İSTEM.19.2012_SAHiH-i MÜSLiM'iN "KiTABÜ'L-FEZAiL" BÖLÜMÜNE GÖRE HZ.PEYGAMBER'iN BAZI ÖZELLiKLERi - The Features of the Prophet Muhammad According to the Kitâb al-Fadail in Jami al-Sahih of Imam Muslim - Prof.Dr. Seyit AVCI - (S.11-32) (original) (raw)
Related papers
HZ. PEYGAMBER’İN İKTİSADİ ÖĞRETİLERİ
Hz. Peygamber’in(sav) İktisadi Öğretileri:İktisat Üzerine Bir Hadis Seçkisi, 2017
İslam iktisadı, kökleri şeriata dayanan bir disiplindir. İslam, vahyi en üstün bilgi kaynağı olarak telakki etmektedir. Kur’an’da ve sünnette de açıkça ifade edildiği üzere temel prensipler, çağdaş iktisadi teoriler ve İslam iktisadının ilkelerine dayanan yeni teoriler geliştirme hususunda mihenk taşı vazifesi görmektedir. Bu bağlamda bir hadis seçkisi, faydalı bir kaynak olacaktır. Çok sayıda hadis derlemeleri bulunmakla birlikte bunlar, hadislerin tasnifinde farklı tertipler kullanır. Dolayısıyla bu durum iktisadi bir meseleye dair hadis taraması yapacak iktisat araştırmacısı için zor ve vakit alıcı olmaktadır. “Hz. Peygamber’in(sav) İktisadi Öğretileri: İktisat Üzerine Bir Hadis Seçkisi” adlı kitabında Muhammad Akram Khan, önemli iktisadi meselelere dair gelişmiş bir tasnif sistemi sunmaktadır. Bu meselelere ait başlıklar altında, sahih kaynaklardan titizlikle seçtiği hadisleri bir araya getirmiştir. Nitekim bu yöntem araştırmacılara belirli bir hadisin yerini tespit etmede kolaylık sağlayacaktır. Daha da önemlisi, belli bir iktisadi meseleye dair bütün hadisleri bir araya getirmek, o konu hakkında düşünmeyi de billurlaştıracaktır. Eminim ki bu çalışma, İslam iktisadı alanında hoca, talebe ve araştırmacıların kaynak malzemelerine çok kıymetli bir katkı olduğunu kanıtlayacaktır.
With the creation of the first human on the earth the process of God’s sending prophets began the most important feature of the prophets sent is that they are humans. God preferred this method in order to reach his message to the humans explicitly. The last member of the prophet hood circle the Prophet was chosen and sent among his with the creation of the first human on the earth the process of God’s sending prophets began the most important feature of the prophets sent is that they are humans. God preferred this method in order to reach his message to the humans explicitly. The last member of the prophet hood circle the Prophet was chosen and sent among his own society. God states the species of the prophet by defining him in the Koran with this line: “I am also a human like you”. By defining himself with the statement: “Call me God’s slave and prophet” the Prophet who is supplied with the revelation made this reality stay in the Muslims’ minds alive. This paper in tends to explain that the Prophet carries human traits within the frame of objective data by centralizing Koran. The research made manifests that he is not an “angel-prophet” but a “human-prophet” in a way that everyone will grasp.
HZ. PEYGAMBER’İN EDEBÎ YÖNÜ.pdf
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010
Fesahat ve belâgat (güzel, etkili ve yerinde konuşma), İslâm'ın ortaya çıktığı dönemde Arap Yarımadasında bölge halkı tarafından oldukça önemsenen bir husustu. Mucize olan Kur'an'ı açıklamakla görevlendirilen Hz. Peygamber ileri derecede fesahat ve belâgata sahipti. Bu makalede O'nun sahip olduğu bu dil melekesinin kaynağı ve belirgin özellikleri, söylemiş olduğu sözler çerçevesinde ele alınmış, ayrıca şiir ve seci karşısındaki tutumuna yer verilmiştir.
