Hırsızlık Suçu (TCK 141 - 147) (original) (raw)

Malvarlığına karşı işlenen suçlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ikinci kitap (özel hükümler), ikinci kısım (kişilere karşı suçlar) onuncu bölümde düzenlenmiştir. Hırsızlık suçu da malvarlığına karşı işlenen suçlar bölümünde ele alınmıştır. Bu makalede genel hatlarıyla hırsızlık suçundan, hırsızlık suçunun nitelikli hallerinden bahsedilecektir. Örnek Yargıtay kararları eklenmiştir.

Sign up for access to the world's latest research.

checkGet notified about relevant papers

checkSave papers to use in your research

checkJoin the discussion with peers

checkTrack your impact

Orta Çağ Avrupası`nda Hırsız Olmak

1-Antik dönem ile başlayalım hocam, hırsızlık nasıl algılanıyordu? Hırsızlığın var oluşu insanın varoluşuna kadar geri gider diye düşünüyorum. Ben Eski Çağ uzmanı değilim ama antik dönem yasalarının günümüze gelen kısımları bu konuda bizi aydınlatıyor. Örneğin Eşnunna kanunlarında hırsızlığın cezasının ölüm olduğunu ama çalınan şey köle ise sadece geri verilmesi gerektiğini görüyoruz. Asurlular hırsızları hapsediyorlardı. Hammurabi kanunlarında hırsızlık yapan ve yakalanan kişinin öldürüleceği yazmaktadır. Batı'ya geldiğimizde Eski Yunan'da hırsızlara kleptai adı veriliyordu, kliptomani ismi buradan gelmektedir. Burada gasp hırsızlık kapsamında görülmüyordu, kahramanlık ve beceri örneği idi. Roma hukukunda hırsızlık anlamında kullanılan "furtum" kavramı çok kapsamlıdır. Dolandırıcılık, zimmet gibi suçları da kapsamaktadır. 12 Levha Kanunları'ndan itibaren suçüstü yakalanan kişi bir de köleyse ölüm cezası verilebiliyordu, değilse köle statüsüne düşürülebiliyor ya da çaldığı malın iki katını ödeyebiliyordu. Genel olarak suçüstü yakalanan hırsız öldürülmemişse çalınan malın değerinin 4-5 katını ödemeye mahkûm ediliyordu. Romalı bir işveren hırsızlık yapan çalışanlarını sanki kölesiymiş gibi cezalandırabiliyordu. 2-Peki Orta Çağ'a geçtiğimizde Cermenler hırsızlığı nasıl algılıyordu? Cermen halklarda hırsızlık çok ciddi bir suçtu çünkü bu insanlar ölümle yaşam arasında sınırda yaşayan insanlardı ve sahip oldukları her şey onlar için çok değerliydi. Hırsızlık kişiye karşı yapılmış bir eylem olarak görüldüğünden ölüm cezasıyla cezalandırılabiliyordu hatta genelde bu ceza veriliyordu çünkü onlar için özel mülkiyet ihlal edilemez bir unsurdu ve en ağır cezayı gerektiriyordu. 798'de Narbonnaise'de cinayetin cezası bir miktar para iken hırsızlığın cezası ölümdü. Franklarda hırsızlığın ne denli önemi olduğu ilk yazılı yasaları olan Pactus Legis Salicae'daki 70 maddenin en az 22'sinin az ya da çok bu suçla ilgili olmasından anlayabiliriz. Onlarda hırsızlık yapan köleler çoğu kez kamçılansa da hadım da edilebiliyordu. Hırsızlığı yapan köle ise sahibi para cezasını ödüyor, köle bedensel cezayı çekiyordu. Başka bir örnekte Burgondları verebilirim. Gerçi Burgond yasasında 105 maddeden sadece 13'ü bu suçla ilgiliydi ama avcı kuşlar tüm Cermenler için çok önemliydi. Burgondlarda doğan çalan birinin suçu, çaldığı doğanın hırsızın göğsünden 5 onsluk bir kırmızı et parçası yemesiydi. Bu halk için hırsızlık sıradan bir suçtu, cezası da genelde çok azdı. Sakson yasasında çalınan malın değeri 3 solidustan (yaklaşık 4.5 gr ağırlığında altın para) azsa, hazineye ödediği cezanın yanı sıra, mal sahibine 9 katını ceza olarak ödenmeliydi. 3-Hristiyanlık hırsızlığa nasıl bakıyordu?

