bu halklara dair kaydedilen bilgiler derlenmiştir. Araştırmada, Moğolistan'da yaşayan iki dilli Türk dilli konuşurlarının ana dili edinimleri ve kullanımları için ülkenin dil politikalarının destekleyici olduğu, zaman zaman miras dil kullanımını destekleyici eğitimler düzenlendiği, çeşitli özel kurumlar ve devlet kurumlarınca miras dil kullanımına yönelik materyal geliştirildiği tespit edilmiştir. Ancak miras dil kullanımının özellikle nüfusun nispeten daha az olduğu gruplarda hızla azalırken dil değiştiriminin hızla arttığı, dolayısıyla bu dillerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olma durumlarına etkili bir çözüm sunulmadığı görülmüştür.

Memlûk - İlhanlı Diplomatik İlişkileri

Belleten, 2018

Tarih boyunca devletlerarası ilişkilerde diplomasi daima belirleyici bir unsur olmuştur. Savaşlar ve barışlar da diplomatik gelişmelerin seyrine göre neticelenmiştir. Bu bağlamda tarihte devletlerin varlık mücadelesi ve amaçları gibi hususları takip ve tespit etmenin en önemli aracı diplomatik vesikalardır. Günümüzde Ortadoğu olarak isimlendirilen bölgede hâkimiyet mücadelesi vermiş İlhanlılar ve Memlûkler Hazar'dan Nil'e Karadeniz'den Yemen'e geniş bir bölgenin kaderini bir dönem belirlemiş iki devlettir. İslâm dünyası Haçlı işgalleri ve Moğol istilâlarıyla sarsılırken gelişmeler Mısır ve Suriye'de hanedanın yönetmediği kuvvet ve kudret sahibi güçlü ve nüfuzlu emirlerin sultan olabildiği siyasi bir yapının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bir tarafta İlhanlılar Cengiz Han'ın varisi sıfatıyla tehdit ve korkutmaya dayalı geleneksel Moğol diplomasisini sürdürürken diğer tarafta Memlûkler Müslümanları himaye politikası temelinde hilafet kurumunu yeniden tesis edere...

Moğol Dönemi̇ni̇n Yöneti̇ci̇leri̇nden Meli̇k Mecneddîn-İ Kalyonî Ve Oğlu Şemseddîn Muhammed-İ Kalyonî

Journal Of History School, 2014

Özet Moğollar zamanında yaşamış ve Herât'ta emîrlik yapmış olan Melik Mecneddîni Kalyonî ve oğlu Şemseddîn-i Muhammed görev yaptıkları döneme damgalarını vurmuş yöneticilerdir. Baba ve oğul dönemlerinde her türlü siyasî entrikaya rağmen şehir rahat bir nefes almış ve ziraat başta olmak üzere birçok alanda üretim canlanmış, imar faaliyetleri artmıştır. Melik Mecneddîn usta bir siyasetçi olarak görülmekle birlikte oğlu aynı başarıyı gösterememiş ve kısa zaman sonra varlığı sona ermiştir.

Memlûk Devleti ile İlhanlı Devleti Arasındaki İlişkiler

2017

12. ve 13. yüzyıllar, dünya tarihinin en hareketli dönemlerindendir. Çok büyük coğrafyalara etki eden savaşlar gerçekleşmiş, devletler yıkılmış ve yenileri kurulmuştur. Aynı zamanda bu dönem, büyük savaşların gerçekleşmesi hasebiyle çok fazla insan kanının aktığı bir dönemdir. Moğolların gücünün arttığı, Haçlıların sefer planlarına son sürat devam ettiği ve İslam Medeniyetinin savunuculuğunu yapan Türkiye Selçuklu Devletinin, 1243 yılında Moğollar’a boyun eğip, yıkılış sürecine girdiği bir dönemdir. Türkiye Selçuklu Devleti’nin, Moğol hâkimiyetine girmesi ile İslam coğrafyasının başsız kaldığı nidalarının dolaştığı zamanlarda Haçlılar, Türk hudutlarına ve daha güney kesimlere karşı yeni hazırlıklar yapmaya başladılar. İşte böyle bir ortamda, 1250 yılında Mısır, Suriye ve bir kısım Arabistan toprağı üzerinde Memlûk devleti ortaya çıktı.

