SELANİK (original) (raw)

TÜRK DEMOKRASISININ BESIGI: SELANIK

31 Mart hadisesini, ttihat Terakki Cemiyeti’nin Alman yanlısı kanadı ile, sonradan ngiltere tarafından desteklenen, Alman nufuzuna karsı kanadının iktidar mücadelesi olarak takdim eden degerlendirmemiz, bu güne kadar bir çok arastırmacı tarafından çesitli vesilelerle ima edilen, ancak bu kadar açıkça ortaya konulmayan bir iddiadır. Bu iddianın kuru bir komplo teorisi olmadıgına dair bir çok isarette beri, 1908 htilali’nin tartısmasız kahramanlarından Resne’li Ahmet Niyazi Bey’in hayat hikayesidir.

SELEFİLİK VE SELEFİLER

al-ibar publishing, 2018

Salafism is one of the subjects of the history of Islamic schools. For this reason, it was the subject of both history and beliefs simultaneously. As for a term; A group of Islamists use it on the pretext that it emulates the first three generations in matters of faith. Salafism has become the subject of fierce debate again today. This phenomenon can be summarized as follows: Since the last quarter of the twentieth century, the contradictory political and ideological movements that have emerged in the Middle East under the guidance of world powers have prepared an intense and chaotic conflict environment. An important group emerged as a party to this conflict and took its place on the stage under the title "Salafists". The movement this camp represents (in its apparent form) is a "Islamic" reaction movement against the so-called global offensive. Also, this movement has a historical origin that emerged in response to attacks, intimidation and assimilation attempts by the imperialist powers against Islam and the Islamic world. This group has been marginalized and demonized by its opponents, and accused of intolerance and violence. At the same time, they were called "fundamentalists" and "Neo-Harijists." Here you will read our review of this kit in this article.

SELANIK HADISESI 1876 / SALONIKA INCIDENT 1876

1876 SELANİK HADİSESİNDE DİPLOMATİK BASKILAR, TOPLUMSAL TAHRİKLER VE TEPKİLER , 2024

5 Mayıs 1876’da, Selanik Garı’nda yaşanan olayların kendisinden sonraki olaylar zincirinin ilk halkası olduğunu belirtmek gerekir. Tüm basın organlarında ‘kaçırılan bir genç kız’ ile ilgili bir adi suç vakası olarak anlatılan veya çizilen bu resime binaen ‘Kız Vakası’ olarak da anılan ‘Selanik Vakası’, ardında pek çok şüpheli eylem bırakmış olup, tarih araştırmalarında da pek detay verilmemiştir. Olayın sağlıklı bir şekilde ele alınmasının önündeki en büyük engellerden biri de Avrupa devletlerinin olaya müdahale biçimleri ve Babıali üzerinde baskıyı arttırmalarıdır. Bu baskı ve müdahaleden bunalan, ’hızlı ve kesin’ çözüm dışında hiç bir şeyi düşünmeden hareket eden Osmanlı yöneticileri de hadiselerin büyümesine ve karışıklıkların artmasına yol açmışlardır. Meselenin doğru bir şekilde algılanabilmesi ve analiz edilebilmesi ancak olaydan önceki tarihlere, henüz bir kaçırma eyleminin olmadığı dönemi de ele almayı gerektirmiştir. Olaylar zincirinin kimi kısımlarında daha önce sorulmamış bazı soruları sorarak, bu tez kapsamında doğru bir analiz yapılmasına çalışılmıştır. ABSTRACT The events that took place at Salonika Train Station on May 5, 1876, it should be noted that it is the first link in the chain of events that follow. The 'Salonika Incident', which was described in all media as a petty crime case about a 'kidnapped young girl' or was also referred to as the 'Girl Incident' based on this picture, was not remembered except as small notes in history books, leaving behind many suspicious actions. One of the biggest obstacles to a healthy handling of the incident was the way the European states intervened in the incident and increased the pressure on the Sublime Porte. The Ottoman administrators, who were overwhelmed by this pressure and intervention and acted without thinking about anything other than a 'quick and definitive' solution, caused the events to escalte and the confusion to increase. In order to perceive and analyze the issue correctly, it was necessary to consider the dates before the incident, when there was no kidnapping yet. An attempt has been made to make an accurate analysis within the scope of this thesis by asking some questions that have not been asked before in some parts of the chain of events.

