İSTEM.27.2016_HZ. PEYGAMBER'İN İLTİFAT ETTİĞİ BAZI HANIM SAHÂBÎLER VE İLTİFAT ŞEKİLLERİ - Sümeyye EKER (original) (raw)

SUIFD28_TARİHÎ REALİTE AÇISINDAN HZ. PEYGAMBER'İN SOYUNUN KUTSALLIĞI ANLAYIŞI VE BU ANLAYIŞIN ÇIKIŞ SEBEPLERİ, MİTHAT ESER

İslâm gelmeden önce Arap toplulukları arasında kabileler ve soylar arasında ayrımcılık söz konusuydu. Üstün kabile anlayışı ve yönetici kabile anlayışı vardı. Buna bariz bir misal olmak üzere Hâşim oğulları ile Ümeyye oğulları arasındaki mücadeleler gösterilebilir. 1 Hatta Hz. Peygamber'in vefatından kısa bir süre sonra tekrar bu iki kabile arasındaki rekabetin canlandığını görmekteyiz. Böyle bir ortamda nazil olan Kur'ân-ı Kerîm üstünlüğün takvada yani Allah'a karşı kulluk bilincinde olduğunu, Ona karşı gelmekten sakınanların daha değerli olduğunu ifade buyurdu. 2 Aynı âyet-i kerîmede insanların bir erkek ve dişiden yaratıldıkları, onların kabile ve boy olarak ayrılmalarının sebebinin tanıma/tanışma olduğu belirtildi.

HZ. PEYGAMBER’İN İKTİSADİ ÖĞRETİLERİ

Hz. Peygamber’in(sav) İktisadi Öğretileri:İktisat Üzerine Bir Hadis Seçkisi, 2017

İslam iktisadı, kökleri şeriata dayanan bir disiplindir. İslam, vahyi en üstün bilgi kaynağı olarak telakki etmektedir. Kur’an’da ve sünnette de açıkça ifade edildiği üzere temel prensipler, çağdaş iktisadi teoriler ve İslam iktisadının ilkelerine dayanan yeni teoriler geliştirme hususunda mihenk taşı vazifesi görmektedir. Bu bağlamda bir hadis seçkisi, faydalı bir kaynak olacaktır. Çok sayıda hadis derlemeleri bulunmakla birlikte bunlar, hadislerin tasnifinde farklı tertipler kullanır. Dolayısıyla bu durum iktisadi bir meseleye dair hadis taraması yapacak iktisat araştırmacısı için zor ve vakit alıcı olmaktadır. “Hz. Peygamber’in(sav) İktisadi Öğretileri: İktisat Üzerine Bir Hadis Seçkisi” adlı kitabında Muhammad Akram Khan, önemli iktisadi meselelere dair gelişmiş bir tasnif sistemi sunmaktadır. Bu meselelere ait başlıklar altında, sahih kaynaklardan titizlikle seçtiği hadisleri bir araya getirmiştir. Nitekim bu yöntem araştırmacılara belirli bir hadisin yerini tespit etmede kolaylık sağlayacaktır. Daha da önemlisi, belli bir iktisadi meseleye dair bütün hadisleri bir araya getirmek, o konu hakkında düşünmeyi de billurlaştıracaktır. Eminim ki bu çalışma, İslam iktisadı alanında hoca, talebe ve araştırmacıların kaynak malzemelerine çok kıymetli bir katkı olduğunu kanıtlayacaktır.

HZ. PEYGAMBER’İN EDEBÎ YÖNÜ.pdf

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010

Fesahat ve belâgat (güzel, etkili ve yerinde konuşma), İslâm'ın ortaya çıktığı dönemde Arap Yarımadasında bölge halkı tarafından oldukça önemsenen bir husustu. Mucize olan Kur'an'ı açıklamakla görevlendirilen Hz. Peygamber ileri derecede fesahat ve belâgata sahipti. Bu makalede O'nun sahip olduğu bu dil melekesinin kaynağı ve belirgin özellikleri, söylemiş olduğu sözler çerçevesinde ele alınmış, ayrıca şiir ve seci karşısındaki tutumuna yer verilmiştir.

