Marife.2003_1. BERAHİME: LİTERAL YAPI VE TARİHSEL GERÇEKLİK.Norman CALDER, Çeviren: Yrd. Doç. Dr. Süleyman AKKUŞ (original) (raw)
JOhn Wansbrough 'un tarihçilere yönelttiği eleştiriler en esprili ifadelerini, "Res ipsa/a /oquitur IKendi kendine konuşan şeyI" adlı makalesinde bulur. Bu makalede proble� min özü, öyle görünüyor ki, Wa nsbrough 'un tarihçileri, romanlar yazan ve gerçekleri sunduklarını zanneden insanlar olarak tasavvur ediyor olmasıdır. Dil oyunları, öyküsel yapılar ve özgün benzetmelere angaje olduğu suçlamasıyla, zeki bir tarihçi geçmişle övünmek ve kendi işine bakabilir (haddini bilir). Wa nsbrough her şeye rağmen bir tarihçidir de: Çünkü çalışması üzerinde yapılacak tipolojik bir değerlendirme, henüz onun roman ya da teoloji türüne kaydığını gösterecek durumda değildir. Hatta onun edebı eleştiri sahasındaki yoğun çalışmaları, bir toplumun tarihini anlatmaya çalışan bir çabanın parçalarıdır. Wansbrough'un itirazları gerçeğin imtiyazlı buyurgan konu� muna, bazı anlatısal yapıların baskıcılığına, yorumsal zenginliklerden uzak durmaya ve metodolojik ve literal özgüven eksikliğine yöneliktir. Doğrusu önemli eleştiriler, ne var ki bu eleştiriler, yalnızca ciddi bir endişeyi değil. aynı zamanda bu tarihçilerin, roman� cıların �onlara rağmen� başarılarından hoşlanmayı da ima eden bir bağlamda sunul� muşlardır. Tarihçilerin, kendilerinin romancılarla aynı kategoride görülmelerinden duyduk� ları rahatsızlığa benzer şekilde çağdaş Müslümanlar da, tarih olduğunu düşündükleri şeylerin gerçekten (çoğunlukla hikaye vs tarzında sunulmuş) teoloji olarak anlatılma� sından rahatsızlık duyarlar. Hem Müslümanlar hem de oryantalistler, üzülerek söyle� meliyiz ki bu bir danışıklı dövüş de değildiri kendilerini aynı metodolojik çıkmaz içeri