Eşkiyalarin Merkezi̇ Devlet Ve Feodal Otori̇telerle İli̇şki̇leri̇

Journal of Social Sciences, 2020

Eskiyalik, tarihin ilk devirlerinden baslayip, uygar toplumlarin olusumuna kadar gecen sure icerisinde, insanligin devamli olarak birlikte yasamak zorunda kaldigi toplumsal bir olgudur. Eskiyalik gucsuz devlet yapilarinin ortaya cikardigi bir olgudur. Merkezi devlet gucunun cesitli sebeplerle zayif dustugu donemlerde ekonomik ve sosyal yasalar gecersiz hale gelir; her cesit haksizlik alip yurur. Merkezi devlet otoritesinin cokusu zulum ve haksizliklari artirir. Bu tur olumsuz kosullar toplumda bir hak arayisi, baskaldiri ve ayaklanma turu olan eskiyaligi dogurur. Ayrica yerel yonetim birimlerindeki olumsuzluklar da eskiyalik faaliyetlerini korukler. Ozellikle yoneticilerin yore ahalisinden oldugu ve birtakim karmasik yerel iliskilerin icinde oldugu kesimler eskiyaliga en elverisli bolgelerdir. Soz konusu bolgeler sosyo-ekonomik acidan geri kalmis, merkezi otoriteden uzak ve ilgisiz kaldigi surece, feodal guclerin halki yonlendirme kapasitesi yuksek, merkezi devlet politikalarinin et...

URU SALİMUM VE AMARNA MEKTUPLARINA GÖRE DEVLETLERARASI İLİŞKİLERDEKİ YERİ

CEDRUS, 2020

Öz: IV. Amenhotep tarafından kurulan Amarna kenti hem dini bir merkez hem de Mısır'ın Ön Asya devletleri ile olan ilişkilerinin yürütüldüğü bir diplomasi üssü olması bakımından oldukça önemlidir. Kentin adı araştırmacılar tarafından "Amarna Dönemi" şeklinde özel bir döneme isim olarak da verilmiştir. Kentteki arşivden ele geçen Akkadca çivi yazılı mektuplar bizlere Mısır'ın Suriye yönünde nasıl bir hâkimiyet kurduğunu göstermektedir. Amarna diplomasisini ise Hitit, Mitanni, Asur, Babil, Alašia, Arzava gibi büyük devletler ile Suriye-Filistin bölgesinde yer alan kent devletlerinin Mısır'la olan mektuplaşmaları oluşturmuştur. Bu mektuplar geçmişten günümüze süreklilik arz eden bir durumu gözler önüne sermektedir: Suriye-Filistin bölgesinde bitmek bilmeyen mücadeleler. Bir kent devleti olduğu anlaşılan URU SALİMUM da bu mücadelelerden payını almıştır. Bu kentin yöneticisi ise Mısır kralı tarafından tahta geçirilen ʿAbdi-Ḫeba'dır. Onun mektuplarının ana konusunu Doğu Akdeniz'deki Mısır askeri gücünün zayıflaması sonucu bölgedeki yerel krallılar arasında baş gösteren mücadeleler ve ʿApiru sorunu oluşturur. Bu çalışmanın amacı Kudüs bölgesinde yerel bir kent devleti olan URU SALİMUM ve siyasi hayattaki konumu ve onun komşuları ile olan ilişkilerini Amarna Mektupları'nın verdiği bilgiler ışığında ortaya koyup bölgedeki mücadelenin tarihi sürekliliğine, bölgenin eskiçağından bir bakış açısı yansıtmaktır.