Her toplumun kendi geleceğini düşünmesi ve tarih içerisinde özünü yitirmeden devamlılık arz edebilmeyi istemesi en tabii beklentilerinden ya da ihtiyaçlarından biridir. Toplumlar bu beklentilerini hayata geçirmek yahut bu ihtiyaçlarını gidermek için bazen yasalara, kanunlara, gelenek ve göreneklere başvururken, bazen de örnek şahsiyetlere ihtiyaç duyarlar. Toplumları eğitmek, değiştirip dönüştürmek, devamlılığını sağlamak sadece teorik bir eğitim anlayışı ile mümkün değildir. Zira insanın doğasında sözlü kurallardan ve yazılı metinlerden ziyade kendi medeniyet ve tarihlerindeki örnek şahsiyetler ve onların uygulamaları çok daha önemli ve etkilidir. Hatta bunun için Allah, yarattığı insanoğluna doğruyu, hakkı, adaleti ve mutluluğu göstermek için emir, yasak ve tavsiyelerini içeren kuru metinler göndermektense tüm bunları kendi hayatında tatbik edecek ve bu şekilde cârî hayata uygulanmasında örneklik teşkil edebilecek peygamberler göndermiştir. Peygamberler, dünyanın pek çok farklı toplumunda ve medeniyetinde en önemli rol model figürlerdir. Çünkü din, toplumların eğitimindeki ve hayata bakışlarındaki en önemli fıtrî olgudur. Bundan dolayı mensup olduğu tarih ve medeniyet açısından bir Müslüman için en önemli örnek şahsiyet Hz. Peygamber’dir. Hatta Hz. Peygamber sadece Müslümanlar için değil tüm insanlık için bizzat Yüce Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’deki ifadesiyle “üsve-i hasene” yani en güzel örnektir. Aslında Hz. Peygamber’in örnekliği konusu pek çok açıdan ve pek çok farklı sahada müstakil eser ya da eserler yazılabilecek kadar geniş bir konudur. Ancak bu çalışmada örnek olması açısından Hz. Peygamber’in savaşlardaki uygulamaları konu edilecektir. Zira hayatının her yönüyle en güzel örnek olan Hz. Peygamber’in muhalifleriyle ilişkilerinde sadece barış zamanlarındaki uygulamaları değil aynı zamanda savaş dönemlerindeki uygulamaları ve özelde stratejileri de biz Müslümanlar için önemli bir örneklik teşkil etmektedir. Bu bağlamda öncelikli olarak İslâm’da ve Hz. Peygamber’in hayatında savaşın yeri konusu ele alınacak, sonrasında ise vuku bulan savaşların sebeplerine ve bu savaşlar sırasındaki Hz. Peygamber’in uygulamalarına, geliştirmiş olduğu savaş stratejilerine ve bu stratejilerin günümüz insanına örnek olma durumuna yer verilecektir. It is one of the most natural expectations or needs that each society needs to think about its own future and to be able to maintain continuity without losing its history. Societies sometimes need to refer to laws, traditions and customs, and sometimes to example personalities, to pass on these expectations or to meet these needs. It is not possible to educate, change and transform the societies with an understanding of education with only a theoretical structure. Because the human figures in their civilization and history are far more important and influential than the verbal rules and written texts in the nature of man. Even for this, Allah has sent prophets who will apply all these in his own life and send an example to the practice of the real life in order to show the righteousness, righteousness, justice and happiness to mankind that he created, only texts containing orders, prohibitions and advice. Prophets are the most important role model figures in many different societies and civilizations of the world. Because religion is the most important fact in the education of the societies and in the gaze of life. Therefore, in terms of history and civilization we belong to, we can say that the most important example for a Muslim is the personality Hz. Muhammad. Even Hz. Muhammad is not only for the Muslims but the most beautiful example of all humanity, with the expression of Allah in the Qur’an. In fact the being model of the Prophet Muhammad’s subject is so wide that many independent works and from various perspectives can be written. However, in terms of being modal in this study, the war practices of the Prophet Muhammad will be discussed. Because the most beautiful example of every aspect of your life in relation to the opponents of the Prophet Muhammad, not only the practices in times of peace but also the practices in times of war and in particular the strategies constitute an important example for us (Muslims). In this context, priority will be given to the place of war in Islam and the life of Prophet Muhammad, later on the causes of the wars that occur, the practices of the Prophet Muhammad during those wars, the strategies of war that have been developed, and the example of these strategies as examples for today's people.
