FİRDEVSÎ, ŞEH-NÂME, ŞEH-NÂMECİLİK VE MEŞÂHÎR-İ İSLÂM’DA FİRDEVSÎ MADDESİ - FİRDAWSİ, SHAH-NAMAH, WRITING OF SHAH-NAMAH AND FİRDEVSÎ ARTICLE IN MEŞÂHÎR-İ İSLÂM (original) (raw)
Related papers
AHMEDÎ'NİN BEDÂYİèU'S-SİÓR FÎ äANÂYİèİ'Ş-ŞİèR İSİMLİ ESERİNDEKİ TÜRKÇE VE FARSÇA ŞİİRLERİ
XIV. yüzyılda Anadolu’da yetişen Türk şairlerinden Ahmedî (735/ 1334 -5815/1412-3)'nin bugüne kadar tespit edilen onbir eseri vardır. Bunlardan yedisi Türkçe ve dördü Farsça’dır. Bu makalede Ahmedî’nin Bedâyi è u's Siór fî äanâyièi' ş Ş ièr adl ı eserindeki kendisine ait bir Türkçe ve iki Farsça ş iir ve bu ş iirlerin edebi sanatlar ı n hangi konusuna örnek olarak kullan ı ld ı ğ ı aç ı kland ı . Ahmedî’nin ad ı geçen eserinin tespit edilen iki yazma nüshas ı n ı n tan ıtı m ı ve tavsifi yap ı ld ı . Ayr ı ca Ahmedî’nin hayatı ve di ğ er Tükçe ve Farsça eserleri hakk ı nda k ı sa bilgi verildi. ANAHTAR KELİMELER Ahmedî, Bedâyi è u's Siór fî äanâyièi' ş Ş ièr, Ahmedî’nin eserleri, Türkçe ş iir, Farsça ş iir. TURKISH AND PERSIAN POETS OF AHMEDÎ IN HIS BEDÂYİ è U'SS İ ÓR FÎ äANÂY İ è İ'Ş Şİ èR ABSTRACT Ahmedi, one of the famous poets (735/ 1334 -5-815/1412-3) who lived in Antolia in the 14th century has eleven works, out of which seven are written in Turkish and four are in Persian language. In this study, we examined Turkish and Persian poets of Ahmedi in his Bedayièu’s siór fî äanâyiè ş ş ièr in terms of detecting examples of the types of rhetorical arts used in the book. The two different versions of the manuscripts have been described and reviewed. In addition, the life and his other works in Turkish and Persian language have been briefly introduced. KEYWORDS Ahmedî, Bedayièu’s siór fî äanâyiè ş ş ièr , The Works of Ahmedî, Turkish Verses, Persian Verses.
Özet Fetva usulü literatürünün fıkhın diğer alanlarına nispetle geç bir dönemde oluştuğu kabul edilen bir husustur. Her ne kadar ilk müstakil fetva usulü, İbnu's-Salâh tarafından yazılmış olsa da bu konunun daha önce yazılan bazı eserlerin içerisinde işlendiği görülmektedir. Sözgelimi ilk dönemlerden itibaren yazılan birçok Hanefi nevazil/fetâvâ türü eserde fetva usulü konusuna yer verilmiştir. Özellikle Hanefi fakih Ebu'l-Leys es-Semerkandî'nin Mecmûu'n-nevâzil adlı eserinde, İbnu's-Salâh kadar detaylı ele almamış olsa da, " babu'l-fetvâ " ismiyle bir ana başlık açarak fetva usulüne yer vermesi önemli bir gelişmedir. Bu makalemizde Hanefilerin fetva usulünün nasıl geliştiğinin gözlemlenebilmesi için bu literatür özetle ele alınacak ve sonrasında ilk müstakil fetva usûl eserlerinden biri olduğunu düşündüğümüz Muhammed Bedreddin eş-Şuhâvî'ye ait et-Tırâzu'l-müzheb adlı eser incelenecektir. Bedreddin eş-Şuhâvî ve et-Tırâzu'l-müzheb adlı eserinin, aslında mezhepte çok bilindiği söylenemez. Biyografi türü eserlerde Şuhavî'nin hayatına dair bilginin bulunmaması, eserine çok az kaynakta atıf yapılmış olması ve birkaç varaktan ibaret olmasına rağmen et-Tırâzu'l-müzheb'in tüm dünyada sadece 3 adet yazmasının bulunması bunu destekler mahiyettedir. Kendisinden önce fürû eserlerde resmu'l-müftî ile ilgili dile getirilen birçok bilgiyi toplayan Şuhâvî'nin bazı konulara ilişkin kendine has değerlendirme ve çıkarımları önemlidir. Abstract It is accepted that the literature on the methodology of fatwa emerged at a later period comparing with other spheres of fiqh. Although the first independent work of fatwa methodology was composed by Ibn al-Salâh the topic had been dealt with in same
