Organik Gerçeği - Gürkan Akgüneş (original) (raw)

Erzurum İlinin Organik Sebzecilik Bakımından Önemi ve Potansiyeli

2010

İklim koşullarının olumsuz etkileri ve kışların uzun olmasından dolayı, bölgemizde özellikle Erzurum ilinde sebze yetiştiriciliği yeterince gelişmemiştir. Bu durum, bölgede ve ilimizde, sıcak iklim sebze türlerinin yetiştiriciliğini sınırlandırmaktadır. Yöre çiftçisi yoğunlukla et ve süt sığırcılığı yapmakta, bitkisel üretim olarak da daha çok tarla bitkileri ürünlerini yetiştirmektedir. Sebze yetiştiriciliği yörede lahana, patates gibi sebze türleri ile sınırlı kalmakta, yalnızca mikroklima alanlarda (Tortum, Uzundere, İspir, Oltu, Olur gibi) azda olsa sıcak iklim sebze türleri yetiştirilebilmektedir. İlimizde sebze yetiştiriciliğinde hemen hemen hiç kimyasal girdi kullanmamaktadır. Bu durum, yörede organik yetiştiriciliğin kolaylıkla yapılabileceğini göstermektedir. Bölgede ve ilimizde serin iklim sebze türlerinin potansiyelinin artırılması ve organik yetiştiriciliğin teşvik edilmesi ile üretimde yöre çiftçisine alternatif önemli bir gelir kaynağı sağlanılmış olacaktır.

Gürke 2021

Adil Güner'in baş editörlüğünde hazırlanıp Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Flora Araştırmaları Derneği Yayını olarak çıkan Güner 2012 kaynağında Türkçe Bitki Adları Ekibi tarafaından iki bitki cinsine verilen Gürke adı, Robert Louis August Maximilian Gürke (1854–1911) adlı Alman botanikçinin yazar kısaltmasıdır.

Görkem Akgöz ile Türkiye’de Endüstri İşçisi, Fabrika ve Yöntem Üzerine Bir Sohbet

Toplumsal Tarih, 2024

"Sınıfın oluştuğu, toplumsal bir ilişki olarak sermayenin üretildiği ve yeniden üretildiği mekân olarak endüstriyel işyeri, disiplinlerarası bir kapitalizm tarihi için biçilmiş kaftan. Kitabımı tasarlar ve yazarken, temelde bu iki imkânın peşinde koştum. Bir ondokuzuncu yüzyıl pamuklu tekstil fabrikasının merceğinden, geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinde kapitalizmin gelişimini mümkün olduğunca geniş bir perspektiften anlamaya çalıştım."

Türkiye'de Organik Tarım ve Geleceği

Tarım ekonomisi dergisi, 2017

Türk ye, toprak, su kaynakları, kl m, ürün çeş tl l ğ ve ş gücü bakımından organ k tarıma elver şl koşullara sah pt r. Tüm dünyada olduğu g b Türk ye'de de organ k tarım le tüket c ler n talepler doğrultusunda, üret c ler doğayla uyumlu ve gel rler n opt m ze edeb lecek b r üret m alanı yaratmışlardır. Bu çalışmanın amacı, organ k tarımla lg l dünyadak son gel şmeler n ve Türk ye'de organ k tarım konusunda yaşanan gel şmeler n, uygulanan pol t kaların ncelenmes , Türk ye'de organ k tarımın geleceğ n n değerlend r lmes d r. Çalışmada organ k üret m le lg l ver lerde trend anal z uygulanarak tahm nler yapılmıştır. Dünya organ k pazar büyüklüğü 2015 yılında 75 m lyar avro olmuştur. Türk ye'de 197 ürün çeş d nde, toplamda 515.268 ha alanda (doğal toplama alanı dah l olmak üzere) üret m gerçekleşt r lm şt r. B r öncek yıla göre üret c sayısında %2.1 oranında, üret m alanında se %38.8 oranında b r azalış yaşanmış ancak üret m m ktarı %11.4 oranında artış gösterm şt r. Türk ye'n n dünya organ k ürün pazarından aldığı payı artırması ve dış t caret ne olumlu katkı sağlayab lmes ç n daha etk n desteklemelere ht yaç duyulmaktadır. Anahtar kel meler: organ k tarım, Türk ye, zaman ser s anal zler