In his exile life in Barla, one of the works (treatises) written by Bediüzzaman Said Nursi is “19th Letter /Mujizat-i Ahmadiya (The miracles of Prophet Muhammad)”. In a chapter of this work, there are twenty-three pieces of evidence from the Old Testament and the New Testament that heralded the coming of the Prophet Muhammad (PBUH). Nine of them were mentioned with reference to the Torah, three to the Psalms, nine to the Gospel (eight of them to John). Two evidences are found in the Eşʻıya and Miḥail (Isaiah, Mika) sections of the Old Testament. It is seen that Nursi presents the shortest and most basic form in his work, by filtering and refining the information and analysis in Islamic sources even though he is actually deprived of the opportunity to benefit from these sources. In this respect, Risalah of Mu'jizat-i Ahmadiya confirms that there is a divine grace when it is written. Nursi has included to this work the evidence he deemed important in general, or the parts as much as he can remember from the texts that he memorized in past and interpreted them following the traces of the classical Islamic scholars. According to Nursi, it is impossible that the previous prophets did not mention the Prophet Muhammad (PBUH). Because the most important event in the human history is the coming of the last Prophet (PBUH). Therefore, it is undoubted that the previous prophets must have informed that he would be sent and that this news were present in the scriptures sent to them. Islamic scholars have identified and revealed many evidences that heralded the Prophet Muhammad (PBUH), even in the modified form of these sacred texts. The presentation of all or some of the existing evidences together and in a certain logic becomes an extremely convincing piece of enormous evidence. In order not to exceed the size of an article, this study will include analysis of evidences that Nursi conveyed from the Old Testament texts, except Psalms. The evidence in the Psalms and the New Testament (Gospel of John) texts will be discussed in the second article, which is a continuation of the present one. ///////////////// Bedîüzzaman Saîd Nursî, sürgün hayatında Barla’da telif ettiği Muʻcizât-ı Ahmediye risalesinin bir bölümünde Eski Ahit ve Yeni Ahit’ten Hz. Peygamber’in (s.a.v.) geleceğini müjdeleyen yirmi üç delile yer vermiştir. Bunların dokuzu Tevrat’a, üçü Zebûr’a (Mezmurlar), dokuzu İncîl’e (Bunlardan sekizi Yuhanna’ya) atfen zikredilmiştir. İki delil ise yine Eski Ahit’in Eşʻıyâ ve Mîḥâîl (Yeşaya, Mika) bölümlerinde bulunmaktadır. Nursî’nin İslâmî kaynaklarda geçen ilgili bilgi ve analizleri, kaynak eserlere ulaşma imkânından mahrum olduğu halde, adeta zihnen süzüp rafine ederek en kısa ve öz şeklini kendi risâlesinde sunduğu görülmektedir. Eser bu yönüyle, telifi esnasında ilâhî bir inayetin var olduğunu teyit eder niteliktedir. Nursî genel anlamda önemli gördüğü delilleri yahut mahfûzâtından hatırlayabildiği kadarından gerekli gördüklerini eserine almış ve kadîm İslâm ulemasının izini takiben yorumlamıştır. Müellife göre geçmiş peygamberlerin Hz. Peygamber’den bahsetmemiş olması imkânsızdır. Çünkü beşeriyet tarihinin en önemli hadisesi son peygamberin ortaya çıkışıdır. Dolayısıyla enbiyanın ihbarı ve bunların elimizde bulunan kütüb-i sâbıkada mevcudiyeti şüphesizdir. Mevcut delillerin bir kısmının beraberce ve belli bir mantıksal örgü ile sunumu ise son derece ikna edici büyük bir delile dönüşmektedir. Bir makale boyutunu aşmamak adına bu çalışmada Nursî’nin, Mezmurlar (Zebûr) hariç Eski Ahit metinlerine müsteniden aktardığı delillerle ilgili analizlere yer verilecektir. Mezmurlar ve Yeni Ahit (Yuhanna İncîli) metinlerindeki deliller ise bunun devamı niteliğindeki ikinci makalede ele alınacaktır.
