Özbekler Tekkesi/ The Lodge of Uzbeks (original) (raw)

İstanbul'daki Türkistan Tekkeleri/Turkistan Sufi Lodges in Istanbul

This book displays historical roots of some Turkistan sufi lodges established in Istanbul. These lodges were not only mistic origins, but also social, political, economic and cultural networks enabling a capital city of Ottoman to get in contact with Muslims in Turkistan. Majority of Turkistan muslims who went on pilgrimage to Mecca coming firstly Istanbul to see and introduce their obedience to caliph were mostly hosted by those sufi lodges in the different places of capital city. During the historical process within which those lodges had progressively built, there had been very interesting outcomes, interactions and relations in terms of Ottoman Sufi history.

ÖZBEKISTAN’DA TÜRKLÜK MESELESI

Gerçek Hayat Dergisi, 2020

Batı dünyasında Avrupa Birliği fikri, çok eski zamanlardan beri filozofların, bilginlerin rüyalarına girerdi. Victor Hugo, birbirine kan kusturan Avrupa devletlerinin bir gün barış içinde “Avrupa Birliği” altında birleşmelerini hayal etmişti. Gün geldi, bu rüya gerçekleşti. Bugün bir avuç aydının rüyası olarak görünen Türk birliği de gün gelecek, gerçek olacak. Bunu görmek inşallah bize de nasip olur. Böylece mahrum bırakıldığımız Türklüğümüze kavuşmuş oluruz.

THE OCAK OF ALEPPO TURKMENS’ BOZGEYIKLI DEDE

Known as Turkmens of Aleppo in the historical records, there is an example of Ocak “Alawis belong to a religious elite called Ocak ‘hearth’” organisations that are linked with the Turkish groups in the Northern Syria (Aleppo). This Ocak was named after Bozgeyikli Dede who presumably lived in 15th century and claimed to be Haci Bektash Veli on the grounds that his stories are similar to Bozgeyikli Dede. Alawi leader ‘the Bozgeyikli Dede’ whose actual name is Yusuf Nûrânî and Ocakzâde Dedes are considered as sayyid by means of pedigrees. For this reason, the tomb of Bozgeyikli Dede and small Islamic monasteries are now places of worship. Notwithstanding the fact that Ocak Dede families are Alewis fundamental organization, this condition is different in this very study. However, the most distinguished part is that those who belong to this Ocak of Bozgeyikli Dede (hearth) do not see themselves as Alewis. Ocakzâde sheikhs and murids who are responsible for the islamic monasteries consider themselves as Rufai. The description of the Rufai and the practices of Islamic monasteries in this framework are not the same with the process of the Ocak of Alewis in Turkey. However, the tomb of Bozgeyikli Dede is a place you can visit with lots of epic stories and the restoration of Ocakzâdes makes the social life easier, so this enables to evaluate the fuctioning within the scope of traditional ocaks. This dual functioning of the Ocak of Bozgeyikli Dede displays that these two religious personalities who lived in nomadic Turkmens and their memories are believed to be the same. In this study, the data are obtained in the field researches by the methods of survey and interview between the years of 2005-2009 in that area. Historical documents, the background of the Bozgeyikli Dede and his legendary identity, Ocak’s current influence area are tried to be ascertained by means of field research. These data were analyzed with comparison to the historical documents and the results of the articles related to the issue.

Suriçi İstanbul'da Tekkeler ve Günümüzdeki Durumları / Dervish lodges in the Insite the Walls of İstanbul and Their Current Status

