TÜRK MİLLÎ EĞİTİMİNDE BİR YERİNDEN YÖNETİM ÖRNEĞİ: MAARİF EMİNLİKLERİ (original) (raw)
Related papers
Muzaffer DENİZ 1 TÜRK MİLLÎ EĞİTİMİNDE BİR YERİNDEN YÖNETİM ÖRNEĞİ: MAARİF EMİNLİKLERİ
Yerinden yönetim özellikle son yıllarda üzerinde çok konuşulan alanlardan birini teşkil etmektedir. Yerinden yönetimle hem demokrasinin tabana yayılması hem de hantallaşmış durumdaki merkezî yönetimlerin yükünün azaltılması ve böylece daha dinamik örgütlenmeye ulaşılmak istenmektedir. Türk eğitim tarihinde buna benzer ilk örnek maarif eminlikleriydi. Türk milli eğitim teşkilatı 1926 yılında bakanlığın yükünü azaltmak, bürokrasiyi en aza indirmek ve daha etkin bir yönetim oluşturmak üzere Türkiye'yi eğitim bölgelerine ayırarak buralarda maarif eminlikleri oluşturmuştu. Ancak kendi kontrolünde bütçelerinin olmaması, bütçelerin illerden gelen bütçelerden oluşması, yeterli finansal kaynaklarının yaratılamaması ve kendisinden beklenen verimin alınamayarak daha çok bir teftiş örgütüne dönüşmesi nedeniyle bu yerinden yönetim deneyimi beş yıllık uygulamadan sonra rafa kaldırılmış, bir daha da bu yönde bir girişim başlatılmamıştır.
OSMANLI TAŞRASINDA MAARİF İDARESİNİN MÜLKİYELİ YÖNETİCİLERİ: MÜLKİYELİ MAARİF MÜDÜRLERİ
MARDİN ARTUKLU BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER TAM METİN KİTABI, 2020
Ottoman School of Science and Political Sciences, or later known as Imperial School of Political Sciences, was founded in 1859 in order to fulfill the need of personnel who have a grasp of “Internal Affairs and State Affairs” and knowledgeable in subjects like economics, law, history, and statistics. Graduates of the school were firstly employed as district governors, heads of district and finance office. After the regulations put forward by Abdülhamid II., the employment area of the graduates of the school has been expanded to cover assistantship of district governorships and the Council of State, chiefdoms of offices in the center and future offices, clerkships of embassies, and consulates. From the first years of 1880s, we observe some graduates working in administrative branches of education in field service. After Emrullah Efendi being appointed as Yanya Provincial Director of Education, the graduates of Imperial School of Political Sciences have started to work as provincial directors in provinces. In the process between 1882 and 1923, there have been 46 political science graduates worked as provincial director of education. There are some graduates who worked in only one province for as short as one year as well as in many provinces for nearly twenty years. This study provides information on directors of education who graduated from Imperial School of Political Sciences, and worked in the administrative branch of education in rural Ottoman. Furthermore, it mentions the roles played by them in the bureaucratic formation of education in rural areas and the actions in those provinces made by those graduates. Also, the works of those directors in educational field and their opinion on education should be taken into consideration by making use of the archive documents, memoirs, and national and local newspapers of that era. Keywords:Ottoman, Education, Imperial School of Political Sciences, Provincial Government, Director of Education
Öz Tanzimat Dönemi (1839-1876), Osmanlı İmparatorluğu eğitim sisteminde ıslahatın en yoğun yaşandığı süreç olarak dikkat çekmektedir. 1845 yılından itibaren eğitim ıslahatına hız verilmiş, bu hızla birlikte eğitimin her basamağında devam eden ıslahat birtakım yeni problemleri beraberinde getirmiştir. Eğitim ıslahatında eksiklikler ve ihmaller, süreç içerisinde belli başlı uygulama ve düzeltmelerle telafi edilmeye çalışılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda 1845 yılından itibaren hız kazanan eğitim ıslahatı sürecindeki büyük bir eksiklik olan hukuki altyapı ve çerçeve ise Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile oluşturulmak istenmiştir. Nizamname hazırlanırken yapılan müzakerelerde nizamnamenin gerekliliği ve nizamnamede yer alan hususlar ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Nizamnamenin hazırlık süreci ve nizamnamenin yayımlanması konusundaki belgeler, dönemin