İLK RUSÇA-TÜRKÇE SÖZLÜK ve ESERDEKİ TÜRKÇE KÖKENLİ RUSÇA MADDELER (original) (raw)
Related papers
RUS SÖZLÜKÇÜLÜĞÜ VE TARİHİ VE ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİNDE RUSÇA-TÜRKÇE SÖZLÜKLER
MA paper text. The title of the paper is "Russian Lexicography and Russian-Turkic Dictionaries in Modern Turkic Languages". The first part of the paper contains general information about the process of development of Russian lexicography. The next part deals with bilingual dictionaries from Russian to various modern Turkic languages (from the earliest ones to the latest). Micro- and macrostructures of the dictionaries are analyzed.
TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ RUSÇA SÖZCÜKLER / RUSSIAN WORDS IN TURKISH DIALECTS
Tarihî dönemlerde diller arası ilişkiler dolaylı yollarla veya doğrudan gerçekleşmiştir. Komşuluk ilişkisi olmayan diller arasındaki etkileşimlerde, daha çok aracı diller söz konusu olduğu için dolaylı bir ilişki oluşmuştur. Coğrafî yakınlığın da getirmiş olduğu bir sonuç olarak sosyal, siyasi ve askerî ilişkiler içerisinde bulunmuş olan komşu diller arasında ise doğrudan dil ilişkileri meydana gelmiştir. Doğrudan ilişki içerisinde bulunmuş olan komşu yabancı diller, bir dilin ağızlarını ses, şekil, söz varlığı veya cümle yapısı yönüyle etkileyebilir. Ancak Türkiye Türkçesi ağızlarında bu etkinin daha çok ses, şekil ve söz varlığı yönünde olduğu görülmektedir. Leylâ Karahan Türkiye Türkçesi ağızlarını sınıflandırırken, komşu dillerden Arapça ve Farsçanın etkisini göz önünde bulundurmuştur. Türkiye Türkçesi ağızlarında etkili olan bir diğer komşu dil ise Rusça olmuştur. Birbirine yakın coğrafyada yaşayan iki millet arasındaki derin ilişkiler, Rusçada, Türkçede ve bu dillerin lehçe ve ağızlarında kaçınılmaz olarak izler bırakmıştır. Uzun yıllar Rusça ile komşu olan Türkiye Türkçesi, çeşitli ağız bölgelerinde birçok Rusça sözcük barındırmaktadır. Bu Rusça sözcükler daha çok doğu grubu ağızlarının II. alt grubunda görülmekle beraber diğer ağız bölgelerinde de Rusça sözcüklere rastlanmaktadır. Farklı ağızlarda önemli fonetik değişimler gösteren Rusça sözcüklerin ağızlara yerleşmesinin sebepleri daha çok tarihȋ ve sosyal sebeplerdir.
İLK TÜRK SÖZLÜKÇÜSÜ KÂŞGARLI MAHMUD VE SÖZLÜKÇÜLÜĞÜ
200 Yıl Sonra Mütercim Âsım Ve Türkiye’de Sözlük Çalışmaları Bilgi Şöleni, 30 Kasım – 1 Aralık 2019, 2021
hükümdar ailesine mensup bir şehzade olmasına rağmen, tarihe adını siyasi yönüyle değil ilk Türk dilbilimcisi, sözlükçüsü kısacası Türkologu olarak yazdırmıştır. Yaşamı hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olmamakla birlikte XI. yüzyılda yaşadığı ve Dîvânu Lugâti't-Türk adıyla yazdığı eserini Bağdat'ta Halife al-Muktadî'ye sunduğu kesindir. "Türk Lehçeleri Dîvânı/ Sözlüğü" anlamına gelen Dîvânu Lugâti't-Türk, dönemin dilbilimindeki ileri bir seviyede olan Arap sözlükçülük kurallarına uygun biçimde düzenlenmiştir. Dîvânu Lugâti't-Türk, Türkçenin ilk sözlüğü olmasının yanında; Türk dilinin ilk dil bilgisi kitabı ve Türk lehçelerinin tarihsel köklerini ve yaşadığı gelişmeleri ortaya koyan bir kaynaktır. Sekiz bölüm olarak düzenlenen sözlükte 7500'den daha fazla Türkçe sözcük bulunmakta; ayrıca Hakaniye yazı dili ve Türk lehçelerinin karşılaştırmalı grameri ve Türk kültürüne ait çok sayıda veri bulunmaktadır. Madde başları ve örnekler Türkçe, açıklamalar Arapça yazılmıştır. Kâşgarlı Mahmud, eserini ilkin ilk büyük Arap sözlükçüsü Halil'in Kitabu'l-Ayn adlı sözlüğünün düzeninde tertip edeceğini şu şekilde ifade etmiştir: "içimde, kitabımı Halil'in Kitabu'l-Ayn'ında olduğu gibi, kullanılmakta olan ve kullanılmayan kelimeleri birlikte olacak şekilde hazırlamak arzusu coştu ki Türk dili ile Arapçanın iki yarış atı gibi aynı seviyede olduğunu göstereyim." Her ne kadar bu niyetle başlansa da, sözlüğün düzeninde Fârâbî'nin Dîvânu'l-Edeb adlı eserinin etkisi daha fazladır. Tarihte Dîvânu Lugâti't-Türk'ten sonra Türkçe sözlük ve dilbilgisi kitapları yazılmış ancak onun çapında başka bir sözlük hazırlanamamıştır. Bu bildiride, Kâşgarlı Mahmud'un sözlükçülüğü ve Türk dili için en önemli kaynaklardan birisi olan Dîvânu Lugâti't-Türk adlı eseri değerlendirilecektir.
