Batı Oryantalizminin Hz. Peygamber’e Bakışı (original) (raw)

Batı Oryantalizminin İslam Peygamberine Fenomenolojik Bakışı

“Batı Oryantalizminin İslam Peygamberine Fenomenolojik Bakışı”, AÜDTCF Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Çağdaş Türklük Araştırmaları Sempozyumu 10-13 Mayıs 2006 Ankara, [Modern Türk Araştırmaları Dergisi, X/2 (Haziran 2013), s. 23-42].

Doğu-Batı İlişkilerinde Oryantalizmin Hz. Muhammed için Kullandığı Kavramların Rolü

DergiPark (Istanbul University), 2018

Bireysel, toplumsal, toplumlararası, kültürler arası veya medeniyetler arası ilişkilerin kavramlar üzerinden kurulduğu izahtan varestedir. Kavramlara yüklenen anlamlar ve taraflarca anlaşılma biçimi ilişkilerin de niteliğini belirmektedir. Uluslararası ilişkiler de, her ne kadar modern dönemlerde din geri plana itilmiş gibi görünse de etkili olmaya devam etmektedir. Doğu-Batı, Müslüman-Hıristiyan ilişkilerinde iki tarafın din, nübüvvet kurumu ve Nebi Hz.Muhammed'e yaklaşımı belirleyici rol oynamaktadır. Dolayısıyla Batı, asırlardır İslam ve Müslümanları anlamaya, anlamlandırmaya ve tanımlamaya çalışmaktadır. Bu çabalar teolojik polemikler ile başlamış oryantalizm ile neredeyse zirveye ulaşmıştır. Bu yönde oluşturulan literatürün nesnellik iddiasındaki kısmında, Hz. Muhammed için "prophet", "apostle", "messenger", "Arabian prophet" ve "Islamic prophet" gibi kavramları kullanılmıştır. Bu makalede, bahsedilen kavramlarla Hz. Muhammed ve onun görevi olan nübüvvetin kastedildiği iddia edilmiştir. Bu çalışma, bahsedilen kavramların sözlük ve terimsel boyutlarına teolojik açıdan ve Oryantalist literatürü çerçevesinde eğilerek Batı'nın kastına ışık tutmaya çalışmıştır. Bu kavramsal analizin, Doğu ve Batı'nın birbirlerini daha iyi anlamalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Batı’nın Öteki İnşası ve Hz. Muhammed İmajı

Sebilürreşad Dergisi, 2024

20. yüzyılın sonunda dünya genelinde misyonerlik faaliyetleri benzersiz bir şekilde ilerleme kay- detmiştir. Özellikle hızlı toplumsal değişim, siyasi kargaşa ve ekonomik sıkıntılar döneminde Kilise, insanlar için bir umut kapısı olmuştur.

“Oryantalist Düşüncede Hz. Peygamber’i Tanımlama Paradoksu ve Oryantalist Tarafsızlar”

Bu makalede, Batılı farklı dinî-siyasî görüşlere sahip üç araştırmacının, Hz. Peygamber hakkındaki görüşlerini ele aldık. Onların bu görüşlerinden de ortaya çıkmaktadır ki, ilk dönemlerdeki sadece iftira ve hakaretler içeren metinlerin yerini, kısmî de olsa Peygamber'in saygı duyulan bir kişilik olarak kabulünün daha net görülmeye başlandığı metinler almıştır. Peygamber'i tanımlama konusunda yapılan iyi niyetli girişimlere rağmen, Hz. Peygamber'i tanımlama konusunda Batıdaki karmaşa devam etmektedir ve anlaşılan o ki, bu karmaşa daha uzun yıllar devam edecektir.

İslam, Oryantalizm ve Müslüman Dünyası Üzerine Batı Söylemleri

Y en i T ü rk iy e Yıl 23 Sayı 95 Mayıs -Haziran 2017 Fiyatı 50 TL, 2017

slamiyet, fikirleriyle, zamansallığı ve tarihiyle Batı düşüncesinin merkezinde yer almaktadır. Hristiyan eskatolojisinin geniş kilise kuralları altında Batının İslam yaklaşımı, ortaya çıkışından yükselişine kadar yeni dini hiç bir zaman kabullenemedi. Emeviler yönetimindeki İslam Halifesi, ilk kez şimdinin İspanyasında bulunan Akdeniz kıyısındaki Endülüse ulaştığında, Batı’nın islam tasavvurunda bir gizem örtüsü vardı. Hristiyan Batı’da İslamiyetin yükselişi, derin Oryantalizm yankısına neden oldu. Saitçi yaklaşımda İslam, eril Batı söylemlerine, dişi olarak geldi. Said’in oryantalizm eleştirisi, Batının kurallı bir düşünce sistemini nasıl yarattığına dair söylemlerinin kökenlerine kadar iner. Söylem, Batının islam yaklaşımını ve onun karmaşık temsilinin yapısal çözümlemesini yapar

Batı'daki İslam Algısı: 'Oryantalizm' Üzerine Bir Giriş Denemesi

2025

Batı medeniyetinin emperyal faaliyetleri 19.yüzyılda zirve yapmıştır. Aynı yüzyılda birçok İslam ülkesi, içinde bulundukları buhrandan kaçışın çözüm yollarını aramaya başlamıştı. Doğu medeniyeti ‘hatanın nerede’ olduğunu tartışırken, Batı medeniyeti sömürgeci faaliyetlerine hızla devam etmekteydi. Bir tarafta eski gücünü kaybetmiş ve yeni dünyanın düzenine alışamamış Doğu toplumu varken, diğer tarafta sistemin kurucusu ve yöneticisi bir Batı toplumu vardı. Doğu medeniyeti, Batı’nın birçok alanda önderlik yaptığını ve onu takip etmek gerektiğini anlamıştı. Peki Batı medeniyeti neden Doğu üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyordu. Oryantalizm ve sonrasında gerçekleşen oksidentalizm bize her iki sorununda cevabı vermekte idi. Bu çalışma oryantalizm kavramı üzerinden, İslam’ın geri kalmışlığı sorununu modern yüzyılda nasıl cevaplandırılmış bunu açıklamaktadır.

Batı Felsefesinde Oryantalizm ve Türk İmgesi

2020

Gunumuzde degisik baglam ve zamanlarda degisik adlandirmalarla dile getirilip tartisilan Bati dunyasinin Dogu’ya ve daha ozelde Turklere iliskin olumsuz yaklasimi birdenbire ortaya cikmis bir durum degildir. Bu olumsuz yaklasimin yuzlerce yillik bir tarihsel alt yapisi vardir. Bu tarihsel alt yapi hesaba katilmaksizin Bati-Dogu iliskileri saglikli bir zemine oturtulamayacagi gibi, Bati’da Muslumanlara ve Turklere iliskin onyargilarin anlasilip bunlarin asilmasi mumkun olmayacaktir. Cok eski donemlere dayanan bu olumsuz yaklasimlarin izleri, bugunku Bati dusunce dunyasinin olusumunda buyuk katkilari olan Aydinlanma Cagi sonrasi dusunurlerinde cok net bir bicimde izlenebilmektedir.