eğitim ıslahatını birinci elden okuma fırsatı sunmaktadır. Bugüne kadar nizamname hakkında yapılan bilimsel çalışmalarda çoğunlukla ikincil kaynakların kullanılmış olması önemli bir eksikliktir. Bu çalışmanın temel amacı nizamnamenin mazbatasını (esbab-ı mucibe layihası) arşiv kaynaklarına dayalı olarak ortaya koymak ve bu mazbata üzerinden Tanzimat Dönemi eğitim ıslahatının analizini yapmaktır. Aynı zamanda Maarif-i Umumiye Nizamnamesi'nin ilan edildiği tarih konusu hakkında da yeniden bir değerlendirmede de bulunulmuştur. Tarihi araştırma metodu kullanılarak yapılan bu çalışmada veri toplama yöntemi olarak doküman incelemesi kullanılmıştır. Abstract: Tanzimat Period (1839-1876) stands out as the most intense reform process in which the education system in the Ottoman Empire. Since 1845, education reform has been accelerated and reform with this speed has brought with it a number of new problems that continue in every step of the education. Deficiencies and negligence in the education reform have been tried to be
TÜRKİYE'NİN EĞİTİM DİPLOMASİSİNDE TÜRKİYE MAARİF VAKFININ ROLÜ
Kamu diplomasinin önemli öğelerinden olan kültür ve eğitim faaliyetleri, yumuşak güç unsuru olarak dünya genelinde yaygınlaşmaktadır. Kültür ve eğitim diplomasisi ile ülkeler arası karşılıklı anlayış ve iş birlikleri gelişmekte ve bunun sonucunda uzun vadeli ilişkiler inşa edilmektedir. Kamu diplomasisinin öğelerinden olan eğitim diplomasisi doğrultusunda çeşitli öğrenci değişim programları ile eğitim kurumları sayesinde ülkeler arası ilişkiler artmaktadır. Bu durum uluslararası iyi niyetin geliştirilmesine, ülkelerin imajlarının iyileştirilmesine, karşılıklı ön yargıların yıkılmasına ve uzun vadeli ilişkilerin inşa edilmesine olanak sağlamaktadır. Bu çalışmada, kuruluş amacında "Türkiye'nin uluslararası eğitimde dünyaya açılan kapısı" olarak belirtilen Türkiye Maarif Vakfının faaliyetleri, geleneksel diplomasi anlayışından farklı olarak diğer ülke kamuoylarını etkilemeye yönelik olarak yürütmüş olduğu ve yumuşak güç olarak tabir edilen unsurlardan birisi olan eğitim diplomasisi açısından incelenmiştir. Vakıf, faaliyette bulunduğu ülkelerde gerek Türkiye'nin yükseköğretim imkânlarının yurt dışında tanıtılmasına gerekse öğrencilerin yükseköğretim için Türkiye'yi tercih etmesine öncülük etmektedir. Bu bağlamda nitel araştırma yöntemlerinin imkânlarından faydalanılarak hazırlanan bu çalışmada, Vakfın uluslararası arenada yürütmüş olduğu eğitim diplomasisi faaliyetlerinin öneminin vurgulanması ve incelenmesi konu edinilmiştir. Eğitim diplomasisi stratejisi çerçevesinde Vakıf yapmış olduğu tüm eğitim faaliyetleri sayesinde Türk kültürünü en uzak coğrafyalara aktarmakta ve Türkiye'yi bir çekim merkezine dönüştürmektedir. Tüm bunların yanında Vakıf hem yerel hem de küresel düzeyde ülkeler arası iş birliğini geliştirmekte ve birtakım sorunlu ülkelerle diplomatik çözümler üretmektedir.
OSMANLI TAŞRASINDA MAARİF MÜDÜRLÜKLERİNİN KURULUŞU: MAMURETÜLAZİZ VİLAYETİ ÖRNEĞİ
DİYALEKTOLOG, 2022
Ordinance of Genaral Education (Maarif-i Umûmiye Nizamnamesi), dated September 1, 1869, was one of the most important stages of the modernization process in Ottoman education. With the "Ordinance of Genaral Education", the foundations of the spread of educational administration in the Ottoman countryside were laid. According to the fifth article of the regulation, it was stated that the bureaucratic branches of the Ministry of Education should be established in the provinces, and in the one hundred and forty-third article, an education council would be established in each provincial center under the head of the education director. With some arrangements made during the Abdülhamid period, the bureaucratization process of the education organization in the provinces accelerated. In this period, educational councils and commissions started to be opened in the provinces. Later, the directors of education, who would preside over these assemblies and take place at the head of the provincial education 1 Bu makale Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde hazırlanan "Osmanlı Taşrasında Maarifin Bürokratikleşmesi (1881-1919)" isimli doktora tezinden üretilmiştir.
