SİYASAL KAVRAMI (original) (raw)
Related papers
SİYASAL İLETİŞİM KAVRAMI ÜZERİNE
Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
En geniş anlamıyla otorite, bir iktidar biçimidir. Zaman zaman onun 'meşru iktidar' olduğu da düşünülmektedir. İktidar başkalarının davranışlarını etkileme kabiliyeti olduğu halde, otorite bunu yapma hakkıdır. Dolayısıyla otorite, herhangi bir cebir veya manipülasyondan ziyade, otoriteye itaati kabul etmeye yani rızaya dayanır. Siyaset teorisinin en merkezi konularından birisini teşkil eden otoritenin belli başlı üç tanımı vardır. Bunlardan birincisi kavramın sözlük anlamı olup, "emretme veya nihai kararı verme hakkını", ikincisi, "başkaları adına konuşma veya eylemde bulunma hak veya yetkisini", üçüncüsü ise "herhangi bir konudaki uzmanlığı" ifade eder. Siyaset teorisi, bu üç anlamdan birincisi ile yani "başkaları için bağlayıcı olan kararları alma ve onları bu kararlara uymaya ikna etme veya zorlama gücü" ile alakadardır. Siyasal otorite hem tasviri hem de normatif bir karakter taşımaktadır. Siyaset bilimi ve siyaset sosyolojisi, onun pratik ve tasviri yönünü anlamaya ve ortaya koymaya çalışırken, siyaset felsefesi onun normatif tarafıyla ilgilenmektedir. Weber'den beri bilinmektedir ki, devlet sadece şiddet kullanma tekeline sahip olduğu için değil, ayrıca bu şiddet kullanma tekelinin meşru olmasından dolayı otorite sahibidir. Burada devletin otoritesini tesis etmek için şiddet kullanması işin tasviri tarafını, kullanmakta olduğu şiddetin meşru olması ise normatif tarafını ifade etmektedir. Bu çalışmada siyaset teorisinin en önemli ilgi alanlarından birini oluşturan siyasal otorite kavramsal, tarihsel ve kuramsal açılardan ele alınarak irdelenecektir.
SİHİR KAVRAMI ÜZERİNE SEMANTİK BİR İNCELEME
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2018
ÖZ Büyü, kadim medeniyetlerin hemen hepsinde bilinen bir şeydi. Bununla birlikte büyücüler, zorunlu olarak saygı duyulan ve kendilerinden çekinilen bir konumda olmayı sürdürdüler. Peki sihir ile büyü aynı anlama mı gelmekteydi? Bu makale sihir kavramını, ilk dönemlerden itibaren yazılmış tarih, edebiyat ve lügat çalışmaları üzerinden semantik bir analize tabi tutmayı hedeflemektedir. Buna göre kavramın muhtevası ve bu kavramla anılan kimseler için biçilen kimlik tespit edilmeye çalışılacak ayrıca tarih boyunca sihir kavramının neleri ifade etmek için kullanıldığı örneklerle izah edilecektir. Aynı zamanda bu inceleme sırasında ortaya çıkan kavram içeriği, Kuran-ı Kerim'den ilgili ayetlerle tekrar ele alınarak anlam bütünlüğü temin edip etmediği değerlendirilecektir. Makalenin temel hedefi her kavramın tarih boyunca canlı bir süreçten geçtiğine dikkat çekmek ve sihir kavramının da bundan bir istisna teşkil etmediğini göstermektir. ABSTRACT Magic was known in almost all ancient civilizations. However, the magicians remained in a position that was necessarily respected and feared. So sihr and buyu were the same meaning? This article aims to subject the concept of magic/sihr to a semantic analysis through the studies of history, literature and linguistics from the early periods. According to this, the content of the concept and the identity determined for this concept will be tried to be identified and also the history of magic will be explained by examples. At the same time, the content of the concept that emerged during this examination will be reexamined with the relevant verses from the Quran and whether or not it assumes meaning integrity. The main objective of the article is to draw
KARfiILAfiTIRMALI S‹YASAL S‹STEMLER
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Ö¤retim" tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
