İktisat Bilimine Giriş (original) (raw)
Tarihin her döneminde ve insanoğlunun yaşadığı her yerde, bir taraftan ihtiyaç duyulan mal ve hizmetler üretilmekte, diğer taraftan da üretilen bu mal ve hizmetler tüketilmektedir. İktisadi faaliyet olarak tanımlanan bu eylem, insanoğlunun yaradılışından itibaren var olagelmiştir ve hayat devam ettiği müddetçe var olmaya devam edecektir. Bu şekilde fevkalade basite indirgenmiş olarak tanımlanan iktisadi faaliyet, aslında son derece karmaşık süreçler içermektedir. Etrafımıza şöyle bir baktığımızda, söz konusu faaliyetin içerdiği karmaşık süreçlere ilişkin birtakım ipuçları elde edebiliriz. Bilindiği gibi, on binlerce firma yüz binlerce mal ve hizmet üretmektedir. Üretilen mal ve hizmetlerin bir bölümü kısa ve uzun dönemde, bizzat üreticileri tarafından, bir bölümü de toplumun diğer üyeleri tarafından mahalli tüketilmektedir. Mal ve hizmetlerin geriye kalan bölümü ise, başka yerlerde bulunan ekonomik aktörler kullanmaktadır. Tüketim faaliyeti, söz konusu mal ve hizmetlerin yeniden üretilmesine sebep olmaktadır. Bir başka ifade ile üretim-tüketim kısır döngüsü başlamaktadır. Bu nedenledir ki, iktisadi faaliyet olgusu üretim ve tüketim faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu faaliyet gerçekleştirilirken cevabı aranan temel soru şudur: üretim ve tüketim en üst seviyeye nasıl çıkarılacak? Nitekim daha çok mal ve hizmet tüketmek bireyin maddi refah seviyesinin yükselmesi anlamına geldiği için, üretilen mal ve hizmet miktarının arttırılması önem kazanmaktadır. Üretim ve tüketim faaliyetlerini inceleyen ve kısaca kıtlık bilimi olarak tanımlanan iktisat, gerek üreticilerin gerekse tüketicilerin mevcut şartlar altında çıkarlarını (üretici için kar, tüketici için fayda) maksimum seviyeye nasıl çıkaracaklarını araştırmakta ve bu amaca yönelik olarak ilkeler/yasalar ortaya koymaktadır. İktisat bilimi, esas itibariyle iki ana damar ihtiva etmektedir: mikroekonomik analiz ve makroekonomik analiz.