The analyses about the evidences for the glad tidings to the prophethood of Hazrat Muhammad cited in the Old Testament texts - except Psalms (Psalms)- were included in the first article. In this article, which is the continuation of the first article, the evidences in the Psalms and New Testament (Gospel of John) texts will be discussed. As stated in the first article, in his exile life in Barla, one of the works (treatise/risālah) written by Bediüzzaman Said Nursi is “The 19th Letter /Mujizat-i Ahmadiya (The miracles of the Prophet Muhammad)”. In a chapter of this work, there are twenty-three pieces of evidence from the Old Testament and the New Testament that heralded the coming of the Prophet Muhammad (pbuh). Nine of them were mentioned with reference to the Torah, two in Eşʻıya and Miḥail (Isaiah, Mika), three in Psalms and nine in the Gospel (eight of them to John). Of the twenty-three pieces of evidence cited in this context, fourteen are existing expressions -partly or entirelyin the texts of the Old and the New Testaments today. The remaining nine are the evidences in relation to the Old and the New Testaments that are included especially in sources of hadith and the works of Islamic scholars. Nursi has included to this work the evidence he deemed important in general, or the parts as much as he can remember from the texts that he memorized in the past and interpreted them following the traces of the previous Islamic scholars. According to Nursi, it is impossible that the previous prophets did not mention the Prophet Muhammad (pbuh). Because the most important event in human history is the coming of the last prophet. Therefore, it is undoubted that the prophets informed that he would be sent, and that this news were present in the scriptures sent to those prophets. Islamic scholars have identified and revealed many evidences that heralded the Prophet Muhammad (pbuh), even in the distorted form of these sacred texts. The evidences of Muslim scholars who lived in the past centuries are the evidences conveyed from the nonoriginal texts of the Old Testament and the New Testament. Indeed, they have been altered many times during the historical process. The distortions made from the aforementioned scholars until today are added to this. Therefore, it is generally not possible to find the expressions in tafsir, hadith, history and siyer literature in today’s Torah and Bible texts. On the other hand, in the discussions between Islamic scholars and other religious members, it is understood that the evidences presented with the reference from the Torah and the Bible is not refuted, but often the words are interpreted differently. This confirms that the citations made by Muslim scholars are correct. As a result, -even if the person who does not want to believe, has a counter interpretation and pretext for any evidence presented to him- it is understood that the evidences of good news (basharat) about the coming of the Prophet Muhammad (pbuh) in the Bible are more than sufficient and convincing for those who approach the issue objectively and do not close their hearts to faith. //////////////////// Hz. Peygamer’in nübüvvetinin müjdelenmesi konusunda, Mezmurlar (Zebur) hariç Eski Ahit metinlerine atfen aktarılan delillerle ilgili analizlere ilk makalede yer verilmişti. İlk makalenin devamı niteliğini taşıyan bu makalede ise Mezmurlar ve Yeni Ahit (İncîl) metinlerindeki deliller ele alınacaktır. İlk makalede de belirtildiği gibi; Bedîüzzaman Saîd