Oryantalizmin İslam'ın Teşekkülüne Bakışı: Samuel M. Zwemer Örneği (original) (raw)
Related papers
Batı'daki İslam Algısı: 'Oryantalizm' Üzerine Bir Giriş Denemesi
2025
Batı medeniyetinin emperyal faaliyetleri 19.yüzyılda zirve yapmıştır. Aynı yüzyılda birçok İslam ülkesi, içinde bulundukları buhrandan kaçışın çözüm yollarını aramaya başlamıştı. Doğu medeniyeti ‘hatanın nerede’ olduğunu tartışırken, Batı medeniyeti sömürgeci faaliyetlerine hızla devam etmekteydi. Bir tarafta eski gücünü kaybetmiş ve yeni dünyanın düzenine alışamamış Doğu toplumu varken, diğer tarafta sistemin kurucusu ve yöneticisi bir Batı toplumu vardı. Doğu medeniyeti, Batı’nın birçok alanda önderlik yaptığını ve onu takip etmek gerektiğini anlamıştı. Peki Batı medeniyeti neden Doğu üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyordu. Oryantalizm ve sonrasında gerçekleşen oksidentalizm bize her iki sorununda cevabı vermekte idi. Bu çalışma oryantalizm kavramı üzerinden, İslam’ın geri kalmışlığı sorununu modern yüzyılda nasıl cevaplandırılmış bunu açıklamaktadır.
Batı Oryantalizminin İslam Peygamberine Fenomenolojik Bakışı
“Batı Oryantalizminin İslam Peygamberine Fenomenolojik Bakışı”, AÜDTCF Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Çağdaş Türklük Araştırmaları Sempozyumu 10-13 Mayıs 2006 Ankara, [Modern Türk Araştırmaları Dergisi, X/2 (Haziran 2013), s. 23-42].
Bi̇r Oksi̇dentali̇zm Çağrisi: "Oryantali̇zmi̇ Yeni̇den Okumak: Bati'Da İslam Çalişmalari Sempozyumu
2002
B atı’da oryantalizme temel teşkil eden İslâm araştırmalarının başlangıcı, mîlâdî XII. ve XIII. asırlara kadar götürülmektedir. Yaklaşık sekiz yüzyıl devam eden bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde şüphesiz çok çeşitli sebepler etkili olmuştur. Aşağıdaki ilgili tebliğlerden de anlaşılacağı üzere, söz konusu faaliyetlerin salt akademik maksatlarla yapılmadığı açıktır. Her ne olursa olsun, bu çalışmalar, Batılıların İslâm dünyasını tanımak adına sarfettikleri, gerçekten emek yoğun mesailerinin sonucudur. Buna mukabil İslâm aleminde, Batı’yı tanımaya yönelik çalışmaların ne yazık ki, en iyimser bir değerlendirmeyle, yeterince yapılmadığı bir vakıadır. Bu çalışmalardan kastımız, şimdilik, Batı’nın, Müslümanların din, dil, örf, kültür ve medeniyet vs. alanlarında sürdürdükleri incelemeleri benzeri, bizim de Batı hakkında aynı konularda araştırmalarda bulunmamız değildir. Öncelikle ilgilenilmesi gereken Batı’da bizimle alâkalı çalışmaların neler olduğunun tam bir tespiti, akabinde ise, ...
Misyonerlerin Epistemolojik Kaynağı Olarak Oryantalizm
İslâmî Araştırmalar, 2007
Ö ÖZ ZE ET T Kültürel ve genetik özellikleri kendisine benzemeyenleri "ötekileştiren" Batı düşüncesi, Hıristiyanlığı bu kapsamda ortak bir zemin olarak ele almaktadır. Hıristiyan olmayan toplumlar, Batı için, ehlileştirilmeye, hidayete ulaştırılmaya, insanîleştirmeye ve medenîleştirilmeye ihtiyacı olan topluluklardır. Bu kapsamda "öteki"nin kimliği, dili, kültürü ve dini ele alınıp incelenmeli, nihayetinde muhatap çok iyi bir şekilde tanınmalı; hatta kendisini tanıtıp öğretecek kadar onunla ilgili her şey bilinmeli ve araştırılmalıdır. Bu çalışma, misyonerlerin bilgi kaynağı olarak oryantalizmi ele almaktadır. Oryantalizm konusu uzun yıllar tartışıldığı gibi, onunla ilgili fikrî münakaşalar da hâlâ devam etmektedir. Tartışmaların odak noktası, oryantalizmi ele alanların amaç ve hedeflerinde düğümlenmektedir. Bir kısım araştırmacı düşünür, oryantalistleri tamamen "sömürgeciliğin keşif kolu" olarak değerlendirirken, bunun karşısında olanlar ise, bu iddiayı mesnetsiz olarak değerlendirmekte, bunun bilimsel bir araştırma çabasından öteye gitmediğini savunmaktadırlar. Ancak şurası bir gerçektir ki, oryantalizm ve onun temsilcileri olan oryantalistler, misyonerlere ve kilise mensuplarına önemli bilgi ve malzemenin sağlanmasında kayda değer katkıda bulunmuşlar; onların hareket ve eylemlerinin verimli ve misyonlarına uygun hale dönüşmesinde her türlü enstrümanın kullanılmasına fırsat ve zemin hazırlamışlardır. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Oryantalizm, misyonerler, oryantalist kuruluşlar, batı, doğu, öteki A AB BS ST TR RA AC CT T Treating those whose cultural and genetic characteristics are not similar to their own as "others", Western thought takes the Christianity as their common ground. To this western approach, non-Christian societies are regarded as those which need to be domesticated, civilized, guided and humanized. In this sense, the identity, language, culture and religion of the "other" should be taken and be studied to the extent that they, including everything about them, should be completely understood and uncovered. This study aims to discuss orientalizm as the sources of knowledge for Missionaries. Orientalizm has been the matter of discussion for many years. The discussions goes round the aim of those who take it as the focus of their study. While a group of researchers consider orientalism as the mediators of imperialism, others refuse this as a groundless claim and argue that it is no more than an attempt of scholarly study. The fact is obvious that, orientalizm and its members have made remarkable contributions in providing important information and tool; and offered great opportunities to missionaries and to the members of the church which enabled them to achieve their mission with ease and fruitfully.
Batı Felsefesinde Oryantalizm ve Türk İmgesi
2020
Gunumuzde degisik baglam ve zamanlarda degisik adlandirmalarla dile getirilip tartisilan Bati dunyasinin Dogu’ya ve daha ozelde Turklere iliskin olumsuz yaklasimi birdenbire ortaya cikmis bir durum degildir. Bu olumsuz yaklasimin yuzlerce yillik bir tarihsel alt yapisi vardir. Bu tarihsel alt yapi hesaba katilmaksizin Bati-Dogu iliskileri saglikli bir zemine oturtulamayacagi gibi, Bati’da Muslumanlara ve Turklere iliskin onyargilarin anlasilip bunlarin asilmasi mumkun olmayacaktir. Cok eski donemlere dayanan bu olumsuz yaklasimlarin izleri, bugunku Bati dusunce dunyasinin olusumunda buyuk katkilari olan Aydinlanma Cagi sonrasi dusunurlerinde cok net bir bicimde izlenebilmektedir.