SİBER GÜVENLİK VE İLİNTİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Özet 21. yüzyılda eklendiği her sözcüğe bilinen anlamından öte anlamlar yükleyerek yeni bir hareket alanı kazandıran siber, kendine has anarĢik yapısı ile eĢsiz özelliklere sahiptir. BiliĢim ve iletiĢim ağlarını içeren ve Ģekillendiren bir platform olarak siber uzay, verileri saklayan bilgisayarlara ek olarak bu verilerin akıĢını sağlayan sistem ve altyapıları birleĢtirerek sanal dünya ile fiziksel dünyayı bir bütün haline getirmektedir. Belli baĢlı fiziki sınırlılıklardan ve yasalardan yoksun ortamdan kaynaklı saldırıların, tehdit, saldırı ve de güvenlik gibi olguların önüne siber kelimesi eklendiğinde artık siber uzaya dair görüĢ ve algıların metaforik bir soyutlamadan ziyade gerçeklik alanı haline dönüĢü ifade etmektedir. Dolayısıyla bu çalıĢma temelde biliĢim ve teknolojinin tekâmülü ve bununla ilintili olarak siber ortamdan türeyen tehditler, saldırılar, terörizm gibi güvenliğin radarındaki kavramların nihai çerçevesinin boyutlarının geniĢlemesi bakımından bahse konu ortamın temel kavramlarına dair belli baĢlı bir çerçeve çizilmesini amaçlamaktadır. Abstract In the 21st century, a new field of action emerged, cyber, which has its own unique anarchic structure and unique features. As a platform that includes and shapes information and communication networks, cyber space uses the flow of these data in addition to computers that store data, combining the system and infrastructures into a virtual and physical world. When cybercrime is added to certain physical frequencies and the lack of laws, such as threats, attacks, terrorism and security, it is now accepted that the cyber space is far from being a metaphorical abstract of views. Therefore, this study aims to draw a specific framework on the basic concepts of the subject environment in terms of expanding the dimensions of the ultimate framework of the concepts of security and technology such as threats, aggressions, terrorism, which originate from cyberspace.
SOSYAL BİLİMLERDE KAVRAM ÖĞRETİMİ
Özet Sosyal bilimlerde kavram öğretimine felsefî açıdan yaklaşan bu makale, bir yandan Türk eğitim sisteminde kavram öğretiminde göze çarpan (rasyonalist) ve eleştirmekte, yandan da, kavram deneyci geleneğe dayanarak kavramların evrimi temelinde yeni bir kuramsal yaklaşım geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, makalede, örneklik teşkil etmesi amacıyla sınıf bölümleri öğrencilerine önerilmek üzere hazırlanmış kimi yapıtlardaki kavram realizmine ve anakronizme yer veren pasajlar analitik bir biçimde çözümlenmiş, kavram realizmi ve anakronizme düşmeyi önlemek kavram konusunda yeni bir strateji önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilimler, kavram öğretimi, anakronizm, kavram realizmi. Abstract the of concepts social sciences a context. has the of the and trends observed the of concepts the Turkish education and the development of a theoretical approach on the of the content depending on the related to the teaching of concepts. this article, passages for recommendation to teacher concept realism and have been analysed and a novel strategy has been put to prevent with concept realism and anachronism.
SİYASAL YABANCILAŞMA VE KÜRESELLEŞME
Yaşadığımız evren üzerinde birçok siyasal, ekonomik ve kültürel sistemler mevcut olmasına rağmen, özellikle 20 ve 21. yüzyıl itibarı ile ülkelerin mevcut sistemlerinde pek çok değişiklikler oluşmuştur. Oluşan bu değişiklikler ülke içinde yapıları derinden etkilemekle ile birlikte bireylerin sisteme karşı davranışlarını da he sorgulamasına hem de bazen sistemden davranış olarak kopmasına sebep olmuştur. Özellikle burada yabancılaşma kavramı bizi yol haritası olmuş ve bireylerin sistemden kopuşlarının sebeplerini açıklamamızı sağlamıştır. Tatbikî oluşan bu yabancılaşma kendi başına ortada herhangi bir etken olmadan oluşan bir kavran değildir. Kavramın doğmasına ve gün geçtikçe ilerlemesine sebep olan küreselleşme, temsili liberal demokrasi krizi ve buna benzer pek çok etken vardır. Özellikle bu çalışma içerisinde bireylerin siyasal hayata karşı nasıl yabancılaştığı, ulus devletlerin küresel sistemdeki etkilerinin düşüşü ve temsili liberal demokrasinin günümüzdeki etkilerini ve de popülaritesini kaybetmesi de kaçınılmaz olmuştur.