karaku__-2.pdf (original) (raw)
Öz Bu araştırma okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dil eğitimi verilmesine ilişkin anne-baba ve öğretmen görüşlerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Nicel olarak yürütülen araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Aydın il merkezinde MEB " e bağlı resmi ve özel anaokullarında görev yapan 20 okul öncesi öğretmeni ve bu okullarda eğitim-öğretim gören çocukların aileleri (60 ebeveyn) oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubu aşamalı örnekleme ile seçilmiştir. Bu araştırmanın verileri Güngör-Aytar ve Öğretir (2008) tarafından okul öncesi eğitim kurumlarında verilen yabancı dil eğitimi hakkında anne-babaların ve öğretmenlerin görüşlerini belirlemek amacıyla geliştirilen iki ayrı anket formu ve anne-baba ve öğretmenler hakkında bilgi toplamak amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan demografik bilgi formları kullanılarak toplanmıştır. Anne-babaların okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dil eğitimine ilişkin görüşlerini belirlemek için oluşturulan anket formunda 16 madde bulunmaktadır. Öğretmenlerin okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dil eğitimine ilişkin görüşlerini belirlemek için oluşturulan anket formunda ise 12 madde bulunmaktadır. Veriler SPSS 20 paket programı ile analiz edilmiştir, frekans ve yüzde analizleri kullanılarak betimleyici bulgular oluşturulmuştur. Araştırmanın sonucuna göre anne-babaların büyük çoğunluğu, öğretmenlerin ise tamamı çocukların okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dil eğitimi almalarını gerekli gördüklerini ve bu eğitimin yeterli olduğunu ifade etmişlerdir. Anne-babaların yarıdan fazlası çocukların yabancı dil öğrenimine üç-dört yaşında başlamalarının uygun olduğunu ve erken yaşta yabancı dil eğitiminin daha kolay ve çabuk olduğunu, çocukların yabancı dili küçük yaşta daha iyi öğrenebileceklerini belirtmişlerdir. Öğretmenler yabancı dil eğitimini, çocukların erken yaşlarda öğrendikleri kalıcı olacağı için gerekli bulmuşlar ve eğitimin yabancı dil öğretmeni tarafından verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Anahtar Sözcükler: Okul öncesi eğitim, erken yaşta yabancı dil eğitimi, öğretmen, anne-baba Abstract This research was conducted to examine preschool teachers " and parents " perceptions about teaching foreign language in pre-schools. quantitative screening model was applied for the purposes of this study. 20 preschool teachers and the families (60 family) of children who receive foreign language education, in different public and private preschools, in the province of Aydın, participated in this research. These participants were selected via multistage sampling. Data were collected with a demographic questionnaire which was prepared by the researcher and another questionnaire that was originally developed by Güngör-Aytar and Öğretir (2008) in order to investigate the perceptions of parents and teachers regarding the foreign language education in pre-schools. In Güngör-Aytar and Öğretir " s questionnaire, 16 items tap parents " views and 12 items tap teachers " perceptions about foreign language education in pre-schools. Data were analyzed with SPSS 20 software package and descriptive statistical tests were run results of the study showed that the majority of parents and all teachers believe in the necessity of foreign language education in pre-schools they claimed that the education their children receive is adequate. More than half of the parents reported that the age to start learning a foreign language is three-four .Parents also mentioned the importance of foreign language education at early ages since learning a foreign language is easier and quicker at these ages, Teachers on the other hand stated that this education should be given by the foreign language teachers. Giriş Dil, insanların birbiriyle etkileşimlerini sağlayan bir araçtır. Ülkemizde erken yaşta çocuklara verilen yabancı dil eğitimi son yıllarda oldukça önem kazanmıştır. Dil bilimciler ve eğitimcilere göre erken yaşta yabancı dil öğretimi çocukların bilişsel gelişimine katkı sağlamaktadır. Bilişsel sürecin gelişimi de insanların birbirleriyle etkileşimlerine dayanarak, dil sayesinde olmaktadır. (İlter ve Er, 2007).