Ataol Behramoğlu'nu Tanıyalım.pdf (original) (raw)
Kendi̇ni̇ Verememe Problemi̇ Ve Ataol Behramoğlu’Ndan Bi̇r Örnek
2008
Bu yazida, oncelikle bir metin cozumleme yontemi olarak sunulan ontolojik estetik kisaca tanitilacak, sozu edilen teorinin isiginda Ataol Behramoglu’nun “Yasadiklarimdan Ogrendigim Bir Şey Var” baslikli siiri tahlil edilmeye calisilacaktir. Daha sonra adi gecen siirde de acikca ifade bulan ve modern insanin buyuk bir problemi oldugunu dusundugumuz kendini verememe veya sahte verme fenomeni tasvir edilecek, bu fenomenin gunumuz insaninin yapip etmelerinde ortaya cikan tezâhurlerine deginilecektir. Yazinin sonuc kisminda ise hemen her insani tehdit eden bu tinsel problem karsisinda, bir insan olarak ozellikle aydin/munevver olarak ne yapabiliriz? sorusuna cevap aranacaktir
İskâna Direnen Kimlik: Dadaloğlu'nun Coğrafyası
2011
Osmanlı Devleti'nin uyguladığı iskân politikalarına karşı yazdığı şiirleriyle tanınan Dadaloğlu, 19. yüzyıl Anadolu halk şiirinin önemli kişiliklerindendir. Dadaloğlu'nun adına bağlanan şiirlerdeki "başkaldırı" izleğinin, bugüne değin eleştirmenler ve folklor araştırmacıları tarafından genellikle yalnızca tarihsel ve politik bağlamı üzerinde durulmuş, psikolojik dinamiklerine değinilmemiştir. Bu çalışmada, Dadaloğlu şiirlerindeki doğa algısından yola çıkılarak, şairin ve onun temsilcisi olduğu göçebe topluluğunun yerleştirilmeye direnişinin psikolojik arka planı sorgulanmaktadır. Bu yapılırken göçebenin kimliğinde doğanın ne ölçüde belirleyici olduğu da araştırılmaktadır. Makalede, göçebe ile doğa arasındaki etkileşimin çözümlenmesiyle, yaşam alanını değiştirmeye zorlanan göçebenin, kimliğini de değiştirmeye zorlandığı ortaya konulmakta, Dadaloğlu şiirlerinde bu kimlik değişiminin getirdiği psikolojik krizin yansıması bulunduğu gösterilmektedir. Ayrıca, resmî iktidarın temsil ettiği yazılı kültür ile göçebenin ürettiği sözlü kültür arasındaki ilişkinin yorumlanması yoluyla, yerleşik düzene geçişin doğa üzerindeki etkileri de tartışılmaktadır.
Bir Dersin Akademik Personel ve Öğrenci Görüşleri ile Değerlendirilmesi: Anatomi , 2015
The rapid developments taking place in the world have affected the medical education as in all domains. In the light of these developments, the question of how the medical education should be formed has emerged. It has been concluded that medical education should enable learners to internalize the ability to learn autonomously, and it should take place in a dynamic process. Identfying the current state of medical education in our country is considered important in order to see where we are in terms of the desired (required) level of education. In this study, it has been aimed is to reveal the current situation with regard to the anatomy course at universities and to identify possible problems and solutions. In this respect, the research has a survey descriptive model. The sampling group of the study consists of 6 academic staff and 30 students at Mersin University. In the research process, the participants were interviewed. Regarding the results of the research, it was concluded that academic staff and students had found current conditions (Excess of the number of students, the lack of physicalconditions, academic staff, cadaver, training materials) unsatisfactory. The recommendations were made for improving the current conditions.
Bayburtlu Bir İlim Adamı İsmet Miroğlu
TARİHİ VE KÜLTÜRÜ İLE XIX. YÜZYILDAN GÜNÜMÜZE BAYBURT ULUSLARARASI SEMPOZYUMU, 2014
1944 yılında Bayburt'un Kalecik köyünde doğan İsmet Miroğlu, Anadolu’nun bu mütevazi vilayetinin yetiştirdiği ender şahsiyetlerden biridir. Tarih ilmi alanında yaptığı çalışmalar ve kaleme aldığı eserlerle adı geçen ilme önemli katkılarda bulunan Miroğlu, İlk ve Orta öğretimini Bayburt’ta liseyi Erzincan'da tamamlamıştır. İsmet Miroğlu, 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'ne girmiş ve “Fatih Devrinde Osmanlı-Kırım Münasebetleri” konulu lisans teziyle bu bölümden mezun olmuştur. 1970 yılı Ocak ayında aynı kürsüde asistan olarak göreve başlayan Miroğlu, 1974’de “16. Yüzyılda Bayburd Sancağı” başlıklı teziyle doktor unvanını kazanmıştır. 1978'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından Fransa'ya gönderilen Miroğlu, bu ülkeden başka Almanya ve Hollanda'da mesleğiyle ilgili araştırmalar yapmış ve 1981 yılında “18. Yüzyılda Kemah Sancağı” başlıklı tezi ile doçent unvanını almıştır. 13 Mayıs 1987 tarihinde Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü vazifesine atanan İsmet Miroğlu, 1989 yılında profesörlüğe yükselmiştir. Yıllarca ihmal edilmiş olan Devlet Arşivlerinin modernleşme çalışmalarını başlatan Prof. Dr. İsmet Miroğlu, 31 Aralık 1990 tarihine kadar bu görevi yürütmüştür. Miroğlu, 1 Ocak 1991’de yeniden üniversitedeki görevine dönmüş ve 24 Temmuz 1991’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı olmuştur. Üniversitedeki görevinin yanı sıra, ilk sayısı 1994 yılının Mart ayında yayınlanan “Tarih ve Medeniyet” dergisini kurmuş ve 23 Ekim 1997 tarihindeki vefatına kadar derginin Genel Yayın Danışmanlığı görevini yürütmüştür. Akademik hayatı boyunca 4 adet kitap, 4 adet çeviri eser, 7 adet Ansiklopedik eser maddesi ve 10 adet makale kaleme alan Prof. Dr. İsmet Miroğlu’nun, gazete ve dergilerde yayınlanan çok sayıda makale ve köşe yazısı da bulunmaktadır.
GLOCALIZATION, 2021
Over the past decades, not only national companies but also multinational companies, marketing activities were based on internationalization or brand globalization, in order to be promoted, integrated, and sold their standardized, unified homogeneous products and services through the markets worldwide. However, now a days, globalized brands are facing new problems or challenges adaptation to the socio-cultural factors and differentiation through the consumer's needs within a specific market, to arrange marketing activities based on product particularization in order to bridge the gap between the brand and consumers through different cultures and socio-economic histories, thus changing their point of view from global level to local level, in other words leading to the glocalapproach. In this paper, I will try to observe and define the concept of the standard brand, branding at marketing, internationalization of the brand, cultural effects on standardizations, adaptations, and glocalization processes within a theoretical framework in order to increase brand equity and sales growth, from the global exploiting perspective of the global powers, referring to research studies from previously published literature conducted by other academicians and authors