HZ. PEYGAMBER’İN MEKKE DEVRİNDE KARŞILAŞTIĞI SIKINTILAR (1)

2 iii ÖZ HZ. PEYGAMBER'İN MEKKE DEVRİNDE KARŞILAŞTIĞI SIKINTILAR DİLEK ÇELENK Hz. Peygamber, açıktan tebliğ emri geldikten sonra kendisine iman edenlerle beraber Mekke'de çeşitli eziyet ve işkencelere maruz kaldı. Hz. Peygamber davet metodunda kullandığı her türlü güzel yönteme rağmen Mekkeli müşrikler dini, siyasi, iktisadi ve kültürel sebeplerleona ve tebliğ ettiği dine karşı çıktılar. Onların İslâm'ın yayılmasını engellemek için kullandığı her yönteme karşı Hz. Peygamber de davasını tebliğ edebilmek için yeni yöntemler geliştirdi. Müşrikler özellikle putların fayda veya zarar vermeyen, bir işe yaramayan, hiçbir değeri olmayan şeyler olduğunu bildiren ayetlerden çok rahatsız oldular. O günden itibaren Hz. Muhammed'e cephe alan müşrikler önce Ebû Tâlib'e, sonra Hz. Peygamber'in kendine bazı teklifler sunarak İslâmiyet'in tebliğine mani olmak istediler. İstedikleri sonuca ulaşamayınca tehdide başvurdular. Buradan da beklediklerini bulamayınca Mekke'nin dışında (Yesrib'e bilgi amaçlı elçiler göndererek) arayışa başladılar. Umduklarını elde edemeyince yoğun olarak şiddete başvurdular. Kimsesiz, zayıf müslümanlara işkence etmeye başladılar. Yâsir ailesini şehid ettiler. Mekkeli asil müslümanlar kendi ailelerinin şerrinden korunmak için Habeşistan'a hicret ettiler, Hz. Peygamber de hicret edemeyen müslümanlarla beraber Dârulerkam'da gizli olarak tebliğe devam etti. Hz. Hamza ve Hz. Ömer'in İslâm'a girişi ile müslümanlar güçlenip Kâbe'nin yanında açıktan namazlarını kılmaya başlayınca müşrikler yeni yöntem olarak boykot uyguladılar. Benî Hâşim üç yıl boyunca açlıkla beraber sayılamayacak sıkıntılar çekti. Üç yıl sonra Allah'ın yardımıyla boykot bitti ama çok zayıflayan yaşlılık ve üzüntülerle hastalanan Ebû Tâlib ve Hz. Hatice arka arkaya vefat ettiler. Hz. Peygamber Mekke'de hac mevsiminde Kâbe'yi ziyarete gelecek kabilelere İslâm'ı anlatabilmek ve himaye bulabilmek için Tâif'e gitti. Tâifliler işkence ve eziyette Mekkeli müşrikleri geri bıraktılar.Yıllardır karşılaştığı sıkıntılardan ve Tâif'te karşılaştığı muameleden oldukça rahatsız olan Hz. Peygamber İsrâ ve mi'rac olarak bilinen İlâhî bir mükâfata nail oldu. Tarihte Akabe Biatları olarak iv bilinen bu görüşmeler hicretle sonuçlandı ve Yesrib'i Medine yaptı. Bu olay ile Mekke Devri bitmiş ve Medine Devri başlamış oldu. Tezde Hz. Peygamber'in bu süreç boyunca karşılaştığı sıkıntılar ve bu sıkıntıları en az zararla atlatabilmek için başvurduğu yöntemler ele alınmıştır. Başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere birinci elden kaynaklara dayalı olarak incelenmiştir. Bu yöntemlerin en başında Allah'ın Peygamberi'ni yönlendirmesi, alması gereken tavrı ayetleriyle göstermesi geliyor. Bu sebeple araştırma boyunca çok sayıda ayete başvuruldu. Siyer ve Megāzî kaynakları ile umumî tarih ve hadis kitaplarındaki rivayetler dikkatle değerlendirildi.

KLÂSİK ŞİİRİMİZDE HZ. PEYGAMBER'E HİTAP ŞEKİLLERİ

Kur'an-ı Kerim'deki "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona tam bir teslimiyetle salat ve selam edin!" 1 âyeti ve Peygamberimizin "Adım anıldığı zaman bana salavat getirmeyenin burnu yerde sürtünsün" hadisi ve esasında müminlerin Peygamberlerine karşı olan derin sevgi ve muhabbeti, onları peygambere karşı her zaman yüceltici, övücü bir dil kullanmaya sevk etmiştir.