ÖĞRENCİLERİN MESLEK STAJINDAN MEMNUNİYET DÜZEYLERİNİN KARİYER HEDEFLERİNE ETKİSİ
Kariyer, bir meslek ya da işe sahip olmanın yanında, çalışma yaşamında başarı sağlamak, para veprestij kazanmak, geleceğe yönelik plan yaparak amaç, duygu ve istekleri yerine getirmek,dolayısı ile kendini gerçekleştirmek gibi çok geniş bir anlam ifade etmektedir. Çalışmada, eğitimliturizm elemanı olmaya aday, meslek yüksekokulu öğrencileri seçilmiştir. Yüksekokulöğrencilerinin meslekleri ile ilk tanışmaları ve sektörü tanımaları, zorunlu olarak yapmış olduklarımeslek stajı ile mümkün olmaktadır. Çalışmada, öğrencilerin sektörden kariyer anlamındabeklentileri ve staj sırasında elde ettikleri olumlu ve olumsuz deneyimlerin bu beklentilerüzerindeki etkileri ölçülmeye çalışılmıştır. Araştırma yöntemlerinden anket tekniği kullanılmıştır.Araştırma sonucunda, öğrencilerin kariyer hedeflerinin cinsiyetlerine göre farklılaştığı, erkeköğrencilerin kız öğrencilere göre gelecekte yapmayı düşündükleri iş ya da işlerde turizmde kariyeryapma düşüncelerinin olumlu yönde olmadığı, kararsızlık yaşadıkları görülmüştür. Öğrencilerinyaşları, okudukları bölüm, okudukları sınıf, mezun oldukları lise, okul ile ilgili bilgi sahibi olmave okul/bölüm tercih nedenleri arasında ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin demografiközelliklerinin ve stajdan memnuniyet düzeylerinin kariyer hedeflerine etkisinin az olduğubelirlenmiştir. Verilerin analizinde, istatistiksel analiz tekniklerinden frekans analizi, standartsapma, aritmetik ortalama, güvenilirlik analizi, t testi (independent samples-t test), tek yönlüAnova testi ve iki yönlü Anova testi uygulanmıştır.
2015
Performance evaluation defined as all of the attempts to determine the success and development of the employees is one of the most important tools of modern human resources policy. Developments in today’s management philosophy have changed the role of school administrators with it. In particular, the transition from the classical type of evaluation to performance evaluation system based on human resources management were tried out by the Ministry of Education; but systematized performance evaluation criteria could not be established. The purpose of this study is to determine performance evaluation criteria for administrators working in primary and secondary schools in İzmir, the factors that lower the administrator’s performance, the approach to be considered in the performance evaluation. Moreover, this study aims at identifying the preferences of secondary school administrators and teachers about the sub- domains results will be used and any significant differences between these groups. The data of this research is obtained via personal information form and scale from teachers and administrators working at 51 state schools (primary and secondary) in districts of Izmir province. Percentages and frequencies were used in the analysis of data and a variance analysis has been carried out to determine the significant differences between the averages of groups formed according to the variables of duty of administrators and the teachers, seniority, tenure, school size, educational status, performance evaluation frequency. Performance evaluation criteria has been shown to differ significantly within the sub- dimensions factors reducing performance, the approach to be taken into account in the performance evaluation, and performance evaluation tasks among the participants with respect to the variables seniority, school size, performance evaluators and frequency of the performance evaluation. There is no significant difference with respect to the variables tenure and education status. Key Words: Public administration, school, performance evaluation, administrator, teacher.