Kuruyan Bataklık, Solup Giden Erkeklik: Akçasazın Ağaları'nda Doğa ve Erkeklik

This article offers a reading of Yaşar Kemal’s Akçasazın Ağaları trilogy through an eco-critical and masculinity lens. By examining the masculine rivalry between the novels’ two main characters, Derviş and Mustafa alongside E. Sedgwick’s (1985) concept of homosociality, and by underlining the parallels between the transformation of this homosocial rivalry and ecological transformation of the landscape of Çukurova, this article argues that Kemal’s trilogy exposes tensions between masculinities and ecology that are key to understanding the text’s engagement with gender and the environment.

Türkiye’de Organik Arıcılık

2010 yılı Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre; dünyada bulunan 77.619.201 adet arı kolonisinin 5.602.670 adedi, 1.540.242 ton balın yaklaşık 81.115 tonu Türkiye’de üretilmektedir. Türkiye koloni sayısı ve bal üretiminde dünya üretiminde ilk sıralarda bulunmaktadır. Aynı verilere göre bal üretim miktarı açısından Çin’den sonra ikinci sırada, koloni varlığı açısından ise; Hindistan ve Çin’den sonra üçüncü sıradadır. Türkiye’de 200,000 tarım işletmesinde arıcılık faaliyetleri yapılmaktadır. Organik arıcılık, arıcılık ürünlerinin üretimden tüketimine kadar bütün süreçlerinde hiçbir suni besleme ve kimyasal ilaçlama kullanılmadan, doğal yapısı bozulmamış alan veya organik tarım alanlarında yapılan arıcılık faaliyetleridir. Ülkemizde organik arıcılık faaliyetleri 1 Aralık 2004 tarih ve 25659 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5262 sayılı “Organik Tarım Kanunu” ile bu kanun gereğince 18 Ağustos 2010 tarih ve 27676 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre yürütülmektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Organik Tarım Bilgi Sistemine göre, ülke genelinde 2011 yılında 754 üretici organik arıcılık yapmakta ve 221 ton bal üretmektedir. Bu derleme çalışmasında ülkemizde yürütülen organik arıcılık faaliyetleri ana hatlarıyla incelenmiştir.

Erzurum Yöresinde Organik Tarımda Buğday ve Fiğ Yetiştiriciliği

Organik Tarım …, 2011

2002-2005 arasında yapılan çalışmada kuru tarımda geleneksel (mineral gübre ile) ve organik tarım (ahır gübresi ile) uygulamasının verim ve bazı verim unsurları yönünden nadas-buğday, buğday-buğday ve fiğ-nadas-buğday münavebe sistemlerinde oluşabilecek farklılıkların ortaya çıkma imkânları ile Brüt Kâr kriterine göre ekonomik analiz yapılarak münavebe sistemleri ve gübre uygulamalarının kârlılığı araştırılmıştır. Çalışma "Tesadüf Bloklarında Bölünen Bölünmüş Parseller" deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün kıraç deneme alanında kurulmuş, muameleler parsellere şansa bağlı olarak dağıtılmıştır. Yapılan varyans analizinde; verim ve m² de başak sayısı yönünden yıllar, gübre kaynakları ve münavebe sistemleri arasındaki farlılık % 1 düzeyinde önemli bulunurken, mineral gübre uygulamasından elde edilen verim (261,6 kg/da), çiftlik gübre uygulamasından daha fazla olmuştur (221,9 kg/da). Diğer taraftan, en fazla verim 3.yıl (275,0 kg/da) ve F-N-B münavebe sisteminde (279,2 kg/da) alınmıştır. İncelenen topraklarda Organik madde 2.08-3.16 arasında olup çiftlik gübresi uygulanan parsellerde artmış, orta ve yeterli düzeydedir. Yapılan ekonomik analiz sonuçlarına göre mineral gübre ve Buğday-Buğday münavebe sisteminde-36.10 TL/da zarar edilirken çiftlik gübresi ve Fiğ-Nadas-Buğday münavebe sistemi en kârlı uygulama olarak belirlenmiş ve 79.95 TL/da kâr elde edilmiştir.