Ceraim-i Umumiye Cetvellerine Göre Kudüs Sancağında “Hırsızlık” Suçları ve Failleri (R.1329/M.1913-1914)

ASIA MINOR STUDIES

Osmanlı Devleti'nin son döneminde, suçları takip edebilmek ve faillere dair bilgileri toplu halde görebilmek maksadıyla tutulan suç cetvellerinden birisi olan "ceraim-i umumiye cetvelleri"nde faillerin niteliklerine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Faillerin medeni durumları, mesleki durumları mükerrer suçluluk, , tabi oldukları milliyet, okur-yazarlık durumları, yaş aralıkları ile suçu nerede ve niçin işlediklerine dair veriler içeren bu istatistikler, toplumun genel durumunun suçlular üzerinden görülmesine imkân vermektedir. Normal şartlar altında aylık olarak düzenlenen ve Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde de aylık olarak tasnif edilen ceraim-i umumiye cetvelleri, R.1329 (M.1913/1914) senesinde Kudüs için tek bir seferde dosyalanmıştır. Bu çalışma kapsamında, I. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde, üç semavi din tarafından kutsal kabul edilen Kudüs sancağına ait olan 12 farklı cetvel incelenerek hırsızlık suçları ile bu suça dâhil olan kişilerin nitelikleri ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Hırsız Sözcüğünün Kökeni Üzerine

İJHE , 2018

Özet Türkiye Türkçesinde kullanılan hırsız sözcüğünün Türkçe kökenli olup olmadığı noktasında kaynaklar arasında görüş birliği olmadığı görülmüştür. Sözcük üzerine yanlış değerlendirmelerin yapıldığı da tespit edilmiştir. Hırsız sözcüğü üzerindeki bu problemi çözüme kavuşturmak ve yeni bir bakış açısıyla sözcüğe dair bir etimoloji önerisi gerekli görülmüştür. Bu bakımdan, sözcüğün kökenini açıklayan bazı kaynaklarda çelişkili ve dil mantığına uymayan açıklamalar verildiği görülmüş; bazılarında ise sözcüğe dair herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır. Eş zamanlı bakış açısıyla tespitinin zor olduğu görülen hırsız sözcüğünü, art zamanlı bir bakış açısıyla ele almak yerinde olacaktır. Sözcüğün Türk dilinde görüldüğü ilk dönemden itibaren günümüze kadar diğer Türk boylarındaki görünümünü de dahil ederek hırsız sözcüğü gözlemlenmiştir. Sözcüğün Türk dilinin diğer gruplarında görülmeyip sadece Oğuz grubunda görülen bazı sözcükler gibi burada ortaya çıktığı görülmüştür. Oğuz grubu Türk lehçelerinde sözcüğün nasıl kullanıldığına da bakılarak bir yoruma gidilmiştir. Art zamanlı bakış açısıyla sözcüğün farklı bir tabana dayandırılabileceğine dair yeni bir görüş araştırmacıların dikkatine sunulmuştur. Abstract Whether or not the word thief used in Turkish is of Turkish origin is uncertain in the literature. It is determined that there is no consensus on the sources. There have also been incorrect evaluations of the word. It is necessary to solve the problem on the word of the thief. An etymology proposal for the word has been deemed necessary from a new perspective. In this subject, some sources that explain the origin of the word are given contradictory and non-language explanations; in some cases, no statement was made about the word. It would be appropriate to take the word thief from a concurrent point of view, which is seen as difficult to detect, from a point of view. The word thief was observed by including the appearance of the other Turkish tribes from the first period until the present day. It was seen that the word was not seen in other groups of Turkish language only here, like some words seen in Oğuz group. The Oguz group was interpreted in Turkish dialects by looking at how the word was used. With this study, a new view that the word can be based on a different base with the perspective of time is brought to the attention of the researchers.

