Küresel Stagnasyon ve İktisadi Stagnasyon Teorilerinin Karşılaştırmalı Analizi (Global Stagnation and a Comparative Analysis of Economic Stagnation Theories) (original) (raw)

İktisadi Büyüme Teorilerini Yeniden Düşünmek: Avustralya ve Bangladeş Örneği

Politik Ekonomik Kuram, 2021

Teknolojik gelişmeler ve dönüşümler ile ortaya çıkan Sanayi Devrimi, 18. yüzyılda ülkelerin üretim kapasitelerini artırmıştır. Üretim kapasitelerinde görülen bu artışlar iktisadi büyüme olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla günümüzde iktisadi büyüme, ülkelerin temel iktisadi hedeflerinden biri haline gelmiştir. Bu çalışmada 1990 ile 2019 yılları arasında oldukça başarılı bir büyüme performansı sergileyen Bangladeş ve Avustralya ele alınmıştır. Bu ülkelerin son otuz yıldaki iktisadi büyüme performansları Dünya büyüme rakamlarının üzerinde seyretmiştir. Ayrıca bu ülkeler bu süreçte küresel ve yerel çaptaki konjonktürel dalgalanmalardan çok az etkilenmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada bu ülkelerin 1990-2019 yılları arasındaki iktisadi büyüme rakamları ile Dünya’nın büyüme rakamları istatistiki açıdan karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda çalışmada öncelikle Avustralya ve Bangladeş’in genel ekonomik karakteristiğine vurgu yapan çalışmalarla ilgili bir literatür tarama çalışm...

1970 sonrası iktisat teorisindeki gelişmeler : Stagflasyon krizi ve rasyonel bekleyişler

1970'li yıllarda yaşanan ekonomik krizle beraber iktisat literatüründe düşünürler ekonomik yapıya enflasyon,işsizlik gibi konularda çalışmalarda bulunmuşlardır.Rasyonel Bekleyişler Teorisi(RBT),Monetarizm gibi akımlar bu çalışmanın konusunu oluşturan unsurlardan olup ilgili konular ele alınırken aynı zamanda bu çalışmalara ilişkin getirilen eleştirilere de yer verilmeye çalışılmış ve genel bir değerlendirme yapılmıştır.

İktisadi Büyüme Olgusuna Ekonometrik Bir Yaklaşım: BRIMCH Ülkeleri ve Türkiye Örneği

2012

In this study Brazil, Russia, India, Mexico, China, Hungary and Turkey which are called emerging markets are subjected to Panel Data Analysis within the context of structural and economic indicators which connected with economic growth processes. In this framework these countries’ GDP growth data which is generated between years 2000 and 2010 and inflation, population, government expenditures, balance of payment, budget deficit and the balance of trade indicators are subjected to a linear model seeing that possible correlations. This method is important for obtaining more complex findings.

Küreselleşen Dünyada Türki̇ye Ekonomi̇si̇ni̇n Gi̇rdi̇ - Çikti Tablolari İle Anali̇zi̇

Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 1999

ı-rünnsnı,ı,nşrunxix iri vüzü SermaYe ve yönetim açrsından henüz gerçek aırlanrda ulusaşrn kinrlik sergileyeme-Yen uluslararası faaliyet gösteren büytik şirketler hala merkezlerini gelişmiş kapitalist ülkelerde futmakla beraber az gelişmiş yada gelişmekte olan ülkeleri etkilemek içinhinıa-Yesinde büYüdügü devlete ihtiyaç duymaksızın doğrudan doğruya sernaye gücünü kulla_ narak o ülkelere müdahale edebilmektedir. l970'li yıllarda gelişmiş iiükelerde kar oranlannın düşmesiyle sabit sermaye yatırınrlarrnda azaIma baş gösternriş, tüm sanayi dallannda üretken kapasite kullanımı daral_ mıŞ, iŞsizlik ve enİlasyon oranları artma eğilimine girmiştir (Neşecan. l994, .s.39-57). Bu olumsuz geliŞmelerin sonucu olaıak bir vıından ulusaşın firmalar faaliyetlerini gelişmekte olan ülkelere yönlenürirken, ulusaşrrı ticari bankalar da ellerinde biriken atıl İermayeyi az geliŞmiŞ ülkelere aktarmzü zorunda kalmıştır. Böylece 1970 yılında azgelişnriş ülkelerin borÇlan GSMH'nın yüzde l4'ü iken, bu oran l982'de 1üzde 38'e ve l990 yılında yiiz_ de 43'e yükselmiştir (Balkan s.27). Bu kez IMF ve Dünya Bankası ''dünya iİe btltllnleşme" adl altında. aslında borçların geri ödennesini güvence altına alnrak için "istikrar Programrnl" orta}'a atnllŞtır. İstikrar progranılarr ile sanayileşnrede ihracaİa yönelnre. ithalatı sınırlandırnra, sernaye hareketlerini tam serbestleştirnre ve özelleştirme saıunulnraktadır. l970 sonrasında azgeliŞmiş ülkeler bir yandan aşın borçlanırken diğer yandan da bu ülkeler iÇin özel sermaye kal,naklı kredilerin payı resmi kredilere göre çok daha fazla ar[nıŞtrr (Tablo l). Türkive'de de durum genel gidişten farklı değildir (Tablo 2). Ulusaşn bankalar ellerindeki serTnaye birikimini azgelişmiş ülkelere yönlendirerek dünya ekonomi_ sinde kendi etkinliklerini ve karlannı arttlrırken azgelişmiş ülkelerdeki ulusaşın şirketle_ rin yaı,ru şirket sayısının artnasınr da sağlanrışlardır (Tablo 3). * Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F İşletme Böltimü üreüm Yönetimi ve pazarlama Anabilim Dalı öğetim üyesi.