Urfalı Yusuf Nâbî'nin, yaygın görüş ve inanışa göre, devlet adamı Râmî Mehmet Paşa ile hacca (1678) giderken, Ravza-i Mutahhara'ya yaklaştıkları sırada uyuyakalan Paşa'yı uyarmak, nereye gittiğinin farkında olması ve bî-edebâne davranışlardan sakınması gerektiğini hatırlatmak maksadıyla, 5 beyitten oluşan gazel tarzında yazdığı NaǾt-i Şerîf'i ile, onun her beytine dört mısra ilâve ederek bir tesdîs oluşturan Tâhiru'l-Mevlevî'nin Tesdîs-i NaǾt-i Şerîf-i Nâbî başlığını taşıyan tesdîs'in şerh ve tahlili yapılmıştır. Makâlenin sonunda ise, Nâbî'nin " terk-i edeb.." terkibinden hareketle, önemli olduğunu düşündüğümüz edeb'le ilgili bilgi ve örnekler verilmiştir. This study is about “Na’t-ı Sharif” that has been written by poet Nabi while he was going to hajj together Baltacı Mehmet Pasha and “Tasdis” that has been written by Tahir al-Mawlawi in addition to this Na’t-ı Sharif. Both Na’t-ı Sharifs were elaborated, information about their literary and technique features was given and both of them were explained and analyzed. So, both Na’t-ı Sharifs were introduced to the environment of science an literature.
Osman Ezici
Bu çalışma, Yusuf Ziyaeddin Ersal’in Nüvvâb’da okutulan İslâm tarihi dersleri için Osmanlı Türkçesiyle yazdığı ve Şumnu’da 1932’de basılan Tarih-i İslâm adlı eserinin detaylı tahlilini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma temelde iki bölüm olup birinci bölümde Yusuf Ziyaeddin’in doğumu, ailesi, eğitim hayatı, üstlendiği ilmî ve idari görevler ile Bulgaristan’daki faaliyetlerine ait bilgilere yer verilmektedir. İkinci bölümde ise Tarih-i İslâm adlı eser detaylı olarak tahlil edilmektedir. Bu eser, İslâm tarihinin muteber kaynaklardan faydalanılarak telif edilmiştir. Ders kitabı olmak üzere yazılan eserde konular ana hatlarıyla ve kronolojik sırayla yer almıştır. Yusuf Ziyaeddin, girişte klasik İslâm tarihi kaynaklarına benzer tarzda ama kendine has üslubuyla önce insan ve evrenin yaratılışından başlayarak Arabistan yarımadasının tarihini anlatmıştır. Sonrasında Câhiliye Arapları ve bölgedeki büyük İmparatorluklardan Roma ve Sâsânîler’in ahvaline kısaca değinmiştir. Sonrasında ise Hz. Peygamber’in (s) doğumundan vefatına kadar siyeri kendi düşünce ve açıklamalarıyla anlatmıştır. Devamında Hulefâ-i Râşidîn dönemini ve Emevîler’i yıkılışına kadar geçen süre zarfındaki tarihi hâdiseleri kronolojiye bağlı kalarak ele almıştır. Tüm bunların yanında o, öğrencileri bulundukları toplumunda karşılaşabilecekleri meselelere cevap verebilecek bir yetkinlikte olmalarına yönelik açıklamalarıyla kitaba kendi özgünlüğünü katmıştır. Günümüze kadar herhangi bir akademik çalışmanın yapılmadığı bu önemli eserin etraflıca ele alınmasıyla; Medresetü’n-Nüvvâb’da tarih bilincinin oluşmasının anlaşılması ve Yusuf Ziyaeddin’in tarih ve siyer algısının ortaya çıkarılması yönüyle alana katkılar sunması hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Yusuf Ziyaeddin Ersal, Bulgaristan, Medresetü’n-Nüvvâb, İslâm Tarihi, Hz. Muhammed, Râşid Halifeler, Emevîler.
Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi , 2021
Öz: Müellif ve eserleri hakkında detaylı bilgi veren biyografi kaynaklarından birisi de hiç kuşkusuz terâcim eserleridir. Hal tercümesi olarak da bilinen bu eserler, geç Osmanlı döneminde müstakil olarak üretilmeye başlanmış ve geliştirilmiş olmasına rağmen, öncesinde müstensihler tarafından yazma eserlerin başında yahut sonunda bir risale veya fevâid olarak ele alındıkları görülmektedir. Bu tür çalışmaların genellikle çağdaşları tarafından kaleme alındığı ve detaylı bilgiler içerdiği bilinmektedir. Mekke’de yaşamış, orada müftîlik görevini ifa etmiş, yüzü aşkın eseriyle toplumun sorunlarına çözümler üretmiş, dönemin şeyhülislamının övgüsüne mazhar olmuş, fıkıh ilmindeki yetkinliğinden dolayı Hanefî fakihleri arasında öne çıkmış, ömrünü tedris ve telife adamış olan Pîrîzâde İbrahim hakkında matbu eserlerde yer alan bilgiler sınırlı ve birbirinin tekrarı mahiyetindedir. Ahmed el-ʿÛdî’nin yazmış olduğu Tercemetü’l-müellif adlı risalenin, Pîrîzâde’nin hayatına dair müşahhas bilgilere yer vermesi; hoca, talebe ve eserlerinin isimlerini zikretmesi, icazetleri hakkındaki açıklamaların detaylı olması ile öne çıktığı ve böylece büyük ölçüde onun biyografisinin eksik kısımlarını tamamladığı görülmektedir. Bu sebeple risalenin tahkik ve tercümesinin yapılarak Pîrîzâde hakkında yeni bilgilerin açığa çıkmasını sağlamak bu çalışmanın ana hedefini oluşturmaktadır. One of the biographical sources that give detailed information about the author and his works is undoubtedly works of personal information (tarājīm). Although these works, also known as Tarjama al-mu’allif (author biography), began to be produced and developed independently in the late Ottoman period, it is known before that they were treated as a treatise or favāid by the copyist (mustansiḫ) in the first or last pages of the manuscripts books. It is a fact that such works are usually written by his contemporaries and provide detailed information about his biography. Pīrīzāde Ibrāhīm lived in Mecca and served there as a muftī. He has produced solutions to the problems of society with his more than one hundred works and has been praised by the Šayḫ al-Islām of the period. He stood out among the Hanafī fiqh scholars due to his competence in the science of fiqh, and devoted his life to education and writing books. However, the biographical information about Pīrīzāde Ibrāhīm in the printed works is limited and repetitive. This treatise, written by Aḥmad al-ʿÛdī, is important in that it contains detailed information about the life of Pīrīzāde, mentions the names of his teachers, students and works, and gives detailed information about his authorizations (ijāza). Therefore, it largely complements the missing parts of his biography. Therefore, the main goal of the present study is to reveal new information about Pīrīzāde by preparing critical edition and translation of the treatise.