DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ VE HOŞGÖRÜ; HATAY ÖRNEĞİNDE (original) (raw)

DEMOKRASİ VE İFADE HÜRRİYETİ

2016

ÖZET Bu yazıda kısa bir demokrasi tanımı yapılacak ve demokrasilerde ifade hürriyetinin yeri açıklanacak. Sonrasında AİHS md.10 ve AİHM kararlarına göre ifade özgürlüğü kısıtlamalarına özellikle siyasi ifadeler açısından yaklaşılacaktır. ABSTRACT In thıs article, a brief definition of democracy and the place of freedom of expression in democracies will be explained, subsequently, according to Article 10 of the European Convention on Human Rights and decisions of the European Court of Human Rights, the restrictions on freedom of expression will be approached in particular in terms of political expressions.

AHLÂK VE DEMOKRASİ

Mütefekkir, 2023

Ahlâk nedir? Sokrates buna kendine hâkim olma ve kendini yönetme sanatı diyordu. Öğrettiği tek temel erdem egemenlikti (éyKpâTela): kendi üzerinde egemenlik. Demokrasi de halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelir; halkın halk tarafından yönetilmesi. Sonuç olarak, demokrasi ahlâkîdüşüncenin siyasete açık bir şekilde uygulanması değil midir? Demokratik yönetim ve ahlâka dayalı yönetim tek ve aynı şey gibi görünmektedir.Tarihsel gerçeklik etimolojiye dayanan bu çıkarımı doğruluyor mu? Gözümüze çarpan ilk şey, demokrasi olarak adlandırılan yönetimlerin aşırı çeşitliliğidir. Demokrasi kavramının iki unsuru iki kavramdan oluşur: halk ve hükümet. Bunların her birine çok farklı yorumlar getirilmiştir.

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN ENGELLERİ

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN ENGELLERİ: PATRONAJ VE NEPOTİZM * Vehbi Bayhan Öz Bu makale, Türkiye gibi Doğu toplumlarında, demokrasi ve sivil toplum örgütlerinin gelişmesini engelleyen, patronaj ve nepotizmi vurgulamaktadır. Bunun sonucu olarak, bu tür toplumlardaki mevcut sivil toplum örgütleri, modern demokratik toplumlardaki gibi işlev görmemektedir. Doğu toplumlarındaki sivil toplum örgütlerine dikkatli bir bakış, diğerlerine şans tanımayan "biz" tabanlı, iktidara gelmek için can atan siyasal ve monist bir yapıyı sergilemektedir. Bu, toplumlardaki sosyalleşmenin tipi ve seviyesi ile direkt olarak ilgilidir. Anahtar Sözcükler Abstract

KARAR ALMA AŞAMASINDA DEMOKRATİK YAPI VE SİVİL TOPLUM ÇIKMAZI: HONG KONG PROTESTOLARI ÖRNEĞİ

Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi , 2021

Demokratik sistemlerde, demokratik ilke ve esaslar açısından sivil toplumun varlığı ve işlevi büyük önem arz etmektedir. Aynı minvalde, demokratik ilkelere uygun bir toplumun inşası için de sivil toplumun sistem içerisindeki mevcudiyeti kritik bir rol oynamaktadır. Sivil toplumun daha güncel bir parçası olan sosyal hareketler de her alandaki karar alma süreçlerine etkide bulunmaktadır. Fakat günümüz sosyal hareketlerinin talep ve yöntemleri demokrasinin temelini ifade eden meşru temsiliyeti zedeleyen bir aşamaya gelebilmektedir. Siyasetin işleyişini ve seçimlerin kazandırdığı meşruiyeti sekteye uğratacak talepler ve yöntemlerden dolayı sosyal hareketler sivil toplum kavramının altına oymaya başlamaktadır. Bu çalışmada, demokratik yapı ve sivil toplum arasındaki ilişkinin düzeyi saptanmaya çalışılacak ve Hong Kong örneği üzerinden karar alma aşamasında ortaya çıkan çatışma demokratik yapı ve sivil toplum bağlamında sebep ve sonuçları şeklinde ele alınacaktır.