Tarihi Yaşatmak Şehri Yaşatmak Bilgi Şöleni Bildiriler Kitabı, 2024

ÖZET 1453-1925 yılları arasında İstanbul’da 550’nin üzerinde tekke faaliyet göstermişdir. Suriçini teşkil eden bugünkü Fatih ilçesinde ise 260 tekke tespit edilmişdir. İstanbul’daki kültürel hayatın mühim unsurlarından birini teşkil eden tekkelerde Osmanlı toplumunun gelişmesine hizmet eden çok sayıda şahsiyet yetişmişdir. Zenginle fakirin, memurla işçinin, askerle sivilin aynı sofrada buluşarak ahlâkî faziletleri tedris etdiği bu mekânlar vasıtasıyla güçlü bir tasavvuf geleneği teşekkül etmişdir. Farklı tarîkatlara bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren bu müesseselerden bir kısmı 1925 yılında kabul edilen 677 sayılı Kanun sonrasında cami‘e dönüşdürülmek suretiyle günümüze ulaşabilmişken çoğunluğu 90 yılı aşan yasaklı dönemde bakımsızlıkdan yıkılıp yok olmuşdur. Bazılarının arsası satılarak özel mülkiyete geçmiş, bazılarının arsasına ise yeni kamu binaları yapılmışdır. Bir kısmı rekonstrüksiyon metoduyla yeniden inşa edilerek sivil toplum kuruluşlarına tahsis edilmişdir. Büyük çoğunluğu vakfiyelerle tesis edildiğinden vakıf senetlerinde bu tasavvufî müesseselere hangi tarîkata mensup şeyhin ta‘yin edilebileceği ve sahip olması gereken hususiyetler belirtilmişdir. Tekkelerin kullanımında bu esaslara riayet edilmesi kullanıcılar için bir sorumluluk olmasının yanı sıra vakıf hukukunun da bir gereğidir. Anahtar Kelimeler: Tasavvuf, sufi, tarikat, tekke, dergah, Fatih, şeyh, derviş, İstanbul ABSTRACT Between 1453 and 1925, more than 550 dervish lodges operated in İstanbul. In today's Fatih district, which constitutes inside the walls of historical city, 260 lodges have been identified. In the lodges, which constitute one of the important elements of the cultural life in İstanbul, many personalities who served the development of the Ottoman society were raised. A strong tradition of Sufism was formed through these places where the rich and the poor, the civil servant and the worker, the soldier and the civilian, came together at the same table and taught moral virtues. While some of these institutions, which continued their activities under different sects, were able to reach today by being converted into mosques after the Law No. 677 adopted in 1925, most of them were destroyed due to neglect during the prohibition period exceeding 90 years. The land of some of them was sold and transferred to private ownership, while new public buildings were built on the land of some. Some of them were rebuilt with the reconstruction method and allocated to non-governmental organizations. Since the majority of them were established by foundation certificates, it was stated in the foundation certificates which sect of the sheikh could be appointed to these mystical institutions and the characteristics that he should have. Compliance with these principles in the use of lodges is not only a responsibility for users, but also a requirement of foundation law. Key Words: Mysticism, Sufism, tariqa, sect, dervish lodge, sheikh, Fatih, dervish, İstanbul

Tekke Eğitimi ve Literatürü / The Literature on Education in Dervish Lodges / MUSTAFA KARA

‹SLÂM medeniyetinin temelindeki üç terim flunlard›r: Allah, müslüman ve mescid. Buna dördüncü terimi eklemek istersek o da peygamberdir. Peygamber, insanlara nas›l Müslüman olunaca¤›n›, Allah'a nas›l ibadet edilece¤ini ö¤reten insand›r. Din e¤itiminin ilk muallimi Hz. Peygamber, ilk mektep binas› da Mescid-i Nebevî olmufltur. Daha sonraki yüzy›llarda co¤rafyan›n büyümesiyle ihtiyaçlara göre müesseseler ço¤alm›fl, mektep / medrese / tekke gibi kurumlar devreye girmifltir. Bir baflka ifadeyle Hz. Peygamber'in tek bafl›na yürüttü¤ü e¤itim, kendilerinden sonra alt bafll›klara ayr›larak farkl› kifli ve kurumlarca yürütülmüfltür. ‹slam medeniyetinde din e¤itimi ile ilgili olarak üç kurum öne ç›kmaktad›r: mescid, medrese, tekke. Bu üç kurum bazen ayn› külliyede yer al›rken bazen de ba¤›ms›z yap› veya yap›lar toplulu¤u olarak görülmektedir. Bazen mescid ayn› zamanda medrese ve tekkenin görevini görmüfl bazen de tekke olarak yap›lan bir binaya vakfiye gere¤i atanan kiflinin müderris olma flart›n›n koflulmas› hizmetlerin bir çat› alt›nda toplanmas›na sebep olmufltur. Baz› mescidlerin medrese baz› tekkelerin mescid görevi görmesi bir tarafa, genel durum de¤iflmemektedir: Mescidler ibadetler için, medreseler ilmî faaliyetler için tekkeler ise tasavvufî-kalbî yolculuklar içindir. ‹slam dünyas›n›n büyümesi ve geliflmesi sebebiyle ilmî / fikrî / felsefî / ahlâkî / içtimaî / bediî anlay›fl ve yorumlarda da farkl›laflmalar ortaya ç›km›flt›r. Baz› âlimler Kur'an ve Hadisin metnini anlamaya çal›fl›rken bir bölümü de bu iki kayna¤›n tuttu¤u ›fl›kla insan›, kainat› ve hakikati kavramaya gayret etmifltir. Farkl› anlay›fl ve kavray›fllar mezhep ve ekollerin temellerini atarken tart›fl-malar›n fliddetini de zaman zaman yükseltmifltir.