HADİKA GAZETESİNİN I.YAYIN DÖNEMİNDE MA'ÂRİF (EĞİTİM)
KIRŞEHİR, 2017 ii T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI SEMİNER ONAY FORMU Ahi Evran Üniversitesi Lisansüstü Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin ilgili maddesi uyarınca lisansüstü öğrenim öğrencisinin verdiği "seminer"e ait başarı durumu bu seminer onay formu ile tespit edilmiştir. (İmza)
TÜRK ASKERÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM TARİHİSEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ 16-17 EYLÜL 2021 Milli Savunma, 2022
Osmanlı Devleti’nde orduda modernleşme ihtiyacı 17. yüzyıl itibarıyla süregelen yenilgiler sonucunda ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla devlet adamları, askerî alanda hem kurumsal yapıyı güçlendirmek hem de teknik donanıma sahip iyi bir asker yetiştirmek amacıyla batılı tarzda yeniliklere girişmişlerdir. Özellikle Osmanlı-Rus Savaşı’ndan (1769-1773) sonra modern eğitim görmüş subay ve mühendis ihtiyacı kendini gösterdiğinden, batılı tarzda ilk defa bahriye için ilk mühendislik okulu olan Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun 1773’te açılırken, Osmanlı donanmasının öğretim kurumu ola Mühendishane-i Berr-i Hümâyun 1796 yılında kurulmuştur.1 1834 yılında Harbiye Mektebi kurulmakla birlikte batılı tarzda subay yetiştirmeye başlanmıştır.2 Askerî okullardaki değişimi etkileyen en önemli gelişme ise 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı olmuştur. Bu savaşla birlikte ordu, Fransız eğitim tarzından uzaklaştırılıp, Alman eğitim tarzıyla şekillendirilmeye çalışılacaktır. Eğitimler Alman subay ve uzmanlar tarafından verilmeye başlanmıştır.3 Böylece 1900’lü yıllar İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin politikaları bağlamında Alman nüfuzunun ön plana çıktığı bir dönem olmuştur.4 Dolayısıyla devlet, bu yıllarda gerek iç politikada gerekse dış politikada yaşanılan bu sıkıntılı dönemde ordunun geliştirilmesi ve askerin eğitimi çalışmalarına büyük bir özen göstermiştir. Nitekim ordunun Prof. Dr., Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, zeynelozlu@hotmail.com; zozlu@gantep.edu.tr, ORCID: 0000-0003-2499-4815. Dr., ktiryaki@windowslive.com, ORCID: 0000-0001-9896-7807. 1 Hasan Ali Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi (1773-1923), (İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı, 1992), s. 25-26. 2 Alaettin Avcı, Türkiye’de Askeri Yüksek Okullar Tarihçesi, (Ankara: Gnkur Basımevi, 1963), s. 32; Mustafa Ergün ve Tayyib Duman, “19.Yüzyılda Osmanlı Askerî Okullarının Ders Programları ve Ders Kitapları”, Yeni Türkiye Dergisi, Sayı 7 (1996), s. 494-511. 3 Kemal Beydilli, “II. Abdülhamit Devrinde Gelen İlk Alman Askeri Heyeti Hakkında”, İÜEF Tarih Dergisi, Sayı 32 (1979), s. 481-494. 4 Alman etkisi sadece askeri alanda olmamış sivil eğitim sahasında da görülmüştür. Konu hakkında bkz. Mustafa Gencer, Jöntürk Modernizmi ve “Alman Ruhu” 1908-1918 Dönemi Türk-Alman İlişkileri ve Eğitim, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2003). TÜRK ASKERÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM TARİHİ SEMPOZYUMU 80 modernleştirilmesi sürecinde askerî uzmanların da bu alana mesai harcadığı görülmüştür. Bu uzmanların gerek eserleri gerekse fikirleri vasıtasıyla bu sürece katkı sağladığı bilinmektedir. Mesela Mekteb-i Fünûn-u Harbiye-i Şahane Talim ve Terbiye Muallimlerinden Piyade Kolağası Mustafa Ragıb’ın tercüme ederek, yayınladığı piyade sınıfının eğitimine dair bir eser5 bunlardan bir tanesidir. Dolayısıyla bu tür çalışmalar bu alanda beliren ihtiyaca binaen ortaya kaleme alınmış olup, askerî modernleşme hakkında döneme ilişkin ne gibi çalışmalar yapıldığına dair ufak da olsa bilgiler sunması açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda çalışmanın esasını teşkil eden Orduda Terbiye adlı eserin de bu minvalde hazırlandığı anlaşılmaktadır. Eserin basım tarihi olan R.1332/M.1916-17 yılı göz önüne alındığında, neşrinin de Osmanlı Devleti’nin askerî anlamda en buhranlı dönemleri yaşadığı bu süreçte gerçekleştiği görülmektedir. Erkân-ı Harbiye Mektebi Yaveri Mülâzım-ı Sânisi Hüseyin Arif Bey’in kaleme aldığı bu eserin, Osmanlı Devleti’nin Batı karşısında askerî açıdan gerileme ve bunun sonucunda alınan yenilgiler neticesinde ordunun modernleştirilmesi çalışmasında, askerin eğitilmesi hususunda harcanan mesainin bir ürünü olduğu söylenebilir.