SELÇUK ERDEM VE HALK EDEBİYATI

Halk edebiyatı ürünleri sadece belli dönemler için geçerli olmayan tamamen kendini yenileyen, geliştiren ve farklı türlerin içinde de kendine yer bulabilen yapılardır. Bunun örneklerini bugünkü edebiyatın içinde birçok alanda görmek mümkündür. Bu alanlardan bir tanesi de mizahın ve eleştirinin en açık şekilde yapıldığı karikatür sanatı ve karikatür dergileridir. İşte bu dergiler içinde yer alan çizimlerin içerisinde sadece yalın bir halde siyasi, komik ya da düşündürücü konular işlenmez. Bu çizimlerde farklı alanlardan da yardım alınır. Halk edebiyatının çeşitli ürünleri, atasözü, deyim, masal, fıkra, hikâye gibi türlerin de varlığı burada göze çarpmaktadır. Bu yazıda da bir karikatürist olan Selçuk Erdem’in Penguen dergisinde yer alan köşesinde çizdiği karikatürlerdeki halk edebiyatı ürünlerinin kullanımı ile ilgili bir inceleme yapılacaktır. Bu karikatürlerde kullanılan konunun ya da ürünün aslının nasıl olduğu ve ne şekilde mizahi bir unsura çevrildiği hakkında konuşulacak ve halk edebiyatı ürünlerinin karikatür dünyasındaki yeri gösterilmeye çalışılacaktır. Bunun için de çeşitli örnek karikatürler verilerek bunların incelemesi yapılacaktır.

"SELCEN" ADI HAKKINDA

Milletlerin ad verme geleneğinde, sosyal, kültürel ve siyasî tabakalar arasında zamana göre değişebilen farklı anlayışlarla karşılaşılmaktadır. Türk kişi adlarını, adın veriliş sebebi, anlamı, görevi, dil bilgisi özellikleri gibi hususları göz önünde bulundurarak değişik biçimlerde sınıflandırmak ve değerlendirmek mümkündür. Türkiye Türklerinde ise adların dinî, kültürel ve siyasî eğilimlere göre tercih edildiğine tanık olunmaktadır. Bu makalemizde Dede Korkut Kitabı'nda altıncı destan olarak yer alan Ḳañlu Ḳoca Oġlı Ḳan Turalı Boyundaki merkezî kadın kahraman Selcen adının anlamı, kökeni ve destan metnindeki bağlamı gibi hususlar üzerinde durulacaktır. Dede Korkut Kitabı üzerinde çalışan ve Arap harfli metni yayımlayan Korkutşinasların "Salcan", Selcen, Selcan gibi farklı biçimlerde okudukları bu adın kökeninin değerlendirileceği bu makalede, Selcen sözünün tarihî ve çağdaş Türk Lehçelerindeki kullanımları da örneklerle açıklanacaktır. Anahtar Kelimeler: Selcen kelimesinin kökeni, Türk kişi adları, destan, Dede Korkut ABOUT THE NAME OF "SELCEN" Abstract: In the tradition of naming nations, different understandings are encountered between social, cultural and political strata that can vary according to time. It is possible to classify and evaluate Turkish person names in different forms by taking into account the reasons for the name, meaning, function and grammatical characteristics. In Turkish Turks, it is observed that names are preferred according to religious, cultural and political tendencies. This article will focus on the meaning, origin and context of the name of Selcen, the central female heroine in Ḳañlu Ḳoca Oġlı Ḳanṭuralı which takes place as the sixth epic in the book of Dede Korkut. In this article in which the origin of this name will be evaluated by Korkutşinas working on the book of Dede Korkut, publishing the Arabic letter text and reading this name in different forms such as "Salcan", Selcen, Selcan, the usage of the word Selcen in historical and contemporary Turkish dialects will be explained with examples.