TÜRKÇENİN MADDE BAŞI OLARAK KULLANILDIĞI İLK SÖZLÜK: MS. OR. LAUD 202
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2024
Sözlükler, genellikle belirli sistemler çerçevesinde oluşturulan kelime listeleri olarak düşünülebilir; ancak sadece anlamları değil, aynı zamanda milletlerin hafızasını yansıtan önemli kültürel unsurları da içermektedir. Toplumların gelenekleri, kültürel unsurları, folklorik malzemeleri ve benzeri birçok öge sözlüklerde kendine yer bulmaktadır. Türkler tarih boyunca geniş bir coğrafyaya yayılmış ve birçok farklı milletle etkileşimde bulunmuştur. Bu etkileşim sonucunda birçok eser Türkçeye çevrilmiş, Türkçe ve diğer diller arasında kelime alışverişleri yaşanmıştır. Bu durum çok sayıda iki veya daha fazla dili içeren sözlüklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Avrupa, Rönesans ve reform hareketleriyle birlikte bilimsel bir dönüşüm geçirerek kilise merkezli dünya tasavvurunu sarsmıştır. Bu değişim, akıl ve deneyin vurgulanmasıyla birlikte dil çalışmalarını da etkilemiştir. Misyonerlik veya farklı kültürleri tanıma/anlama amacıyla diğer toplulukların dilleri ve kültürleri üzerine araştırmalar başlamıştır. Bu makale özelinde değerlendirilecek olursa; Codex Cumanicus’un yazıldığı dönemden başlayarak öteki’yi -yani Türkleri- anlamak amacıyla da pek çok sözlük ve gramer çalışması yapılmış ve Türkçeye karşı olan ilgi yüzyıllar boyunca azalmadan artarak devam etmiştir. Bu çalışmada İngiltere Bodleian Kütüphanesi’nde MS. Laud Or. 202 numarasıyla kayıtlı bulunan sözlük tanıtılarak Türk sözlük tarihi içerisindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Tespit edilebildiği kadarıyla madde başları Türkçe olan ilk sözlük olma özelliğini taşımaktadır. Öncelikli olarak Osmanlı dönemi sözlük çalışmalarına kısaca yer verildikten sonra Laud 202’nin tavsifi yapılmıştır. Ardından yazılış amacı ortaya konularak metin ile ilgili önemli noktaların üzerinde durulmuştur. Son olarak sözlükte geçen madde başı Türkçe olan kelimeler Arap harfleri ile birlikte verilmiştir
ÖZBEK TÜRKÇESİNDEKİ RUSÇA ALINTILARDAN TÜRETİLEN MESLEK ADLARI
PROFESSION NAMES DERIVED FROM THE RUSSIAN BORROWINGS IN UZBEK LANGUAGE, 2018
Kültürel etkileşimin doğal sonucu olarak diller arasında sözcük alışverişi olmaktadır. İslamiyet’in kabulü ile Türk dilleri üzerinde Arapça ve Farsça etkisi, Sovyet rejiminin Türk devletleri üzerinde uyguladığı dil politikaları neticesinde Rusça etkisi görülmüştür. Bu bağlamda dile birçok yabancı unsur girmiştir. Zaman içerisinde bu sözcükler girdikleri dile uyarlanarak Türkçeleştirilmiş ve daha sonraki süreçlerde oluşan Türk Lehçelerinde de Türkçe sözcükler gibi kullanılmıştır. Bu çalışmada özellikle Sovyet rejiminin dil politikaları neticesinde Özbek Türkçesine giren ve dile uyarlanarak dilin doğal bir unsuru olarak kullanılan Rusça veya Rusça üzerinden Özbek Türkçesine geçen Batı kökenli sözcüklerden türetilen meslek ve uğraş adları ele alınarak incelenmiştir. Bu bağlamda Rusça üzerinden geçen 138 kök ve gövdeden umumiyetle Türkçe yapım ekleri getirilerek türetilen 146 meslek ve uğraş adı tespit edilmiştir. Örneğin; biblioteka+chi ‘kütüphane+ci’, plakat+chi ‘afişçi, afiş ressamı’, skripka+chi ’kemancı’, vb.