ŞEYHÜLİSLAMLIK BELGELERİNDE HZ. PEYGAMBER’İN İLMÎ MİRASI (1879-1924) YILLARI SEYYİD ULEMA BİYOGRAFİLERİ

In the Ottoman Empire, the Tanzimat period brought some new regulations regarding the rights of the civil servants in order to accelerate and facilitate the access to knowledge about them. In 1879, Sicill-i Ahval İdaresi ("Biographical Registries Office") was founded. Thereby information about civil servants; such as their dates of birth, education levels, duties, works, ranks, and medals, was preserved in biography files (tercüme-i hâl dosyaları) at the Sicill-i Ahval İdaresi. The records about the scholarly personnel at the office of the Sheikh al-Islam have reached in an organized manner today. Throughout Islamic history, the descendants of the Prophet Muhammad (seyyid and şerif) have helped for the spread of Islam and the power of the new state to the conquered regions, and they constituted touchstones for the transfer of the Prophet's scholarly heritage. In this study biographies of the seyyid scholars (ulema) that carried the Prophet's scholarly heritage to this day are examined in light of the documents at the office of the Sheikh al-Islam. Among the approximately 7554 scholars at the Archive of the office of the Sheikh al-Islam, biographies, identity information, and scholarly careers of the scholars that descended from the Prophet Muhammad or his companions as well as statistical data pertaining to their numbers are examined.

SAHÂBE TEFSİRİNİN HZ. PEYGAMBER'E İSNÂDI MESELESİ

The Issue of the Hermeneutics of the Companion Relying Upon Prophet Mohammad, 2017

Hadis rivâyetinde ref' probleminin boyutunu ve önemini ilel kitaplarına ve yeni yapılan araştırmalara baktığımızda daha iyi anlamaktayız. Nitekim bu problemin bizce en önemli kısımlarından birisi sahâbenin yaptığı tefsirlerin Hz. Peygamber'e isnâd edilmesi meselesidir. Bu çalışmamızda bazı örneklerden yola çıkarak tefsirle ilgili rivâyetlerde ref' problemini ortaya koymaya çalıştık. Verilen örneklerde de görüleceği üzere, günümüzde İslâm'ın genel çerçevesine uymadığı düşünülen bazı hadislerin aslında Hz. Peygamber'e ait olmadığı, bunların sahâbeye veya sonraki nesillere ait tefsirler olduğu anlaşılacaktır. Ayrıca araştırmamız sırasında daha önce, hadisleri ref' ettiğine dikkat çekilmeyen isimler tespit ettik. Bu da bize ricâl ve ilel eserlerinde hadisleri ref' ettiği bilinen râviler dışında diğer bazı râvilerin de bulunduğunu, dolayısıyla bunların tespit edilmesi gerektiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Sahâbe, Tefsir, Ref', İlel, İsrâiliyat. The Issue of the Hermeneutics of the Companion Relying Upon Prophet Mohammad Abstract We understand the importance and size of the raf' problem in the rumor of hadiths when being looked at the 'ilal books and the new studies. Thus, as far as we've concerned that the foremost part of this problem is the issue of being the hermeneutics of the companion relied upon Prophet Mohammed. In this research, we tried to reveal this issue mentioned by looking at some examples. It will be understood as is seen in our examples that some of the problematical hadiths belong to Prophet Mohammed indeed, these are the hermeneutics of the companions of the Prophet or the next generations. Moreover, we've identified during our study that the names of those who have not been noticed that the hadiths had been raf' by them before. This situation shows us there are some other commentators in dignitaries and ‘ilal’ books who did raf’ the hadiths besides the commentators known. Keywords: Companions of Prophet Mohammad, Hermeneutics, Raf’, ‘Ilal, Isrâiliyyat.

KLASIK TÜRK EDEBİYATINDA HZ. PEYGAMBER VE HADİSLER

Bu kitap, Meridyen Destek Derneği tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle 24-26 Kasım 2021 tarihlerinde düzenlenen "Türk Kültürü, Sanatı ve Edebiyatında Hadisler" başlıklı sempozyumda sunulan tebliğlerin derlenmesiyle oluşturulmuştur. Tebliğlerin içeriğinden yazarları sorumludur.