Özbeki̇stan’Da Yöresel Bi̇r Lezzet: Taşkent Düğün Pi̇lavi

DergiPark (Istanbul University), 2022

Özbekistan Cumhuriyeti topraklarında yüzyıllar boyunca çeşitli toplumlar yaşamış ve bu toplumlar çeşitli dini inanca sahip olmuşlardır. Bölgenin zengin bir kültüre sahip olunması yemek kültürünü de olumlu şekilde etkilemiştir. Çalışmada Özbek mutfağının sahip olduğu zengin yemek çeşitleri arasında vazgeçilmez olan Özbek pilavının bir türü olan "Taşkent düğün pilavı" incelenmiştir. Taşkent düğün pilavının incelememizin nedenlerinden biri UNESCO listesinde yer alması ve rekorlar kitabına girmesi etkili olmuştur. Bu çalışma ile Taşkent düğün pilavının yapılış aşamalarını kayıt altına alarak yöresel bir lezzetin sürdürülebilirliğini sağlamak, gelecek nesillere aktarmak, yiyecek içecek sektörüne kaynak oluşturmak ve unutulmamasını sağlamak amaçlanmıştır. Araştırmanın yöntemi olarak nitel veri toplama yöntemlerinden görüşme tekniği kullanılarak yapılmıştır. Araştırma Özbekistan'ın başkenti Taşkent şehrindeki 5 aşçı ile telefon görüşmesi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda Taşkent düğün pilavı tarihçesi, yapımında kullanılan ekipmanlar ve malzemeler, içeriği tespit edilmiştir. Bu tespitler neticesinde Taşkent düğün pilavının reçete standartları belirlenmeye çalışılmış ve Taşkent pilavı hakkında somut veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda Taşkent düğün pilavı standart reçetesi oluşturulmuştur. Araştırma sonuçları Taşkent düğün pilavına yönelik daha önce bu konuda akademik bir çalışmanın yapılmaması açısından önemlidir.

The Dervish Convents and Lodges of the Belviran District (1476-1876) / Belviran Kazası Tekke ve Zaviyeleri (1476-1876)

Vakıflar dergisi, 2016

In this study, dervish convents and lodges of Belviran districts in Konya sanjak bound to the province of Karaman are analysed. As such, the study also stresses on waqf staff, named as mutewalli (administrator of waqf), nazir (supervisor of waqf), cabi (waqf revenue collector), kâtip (scribe) who maintain the waqf and their works. Then, services of the waqf will be evaluated through title deeds registry (tapu tahrir), waqf and accounting records. Dervish convents and lodges served in the fields of education, culture and other fields and undertook important roles in social life. While analysing buildings like dervish convents and lodges located in the district of Belviran during the Ottoman era, the presence of some residential places and their social life has emerged, too. In this study, three dervish convents and thirty three dervish lodges has been identified.