Nursî, sürgün hayatında Barla’da telif ettiği Muʻcizât-ı Ahmediye risalesinin bir bölümünde Eski Ahit ve Yeni Ahit’ten Hz. Peygamber’in (s.a.v.) geleceğini müjdeleyen yirmi üç delile yer vermiştir. Bunların dokuzu Tevrat’a, ikisi Eşʻıyâ ve Mîḥâîl (Yeşaya, Mika) bölümlerine, üçü Zebûr’a, dokuzu İncîl’e (biri hariç Yuhanna’ya) atfen zikredilmiştir. Bu çerçevede zikredilen toplam yirmi üç delilden on dördü günümüz Kitab-ı Mukaddes metinlerinde -kısmen yahut tamamen- mevcut ifadelerdir. Dokuz tanesi ise başta hadîs-i şerifler olmak üzere kadîm İslâm ulemâsının eserlerinde Kitab-ı Mukaddes’e izafeten yer verilen beşaret delilleridir. Nursî genel anlamda önemli gördüğü delilleri yahut mahfûzâtından hatırlayabildiği kadarından gerek gördüklerini eserine almış ve kadîm İslâm ulemasının izini takiben yorumlamıştır. Müellife göre geçmiş peygamberlerin Hz. Peygamber’den bahsetmemiş olması imkânsızdır. Çünkü beşeriyet tarihinin en önemli hadisesi son peygamberin ortaya çıkışıdır. Dolayısıyla enbiyanın ihbarı ve bunların elimizde bulunan kütüb-i sâbıkada mevcudiyeti şüphesizdir. Geçmiş asırlarda yaşamış olan Müslüman alimlerin dikkat çektiği deliller, Eski Ahit ve Yeni Ahit’in muharref metinlerine istinaden sunulmuş delillerdir. Nitekim bunlar tarihi süreç içinde defalarca tahrife uğramıştır. Söz konusu âlimlerden günümüze gelene kadar yapılan tahrifatlar da buna eklenmiştir. Dolaysıyla tefsir, hadîs, tarih ve siyer külliyatlarında yer alan ifadeleri bugünkü Tevrat ve İncil metinlerinde bulmak genellikle mümkün değildir. Öte yandan İslam alimleri ile diğer din mensupları arasında yapılan tartışmalarda, Tevrat ve İncil referansıyla sunulan delillerin yalanlanmadığı, ancak çoğu zaman kelimelerin farklı şekilde tevil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durum Müslüman alimlerin yapmış oldukları alıntıların doğru olduğunu teyit etmektedir. Netice itibariyle her ne kadar iman etmek istemeyen kimsenin getirilen her delile dair bir tevili, bahanesi yahut inkârı söz konusu olsa da meseleye objektif yaklaşıp kalbini imana kapamayanlar için Kitab-ı Mukaddes’te yer alan beşâret delillerinin fazlasıyla yeterli ve ikna edici olduğu anlaşılmaktadır.
Doktora Tezi, 2020
Bu çalışmada Hz. Muhammed’in (sav) fiziki ve ahlâkî özelliklerinin nübüvvetine delil oluşu ele alınmıştır. Kelâm’da nübüvvetin ispatında genellikle mucizelerden hareket edilmiştir. Ancak Hz. Peygamber’in nübüvvetini kanıtlarken fizyonomisi ve üstün ahlâkî nitelikleri de gündeme gelmiş ve bilhassa müteahhir dönem kelâmında yaygın olarak kullanılmıştır. Çalışma, giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Girişte çalışmanın konusu, amacı, yöntemi ve kaynakları açıklanmıştır. Birinci bölümünde kelâm ekollerinin, mutasavvıfların ve Müslüman filozofların, Hz. Muhammed’in (sav) sahip olduğu fiziki ve ahlâkî özelliklerin nübüvvetine delaletine dair düşüncelerine yer verilmiş, nübüvvetin ispatında mucize dışında delil kabul eden bilginlerin görüşleri ortaya konarak değerlendirilmiştir. İkinci bölümde öncelikle Hz. Muhammed’in (sav) nübüvvetine delil kabul edilen duyularına ait özellikler ile kokusu, teninin yumuşaklığı, boyunun uzun görünmesi, nübüvvet mührü, nûranî beyazlığı gibi bedenî özelliklerine dair hususlar ele alınarak bunların peygamberliği kanıtlamadaki durumları değerlendirilmiştir. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise Hz. Peygamber’in ahlâkî üstünlüklerine ve yaşantısına yer verilerek, bu özelliklerin onun nübüvvetini ispatlamadaki durumu açıklanmıştır. Hz. Peygamber’in doğru sözlü oluşu, güvenilirliği, zekiliği, her koşulda tebliğ görevine devam edişi, ismeti, merhameti, mütevazılığı, sabırlı oluşu, cesareti, hasbîliği, sade yaşantısı, yetkinleştirme gücü gibi özellikleri nübüvvetine delil olma bakımından ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Ardından oryantalistlerin Hz. Peygamber’in ahlâkına yönelik iddiaları kısaca değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Anahtar Kelimeler: Hz. Muhammed, Nübüvvetin İspatı, İnsanî Özellikler, Fizyonomi, Şemâil, Ahlâk. In this study, the physical and moral characteristics of Prophet Muhammad (pbuh) as evidences for his prophethood are discussed. Miracles are generally used in the proof of prophethood in the Kalam. However, to prove the prophet Muhammad's prophethood, his physiognomy and superior moral qualities also discussed and were widely used, especially in the late period of kalam. The study consists of an introduction and three parts. In the introduction, the subject, purpose, method and sources of the study are explained. In the first part, the thoughts of the schools of kalam, Sufis and Islamic philosophers regarding the physical and moral characteristics of the Prophet Muhammad being evidences of his prophethood are included. In addition, the views of scholars who adopt evidence besides miracles as the proof of prophethood are presented and evaluated. In the second part, the characteristics of Prophet Muhammad’s senses, which are accepted as evidence for his prophethood, and his physical characteristics such as his odor, softness of his skin, his tall appearance, the seal of prophethood and his prophetic whiteness were discussed, then their status in proving prophethood was evaluated. In the third and last part of the study, the moral superiorities and life of the Prophet Muhammad are mentioned and suitability of these in proving his prophethood is explained. The qualities of the Prophet such as being truthful, reliable, intelligent, continuing his duty of preaching under all circumstances, his integrity, mercy, modesty, patience, courage, altruism, simple life, and his capacity to make up for the deficiencies were discussed and evaluated in terms of being evidences of his prophethood. Then, the orientalists' claims against the morality of the Prophet Muhammad were briefly evaluated. Keywords: Prophet Muhammad, Proof of Prophethood, Humanitarian Qualities, Physiognomy, Shamail, Morality.
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Bu çalışma, “kırâat-i seb‘a imamları” olarak tanınan yedi kıraat âliminin sîretlerini araştırmayı ve dolayısıyla bir Kur’an öğreticisinin nasıl olması gerektiği sorusuna cevap vermeyi hedeflemektedir. Araştırmada onların ilmî hayatlarındaki gayretleri ile maddî ve mânevî hususiyetleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu âlimlerin kıraatleri, sahih rivayetleri içermeleri ve halkın teveccühüne mazhar olmaları bakımından temayüz etmiştir. Kırâat-i seb‘a imamlarının kıraatten başka hadis, Arap dili ve İslâm hukuku sahalarında da bilgili oldukları görülmektedir. Özellikle onların güzel sesli, gayet fasih ve düzgün tilâvet sahibi kimseler oldukları anlaşılmaktadır. Onlar, teknik olarak daha çok semâ ve arz yöntemlerini kullanmışlardır. Nasihatleriyle öğrencilerini Kur’an öğrenimine hazır hâle getirme gibi hususları da ihmal etmemişlerdir. Gerek fizikî açıdan gerekse ahlâkî bakımdan Kur’an öğreticisine yakışır bir tutum içinde olmuşlardır. Onların, özellikle ilimleriyle amil kimseler oldukla...