Kur'an'da Hırsızlık Suçu (Seriqa) ve Cezası

Kur’an’ın hırsıza verilecek ceza ile ilgili hükmü günümüzde çok tartışılan, istismar edilen ve yorumlanan konulardan biridir. Bir kesim Kur’an’ın bu konudaki emrinin hırsızın elinin kesilmesi olduğunu söylerken, ayetleri diledikleri gibi yorumlamaktan çekinmeyen bir diğer kesim bu ifadenin mecaz olduğunu, burada söylenmek istenenin hırsızın gücünün kesilmesi olduğunu ileri sürmektedirler. Oysa Allah’a ait olan bir kitabın bu kadar önemli bir suçun cezasını insanların yorumlarına bırakmaması gerekir. Bir başka ifade ile insanların yorumlayarak bu kadar hayatî bir konuda bile farklı sonuçlara ulaşabildikleri bir kitabın Allah’a ait olması hiçbir samimi insanın içine sinmez. Konuyla ilgili tüm iddialara Kur’an’ın verdiği cevapları tesbit etmeye çalıştığımız “Kur’an’da Hırsızlık Suçu (Seriqa) ve Cezası” isimli çalışmamızı inceleyebilirsiniz.

MALVARLIĞINA KARŞI SUÇLAR HIRSIZLIK SUÇU TCK M. 141

Bu çalışmada hırsızlık suçu yargıtay kararları örnekleminde gördüğümüz dersler çercevesinde hocalarımızın görüşleriyle kendi görüşlerimi harmanlayarak bir sonuca varacağız.Öncelikle hırsızlık suçu basit tabiriyle kişilerin mülkiyet hakkının 1 rızaları olmadan elinden alınması sonucu gerçekleşen bir taşınır malın çalınmasıdır. Bu suç kişilerin Magna Carta da bile tanımlanmış bilinen insanlık tarihinin ilk dönemlerinden beri korunması için önem arz edilen bir hakkın yani mülkiyet hakkının ihlali neticesinde gerçekleşmektedir.

Osmanlıda Hırsızlık Suçunu Önleyici Bir Tedbir Olarak Çalıntı Mal Satmanın Yasaklanması

Istanbul International Contemporary Scientific Research Congress-VI, July 5-7, 2024, 2024

İslam hukukunu uygulayan Osmanlı devletinde hırsızlık suçunu önlemeye yönelik bir dizi tedbir alınmıştır. Alınan bu tedbirlerden biri de çalıntı mal satmanın yasaklanması ve böyle malları satanların cezalandırılmasıdır. Bundan amaç da suç mahsulü olan eşyadan fâilin yararlanmasını azaltmak ve imkanlar ölçüsünde suça konu malların zilyedlerine yani asıl sahiplerine geri verilmesini sağlamaktır.

Hırsızlık Suçunda Fiilin Tekliğinin Belirlenmesi Sorunu

Özet: Ceza normunu ihlal eden tek bir hareketin birden çok kişiye yönelik olması ve kanunun aynı hükmünü ihlal etmesi halinde, kural olarak mağdur sayısınca suçtan söz edilir. Buna karşın öyle suçlar vardır ki suçla ihlal edilen varlık veya menfaatin hamilinin bir veya birden çok kişi olması halinde bile bir suç oluşur. Yani bazı suçlar, hareketin tekliği ve mağdurun çokluğuna rağmen tek bir suç teşkil etmeye devam ederler. İşte hırsızlık suçu bakımından da durum böyledir. Buna göre failin, tek bir hareketi ile birden çok kişinin taşınır malını yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alması halinde ortada birden çok mağdur bulunmasına rağmen tek bir hırsızlık suçundan söz edilir. Bu çalışmada, hırsızlık suçunda malın bulunduğu yerden alınması şeklindeki tipik hareketin tekliği ve mağdurun çokluğuna rağmen neden tek bir hırsızlık suçunun meydana geldiği hususunun teorik nedenleri ele alınmaya çalışılacaktır.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.

Motorlu Taşıt Hırsızlığı

Darcan, Emirhan. & Fert, Ismail. (2016). “Seizure Rate Of Stolen Motor Vehicle” TURAN-CSR International Scientific Peer-Reviewed and Refereed Journal 8.29 (Winter 2016): 140-148.