Genel Teori, Küresel Krizler ve Yeniden Maliye Politikası

Maliye Dergisi, 2009

... Genel Teori, Küresel Krizler ve Yeniden Maliye Politikası Ersan BOCUTOĞLU* Aykut EKİNCİ** ... Şekil 1: Dünya Borsaları, Küresel Kriz ve Büyük Bunalım Acaba maliye politikasındaki değişmeler, tüketim eğilimiyle nasıl bir ilişki içerisindedir? ...

KÜRESELLEŞME VE EKONOMİK KÜRESELLEŞME ( Globalızatıon and Economıc Globalızatıon )

Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 2013

Küreselleşme ile paralel bir şekilde ekonominin küreselleşmesi, serbestleşmesi ve ekonomik küreselleşme ile birlikte dünyanın tek bir pazar haline gelmesi ve bu bağlamda ülkelerin birbirine olan ekonomik bağlarının daha da artış gösterdiğini gözlemlemekteyiz. Ekonomik serbestleşme ve ekonomik küreselleşme ile birlikte Dünya’nın dış ticaret hacmi yükselmiş, sermaye akışkanlığı hızlanmış ve çeşitli ekonomik kuruluşlar kurulmuştur. Son olarak ekonomik küreselleşmenin asıl amacı Dünya da gerçekleşen ekonomik krizlere karşı çeşitli politikalar uygulayarak krizleri önlemek ve ortadan kaldırmaktır. Bu çalışmada sürekli gelişen, hızlı bir şekilde yayılan ve yaşadığımız bu dönemlerde aşağı yukarı tüm dünyayı etkisi altına almış olan küreselleşme kavramının tanımı, tarihsel gelişimi ve küreselleşmenin birbiriyle ilgili temel unsurları üzerinde durulmuştur. Aynı zamanda küreselleşmenin mevcut durumu, günümüzde ülkeler ve toplumları üzerindeki etkileri belirtilmiştir. Küreselleşmenin ekonomi, siyasi ve soysa-kültürel yapılara etkileri, olumlu ve olumsuz yönleri anlatılmaktadır.

Türki̇ye Ve Şangay Beşli̇si̇nde Makroekonomi̇k Kirilganliğin Karşilaştirmali Anali̇zi̇

Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2020

Kırılganlık, birçok disiplinde riski fakötürünün farklı bileşenlerine odaklandığı için birbirinden farklı anlamlarda kullanılmıştır. Ekonomi alanında kırılganlık kavramı, en genel anlamıyla ani şoklar karşısında ekonomik systemin olumsuz şekilde etkilenme olasılığıdır. Finansal kırılganlıklar hem mikro hem de makroekonomik açıdan değerlendirilmektedir. Makroekonomik seviyedeki finansal kırılganlıklar finansal sorunların finansal istikrarsızlık yaratacak düzeyde olmasıdır. Son yıllarda gerek ülke bazında gerekse küresel anlamda yaşanan krizler finansal kırılganlığın ölçümünün önemini bir kez daha gündeme getirmiştir. Daha önceden standart ölçümlere dayanan endeksler yerini çok daha fazla değişkenin kullanıldığı, ülke ya da sektör bazlı analizleri mümkün kılan yöntemlere bırakmıştır. Nitekim kırılganlığı önceden tahmin etmeye yönelik göstergeler, kullanılan yöntemlere göre birbirlerinden farklılaşmaktadır. Finansal krizlerin habercisi olan öncü göstergeler, bir ülkenin içinde bulunduğu ekonomik yapı hakkkında bilgi verirken aynı zamanda o ülkeyi kısa ve uzun vadede nelerin beklediğini ortaya koyan çeşitli ipuçları vermektedir. Dolayısıyla literatürde makroekonomik kırılganlığına yönelik yapılan çalışmalar önem kazanmaktadır. Bununla birlikte Türkiye'nin yıllardır AB oluşumunun içerisinde yer alma çabaları, birçok şartı yerine getirmesine rağmen sonuçsuz kalması son dönemlerde Türkiye'nin kendine alternatif birlikleri değerlendirmesinin gerekliliğini ortaya çıkaran gelişmelerin yaşanmasına sebep olmuştur. Nitekim Şangay İşbirliği Örgütü son yıllarda atmış olduğu adımlarla adından söz ettirmeye başlamış dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Örgüt içerisinde son zamanlarda ekonomik anlamda gücünü artırmış ülkelerin yer alması birliğe üyeliği cazip hale getirmiştir. Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü ile ekonomik entegrasyonun olup olamayacağını açıklanmaya çalışmak adına Türkiye'nin üye ülkeler ile arasındaki ekenomik yapının incelenmesi önemlidir. Bu kapsamda, Türkiye'nin makroekonomik kırılganlığını anlamak ve bu kırılganlığın Şangay Beşlisi ile karşılaştırmalı analizi önemli kılmaktadır. Bu çalışmada Kırılgan Beşli ülkelerinden biri olan Türkiye ile Şangay Beşlisi ülkelerin makroekonomik kırılganlıklarının karşılaştırılmalı analiz ile incelenmesi amaçlanmıştır.