DEMOKRASİ ve HUKUK DEVLETİ İKİLEMİ

DEMOKRASİ ve HUKUK DEVLETİ İKİLEMİ, 2019

Devlet, yönetilenlerin hak ve özgürlüklerini garanti altına almakla yükümlüdür. Devlete aşırı kutsiyet atfedilmesi ve araçtan çok bir amaç haline getirilmesi, demokratik ya da anti-demokratik usullerle siyasal iktidarı elde eden aktörlerce suiistimal edilerek, devlet aygıtının hukuktan uzaklaştırılması ve devletin hukuki niteliğe sahip normlarının içinin boşaltılarak demokrasi ve hukuka aykırı uygulamaların aracı haline gelmesine yol açar. Demokratik usullerle iktidara gelseler de siyasal iktidarların kendi hukuksuzluklarını çoğunluğun isteği, halk iradesi hatta millet iradesi gibi kavramlar ile meşruiyet kazandırma çabalarının önüne geçilmelidir. Nitekim çoğunluk, ahlaki ve vicdani donatılarını yitirerek pekâlâ hukuksuzluğu, adaletsizliği ve insan onuruna yakışmayan uygulamaları arzu edip destekleyebilir. Bu düşüncenin devlete sahip olması ve hukukun tahrip edilmesi, ilerleyen süreçte insanoğlunun zarar görmesine yol açacaktır. Bunun önlenmesinin en önemli şartı ise siyasal iktidarların insan hakları, temel hak ve hürriyetler ve hukukun ilke ve gerekleri ile sınırlandırılmasıdır.

" DEMOKRASİ " KELİMESİNİN ANLAMI KONUSUNDA BAZI DÜŞÜNCELER

Her şeyden önce, uzmanlık alanımın dışında bir konuda yorumlar yaptığımın farkında olduğumu söyleyeyim. Sosyologlar ve siyaset bilimciler bu densizliğe ilk başta içerleyebilirler. Yine de, çalışanların zaman zaman sınırları aşmaları bana değerli geliyor, yeter ki yaptıkları yorumların, konuyla ilgili literatürü bilenlere ve davetsiz misafirin bilmediği profesyonel dile alışık olanlara kaçınılmazca naif gelmesi gerektiğini (aslında benim gibi) fark etsinler.

"DEMOKRATİKLEŞME" KARŞISINDA MUHAFAZÂKARLIK: KARAMSAR BİR İKTİDAR ARZUSU

21.ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORMU TAM METİNLER KİTABI, 2022

Muhafazakârlık, gerek bir düşünce sistemi gerekse bir ideoloji olarak özelikle 1789 Fransız Devrimi’nden itibaren toplumsal ve siyasal hayatın belirleyici dinamiklerinden birisi olagelmiştir. Bu çalışmada, bir ideoloji olarak ele alınan muhafazakârlığın karamsar doğasına kaynaklık eden tezler incelenecektir. Muhafazakâr ideolojinin iktidarı elinde bulundurma veya siyasetin merkezinde bulunma arzusuna kaynaklık ettiği düşünülen karamsarlık özelliği, muhafazakârlığın insana, topluma ve siyasete bakışını şekillendiren önemli bir özellik olarak ele alınmıştır. Batı muhafazakârlığını tanımlayan değerlerden biri olan ve Türk muhafazakârlığına da aktarılan karamsarlık, siyasal düzlemde muhafazakâr yapı-bozumunun; sosyal, siyasal ve kültürel hayata yönelik değişimlere karşı dirençli yaklaşımının başat temellerinden olagelmiştir. Muhafazakâr anlayışın kuramsal alt yapısını Aydınlanma- modernizm karşıtlığı, göreceli tezlere yönelik sert eleştiriler oluşturmaktadır. Muhafazakar ideoloji (düşünce yapısı değil salt ve yalın anlamıyla ideoloji) insan doğasına ve siyasal hayatın geleceğine dair barındırdığı karamsar öngörüler hasebiyle, iktidar örüntüsünün kendi kontrolünde olmasını arzulayan bir hüviyete sahiptir. Modernizm ile arasında diyalektik bir ilişki bulunan muhafazakârlık, modernizmi eleştiren söylem ve politikalar ile varlığını perçinlerken aynı zamanda modernizmin kaçınılmaz etkilerini ıslah edip ona uyum sağlayarak, adeta modern kuramın yeni bir yorumunu sunmuştur. Aydınlanmanın toplumun ve devletin geleceğini emanet ettiği akılcıl bireye karşı her daim temkinli olan muhafazakârlık, iktidarın insanın ellerine bırakılmasını göze alabilecek kadar iyimser bir anlayışa sahip değildir. Dönem dönem tutuculuktan ibaret olarak algılansa da muhafazakar akıl, aslında değişimlere ihtiyatlı yaklaşan bir karamsarlıktır. Muhafazakar kuşku, karamsarlıkla birlikte ele alındığındaysa muhafazakarlığın demokratikleşme olgusu karşısındaki “ikircimli” doğası öne çıkmaktadır.